ÖSYM Başkanı
Fethi Toker dün naklen yayımlanan basın toplantısında 65 milyonun gözünün içine baka baka ÖSYM'nin eleştirilecek bir yönünün bulunmadığını açıkladı. YÖK Başkanı
Kemal Gürüz de yeni sistem konusunda vicdanının rahat olduğunu, kendisini rahatsız eden bir durumun söz konusu olmadığını sürekli vurguluyor.
Toker ve
Gürüz, yapılan yanlış ve hataları hafife alarak
"İsteseydik açıklamazdık. Hiç kimsenin de haberi olmazdı" diyerek sorumsuzluk örneklerine bir yenisini eklediler.
Her ikisini de en az 15 yıldır çok yakından tanıyorum. Her ikisi de kişi olarak mükemmel insanlar. Dürüstlüklerine toz kondurmam. Ama bu işi yapamıyor, oturdukları koltukların hakkını vermiyorlar.
Toker, rahmetli
Altan Günalp'in çok iyi bir yardımcısıydı. İyi bir teknokrat. Ama çok kötü bir yönetici. Zaten böyle bir iddası da yok. Hep itelene itelene o koltuğa oturtuldu. Eğer vizyon sahibi bir yönetici olsaydı, şiddetle karşı çıktığı bugünkü sistemin taşeronu olma yerine, istifa edip giderdi. Ayrıca toplumun karşısına çıkıp bugün yaşanan felaketleri aylar öncesinden açıklardı. Dahası adeta tırnaklarıyla kazıyarak bugünkü konuma getirdikleri ÖSYM'nin
Gürüz'ün elinde oyuncak olmasına yüreklice karşı çıkıp özerk bir yapıya kavuşturulması için çaba gösterirdi...
Bu aşamada
Toker'in değişmesi sorunu çözer mi? Eğer doğru bir seçim yapılmazsa kesinlikle hayır.
Atilla Özmen ve
Eres Söylemez bunu bize fazlasıyla kanıtladılar. Biri önceki YÖK Başkanı
Mehmet Sağlam'ın çok yakın arkadaşıydı, diğeri de
Kemal Gürüz'ün. İşin erbabı olmadıkları için ikisi de çuvalladı. ÖSYM'yi bugünkünden çok daha fazla itibar erezyonuna uğrattılar. Eş dost ahbap işi tayinler olduğu sürece de bu böyle devam edecek...
Gürüz'e gelince.
Doğramacı'ya olan yakınlığının dışında hiçbir özelliği olmayan sıradan bir öğretim üyesiyken, iteleye iteleye bu noktalara kadar geldi. İki ay sonra görev süresi doluyor. Cumhurbaşkanı
Demirel yeniden atayacak mı hep birlikte göreceğiz? İzmit depreminde yaşanan fiyaskolar
Demirel'de herhangi bir değişim yarattı mı merakla bekliyorum. Kızılay Başkanı
Kemal Demir gibi YÖK Başkanı
Gürüz'e de sahip çıkacak mı? Bir vatandaş olarak bu benim için çok ama çok önemli!..
Özel vakıf üniversiteleri
Gürüz'ün eseri. Önüne gelene izin verdi. Kimi apartman dairesinde kuruldu. Kimi de devlet tahsisli binalarda. Şu anda ortaya çıkan çarpıklığın en önemli ayaklarından biri de onlar. Gariban öğrenciler 180, 190 puanla açıkta kalırken, onlar yılda 6 ila 12 bin doları bastıran vasatın vasatı öğrencilere tıbbın, hukukun, mühendisliklerin kapısını sonuna kadar açtılar. İçlerinde ciddi olanlar yok mu? Elbette var. Ama onlar da diğerleriyle aynı kefeye konuyor.
Gürüz Sistemi'nden de zaten daha farklısı beklenemez!..
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr