Hafta sonu film sektöründen bir arkadaşımla karşılaştım Beyoğlu’nda... Epeydir yoktun, nerelerdeydin dedim, Erden Kıral’ın çektiği “Vicdan” filminin Çeşme’deki setinde olduğunu söyledi ve ilginç şeyler anlattı.
Nurgül Yeşilçay ile Cem Özer’in evlilik ilişkileri üzerine anlattıkları “Çok özel”e girdiği için o kısmı “şimdilik” pas geçeceğim...
O nedenle arkadaşımın anlattıklarından sadece sette olup bitenleri, yani alenileşenleri aktarmakla yetineceğim.
Erden Kıral, Fono Film’le ortaklaşa “Vicdan” filmini çekmeye karar verip başrol kadın oyuncusu olarak Nurgül Yeşilçay’la el sıkışınca, oyuncu da yönetmenden şöyle bir ricada bulunmuş:
“Eşim Cem’in Usta Yapım diye bir şirketi var. Şayet mümkünse filmin uygulayıcı yapımcılığını Cem yapsın.”
Erden Kıral da oyuncusunun bu teklifini kabul etmiş.
Cem Özer, televizyon, sinema ve tiyatro tecrübesi de olan bir isim çünkü...
Yazı İşleri toplantısı bitti, servise çıkmak üzere masadan kalktım ki, Haber Araştırma Servisi’mizin yöneticilerinden İhsan Yılmaz, yolumu kesti.
“Dün akşam Flash TV’de bir program izledim, sinir küpüne döndüm” deyip, anlatmaya başladı İhsan...
Aradan onca zaman geçmesine rağmen İhsan’ın öfkesi geçmemişti.
Baktım anlattıkları uzun ve detaylı... Dedim ki İhsan ben bunların hepsini aklımda tutamam... Sen bunları yaz ve bana at...
Yemin etsem, günaha girmem...
O gün İhsan, Haber Araştırma Servisi’nin gazeteye girecek haberlerini Yazı İşleri’ne göndermeden bir gece önce TV’de gördüklerini ve duyduklarını yazıp, bana gönderdi. İşte Flash TV’deki “Yalan Testi” adlı programın İhsan Yılmaz’a yaşattıkları:
“Pazartesi akşamı ekran karşısında televizyon kanalları arasında zaping yaparken Flash TV’ye geldim. Bir kadın kendini savunmaya çalışırken, ekranın alt köşesindeki kocaman yazıda da şöyle yazıyordu:
TRT’nin yeni Genel Müdürü İbrahim Şahin, bir hayli radikal kararlar almaya başladı kurumda...
Bunlardan en ilginç olan da şu:
Eskiden TRT’de görüp çok beğendiğiniz bir spiker ve sunucuyu düzenleyeceğiniz bir etkinlikte sunucu olarak sahneye çıkarmanız mümkün değildi.
Şimdi mümkün...
Eskiden TRT sanatçılarına gerek özel sektörün gerekse de kamu kurumlarının, düzenledikleri bir gecede konser verdirtmesi çok zordu...
Artık değil...
Çünkü 22.05.2008 tarih ve 26883 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp, yürürlüğe giren yönetmeliğe göre TRT’nin belirlediği tarifede belirtilen parayı TRT’ye yatırdığınız zaman bu mümkün.
Show TV’de yakında başlayacak “Şarkı Söylemek Lazım” yarışmasının ikincisinde hangi yarışmacıya kimin koçluk yapacağı kesinleşti.
Yarışmanın koçları ve yarışmacıları şu isimlerden oluşacak:
Müslüm Gürses - Melike Öcalan, Yıldız Tilbe-Faik Ergin, Zafer Erdaş-Güler Kazmacı, Tan-Meral Kaplan, Ege-Leyla Bilginel, Ümit Besen-Esra ve Ceyda Ersoy, Asuman Krause-Özgür Özberk, Niran Ünsal-Yalçın Menteş, Aslı Zen-Okan Karacan, Müşerref Akay -Vahe Kılıçarslan, Safiye Soyman-Faik Öztürk...
Son anda bir değişiklik olmaz ise yarışmayı Kıvanç Tatlıtuğ ile Aysun Kayacı ikilisi sunacak.
