Öğretmenlik

22 Kasım 2000


       Öğretmenler, bu hafta yoğun bir şekilde Türkiye'nin gündeminde olacak. Her ne kadar Eğitim - Sen, 12 Eylül'ün bir ürünü diye 24 Kasım'ı Öğretmenler Günü olarak kabul etmese de, öğretmenler günü, yine bütün yurtta büyük bir coşkuyla kutlanacak. Tıpkı daha önceki yıllarda olduğu gibi...
       Bu arada öğretmenlik sıradan bir meslek olmaktan çoktan çıktı. Eğitim fakültelerine girmek artık hiç de kolay değil. Hele hele öğretmen olarak atanmak, zorun da ötesinde imkansız. Onbinlerce doktor, mühendis, ikisatçı, işletmeci, eczacı öğretmen olmak için yıllardır sıra bekliyor.
       Peki öğretmenlik neden böyle birden bire cazibe merkezi haline geldi? Sağladığı ekonomik olanaklar mı iyileşti, yoksa toplumun gözündeki değeri mi arttı?..
       Aslında ne ekonomik durumunda, ne de sosyal statüsünde önemli bir değişiklik söz konusu değil. O halde neden peşinde koşulan bir meslek haline geldi? Bunları bir bir ele alalım.
       Öncelikle diğer mesleklere göre iş bulma şansı çok yüksek. Uzunca bir tatili var. Kolej ve

Yazının Devamı

Tartışmalı konular

21 Kasım 2000


       Pek çok konuda olduğu gibi eğitimde de tartışmalı konuların sayısı her geçen gün artıyor. Bu yüzden de çözüm için harcanacak efor, incir çekirdeğini doldurmayacak tartışmalara harcanıyor...
       Öteden beri var olan YÖK ve türban sancısı adeta kangrene dönüştü. Atılan adımlar, yarayı daha da derinleştirmenin ötesinde bir işe yaramıyor. Çözüm de zor gözüküyor...
       Yeni tartışma konuları da YÖK ve türban gibi üzerinde fikir birliği sağlanması çok zor konular. Örneğin üniversite harçları. YÖK ve rektörler, kesinlikle artırılmasından yana. Çünkü acilen yeni kaynağa ihtiyaçları var. Öğrenciler ise harçların daha fazla yükseltilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Bu konuda son sözü söyleyecek olan hükümet ise tam bir çıkmazda. Artırsa öğrenciler sokağa dökülecek, artırmazsa üniversitelere yeni kaynak bulmak zorunda. Bu da imkansız gözüyor. Bu yüzden de sorun giderek içinden çıkılmaz hale geliyor...
       Kürtçe eğitim de eğitimin zaten ağrıyan başını daha da ağrıtacağa benziyor. Okulda, evde, kursta, hafta içinde hafta sonunda. AB'ye şirin

Yazının Devamı

YÖK gün sayıyor

19 Kasım 2000


       TBMM'deki her bütçe döneminde yeniden bir durum değerlendirilmesi yapılıyor. Milli Eğitim bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşüldü. Yakında da Genel Kurul'da ele alınacak. Tartışmaların odağı geçen yıl olduğu gibi yine YÖK Başkanı Gürüz. Ocak ayında 22 üyeli YÖK'te 6 üyenin görev süresi doluyor. Hem de 5'i, 9 kişilik Yürütme Kurulu üyesi. YÖK'teki dengeler altüst olabilir. Muhtemel başkanın da yine bu dönemde YÖK üyeliğine atanacağı Ankara'da dilden dile dolaşıyor. Gürüz'ün koltuğu nasıl boşaltacağına ise henüz formül bulunmuş değil. Her ne kadar Ankara'da istenmeyen adam ilan edilse de istifayı düşünmüyor. Görevden alınmasına ise askerlerin sıcak bakmayacağı belirtiliyor. Yeni bir YÖK yasasıyla, yeni bir başlangıç, en uygulanabilir yöntem olarak gösteriliyor.

Rakamlarla eğitim
       TBMM'ye yansıyan eğitime yönelik rakamlar gerçekten ilginç. Öğrenci sayısı 13 mü, 15 milyon mu derken 17 milyona çıkmış. İşte bazı sayılar:
       * 250 bini okul öncesi, 10 milyonu ilköğretim, 2.5 milyonu ortaöğretim, 1.5 milyonu yükseköğretim ve 3 milyonu yaygın eğitim olmak toplam

Yazının Devamı

Eğitim 2001

18 Kasım 2000


       Son birkaç gündür Ankara'ya demir attık. Havası yeniden kirlenmeye başlamış. Trafiği İstanbul'dan beter olmuş. Sevindirici olan, umutlar eskiye oranla daha da artmış.
       Bakan Bostancıoğlu ile eğitimin dünü, bugünü ve yarını üzerine uzun uzadıya konuştuk. Yorgundu, bitkindi ama halinden çok memnundu. Yüz binlerce kilometre yol kat ettim. On binlerce öğrenci ve öğretmenle yüz yüze konuştum. Bugüne kadar en fazla okul ziyaret eden bakan benim diyor.
       2001 bütçesi nedeniyle bugüne kadar yaptıkları ve yapacaklarının dökümünü çıkarmış. Yayın aşamasına gelen koca koca kitaplar hazırlamış. Harcadığım her kuruşun, yaptığım her işin hesabını veriyorum bu kitaplarda diyor.

12 yıllık zorunlu eğitim
       8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimde hedefe büyük ölçüde ulaşıldığını kaydeden Bostancıoğlu, 12 yıllık zorunlu eğitim için ilk adımın 2001 yılında atılacağını söyledi. Önce yasal düzenleme, ardından da altyapısı müsait okullarda dalga dalga Türkiye geneline yayılacağız diyor. Beş yılda bu işi tamamlarız umudunda.

