Avşar’la Ersoy niye kapıştı?

11 Ocak 2010

Hülya Avşar’ın durup dururken, “Bülent Ersoy’un kendisini de sevmiyorum, sanatını da” deyip, ‘Diva’nın da karşı saldırıya geçmesinin altında yatan sebepleri biraz geç de olsa öğrendim.
Öğrenir öğrenmez de kamuoyu ile paylaşmak istedim.
Hülya Avşar’ın annesi merhum Emral Avşar’ın hayattaki son günlerinde ilginç bir olay yaşandı taraflar arasında. Olay da şu:
Emral Avşar’ın son günlerini geçirdiği yoğun bakımda, yasak olmasına rağmen İbrahim Tatlıses girer yanına.
Ve başlar yanı başında ‘Amiral’in en sevdiği türküyü söylemeye.
Türkü bitince Emral Avşar, ayak parmaklarını kıpırdatır, gözlerini hafif açar ve tebessüm eder. Emral Avşar’ın başucunda bekleyenler durumu doktora iletir. Doktor, “Çok sevdiği bir şey duyduğu için vücut reaksiyon gösterdi” der. Bunun üzerine 20 yıldır Emral Avşar’ın en sadık dostu olan Hürriyet Kayadan, Hülya Avşar’ın ablası Leyla’ya, “Emral Hanım’ın en sevdiği insan Bülent Ersoy. Acaba onu davet etsek, o da gelip bir şarkı söylese nasıl olur? Acaba o zaman çıkabilir mi bu yoğun bakımdan?” diye sorar.
İkili, Bülent Ersoy’u hastaneye davet etme kararı verir.

Yazının Devamı

‘Ezel’ seyircisine saygısızlıktır bu!

9 Ocak 2010

Bu yayın dönemine kadar sadece bir diziyi kaçırmadan izlemeye özen gösteriyordum. Ancak “Kurtlar Vadisi Pusu”daki adına ister “metal yorgunluğu” deyin, ister “monotonluk” sonunda beni sıktı ve ara sıra izlemeye başladım onu...
Kadrosunda hangi oyuncular var, nasıl bir konuyu işliyorlar diye bilgi sahibi olmak için yayına giren her yeni diziye de şöyle bir göz atmışlığım var, ama henüz içlerinden saran çıkmadı beni...
Yeni dizilerden bir “Ezel” var, “Kurtlar Vadisi Pusu” gibi ara sıra izlediğim.
Onu da Kenan İmirzalıoğlu’nun hatırına seyrettiğimi belirtmeliyim.
Gelelim bu konuya niye girdiğime...
Haftalardır ilk defa “Ezel”i baştan sona seyrettim.
Dizilerin reklam kuşaklarına boğulması artık sıradan...

Yazının Devamı

Şebnem Bozoklu’yu polis nasıl bozdu?

8 Ocak 2010

ATV’nin sevilen dizisi ‘Canım Ailem’in kadın başrol oyuncusu Şebnem Bozoklu’nun Kıbrıs Ercan Havaalanı’nda yaşadığı bu olaya tanık olmadım.
Olayı bana, yılbaşını geçirdikleri Kuzey Kıbrıs’tan Şebnem Bozoklu ile aynı uçakla İstanbul’a dönen arkadaşlarım anlattı.
Tarih 2 Ocak 2010, akşam saatleri.
Kuzey Kıbrıs Türk Hava Yolları’na (KKTHY) ait uçakla saat 19.00’da İstanbul’a uçacak yolcular arasında ‘Canım Ailem’deki ‘Meliha Abla’ rolüyle yıldızı parlayan Şebnem Bozoklu ve sevgilisi de vardır.
Ve bu olay havaalanındaki son güvenlik noktasında yaşanır.
Bozoklu’nun önündeki üç kadından biri x-ray’den geçerken ötünce, görevli polis, “Ellerinizi havaya kaldırıp, tekrar geçer misiniz?” der.
Kadın da öyle yapar.

