Bu sese kulak verin

25 Ocak 2002

İşte Türkiyenin en gözde kolejlerinden birinde öğrenim gören ve en az birkaç kez intiharı aklından geçiren hatta deneyen Aslının anlattıkları.Eminim altına on binlerce öğrenci imza atacaktır. O güçlü bir iradeye sahipti ve intihar ederek gazetelere manşet olmadı. Peki ya diğerleri?Oysa hemen hepsi çevrelerinde parmakla gösterilen pılır pırıl gençler. Peki bu noktaya nasıl geliyorlar? İbretle okuyalım ve başta anne babalar, öğretmenler ve medya olmak üzere hepimiz gereken dersleri çıkaralım.Aslı bu mektubu önceki gece göz yaşları içinde üç saatte yazmış. Okurken bizim de gözlerimiz dolu dolu oldu... Bu konuda çok şeyler yazıldı, söylendi. Senaryolar üretildi. Ama hiç kimse intiharların gerçek mağduru gençlere "neden intihar ediyorsunuz?" sorusunu sormadı. Oysa anlatacakları o kadar çok şey var ki!.. "Merhaba, Bir intihardan ne bilgisayar veya internet ne de bir oyun suçlu olabilir. En son aşamada görünürde oldukları için onlar suçlu gösterilir. Peki işin arkasında neler var?Öncelikle aile içi problemler çok önemli. İkinci sırada ise okul geliyor. İşte benim sorunlarım da böyle başlıyor. Şu an çok yoğun duygular içerisindeyim. Lise 2. sınıf öğrencisiyim. Siyah oje sürmek, siyah

Yazının Devamı

Bu sese kulak verin

25 Ocak 2002


<#comment>
Bu konuda çok şeyler yazıldı, söylendi. Senaryolar üretildi. Ama hiç kimse intiharların gerçek mağduru gençlere "neden intihar ediyorsunuz?" sorusunu sormadı. Oysa anlatacakları o kadar çok şey var ki!..
İşte Türkiye’nin en gözde kolejlerinden birinde öğrenim gören ve en az birkaç kez intiharı aklından geçiren hatta deneyen Aslı’nın anlattıkları.
Eminim altına on binlerce öğrenci imza atacaktır. O güçlü bir iradeye sahipti ve intihar ederek gazetelere manşet olmadı. Peki ya diğerleri?
Oysa hemen hepsi çevrelerinde parmakla gösterilen pılır pırıl gençler. Peki bu noktaya nasıl geliyorlar? İbretle okuyalım ve başta anne babalar, öğretmenler ve medya olmak üzere hepimiz gereken dersleri çıkaralım.
Aslı bu mektubu önceki gece göz yaşları içinde üç saatte yazmış. Okurken bizim de gözlerimiz dolu dolu oldu...

Yazının Devamı

Herkese bir parmak bal

24 Ocak 2002

Ortada, kamudaki ücret dengesinin sağlanabilmesi amacıyla bütçeden ayrılmış sadece 200 trilyon lira var. Eksiği fazlası hepsi o kadar. Başbakan'ın "ng"rdüğü gibi sadece hocalara verilse kıyamet kopacak. Herkese verilse efkar dağıtmaya bile yetmeyecek. Çünkü ortaya bir şişe rakı parasından daha düşük rakamlar çıkıyor...Peki ne olacak?İşte bu sorunun cevabını dünkü yazımız üzerine bizi arayan ve bu konudaki tüm sıkıntıları ve ayrıntıları anlatan Maliye Bakanı Sümer Oral'dan "ğrenelim:™ncelikle üniversiteler ve hocalar konusunu ele alalım. Anlaşılan o ki, Başbakan Ecevit'in s"ylediği gibi hocalara "ncelik tanınmayacak. Dahası ücret dengesizliğinin giderilmesinde araştırma g"revlileri de şimdilik kapsam dışında.Kamudaki ücret dengesizliğinin giderilmesine y"nelik kanunun 5 yıllık bir süreyi kapsadığını altını çizerek vurgulayan Bakan Oral, sorunları bir anda ç"zmenin mümkün olmadığını ve kademeli bir dengeleme formülü üzerinde çalıştıklarını s"ylüyor.Şu an için bu dengeleme ayrıcalığından kimler yararlanacak? Bakanın bu konuya cevabı: sınıf ya da grup ayrımı yok, yasanın "ng"rdüğü hemen herkes şeklinde. Anlaşıldığı kadarıyla, maaşlara yapılacak ince ayardan hocalar, hakim ve savcılar,

