Tarkan, Facebook’taki sayfasında Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nu kızdıracak ne yazdı? Megastar’ın yazdıkları şunlardı: “Doğa Derneği ile birlikte gittiğimiz gezilerimizin ilk durağı olan Allianoi’yi ilk gördüğümde çok heyecanlandım ve etkilendim. Hatta ‘Uyan’ adlı şarkımı yazmama ilham kaynağı olan yer Allianoi’dir. Ne yazık ki bugün Allianoi’nin kumla kaplanması ve baraj suları altında bırakılması için çalışmaların başlatıldığını öğrendim. Allianoi’nin korunması gerektiğine dair alınan hukuk kararının uygulanmıyor olmasına çok üzüldüm.”
Tarkan’ın yazdıklarına karşı Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun söylediklerine bakar mısınız? “Arkadaş sanatıyla ilgilensin, herkesin bir ihtisası vardır. Herkes bilmediği bir konuya burnunu sokarsa çok yanlış olur. Ben şimdi kalkıp da onun sanatıyla alakalı bir şey söylesem ne derece yanlış olursa, onun da bir baraj ya da tarihi eserin korunmasıyla ilgili söyleyeceği şey fevkalade yanlıştır. Bunlar doğru değil. Dünyanın hiçbir yerinde de yoktur. Bilim adamları karar verir ne yapılacağına, ona göre yapılır.”
Eroğlu’nun, “Orası ‘Allianoi’ değil. ‘Allianoi’ diye bir yer, o kişinin uydurduğu bir kelimedir. Bunu ben ispat ettim”
Tatlıses TV, izlediğim bir kanal değil. O yüzden İbrahim Tatlıses’in stüdyoyu basıp, Mustafa Kılıç adlı ‘medyum’u kovduğu yayını ‘canlı canlı’ seyretmedim.
Ancak bu görüntüyü internette bulup birkaç kez izledim.
Çünkü her karesi ibretlik görüntülerdi. Hangi birini sayayım, hangisini anlatayım?
Önce medyumdan başlayayım.
Ey Mustafa Kılıç adlı yurdum insanı!
Sen nasıl bir medyumsun ki, başkalarının başlarına gelecekleri tahmin edip söylüyorsun, ama kendi başına gelecekleri bilemiyorsun?
Başına gelecekleri tahmin edip, tedbirini almayan bir medyuma kim inanır bundan sonra?
Fazıl Say’ın twitter’de yazdığı “Arabesk yavşaklığından utanıyorum” cümlesi üzerine başlayan tartışma vallahi beni baydı... Normalde ‘etliye sütlüye’ pek karışmayan Müslüm Gürses’in bile Fazıl Say’a atasözlü yanıt vermesini anlarım...
Çünkü arabesk müzik deyince akla ilk gelen isimlerdendir...
Ancak yıllardır yaptığının ‘arabesk müzik’ olmadığını altını çizerek vurgulayan ve “Benimki serbest çalışmalardır” diyen Orhan Gencebay’ın, “Arabesk yavşaklığından utanıyorum” sözlerine niye kızıp da Fazıl Say’a gönderme yaptığını anlayamadım.
Say, arabesk yavşaklığına kızıyor, ‘serbest çalışmalar’a laf etmiyor ki!
O zaman sormak gerekmez mi ‘Orhan Baba’ya, hani ‘arabesk’ yapmıyordun, ‘serbest çalışmalar’dı seninkisi?
İşin bu boyutu bir yana Orhan Gencebay’ın asıl Fazıl Say için sarf ettiği şu sözlere takıldım ben.
“Fazıl Say’ın uzun süredir sesi soluğu çıkmıyordu. Şimdi reklam peşinde. Ben ona bu açıklamayı yakıştıramadım. Yanlış yolda. Arabesk altında toplanmış bütün sanatçılara bu yakıştırmayı yapması son derece çirkin.”
Eve dönerken trafiğe yakalanmamak için kendime bir güzergah belirledim. Kuzguncuk’ta ‘Hayat Bilgisi’ dizisinin çekildiği okulun yanından geçerken kendimi bir dizi setinde buldum
Yapımcısından yönetmenine, set ekibinden oyuncusuna çoğu tanıdık. Otomobilimi park edip, yanlarına gittim. O da ne? NTC Medya’nın TRT için çektiği ‘Yerden Yüksek’ dizisinin setinde futbolcu ve teknik direktörlük, hatta yorumculuk yanını çok iyi bildiğim, ama oyunculuk yaparken hiç görmediğim Güvenç Kurtar, kameralar karşısında rol kesiyor. ‘Yerden Yüksek’ dizisinin başrol oyuncusu Altan Erkekli, senaryo gereği sporla adam etmek istediği mahalle gençlerinden kurulu bir takımın hocası. Senaryoya göre ünlü teknik direktör Güvenç Kurtar da, Erkekli’nin çok samimi arkadaşı. Erkekli, takımını motive etmek için Kurtar’dan destek istiyor. Kurtar da, çalıştırdığı takımı alıp Erkekli’nin mahallesine geliyor. Kurtar’ın profesyonelleriyle Erkekli’nin amatörleri toprak sahada ‘gazozuna’ bir maç yapıyor.
