Böyle filmler bizde niye çekilemiyor?

11 Eylül 2010

Ayrılıkçı terör örgütünün üyeleri, içinde 50 kilo patlayıcı yüklü otomobili bir alışveriş merkezinin önüne park eder…
Teröristler kısa bir süre sonra onlarca insanın yaşamına son verecek zaman ayarlı bombayı çalıştırıp olay mahalinden ellerini, kollarını sallayarak ayrılır…
Görev sırası şimdi, “Emanet yerine ulaştı” diye telefon açtıkları terörist arkadaşlarındadır…
O da patlayacak bombanın daha fazla can alması için hedef şaşırtan ihbar için polisi arar…
Polis, aldığı yanıltıcı ihbar üzerine yanlış yerde tedbir alır ve insanları bombalı otomobilin olduğu tarafa yöneltir…
Çok geçmeden içi bomba yüklü otomobil patlar ve 29 masum insan feci şekilde can verir…
Bir o kadarı da yaralı olarak hastaneye kaldırılır.

Yazının Devamı

‘Çaya Kaç Şeker’ Can Yücel’in değil

10 Eylül 2010

Cahit Berkay, Moğollar’ın yeni albümüne koyduğu ‘Çaya Kaç Şeker’ şarkısıyla ilgili olarak hayatının utancını yaşamış. Nasıl mı? Hikaye ilginç

Can Yücel’in eski Datça’daki evinden otele döndük, Moğollar’dan Cahit Berkay’ın da aralarında olduğu bir grupla sohbet ediyoruz. Ben, Can Yücel’in eşi Güler Yücel’in ‘Can Evi’nin yanı başında birilerinin cinlik yapıp ‘Cam Evi’ açma girişiminden yana duyduğu rahatsızlığı dile getirdikten sonra Cahit Berkay da, Güler ve Can Yücel ile ilgili ilginç bir olay anlattı:
“Son albümümüz ‘Umut Yerini Bilir’de ‘Çaya Kaç Şeker’ adlı bir bestem var ya, hayatımın şokunu yaşattı bana o şiir... Bir arkadaşım internette bulduğu ‘Çaya Kaç Şeker’ şiirini, ‘Çok güzel bir Can Yücel şiiri’ diye gönderdi bana. Okuyunca çok hoşuma gitti. Çok zordu öyle bir şiirin bestesi, ama yapmayı başardım.
Albümü çıkarırken izin almak için aradım Yücel ailesinin avukatı Fikret İlkiz’i. Fikret Bey, konuştu Güler Hanım’la, o da hangi şiir olduğuna bile bakmadan, ‘Cahit ne istiyorsa ver’ demiş. Albüm çıktıktan bir süre sonra sabah 10.00 sularında telefonum çaldı. Arayan Elif Şebnem Akal adlı bir bankanın şube müdürüydü.
‘Cahit Bey, bir şiirimi besteleyip, albümünüze

Yazının Devamı

Aytaç Arman’dan Acun’a ağır eleştiri

9 Eylül 2010

‘Recep İvedik’i izleyen seyirciye ‘içi boşaltılmış’ diyen Aytaç Arman, son yıllarda her yaptığı televizyon programı yüksek reyting alan Acun Ilıcalı’ya da ağır eleştiriler yöneltti

Sinemalife.com’da Aytaç Arman’la yapılmış bir söyleşi okudum. Arman’ın bu söyleşide yaptığı bazı analizleri önemsedim ve o nedenle de sizlerle paylaşmak istedim.
Çünkü Aytaç Arman, iyi bir oyuncu olmanın ötesinde ilkeli ve dürüst biri. Arman’ın hakkını teslim etmek adına böyle bir vurgu yaptığım için, “Olur mu? Bu adam, bir zamanlar ‘Devletin temeline dinamit koyma’ iddiasıyla yargılandı” diye itiraz edenler olabilir.
Arman’ın aynı söyleşide anlattığına göre bu konudaki gerçek şudur: “18 yılla yargılandım. Askeri savcıya ifade için gittiğimde bana, ‘Devletin temeline dinamit koymak suçundan yargılanıyorsun’ dediler. Sendika denetleme kurulu başkanıydım ve kurucu üyesiydim. Türk Sineması Dergisi’ni çıkarıyordum.”

“İvedik’i izleyenler içi boşaltılmış seyirci”
Müracaat etmişiz ‘Türkiye Sineması’ olması için. ‘Ne demekmiş Türkiye Sineması?’ diyerek yargıladılar. 10 yıl boyunca pasaport alamadım 12 Eylül sonrası. ‘DİSK Davası’ düşene kadar yargılandım. ‘Temiz adamsın, sekiz göbek öteni biliyoruz ama bu

Yazının Devamı

TÜRKAN SAYLAN DA DiZi ÇEKiMiNDE Mi?

8 Eylül 2010

Bir insanın, hayranı olduğu ünlüyle karşılaştığında ona iltifatlar yağdırmasını, övgüler dizmesini anlıyorum. Ama bazen ünlülerle hayranları arasında öylesine diyaloglar yaşanıyor ki, şaşırıyorum

27 yıldır magazin gazeteciliği yapmayıp, şov dünyasının ulaşılmaz sanılan yıldızlarını dışarıdan ve de uzaktan takip ediyor olsam, belki ben de hayranı olduğum ünlülerle tanışmanın dayanılmaz cazibesine kaptırırdım kendimi.
Yıllarca ünlülerle iç içe olunca, birçok insanın gıpta ettiği şeyler sıradan geliyor size.
O nedenle de bazı insanların, hayatlarında ilk kez bir yıldıza dokunma, onunla sohbet etme olanağı yakaladığında yaşadığı coşku, şaşkınlık değil, ama o heyecanla söyledikleri haliyle tuhaf geliyor.