Yazının Devamı

ALİ TARAN’DAN ‘ONE MAN SHOW’

7 Ocak 2010

Bersay İletişim Enstitüsü’nün (BİE) ‘İletişimde Mükemmellik Programı’nın ikincisi 5 Ocak’ta başladı. ‘Geleceği Tasarlamak’ adını taşıyan konferansların ilkinde konuşmacı ‘Reklamın altın çocuğu’ Ali Taran’dı. Şimdiye kadar imza attığı reklamlarla çok konuşulan Taran, konuşması için para almadı. Ama ‘Reklamın altın çocuğu’nu dinlemek paralıydı.
İletişim sektörünün profesyonelleri, Taran’ı dinlemek için kişi başı 250 TL ödedi. BİE yetkilileri, 1 Nisan’a kadar sürecek etkinliğin tüm gelirinin, üniversite öğrencilerine burs olarak verileceğini açıkladı. Taran’ın konferans için seçtiği konu ‘Geleceği akıl etmek’ti. Ancak ünlü reklamcı, ‘Geleceği akıl etmek’ üzerine bir şeyler söylemek yerine, reklam dünyasında yaşadıklarını esprili bir dille anlatmaya başlayınca, iş birden bire ‘Ali Taran one man show’a döndü. Taran’ın anlattığı her olay, salondakileri kahkahaya boğdu. Taran, Cem Yılmaz’ın stand up’larını aratmayacak bir gösteri sundu.

Taran’a ‘No Ofsayt’ demeyin!
Olay yaratan birçok reklama imza atan Ali Taran, ilk sinema filmi ‘No Ofsayt’ın gişede çakılmasını, belli ki çok dert etmiş. Filmi seyreden olmadığı için hakkında kötü de olsa tek satır eleştiri yazılmadığını vurgulayan

Yazının Devamı

‘KURTLAR VADİSİ PUSU’ ÇOCUKLARIN DA GÖZDESİ

6 Ocak 2010

Aralık ayının reyting listelerinde Top 100’ü inceliyordum. İnternet siteleri aracılığıyla her gün kamuoyuna duyurulan reyting listesinden bahsetmiyorum. AGB’nin, abonelerine servis ettiği data bilgilerinden söz ediyorum. Datada sadece ‘total’ ya da ‘AB’ gruplarının bilgileri yok. Televizyon karşısına geçip AGB’nin verdiği kumandaya basan 0 - 4 yaş arası çocuklu aileler, 5 - 11, 12 - 19, 12 - 34 yaş grubundan izleyicilere dair tablolar da var.
Aralık ayında ‘total’ ve ‘AB’de en yüksek reyting alan yapım ‘Yaprak Dökümü’ dizisi. 12 - 19 ve 12 34 yaş grubunda ise en yüksek reyting alan yapım ‘Kurtlar Vadisi Pusu’. Gençlerin ‘Kurtlar Vadisi Pusu’ izleyicisi olması normal, ama 5 - 11 yaş grubunda da dizinin en yüksek reyting alan yapım olması doğrusunu söylemek gerekirse bir hayli şaşırttı beni. Tıpkı, “Polat Alemdar” hayranı Irak’lı bir çocuğun, oyuncak sandığı bir tabancayla kazayla babasını öldürmesi gibi...
Aralık ayında televizyon karşısına geçen 5 - 11 yaş arası 100 çocuktan kaçı, en çok hangi diziyi izledi?
Bu tablonun ortaya koyduğu gerçek şu ki, prime-time kuşağında çocukların en çok ilgi gösterdiği 10 yapım arasında bir tane çocuk programı yok. Çocuk dizisi ‘Bez Bebek’,

Yazının Devamı

Devlet, dizi ve filmin gücünü yeni fark etti!