Yarışmada iki şeye dikkatinizi çekmek isterim.
Birincisi; şimdiye kadar bir single bir de daha yeni bir albüm yapmış ama şarkıcılıkta daha rüştünü ispat edememiş Asuman Krause’nin şarkıcı koçluğuna soyunması...
İkincisi de Ümit Besen’in başına aldığı çifte bela! Esra ve Ceyda Ersoy kardeşlerin ismini daha önce duymayanlardansanız hatırlatayım.
Türkiye’de yaz tatili ve eğlence denince akla gelen ilk yer olan Bodrum sezonu açtı. Yaz boyunca, “O koy senin, bu beach club benim, o bar senin, bu gece kulübü benim” diye her gün Bodrum’u koydan koya hatta boydan boya turlayacak basın mensupları da tatil ve eğlencenin kalbindeki yerlerini aldı.
Biz de arkadaşımız Abdullah Malkoç’u gönderdik Türkiye’nin en gözde turizm merkezine.
Bodrum tatili artık son yıllarda bir isimle özdeşleşti. Hani o sürekli gittiği iskeledeki şezlonguna uzanıp, gün boyunca güneşin altında kalan Eda Taşpınar ya da nam-ı diğer “İkoncan”...
Bu yıl Bodrum’dan hiç “İkoncan” fotoğrafı gelmemesi hiç de hayra alamet değildi.
Çünkü bu; “İkoncan” yoksa, bu yaz Bodrum sönük geçecek demekti.
Hafta sonu, herkesin Bodrum’a beklediği Eda Taşpınar’ın Zeytinburnu’nda işbaşında olduğuna dair fotoğraflar geçti elime...
Televizyon dünyası transferde hareketli bir haftayı geride bıraktı.
Spor sayfaları, futbol kulüplerinin transfer etmek istediği ya da transfer ettiği futbolcuların haberleriyle dolu...
Şimdilerde televizyon dünyasında da transfer borsası bir hayli hareketli.
Geride bıraktığımız hafta da bu anlamda hayli bereketliydi.
Bir hafta birçok televizyoncu ve program kanal değiştirirken bunlara dair haberlere yine sadece medyatava, medyaradar gibi internet siteleri yer verdi. Alice’den bir amme hizmeti daha...
İşte bu hafta içinde TV dünyasında yaşanan yer değiştirmelerin önemlilerinin listesi:
Kürşat Başar CNN Türk’te
Besteci Kayahan Açar’ın yorumcu Nilüfer Yumlu’ya, üç yıl kadar önce, “Ben o şarkıları sana sadece albümde okuman için izin vermiştim. O şarkıları sahnede okuman için bana telifini ödeyip ayrıca izin almalısın” demesinden sonra başlayan tartışma ve hukuk savaşı, geride bıraktığımız hafta sonlandı.
Kayahan ile Nilüfer arasındaki 20 yıllık dostluğu da bitiren bu davada Yargıtay, Kayahan’ı haklı buldu. Yerel mahkemenin Nilüfer’in Kayahan şarkılarını kendisinden yeniden izin almadan okumasını yasaklayan kararına şarkıcının yaptığı itiraz sonuçlandı.
Yargıtay’ın verdiği son karar karşısında Nilüfer’in “Karar tashihi” için başvuru hakkı var. Ancak gelinen noktadan sonra Nilüfer, bu hakkını kullanmayacak. Bunun anlamı şu:
Kayahan’ın yazıp bestelediği, ama Türkiye’nin Nilüfer’in o müthiş yorumuyla sevdiği Çok Uzaklarda, Geceler, Kar Taneleri, Mor Menekşe, Acıkmışım Sevgine, E Bebeğim E, Esmer Günler, Yemin Ettim, Melankoli, Sen Mühimsin, Mavilim, Her Şeyden Çok, Büyük
Hayat böyledir işte.... Siz bir şeyler yapmaya çalışırsınız iyi niyetle...
Ama bazıları sizin yaptığınıza sizin kadar iyi niyetle yaklaşmaz...
İşte o zaman her şey döner tersine...
Lanet edersiniz içinizdeki o iyi niyete...
Niye bu insanlar böyle diye....
Bütün bunları niye mi yazdım?
Şunun için.