Setler meraklıların akınına uğruyor
Bir insanın, hayranı olduğu ünlüyle karşılaştığında ona iltifatlar yağdırmasını, ona övgüler dizmesini anlıyorum. Ancak bazen ünlülerle hayranları arasında öylesine diyaloglar yaşanıyor ki, asıl şaşıran siz oluyorsunuz.

Yazının Devamı

Can Yücel’in eşi, hocasının izinde

7 Eylül 2010

Güler Yücel, hocası Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Göcek’teki bir kayaya çizdiği balık resmi gibi, keçilerin mekanı Kargı Koyu’na birkaç keçi resmi yapmak istiyor

Datça Belediye Başkanı Şener Tokcan ile eski Datça’yı gezmek için geceden sözleşmiştik. Başkan sözünde durdu ve ‘5’inci Datça Sinema ve Film Festivali’nin basın işlerini yapan NR1’in sahibi Bircan Usallı Silan ve eşi Ümit Silan’la gelip beni otelden aldı.
Önce Can Yücel’in mezarını ziyaret ettik.
Yücel’in yattığı mezarlıktaki yabancılar dikkatimi çekti.
Belediye Başkanı, “Bizde yabancılar için ayrı bir mezarlık yok. Ölen yabancıları ailelerinin izniyle belediyenin mezarlığına defnediyoruz” dedi. Müslüman olmayan insanların, Müslümanlarla yan yana başları kıbleye doğru gömülmüş olması ilginç bir görüntüydü.
Ardından eski Datça’ya ve burayla özdeşleşen Can Yücel’in evine geçtik.

Yazının Devamı

‘Sultan’ın dört aşkı!

6 Eylül 2010

Datçalıların Türkan Şoray’a olan sevgisi görülmeye değerdi. Sultan oldum olası heyecanlı biridir, bu ilgi onu tir tir titretti. İşte izlenimlerim


Datça Sinema ve Kültür Festivali’nin yapıldığı amfitiyatro’yu tıklım tıklım dolduranların ‘Türk Sineması’nın Sultanı’na gösterdiği sevginin her zaman ürkek bir kuş gibi duran Türkan Şoray’ı nasıl heyecanlandırdığını anlatmak zor.
Yaşamak lazımdı o anları...
Bunca yıldır bu tür etkinlikleri takip ederim, böylesini ‘40 yılda bir’ gördüğümü belirtmeliyim.
Gazetemizin düzenlediği ‘Türk sinemasının en güzel kadını’ anketinden açık ara birinci çıkan Şoray, ‘onur konuğu’ olarak katıldığı gecede, duygularını dile getirmekte hayli güçlük çekti.

Yazının Devamı

Hülya Avşar’a hayran isyanı

4 Eylül 2010

Bazen öyle güzel, öyle ilginç e - postalar geliyor ki sizlerden, her birini yayınlamak geliyor içimden... Kimi zaman Hülya Avşar fanları gibi... Görüşlerini ona iletip yanıtlarını yazmamı isteyenler oluyor benden...
Kimi zaman da görüşlerine aynen yer vermemi isteyenler oluyor...
Alice’yi takip edenler bilirler; mümkün olduğunca sizlerden gelen istekleri yerine getirmeye çalışıyorum. Tabii becerebildiğim ölçüde...
Bu hafta içinde de en çok e - postayı Hülya Avşar fanlarından aldım.
Onlarca e - posta’ya yer vermem olanaksız, o yüzden içerikleri en zengin olan iki tanesini seçtim içlerinden. Yazdıklarına yer veremediklerimden de özür diliyorum şimdiden...

‘Bir internet sitesi bile yok’
Sevda Akbaş: Biz Hülya Avşar fanları olarak şikayetçiyiz. Her sene Hülya Avşar’ın birçok projede yer alacağı konuşuluyor. Fakat bu projelerin birçoğu gerçekleşmiyor. Bu sene de böyle bir durum var. Ortada birçok belirsizlik var. Mesela Sezen Aksu’dan beste alıp single çıkaracağı söyleniyor. Bize inandırıcı gelmedi. Çünkü geçen kasım ayında çıkardığı albümüne hiç değer vermedi, tanıtımını yapmadı, klip çekmedi, resmen harcadı güzelim albümü. Eğer single haberi doğruysa klip çekip gerekli önemi,

Yazının Devamı

“Sosyete kerhanesi Bodrum!”

3 Eylül 2010

Her seyahate çıkarken mutlaka yeni birkaç kitap alırım yanıma. Siz bu satırları okuduğunuzda ben, bu yıl 3 - 9 Eylül tarihlerinde yapılacak ‘Datça Sinema ve Kültür Festivali’nin davetlisi olarak Datça’da olacağım.
Datça’da okumak üzere Beyoğlu D&R’da kitap bakarken ‘Bodrum Bodrum’ ilgimi çekti.
Hemen alıp okumaya başladım. Nedim Göknil’in Ağustos 2010’da çıkan ‘Nasıl Anlatsam, Nerden Başlasam Bodrum Bodrum’ adlı kitabının girişinde Bodrum’a ve Bodrum’da şarkı söyleyenlere dair yazdıkları bana biraz ‘ağır ithamlar’ gibi geldi.
Yanılıp yanılmadığımı anlamak için de Göknil’in yazdıklarını hemen kamuoyuyla paylaşmak istedim.
Ne bileyim?
Belki benim ‘ağır ithamlar’ olarak gördüğüm değerlendirmeler için, “Az bile yazmış” diyenler olabilir.

Nedim Göknil’in kitabının girişinde yazdıkları:

Yazının Devamı