5 Ocak 2010

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın Dubai dönüşü ATA uçağında ekonomi yazarları ve muhabirlerine yaptığı açıklamalar, pazar günü gazetelerde hayli geniş yer aldı.
Çünkü Devlet Bakanı Çağlayan, Türklerin gururunu okşayacak şeyler söyledi.
Çağlayan, önce Ortadoğu ve Körfez’de Türk dizilerine olan ilgiye görünce kendi deyimiyle “Durumdan vazife çıkarmaya” karar verdi ve yapmak istediklerini açıkladı:
“Dizilerimizin böylesine ilgi görmesi, Türkiye’nin imajını daha yukarılara taşımak için bir araç olarak kullanılabilir. Bizim asıl kafa yorduğumuz konu, dizilerde, filmlerde Türk malı tanıtımını nasıl yaparız konusu. Dizilerde Türkiye’de üretilen otomobiller, mutfak gereçleri, ev tekstili gibi birçok şey kullanılabilir.”
Yaptığı açıklamadan Ortadoğu ve Arap dünyasından birçok insanın, dizilerin çekildiği mekanları görmek için Türkiye’ye geldiğini, ama bunun yeterli olmadığını anladığım Zafer Çağlayan, Devlet Bakanı olarak bunu nasıl yapacak? Çağlayan’ın açıklamalarında bu da var:
“Önümüzdeki günlerde film yapımcıları ve yönetmenleriyle bir araya gelmeyi düşünüyoruz. Bizim hazırlıklarımız var. Onlardan da görüşlerini alırız. Ortaklaşa formül geliştiririz.”
Türkiye’yi yönetenler ha bire

Yazının Devamı

CEM YILMAZ’IN İKİ BÜYÜK RAKİBİ VAR!

4 Ocak 2010



Bu yazı için bilgisayarın karşısına oturduğumda Cem Yılmaz’ın son filmi ‘Yahşi Batı’nın ilk üç günlük hasılatı henüz belli değildi.
Ancak özellikle alışveriş merkezlerindeki sinema salonlarının önündeki görüntüler, ‘Yahşi Batı’nın iyi bir giriş yapacağının habercisi gibi.
Toplam gişesi 3.707.086 olan Cem Yılmaz’ın ‘A.R.O.G’u, 406 kopya ile vizyona girmiş ve ilk üç günde 816.304 kişi tarafından izlenmişti.
Kanaatim o ki ‘Yahşi Batı’ da ilk üç günde bu civarda bir gişe yapar. ‘Şayet ilk üç günde ‘A.R.O.G’un üstünde bir gişe yaparsa, büyük sürpriz olur ve Cem Yılmaz kendine ait rekoru zorlar.
Ancak ortada şöyle bir tablo var: ‘G.O.R.A’yı 3.932.315 kişi izledi. ‘Hokkabaz’ı 1.710.212 kişi. ‘A.R.O.G’un toplam seyircisi ise 3.707.086 kişi.

Yazının Devamı

2009’un kazanan ve kaybedenleri

2 Ocak 2010

2009’a “Güle güle”, 2010’a “Merhaba” dediğimiz şu günlerde, geride bıraktığımız yılın ekranlarda kimlerin yıldızını parlattığını, kimlerin yıldızını kaydırdığını merak ediyor musunuz?
Etmiyorsanız, bu yazıyı boş verin...
Ama “Ben 2009’un kazananlarını ve kaybedenlerini merak ediyorum” diyorsanız, o zaman buyurun...
İşte size 2009’da televizyonlarda kimlerin yıldızlarının nasıl parladığının, kimlerin yıldızlarının niye kaydığının bilançosu...
Üstelik bu işi tek başıma yapmadım, yanıma “suç ortakları” da aldım...
“Suç ortaklarım”, televizyon dünyasından bilgilerine ve objektifliklerine inandığım dostlardı...
Ve ortaya bu iki liste çıktı...

Yazının Devamı