Nasıl dil öğrenilir? (1)

15 Aralık 2000

Nasıl dil öğrenilir? (1)
<#comment>Yabancı dil öğrenmeye yönelik ilgi, İngilizce konuşan ülkelerin dışındaki tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de giderek artıyor.
Yabancı ülkelerin özellikle de bu işin kompedanı sayılan İngiltere'nin dil öğretme yöntemlerini yakından izlediğiniz de Türkiye'de dil öğretiyoruz adı altında yapılanın kandırmacadan öte bir anlam taşımadığını daha net görebiliyorsunuz...
Yabancı dil öğrenmenin bin tane yolu var derler doğru. Yurtiçinde nasıl öğrenildiğini, daha doğrusu nasıl öğrenilemediğini hepimiz biliyoruz. Yurtdışına açılmak ise hem zor hem de külfetli. Parayı bastırıp dil okullarından birine gitmek, işin en kolayı gibi görülüyorsa da, yurtdışında dil kursu seçmek ÖSS'de tercih yapmak kadar karmaşık bir iş. Yanlış bir okul seçimi, hem paranızı ve zamanınızı, hem de hayallerinizi alıp götürür...
İngiltere'deki okulları gezerken boşa kürek çeken pek çok Türk'e rastladık. Onların aksine, kısa sürede başarılı sonuç alanlara da, beş parasız yurtdışına açılıp dil öğrenenlerin yanı sıra mastıra, doktoraya başlayanlara da şahit olduk.
AUPER'lik, yani çocuk bakıcılığı, özellikle ekonomik koşulları kısıtlı üniversiteli gençlerin

Yazının Devamı

Yurtdışı bursları

14 Aralık 2000

Yurtdışı bursları
<#comment>Yurtdışında okumak iyi güzel de, gitmek o kadar kolay mı dediğinizi duyar gibi oluyorum. Elbette kolay değil. Ama yolunu yordamını bilenler için elini hiç cebine atmadan dünyanın en iyi üniversitelerinde öğrenim görme olanağına sahip olmak da hiç zor değil. Yeter ki bir arayış içerisine girin...
Henüz aday ülke olmamıza karşın Sokrates, Leonardo Vinci gibi AB burslarından bizim üniversite öğrencilerimiz de yararlanabilecek. Bakanlıklar arası bürokrasi biraz hızlı işleyebilse, hiç de zor olmayan katılım koşulları bir an önce yerine getirilebilse binlerce gencimize Avrupa kapıları kendiliğinden açılacak. Öğrencilerin katılımıyla kurulan AGEE bu konuda önemli mesafe kaydetti. Sanıyorum 2001 bu konuda atılım yılı olacak.
Uluslararası bir ortamda değişik kültürleri tanıyarak farklı bir eğitim görmek isteyenler için sunulan burslar, daha çok yüksek lisans ve doktoraya yönelik. Lisans eğitimi için verilen burs olanakları ise oldukça kısıtlı...
Yurtdışı üniversitelerin başarılı öğrencilere verdikleri özel bursların yanı sıra uluslararası ağırlığı olan şu burslar da bir hayli dikkat çekiyor:
British Council Chevening bursu, Amerikan

Yazının Devamı

Diller yılı

13 Aralık 2000

Diller yılı
<#comment>Avrupa Konseyi 2001'i Avrupa Diller Yılı ilan etti. Amaç üye ülkelerin dil ve kültür mirasına sahip çıkarak, bunu diğer Avrupa ülkeleriyle paylaşmaları...
Avrupalılar zaten öteden beri hem kendi dillerine hem de diğer dillere fazlasıyla aşinalar. Her ne kadar İngilizce dünya dile olduysa da Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca Avrupalıların ikinci dil tercihi. Oysa bizde İngilizce dışındaki tüm diller adeta devlet eliyle köreltildi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın elinde binlerce Almanca, Fransızca öğretmeni var. Ama bunların neredeyse tamamına yakını, farklı branşlarda derslere giriyor. Gerekçe de; İngilizce dışında yabancı dil öğrenmek isteyenlerin bulunmaması...
Peki isteyen herkese İngilizce öğretebiliyor muyuz? Kesinlikle hayır. Üç - beş kolej ve üniversitenin dışında bu işi hakkıyla yapanı bulmak zor. O halde öğretilemeyen İngilizce yerine, eldeki olanaklar değerlendirilerek diğer dillere yönelinse fena mı olur? Örneğin eski doğu bloku ülkeleriyle Türk Cumhuriyetlerinin tamamına yakınında Rusça neredeyse ana dil. Elimizde de binlerce Rusça bilen soydaş öğretmen var. Ama onları da tıpkı Fransızca ve Almanca öğretmenleri gibi çok farklı

