Terim’in sürprizi

12 Ağustos 2013

Süper Kupa maçının ortaklarına bakarsanız, Kayseri’de hepimiz bol gollü bir gösteriyi çoktan hak etmiştik. Ülkenin en verimli, en etkili, en golcü ayakları işte bu maçta boy ölçüşecekti. Ne var ki koca maç, inanılmaz pozisyonlar, anlaşılmaz biçimde kaçan goller nedeniyle 0-0’dan uzatmaya gitti.
Hayır, bunun için iki takımı da eleştirecek değilim. Kazanmak için ellerinden geleni yaptılar. Ama skor tabelasının değişmesine karşı doğal olarak direnen kalecileri unutmamak gerekiyor. Hemen söylemeliyim ki ikisine de bravo! Olağanüstü kurtarışlar, yer tutmalar, müdahalelerle golcülerin hevesini kırdılar. Drogba’nın kafayla attığı o şık gole rağmen, Mert Günok’u saygıyla, takdirle alkışladık. Yedekten gelip böylesine zor bir maçta başarılı olmak o kadar kolay değil!
Cezalı hoca Fatih Terim, sürpriz bir kadroyla başladı maça... Savunmada sadece Eboue’ye görev verirken, gerisini yerlilerden oluşturdu. Sırf Amrabat’ı oynatmak ve Fenerbahçe’nin göreceli olarak zayıf yanına (Topuz’un üzerine) yüklenmek için bu riski göze aldı. Maç boyunca da pişmanlık duymadığı gibi golü de oradan inip nefis bir orta yapan Hakan Balta- Drogba ikilisinden buldu. Dahası, Galatasaray hücumda daha etkin,

Yazının Devamı

Önce G.Saray!

11 Ağustos 2013

Oldum olası “süper” sözcüğünü pek sevmedim ben... Sözlük anlamı “üstün” ya da “en iyi” olsa da günlük dilimizde öylesine yanlış kullanılıyor ki zaman zaman en zıt kavramlar bile “süper” örneklemelerle hayatımıza giriyor. Futbolumuzun en büyük heyecan kaynağı “Süper Lig” adını taşıyor. Başka sözcük yokmuş gibi Lig ve Kupa şampiyonlarını karşılaştıran prestij maçının adı da “Süper Kupa” konmuş. Yine de düzenleyenlere ve oynayanlara saygı duyarak, hiç değilse bu defa adına layık bir maç bekliyoruz.
Süper Kupa bu yıl da “Ezeli Rakipler”i Kayseri’de buluşturuyor. Ev sahibi takımın kolay dolduramadığı, inanılmaz promosyonlarla taraftarın ayağını alıştırmaya çalıştığı Kayseri Kadir Has Stadı, umudum o ki bu defa dolacak... Hem unutmayın, taraftar gruplarının eşit ölçüde paylaşımla stada yer alacağı tek maç da bu, kıymetini bilmek gerek!
Süper Kupa’nın başlama vuruşundan önceki ağırlığını Lig Şampiyonu Galatasaray taşıyor. Fenerbahçe hem yeni hocası Ersun Yanal’ın arayışları, hem de önemli noksanları nedeniyle gerçek gücünden uzakta görünüyor. Fatih Terim ve futbolcularının rakiplerine oranla daha şanslı olduğunu söyleyebiliriz.

Alternatifsiz
Yeni sezonda hemen tüm

Yazının Devamı

Terzi’yi bırak, kumaşa bak!

