SAVARONA’YI KURTARIP BU AYIPTAN KURTULALIM

30 Eylül 2010

Savarona’ya sahip çıkalım. Bunu devlet ya da Türkiye’nin sivil toplum kuruluşundan biri yapmıyorsa, Atatürk’ü sevenler olarak biz örgütlenip bunu başaralım


1931 Alman yapımı olan Savarona sıradan bir yat mıdır?
Savarona’ya dışarıdan ve maddi açıdan baktığınızda evet günümüz teknolojisinden nasibini almamış, Şehir Hatları Vapuru’nu andıran klasik eski bir yat.
Ama işin bir de manevi yanı var, Savarona’ya asıl değerini katan.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Almanya’dan gelmesini dört gözle beklediği, son aylarını geçirdiği, önemli toplantılar yaptığı bir yat bu.

Yazının Devamı

‘ALTIN PORTAKAL’IN KOKUSU ÇIKACAK!

29 Eylül 2010

Bazı konularda olacaklar hakkında öngörüsünde iddialı olanlar ne yapar?
Sağ ellerinin başparmağını kimi zaman dillerinde ıslattıktan sonra, bazen de kuru kuruya en yakınlarındaki bir cismin üstüne hayali bir cizik attırıp, “Aha da buraya yazıyorum, görürsünüz, dediğim aynen çıkacak” derler. Benimkisi havaya yazılmış bir şey olmayacak. Milliyet’in arşivinde kalacak.
Nasıl bu kadar iddialı olduğuma gelince. Haftanın ilk üç mesai gününü geçirmek üzere pazartesi Antalya’ya gittim. Antalya’ya gitmemin sebebi Antalya Kültür ve Sanat Vakfı’ndaki (AKSAV) Denetim Kurulu Üyeliği görevim içindi. Festivalin Koordinatörü Göksel Kumsal’ın odasına girdiğimde baktım masanın üstü Ebru Akel’in iki elinin arasında portakalı tuttuğu festivalin yeni afişleriyle dolu.

Boş attım dolu çıktı
Göksel Kumsal’a, “Ebru’nun elindeki bu portakalın yerini ne zaman Altın Portakal’ın parfüm şişesi alacak” diye takıldım.
İnanıp inanmamak size kalmış, ama bu lafı ederken Göksel Kumsal’dan aldığım bir istihbarat konusunda nabız yoklamak gibi bir niyetim yoktu. 'Laf olsun, torba dolsun', muhabbet konusu olsun diye söyledim bunu.
Ancak Kumsal, “Gelir gelmez nereden öğrendin bunu?” deyince anladım ki, boş attım, ama

Yazının Devamı

URFALI KOVBOY!

28 Eylül 2010

Cumartesi akşamı bizim Tuğba’nın (Cadde’nin sayfa tasarımcılarından Tuğba Şenol) nikahı vardı. Tuğba, Bostancı Green Park’taki nikahta Melih Abi’nin (Aşık) şahitliğinde Murat Altun ile dünya evine girdi. Tuğba Şenol’a bir ömür boyu mutluluk diledikten bir gece sonra bu kez Suada’da başka bir nikahtaydım.
Altınoluk’taki Elbis Otel’in sahibi olan aile dostumuz Sabiha Cengiz Fırat çiftinin, Los Angeles’ta yönetmenlik eğitimi alan ve çektiği kısa metrajlı bir filmle oradan ödül bile kazanan oğulları Yunus Emre Fırat, Esra Pabuççu ile hayatını birleştirdi.
Gelinin şahidinin İbrahim Tatlıses olması, düğünün renkli geçeceğinin habercisiydi.
Tatlıses, nikah masasında imzalar atıldıktan sonra klasik çıkışlarından ilkini yaptı. Tatlıses, damat Yunus Emre Fırat’a, “Emre Bey! Bilseydik bu güzel kızımızı kandıracağınızı otelinize uğramazdık. Çok güzel bir kız aldın” deyince erkek tarafından biri de, “Bizim oğlumuz da güzel” diye itiraz etti.
Bunun üzerine Tatlıses, damat için de övgü dolu sözler sarf etti.
Nikah masasındaki çifte, “Benim şahitliğim çok kötüdür, ömür boyudur, ona göre” diyen Tatlıses, geline bir beşibiryerde taktı.

Yazının Devamı

‘CITTASLOW’ BÖYLE BiR ŞEY

27 Eylül 2010

Yavaş yavaş yaşıyorlar, tatlı tatlı üretiyorlar . Türkiye’nin ‘Cittaslow’ (Yavaş şehir) kapsamına alınan tek yöresi Seferihisar, takipçilerini peşine takmış durumda


Cittaslow (Yavaş şehir), dünya şehircilik anlayışında yeni bir trend. 21 ülkeden 132 şehir şimdilik bu zincirin içinde... Türkiye’den ise sadece Seferihisar... Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in söylediğine göre Türkiye’den 70 civarında şehir var ‘Cittaslow’ üyesi olmak isteyen. Kayseri Develi, Sinop, Hatay Samandağı, Gökçeada, Bozcaada, Küçükkuyu, Alaçatı, Ayvalık, Datça, Kaş, Muğla Akyaka, Aydın Yenipazar, Safranbolu, Beypazarı, Sakarya Taraklı ve Karadeniz Ereğlisi bunlardan bazıları...