Yazının Devamı

Sınavsız üniversite

17 Kasım 2000


       Milyonlarca gencin hayalini süsleyen üniversiteye sınavsız giriş mümkün mü? İşte dün Ankara'da bu tartışıldı.
       Atatürk'ün kurduğu, ilk başkanlığını da İnönü'nün yaptığı Türk Eğitim Derneği TED'in düzenlediği panelde son yılların en popüler konusu ele alındı. Ama konunun birinci derecedeki muhatabı YÖK ve ÖSYM'den bir tane bile temsilci yoktu.
       Üç oturum halinde gerçekleşen tartışmalarda konunun uzmanı profesörlerin yanı sıra bir öğrenci ve medyayı temsilen de ben vardım. Hemen herkes mevcut sistemi yerden yere vurdu. Milli Eğitim Bakanlığı temsilcileri bile mevcut sistemin yarardan çok zarar getirdiği görüşünde birleşti. Gelinen ortak nokta; sınavsız üniversite modeli mümkün olmayabilir ama, daha iyi bir sistem mutlaka bulunabilir. Bulunmalıdır da şeklindeydi.
       Üniversite başvuruları birkaç gün sonra bitiyor. Bu yılki adaylar da, öncekilerden farklı değil. Kurbanlık koyun gibi kaderine razı olmuş durumda. Sistemin yanlışlarını tartışma ve düzeltilmesi yönünde çaba gösterme yerine, mevcut koşullarda nasıl başarılı olurumun

Yazının Devamı

Askerlerin gecesi

16 Kasım 2000


       Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Aslan Güner'in Ankara Gazi Orduevi'nde verdiği basın kokteyli, sadece askerlerle sivilleri kaynaştırmakla kalmadı. Yıllardır birbirlerini göremeyen gazetecilerin hasret gidermesine de olanak sağladı.
       Özal'ın Cumhurbaşkanlığı döneminde Çankaya'da yaverlik yapan Tümgeneral Güner, Özal Okulu'ndan geçmenin rahatlığı içindeydi. Politikacılardan daha profesyonel, diplomatlardan daha politik, klasik askerlerden çok daha yumuşaktı. Belli ki önümüzdeki dönemde, askerlerin imajı oldukça değişecek. Bu değişimin mimarı Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu, uygulayıcıları da Tümgeneral Güner ile Basın Halkla İlişkiler ve Tanıtım Dairesi Başkanı Kurmay Albay Salih Zeki Çolak olacak.
       Kokteylde sivil kıyafetli, değişik rütbelerde birçok askerle tanıştık. Her biri bir akademisyen kadar bilgili, bir halkla ilişkiler uzmanı gibi deneyimli ve güler yüzlülerdi. Hemen her konuda hangi sorular gelebileceğini ve cevaplarının ne olacağı konusunda derslerini iyi çalışmışlardı.
       Güncel konular dışında benim en çok

Yazının Devamı

Sacayağı yöntemi

15 Kasım 2000


       Üniversitelere ayrılan bütçe giderek azalıyor. DPT ve Maliye'nin bu konudaki tavrı, kendinize yeni kaynaklar yaratın şeklinde. Peki bu nasıl olacak? İşte o belli değil.
       Batılı ülkelere baktığımızda üniversitelerin mali yapıları üçlü bir sacayağı üzerine kurulu. Gelirlerinin üçte birini devletten, üçte birini öğrenciden, üçte birini de ürettiklerinden ve bağışlardan elde ediyorlar...
       Bizdeki durum ise çok farklı. Devlet üniversitelerinin tüm masrafları devlet tarafından karşılanıyor. Büyük döner sermayeli bazı istisnalar yok değil. Özellikle büyük hastanesi olan tıp fakültelerine sahip üniversiteler, para kazanma konusunda daha şanslılar.
       Devlet olarak bir yandan bilimin gelişmesini isteyeceksiniz, öte yandan da para musluklarını kısacaksınız. İşte şu anda içinde bulunduğumuz durumun özeti bu. Bırakın cari harcamaları, yatırım için bile kendi kaynağınızı kendiniz yaratın deniliyor...
       Atık daha sıkça sözü edilen akademik özerkliğin yolu, mali özerklikten geçiyor. Peki Batı

Yazının Devamı

Yetişkin eğitimi

14 Kasım 2000


       Sanılır ki eğitim, hep çocuk ve gençler içindir. Oysa günümüzde yetişkinlerin eğitimi çok daha fazla önem taşıyor. ABD eğitim bütçesinin yarıdan fazlasının yetişkinlerin eğitimi için harcanması herhalde boşuna değil!..
       Bilgi, artık en çabuk eskiyen metaların başında geliyor. Bilim ve teknoloji öylesine hızlı ilerliyor ki; bir mühendisin, öğretmenin ya da bir tamircinin bilgilerini sürekli yenilemesi gerekiyor. Zaten pek çok ülkede, mesleki yeterliliğin 5 yılda bir yeniden değerlendirilmesi bu yüzden. Batılı ülkelerde üniversitelerin yılın 12 ayı gece yarılarına kadar açık olması da bu amaca yönelik...

Semra Sezer farkı
       Giderek genişleyen sanal eğitimin hedef kitlesi de yine yetişkinler. Temel eğitimini okullarda alan yetişkinler, eskiyen bilgilerini ya da yeni gelişmeleri internet ve interaktif online eğitimle takviye ediyorlar. Devletin yanı sıra işverenler de yetişkinlerin eğitimine önemli maddi destekte bulunuyor. Bu arada maaşlarının önemli bir bölümünü, ileriye yönelik ciddi beklentilerini karşılamak için eğitime ayıranların sayısı da her geçen gün

Yazının Devamı