7 Ağustos 2013

Los Angeles 1984... Atletizmde son gün... Tek umudumuz maratoncular. Mehmet Yurdadön ve Mehmet Terzi... O çılgın sıcakta kim ne yapar, belli olmaz diyerek umutlanıyoruz... Bir sürpriz arıyoruz...
Mehmet Yurdadön, yeni ayakkabılarıyla koşarken, parkura serinletme amacıyla konulmuş duşların altından geçiyor. Islanan pabuç ayaklarını, özellikle de topuğunu rende gibi adeta traşlıyor. Yurdadön koşamaz hale geliyor. Yarışı 30. kilometrelerde bir yerde bırakıyor. Tek umudumuz Mehmet Terzi... O da zorlanıyor. Nasıl zorlanmasın ki 107 atletten 78’i ancak bitirebiliyor yarışı. 29’u pes edip terk ediyor.
Memorial Colliseum’da monitörden izliyoruz yarışı. Terzi dayanıyor, zaman zaman atak yaparak ön gruba geçiyor. Yarıştan kopmayan inadına, enerjisine, sabrına, istek ve kararlılığına saygı duyuyoruz. Portekizli Carlos Lopez altın madalyayı alıyor. Terzi, dünya rekortmenlerinden Amerikalı Alberto Salazar’ın hemen ardından 16. sırada bitiriyor yarışı. Çoğu rakibi kendini yere atarken, o dimdik ayakta! Bu gurur bize yetiyor.
Londra 2012... Mehmet Terzi, bu defa Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı... Mehmet Yurdadön’ün 2004’de Süreyya Ayhan’ın doping vukuatı nedeniyle bıraktığı nöbeti

Yazının Devamı

Önce disiplin

2 Ağustos 2013

Futbolun temel takım özelliklerinin en önemlisi “disiplin”... Kondisyonunuz yetersiz olabilir... Rakip takım taktiğinizi bozabilir. Ama asla oyundan kopmamalı, disiplinden vazgeçmemelisiniz.
Vojvodina, dün gece bunu hatırlattı. Balkan takımlarının karakteristik disiplinini sergileyerek bulduğu her fırsatta dikine oynayarak Bursaspor’a hesaplamadığı biçimde sıkıntılar yaşattı. Yeşil-beyazlılar Batalla’nın penaltısıyla öne geçtikten sonra oyunu rölantiye aldı. Kişisel gösterilere giriştiler. Top kayıpları çoğaldı. Rakip ise kazandığı her topla çabuk ataklarla Bursaspor kalesine yöneldi.
Geriden gelip Vuliçeviç’le beraberliği yakalamaları, Oumarou’nun kafa vuruşuyla öne geçmeleri, Hikmet Karaman’ı da Bursaspor taraftarlarını da sarsan, öfkelendiren hamlelerdi.
Bursaspor geriye düştükten sonra ateşin bacayı sardığını gördü. Telaşla bu sıkıntıdan kurtulmak istediler. Harcadıkları onca pozisyonun acısını yardımlaşmayla, akılla, birlikte hareket ederek çıkarmaya çalıştılar. Taiwo’nun korner organizasyonunda attığı kafa golü, giden maçı geri getirmekle kalmadı, turu güvence altına alacak avantajı da yarattı.
Bursaspor bu yılın iyi planlanmış bir transfer kampanyası ile

Yazının Devamı

İbretlik bir doping öyküsü

31 Temmuz 2013

Elazığlı Ruhi Demir, ekmeğini İstanbul’da kazanıyordu. Gençliğinde atletizm yapmış, ama doyamadan bırakmak zorunda kalmıştı. İki oğlu oldu. Babalarının genini taşıyan, babalarının atletizm sevgisiyle büyüyen çocuklar, daha ilkokul sıralarında öğretmenleri tarafından keşfedildiler.
Ozan Demir (1990) 1500, 5 bin ve 10 bin metre koşularında milli takıma kadar yükseldi. 1500 metrede 3.58’lik derecesiyle Yıldızlar Türkiye Şampiyonu oldu (2007), bir yıl sonra Balkan ikinciliği elde etti. Kardeş Berdan Burak Demir (1996) de ağabeyinin izinden gidiyordu. Ama o gülleyi seçti. Geçen sezon yaş gruplarında 17.22 metrelik derecesiyle Türkiye Şampiyonu oldu.
Baba Ruhi Demir, çok mutluydu... Gençliğindeki madalyalar ve ödüllerle süslenen hayallerini oğulları gerçekleştirmeye başlamıştı.
İki kardeş Üsküdar Belediyespor’un kadrosunda geleceğe hazırlanıyorlardı. Avrupa ve Dünya şampiyonalarına, olimpiyatlara.
Anlatıldığına göre, Berdan Burak’ın antrenörü, Baba Ruhi Demir’e “Bu çocuğun inanılmaz bir yeteneği var. Ancak güçlenmesi gerekiyor. 2 bin liralık ilaç takviyesi yapılırsa iyi olur” dedi. Baba durur mu? Koşarak bankaya gitti. Kredi kartıyla parayı çekip hocaya verecekti. Ne var ki