Yazının Devamı

Suna Kıraç ve TEGV

10 Aralık 2000

Suna Kıraç ve TEGV
<#comment>Türkiye'de eğitime gönül verenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Yurdun dört bir yanında hayırseverlerin bağışlarıyla yükselen eğitim kurumları, geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor...
Osmanlı'da eğitim, devlete havale edildiği için hiçbir zaman yaygınlaşamadı. Saraya yakın olanlar eğitim aldı. Halk unutuldu. Atatürk bu yanlışlığı ilk görenlerden biri oldu. Bir yandan devlet eliyle eğitimi ülke geneline yaygınlaştırırken öte yandan da Türk Eğitim Derneği (TED) ve benzeri sivil toplum örgütleriyle halka mal etti...
Halk desteği olmadan eğitimde mesafe kaydetmenin zorluğunu yaşayanlardan biri de Vehbi Koç'du. Onun önderliğinde kurulan Türk Eğitim Vakfı (TEV) sayesinde onbinlerce genç yurtiçi ve dışında en iyi okullarda öğrenim görerek modern Türkiye'nin yaratılmasında çok önemli kilometre taşları oldular.
Baba Koç'tan, kızı Suna Kıraç'a geçen en önemli genetik özellik eğitime yönelik düşkünlüğü oldu. O da tıpkı babası gibi Türk eğitimine damgasını vuran vakıflardan birinin yaratıcısı oldu. Kendisi gibi eğitime gönül verenlerle birlikte Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nı kurdu. TEV gibi TEGV de laf olsun diye değil hizmet için kuruldu.

Yazının Devamı

Öğrenciye söz hakkı

9 Aralık 2000

Öğrenciye söz hakkı
<#comment>Hep biz büyükler çocukların, gençlerin, öğrencilerin nasıl olmaları gerektiğini sorgulayıp dururuz da, onlar bizi nasıl görmek istiyor, hiç sormayız.
Madem ki öğrenci odaklı bir eğitimden söz ediliyor, madem ki demokrat gençler yetiştirmek istiyoruz, o zaman onların da bu çorbada katkıları olması gerekmez mi?..
Biz büyüklerin kendimize biçtiğimiz rolle, onların kafasındaki imaj birbirine uyuyor mu? İsterseniz gelin bugün öğrenciler nasıl bir öğretmen istiyorlar ona bir göz atalım. Sonra sırasıyla başta biz gazeteciler olmak üzere politikacıları, yargıçları, güvenlik görevlilerini ve diğer meslekleri masaya yatıralım. Bakalım ortaya neler çıkacak?..
Nasıl bir öğretmen istiyoruz konusunda Özel Ege İlköğretim Okulu 4 ve 5'inci sınıf öğrencileri bakın neler diyorlar:
* Öğretmen, mesleğini çok sevmeli.
* Maddi sıkıntısı olmamalı.

Yazının Devamı

Sezer kime YÖK başkanlığı önerdi?