Yazının Devamı

Herkese bir parmak bal

24 Ocak 2002


<#comment>Kamuda kimlere zam yapılacağı konusunda kafalar karmakarışık. Başbakan Ecevit, öncelikle hocalara dedi ama arkası gelmedi...
Ortada, kamudaki ücret dengesinin sağlanabilmesi amacıyla bütçeden ayrılmış sadece 200 trilyon lira var. Eksiği fazlası hepsi o kadar. Başbakan'ın öngördüğü gibi sadece hocalara verilse kıyamet kopacak. Herkese verilse efkar dağıtmaya bile yetmeyecek. Çünkü ortaya bir şişe rakı parasından daha düşük rakamlar çıkıyor...
Peki ne olacak?
İşte bu sorunun cevabını dünkü yazımız üzerine bizi arayan ve bu konudaki tüm sıkıntıları ve ayrıntıları anlatan Maliye Bakanı Sümer Oral'dan öğrenelim:
Öncelikle üniversiteler ve hocalar konusunu ele alalım. Anlaşılan o ki, Başbakan Ecevit'in söylediği gibi hocalara öncelik tanınmayacak. Dahası ücret dengesizliğinin giderilmesinde araştırma görevlileri de şimdilik kapsam dışında.
Kamudaki ücret dengesizliğinin giderilmesine yönelik kanunun 5 yıllık bir süreyi kapsadığını altını çizerek vurgulayan Bakan Oral, sorunları bir anda çözmenin mümkün olmadığını ve kademeli bir dengeleme formülü üzerinde çalıştıklarını söylüyor.

Yazının Devamı

Hocalara verilen s"z tutulmalıdır

23 Ocak 2002

Ya Bahçeli'ye ne demeli? Daha düne kadar üniversite hocasıydı. Ne de çabuk unuttu arkadaşlarını!..Hocalar ille de cüppelerini giyip sokağa mı d"külsünler? Ya da lanet olsun her şeye deyip başka ülkelere mi g"ç etsinler?Ankara'nın istediği yoksa bu mu? Hocalar da küstürülürse bu ülkeyi kim geleceğe taşıyacak? Onların kısır siyasi çekişmeleri mi?.. šniversitelerin kurtarılmaları için ille de bankalar gibi batmaları mı gerekiyor? Başbakan'ın bizzat rekt"rlere verdiği s"zün hiç mi anlamı yok? Paranın patronu Derviş, siyasette aradığını bulamayıp üniversiteye d"ndüğünde hiç mi yüzü kızarmayacak? Maliye Bakanı'na mektup Sayın Bakanım,Sizin de bildiğiniz gibi ekonomik gücü olan ülkelerin bütün kazanımlarının kaynağını bilim ve bilgi gücü oluşturmaktadır. Artık gün gibi açık olan gerçek şudur: šlkemiz, bilgi çağında hak ettiği yeri alabilmesi için eğitim düzeyini hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan yükseltmek ve korumak zorundadır...Yüz milyarlarca lira harcanarak yetiştirilen "ğretim elemanlarının ücretleri iyileşmedikçe, devlet üniversitelerinden beyin g"çünün giderek artması kaçınılmazdır. Eğer bugün beyinler g"çmüyorlarsa, bu dışarıda iş bulamadıklarından değil ülkelerine ve

Yazının Devamı

Hocalara verilen söz tutulmalıdır

23 Ocak 2002


<#comment>Üniversitelerin kurtarılmaları için ille de bankalar gibi batmaları mı gerekiyor? Başbakan'ın bizzat rektörlere verdiği sözün hiç mi anlamı yok? Paranın patronu Derviş, siyasette aradığını bulamayıp üniversiteye döndüğünde hiç mi yüzü kızarmayacak?
Ya Bahçeli'ye ne demeli? Daha düne kadar üniversite hocasıydı. Ne de çabuk unuttu arkadaşlarını!..
Hocalar ille de cüppelerini giyip sokağa mı dökülsünler? Ya da lanet olsun her şeye deyip başka ülkelere mi göç etsinler?
Ankara'nın istediği yoksa bu mu? Hocalar da küstürülürse bu ülkeyi kim geleceğe taşıyacak? Onların kısır siyasi çekişmeleri mi?..