Güvenç Kurtar, kameralara yabancı değil, ama oyunculukta acemi. Senaryoyu bir gece önceden alıp, kamera karşısında söyleyeceklerini ezberlemesine karşın, yönetmen “Motor” deyince heyecandan hepsini
Doğrusunu söylemem gerekirse kostümlü tarihi filmler ve diziler pek ilgimi çekmez. Hal böyleyken ve üstelik daha ekrana bile gelmeden Süreç Film’in “Deli Saraylı” projesi ilgimi çekti.
Çünkü “Deli Saraylı”, ekranlarda görmeye pek de alışık olmadığımız türden.
Perran Kutman’ı uzun bir aradan sonra ekranlara döndüren “Deli Saraylı”, tarihi bir komedi dizisi.
Dönem dizisi başlı başına riskli... Tarihi komedi ondan da riskli...
Buna rağmen yapımcı Ali Gündoğdu niye böyle bir riske girdi?
Gündoğdu’nun bu soruya verdiği yanıt şu:
Sizden o kadar çok e-posta aldım ki Ergo’nun anketine devam etmekten başka şansım kalmadı. Bugünkü yanıtlar erkekle kadın arasındaki farkı ortaya koyuyor
Dün köşemde yer verdiğim Ergo’nun ‘Güven, Güç, Gelecek’ konulu araştırmasına ilişkin, “Ankette olup da yer vermediğiniz başka başlıklar var mı? Varsa onları da açıklar mısınız?” gibi soruların da yer aldığı bir hayli e-posta geldi sizlerden... Takdir edersiniz ki araştırmanın tümünü kullanmam olanaksız. O yüzden anketin bana göre en çarpıcı bölümlerini seçip, kullandım. Madem o kadar talep var, o zaman aynı araştırmanın kadın-erkek ayrıştırılmış halinden birkaç çarpıcı konuyu daha sizlerle paylaşmak isterim.
Dünkü sonuçlar, kadın erkek ayrımı yapılmadan, 12 ildeki bin 20 kişinin düşüncelerini yansıtıyordu. Bugün yer verdiğim istatistiklerse 525 kadın ve 497 erkeğin aynı sorulara verdiği yanıtları içeriyor... Ve her konu başlığı kadınla erkek arasındaki farkı da bariz bir şekilde ortaya koyuyor. “Parayla ilgili konularda en çok güvenilen kişi?” sorusuna 100 kadından 34.6’sı “Eşim” derken, erkeklerde bu oranın yüzde 13.9’a düşmesi, para konusunda erkeklerin kendine duydukları güvenin kadınlara oranla iki katı olması
12 kentte düzenlenen ‘Güven, Güç ve Gelecek’ araştırması bir çok açıdan Türk halkının ruh halini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor
Sigorta şirketi Ergo, Türk halkının risk ve emekliliğe dair algısını öğrenebilmek için 12 ilde ‘Güven, Güç ve Gelecek Araştırması’ yaptırdı. Sabah’ın Sigorta sayfasında Ergo Türkiye İcra Kurulu Üyesi Sedef Korkmaz’ın araştırmadan bahsettiği bir haberi okuyunca şirketle iletişim kurup, çalışmanın tamamını istedim.
Sağ olsun şirketin Kurumsal İletişim Direktörü Didem Karabuda, ricamı kırmayıp, araştırmayı gönderdi.
Era Reseach & Consultancy şirketinin Ankara, Antalya, Bursa, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Samsun, Tekirdağ, Trabzon ve Van’da 1020 denekle yaptığı araştırmanın ortaya koyduğu en çarpıcı sonuçlardan biri şu:
Türk halkının ‘mutluluk indeksi’ de, ‘endişe indeksi’ de tavan yapmış durumda...
Ramazan Bayramı’na daha var, ama eğlencenin adresinin neresi olacağı şimdiden belli. Seda Saya’dan, Ajda Pekkan’a Tarkan’dan Ebru Gündeş’e yıldızlar KKTC’de sahne alacak
Bayram’da tatile çıkacakları kendi tesislerine çekmeyi planlayan otellerin yaptıkları ‘müzikli tatil paketleri’ne bakınca görünen o ki müzik dünyasının ünlüleri bu bayram Kuzey Kıbrıs’ta sahne alacak. Bayram’da Kıbrıs’ta birlikte program yapacak sanatçılar arasında Seda Sayan ve Mehmet Erbil de var. Aslında aralarındaki küslüğe ilkbaharda son veren ikili, yazın televizyonda birlikte şov programı yapacaklardı. Seda Sayan, Show TV’de, Erbil de Star TV’de ‘Çarkıfelek’e başlayınca o proje rafa kalktı, ama iki sanatçının da menajeri Stelyo Pipis, yaz bitmeden ikiliyi televizyonda olmasa bile sahnede buluşturmayı başardı. Seda Sayan’la Erbil, Şeker Bayramı’nda iki gece peş peşe Girne’deki Rocks Otel’de program yapacak.
Ajda Pekkan’la, Tarkan da bayramda Girne’nin yeni otellerinden Port Cratos’ta sahneye çıkacak. Süperstar, bayramın ilk günü, Megastar ise, üçüncü günü hayranlarının karşısında olacak. Sadece bu isimler yok KKTC’de. Bayramın üçüncü günü dört büyük otel, müzik dünyasının dört yıldızını sahneye