YÖK Başkanı
Gürüz'ün değişmesini isteyenlerin en başında biz geliyorduk. Çünkü yüz binlerce üniversite adayını mağdur etmişti. Ama Cumhurbaşkanı
Demirel yasal yetkisini kullanarak onu ikinci kez başkanlığa atadı. Hayırlı, uğurlu olsun! Ancak iş bu kadarla bitmiyor.
YÖK ve
Gürüz tartışması, daha uzun süre Türkiye'nin gündeminde kalacak.
Gürüz, 28 Şubat kararlarının katıksız uygulayıcısıydı. Madalyonun o tarafından bakıldığında atanması değil, asıl atanmaması şaşırtıcı olurdu. Devlet, eğer
Gürüz'ü ikinci kez aynı koltuğa oturtmasaydı, bundan sonra böylesine zor görevlere kolay kolay bürokrat bulamazdı. Anlayacağınız, kendi içlerinde tutarlı görünüyorlar. Ancak madalyonun öteki yüzünden bakıldığında ortaya çıkan görüntü hiç sempatik değil.
Yasaların tanıdığı sınırsız yetki ve
Gürüz'ün dayatmacı kişiliği bir araya gelince, YÖK Başkanı, bazı konularda Başbakan'dan da yetkili konuma geldi. ÖSS rezaletinde
Ecevit'in
"Bu konuda bizim hiç yetkimiz yok. Maalesef bir şey yapamıyoruz" sözleri hala kulaklarda. Şimdi haklı olarak Meclis ve hükümet, YÖK'ü