Enginara gel!
Türkiye’den ‘Cittaslow’a Seferihisar’dan sonra hangi şehirler dahil edilir, bilemem, ama onlarca şehrin, yerel değerleri ön plana çıkarıp bugünün hayatıyla birleştirmek için ‘Yavaş şehir’ler arasına girme çabası sevindirici. Soyer’in ‘Cittaslow’ kapsamında yaptıkları ve yapacakları birkaç projeyle ‘Yavaş Şehir’in dingin bir hayattan öte insanlara sunduklarını da gözler önüne sermekte yarar var. Soyer, Seferihisar’daki ilköğretim okullarında bir uygulama başlattı. Belediye gerekli malzemeyi verdi,

Yazının Devamı

Fatmagül’ün suçu yok

25 Eylül 2010

“Fatmagül’ün Suçu Ne?’deki tecavüz sahnesi dizinin PR’ı için kullanıldı mı, kullanılmadı mı?”
“Tecavüz sahnesini, yıllar önceki filminde Hülya Avşar mı, yoksa Beren Saat mi şimdi daha iyi oynadı?”
Son günlerde birçok okurumuzdan iki konuda görüşlerimi merak eden birçok e - posta aldım.
Tam da bu konuyu yazacaktım ki, Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe’nin, “Fatmagül’ün suçu yok, cinsel eğitim vermeyenlerin suçu var” başlıklı basın açıklaması geldi.
CİSED’in açıklaması bana bu konudaki en isabetli analiz olarak geldi, o yüzden de kamuoyu ile paylaşmaya karar verdim.
CİSED’in açıklamasının yanı sıra Allah göstermesin ama günün birinde belki lazım olur diye derneğin iletişim bilgilerini de aynı şekilde sizlerle paylaşayım istedim. İşte CİSED Başkanı’nın yazdıkları:
“Fatmagül’ün Suçu Ne?” adlı dizide, dört sarhoş erkeğin tecavüzüne uğrayan genç bir kızı izledik. Tecavüz sahnesinin çocukların izlediği saatlerde yayınlanması çocukların ruhsal gelişimleri için sakıncalı olabilir. Ancak gazetelerin 3. sayfalarında bir sürü tecavüz haberinin yer aldığı ülkemizde; TV dizileriyle topluma doğru mesajların verilmesi, üstü kapatılan cinsellik ve cinsel

Yazının Devamı

GÜLBEN’i AĞLATTILAR

24 Eylül 2010

Gülben Ergen sayesinde Deregözü, sadece bir anaokuluna değil, modern bir ilköğretim okuluna da kavuştu. Hakkında söylenen övgü dolu sözler Gülben Ergen’i mutluluk gözyaşları dökecek kadar duygulandırmaya yetti


Gülben Ergen, sosyal sorumluluk projesi olarak başlattığı ‘Çocuklar Gülsün Diye’ kampanyasının üçüncü anaokulunu Trabzon’un Vakfıkebir ilçesine bağlı Deregözü’nde açtı.
Bir açılış töreni düşünün.
Çocuğu genci, kadını erkeği yüzlerce insan tören alanına gelmiş.
Milli Eğitim yetkilileri, kaymakam, milletvekilleri ve valinin olduğu bir törende halkın gözünde bir kahraman var; o da sensin!

Yazının Devamı

SANAT-iÇKi VE ÇIPLAK KADIN

23 Eylül 2010

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Alman Sosyal Demokrat Parti’nin davetlisi olarak gittiği Berlin’de şöyle bir açıklama yaptı:
“Bugün için laiklik tehlikede diyemem. Bunun altını doldurmak lazım, askıda kalır, gerekçelendiremem.”
Kılıçdaroğlu ile aynı düşüncedeyim. Bu saatten sonra Türkiye’yi değil AK Parti’nin, hiçbir gücün İran ya da Cezayir’e çeviremeyeceği kanaatindeyim.
Ben böyle düşünüyorum, ama toplumda AK Parti’yi laiklik için tehlike olarak gören, Erdoğan’ın gizli bir gündemi olduğu konusunda endişe eden ciddi bir kitle var.
Beyoğlu Tophane’deki Boğazkesen Caddesi üzerindeki sanat galerileri ve resim sergilerine 30 kişinin yaptığı çirkin saldırılar her geçen gün toplumdaki bu endişeyi körüklüyor. Saldırıdan birkaç dakika sonra olay yerine giden arkadaşımız Yasemin Bay’ın dünkü Milliyet’te izlenimlerinden anlaşılan o ki bu olayın failleri belli.
Yasemin Bay’ın yazdıklarından anladığım o ki mahalleli tanıyor bu saldırganları.
Çünkü içlerinden hepsi.

Yazının Devamı

6 KANAL SEZONA 50 DiZiYLE GiRDi

22 Eylül 2010

Yaz başında tatile çıkan diziler birer birer ekrana dönüyor. Reyting yarışında açık ara önde olan Kanal D sezona 11 diziyle girerken, ATV dizi sayısını 12’ye çıkardı. Acaba reyting ca-navarı hangilerini yutacak?

Televizyonlarda ‘yüksek sezon’ başlayalı bir hafta oldu. Görünen o ki, Başbakan Erdoğan’ın deyimiyle “Türkiye’ye teğet geçen” global krizden sonra dizi ücretlerinde ve sayısında indirime giden televizyon kanallarının lokomotifi yine yerli diziler oldu.
Kanal D, ATV, Show TV, Star TV, FOX ve TRT 1’de yaz başında tatile çıkan diziler birer birer sezona “Merhaba” dedi.
Kanallar, yaz başında biten iddialı dizilerin yerine yeni iddialı dizilerini yayına soktu.


Yazının Devamı