Zam işini eline yüzüne bulaştıran Maliye Bakanı Sümer Oral'a gönderilen bir mektupta bakın neler deniliyor:

Yazının Devamı

Amerikalı g"züyle Türk eğitimi

22 Ocak 2002

Resmi g"revli olanı kritik konulara yorum getirmedi ama profes"r olanı çok rahattı.™nce Bush / Ecevit zirvesinde, Bush'un bizim ABD'deki Türk "ğrencilerle bu kadar ilgilenmesinin ne anlama gelebileceğini sordum. Prof. Grabe, bizde politikacılar, kamuoyunun hoşuna gittiği için eğitimle ilgili konuşmayı severler dedi. Anlaşıldı ki bizimkiler o kadarını bile beceremiyorlar...ABD Büyükelçiliği İngilizce Eğitim Ataşesi Tom Miller ise "ğrencilerin karşılaştığı başta vize olmak üzere tüm sorunların bir yıl içerisinde ç"züleceği umudunda...ABD'de yüksek "ğretim ne kadar güçlü ise temel eğitim de bir o kadar zayıf olarak bilinir. Bizim ilk"ğretim mezunları, onların yanında lise mezunu kadar bilgilidir. Neden b"yle olduğunu sordum. Cevap çok açıktı:Bizde temel eğitimin üç amacı var. Bir "ğrenciyi sosyalleştirmek, iki okuma yazma "ğretmek, üç matematik "ğretmektir. ™nemli olan temel amaçlardır. ™ğretmen yetiştiren eğitim fakülteleri, temel eğitimde dünyanın çok "nemli olmadığı ve ileride unutulacak ya da değişecek bilgilerin "ğretilmemesi kanısındalar.İşe bakın! Biz kendi halinde bir ülke olarak "ğrencilerimize bütün dünyayı "ğretirken, tek başına dünyanın patronluğunu üstlenen ABD, kendi

Yazının Devamı

Amerikalı gözüyle Türk eğitimi

22 Ocak 2002


<#comment>Biri Ankara'dan büyükelçilikten diğeri ABD'den iki Amerikalı konuk geldi. Eğitim üzerine sohbet ettik. Onlar Türkiye ile ilgili merak ettiklerini ben de onlarla ilgili merak ettiklerimi sordum.
Resmi görevli olanı kritik konulara yorum getirmedi ama profesör olanı çok rahattı.
Önce Bush / Ecevit zirvesinde, Bush'un bizim ABD'deki Türk öğrencilerle bu kadar ilgilenmesinin ne anlama gelebileceğini sordum. Prof. Grabe, bizde politikacılar, kamuoyunun hoşuna gittiği için eğitimle ilgili konuşmayı severler dedi. Anlaşıldı ki bizimkiler o kadarını bile beceremiyorlar...
ABD Büyükelçiliği İngilizce Eğitim Ataşesi Tom Miller ise öğrencilerin karşılaştığı başta vize olmak üzere tüm sorunların bir yıl içerisinde çözüleceği umudunda...
ABD'de yüksek öğretim ne kadar güçlü ise temel eğitim de bir o kadar zayıf olarak bilinir. Bizim ilköğretim mezunları, onların yanında lise mezunu kadar bilgilidir. Neden böyle olduğunu sordum. Cevap çok açıktı:
Bizde temel eğitimin üç amacı var. Bir öğrenciyi sosyalleştirmek, iki okuma yazma öğretmek, üç matematik öğretmektir. Önemli olan temel amaçlardır. Öğretmen yetiştiren eğitim fakülteleri, temel eğitimde dünyanın

Yazının Devamı