8 Aralık 2000

Sezer kime YÖK başkanlığı önerdi?
<#comment>YÖK Başkanı Gürüz'ün bileti çoktan kesildi. Muhtemelen yeni yılın hemen başında gidecek. Bürokratlar, genelde istenmedikleri koltukta oturmazlar ama o farklı. TÜBİTAK başkanıyken de tüm uyarılara karşın istifa etmediği için görevden alınmıştı...
Rektörlük seçimlerinde yaşanan kriz, Sezer ile Gürüz arasındaki iplerin koptuğu dönem oldu. O gün bugündür Cumhurbaşkanı da, tıpkı Başbakan gibi YÖK Başkanı'na ne randevu verdi ne de herhangi bir toplantıda yanına yaklaştırdı. Bekledi ki, kendiliğinden istifa etsin. Üniversitelerle, hükümet ve Çankaya arasındaki buzlar çözülsün. Ama Gürüz sanki yapışmışçasına koltuğunu bırakmadı, bırakmıyor...
Çankaya ile YÖK arasındaki gerginliğin doruğa çıktığı günlerde, Çankaya tıpkı şimdi olduğu gibi resmen başkan arayışına girdi. Hatta Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdoğan Teziç'e bizzat teklif götürüldü. Gürüz resen görevinden alınacak, yerine de Teziç atanacaktı. Ancak Teziç bu önemli görevi, Galatasaray Üniversitesi Rektörlüğü'ne henüz yeni atandığı gerekçesiyle nazikçe geri çevirdi. Oysa asıl neden Ankara'daki bulanık havaydı...
Teziç de Cumhurbaşkanı Sezer gibi hukukçu.

Yazının Devamı

Her gün özeldir

3 Aralık 2000

Her gün özeldir
Abbas GÜÇLÜ
Hayat akıp gidiyor. Bu hengamede, bazen geriye bakıp yaptıklarınızı, yapamadıklarınızı, geldiğiniz noktayı, beklentilerinizi değerlendirdiğiniz oluyor mu?
Ah keşke diye başlayan cümleler hayatınızın bir parçası haline mi geldi?
Yoksa her anı, hakkını vererek doyasıya yaşadım diyebiliyor musunuz? Bugün isterseniz birkaç dakikanızı bu konuya ayırın. Ama daha önce isterseniz son günlerde internette ekrandan ekrana dolaşan şu öyküye bir göz atalım:
"Arkadaşım, karısının komidininin çekmecesini açtı ve pelur kağıda sarılı bir paketi eline aldı. Bu dedi: sıradan bir paket değil, bu bir iç çamaşırı. Paketi açtı ve yumuşacık ipekle dantele baktı. New York'a ilk gitiğimizde almıştı. 8 - 9 yıl önce. Hiç giymedi. Onu özel bir güne saklıyordu. Sanırım bugün en uygun zaman. Yatağa yaklaştı ve iç çamaşırını cenaze levazımatçısına götüreceği diğer eşyaların yanına koydu. Karısı ölmüştü. Bana dönüp dedi ki: Hiçbir şeyi özel bir gün için saklama. Yaşadığın her gün özel bir gündür.
Hala o sözlerini hatırlarım. Hayatımı değiştirdiler. Artık daha çok okuyor ve daha az temizlik yapıyorum. Terasıma çıkıp, bahçedeki otlara aldırmadan manzarayı

Yazının Devamı

YÖK kazanı

2 Aralık 2000

YÖK kazanı
Abbas GÜÇLÜ
Üniversitelerarası Kurul'un pazartesi günü yapacağı toplantı, öncekilerden farklı bir özellik taşıyor. YÖK'de görev süresi dolan Başkan yardımcıları Prof. Dr. Uğur Büget ve Prof. Dr. İsmail Tosun'un yerine yeni isimler belirlenecek. Rektörlerde olduğu gibi YÖK üyeliğinde bir sınırlama yok. Aynı isimler dördüncü, beşinci kez YÖK üyeliğine seçilebiliyor...
Üniversitelerarası Kurul, rektörler ve üniversite senatolarının seçtiği birer üyeden oluşuyor. Yaklaşık 150 kişi. Özgür karar alma yeteneği var diyen yalan söyler. Bu tür seçimlerde YÖK başkanları rektörlerin kulağına kimi fısıldarsa, onlar seçiliyor. Gürüz, yardımcılarının görevde kalmalarını isteyecek mi, istemeyecek mi? Kulislerde esen hava. Biri kesin, ikincisi şüpheli şeklinde. Her ikisi yeniden seçilirse de şaşırmamak gerekir. Çünkü Gürüz böyle bir ortamda, madem ki başkan vekili değişiyor, başkan da değişsin çağrışımı yaptırmak istemez...
YÖK'le ilgili kulislerde dolaşan bir başka ilginç değerlendirme ise askerlerin reytingine yönelik. Güvenilirlik sıralamasında askerlerin ilk kez ikinci sıraya düşmesine gerekçe olarak YÖK gösteriliyor. Milyonlarca genci küstüren YÖK'ü,

Yazının Devamı