Yazının Devamı

Bu dili değiştirin

24 Temmuz 2013

Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, işbaşına geldiği günden başlayarak büyük ve sarsıcı bir değişime imza attı:
Şakadan kakaya dönüş!
Malum, önceki dönemin başkanı Sadri Şener, transferden halkla ilişkilere, şike teşvik sürecinden kulübün içinde bulunduğu her türlü soruna şakalarla, esprili göndermelerle açıklamalar getirir, tezlerini öyle savunurdu. Yumuşak, bilgece bir tavır... Bu tavırla kendini ifade etmede, kulübünün haklarını savunmada ne kadar başarılı olduğu elbette tartışmalıdır. Ama biz onu hep güler yüzlü dokundurmalarıyla anımsayacağız.
İbrahim Hacıosmanoğlu hiç de şakacı değil. Tam aksine abartılı biçimde ciddi. Ciddiyete elbette saygı duyulur, her fotoğrafında gülmek, gülümsemek ya da güler yüzlü görünmek zorunda da değildir.

Kirli dil, taraftara yansıyacak
Ciddiyetin ötesinde, sert ve kırıcı bir öfke dili kullanıyor Hacıosmanoğlu.
Özellikle 3 Temmuz süreciyle ilgili ifadelerinde bu üslup iyice kirleniyor, şakadan kakaya dönüşün gerilimini yansıtıyor.

Yazının Devamı

ÖRÜM-CENK!

22 Temmuz 2013

Slaven Bilic’in kafasındaki planları, taktik formülleri henüz göremedik. Bunları zamanla göreceğiz. Schalke karşısında 3. hazırlık maçına çıkan Beşiktaş’ın yeni sezonda bize neler vaat edeceğini de henüz bilmiyoruz.
Ancak, dünkü maçta Beşiktaş’ın nihayet rakip yarı alanına, rakip ceza alanına geçtiğini, pozisyonlara girdiğini ve iştahının kabarmakta olduğunu söyleyebiliriz. Ne var ki, Samet hocanın mirası olan savunma zaafları da henüz giderilmiş değil. Tanju, Sivok, Ersan ve Escude’den oluşan savunma hattı koordinasyon halinde değildi. Dahası orta alanda da savunma ilkesine uyan fazla adam çıkmayınca eski hastalık tekrar etti.
Maçı Schalke’nin 2-3 farkla kazanmasına şaşırmazdık. Kalede Cenk olmasaydı! Cenk Gönen, belki de uzayan ve bir yılan hikayesine dönen Tolga pazarlıklarından kendisine öyle bir motivasyon fırsatı çıkarmış ki aşkolsun. Geçen sezon oynadığı tüm maçlar da dahil Beşiktaş’taki en iyi performansını izledik dün akşam. Köşelerden uçarak, uzanarak çıkardığı goller için ona alkış borcumuz var. Yerinin efendisi olmaya karar vermiş, onu anlattı bize. Sezona en hazır Beşiktaşlı.
Olcay Şahan yine muhteşem (!) goller kaçırmaya devam ediyor. Oğuzhan henüz

Yazının Devamı

Kupalar iade edilmeli!

17 Temmuz 2013

Şimdi bir yandan Yargıtay kapısındayız, bir yandan da UEFA’nın aldığı ceza kararlarından dolayı şoktayız.
Dosya UEFA Tahkim’inden de geçti, sonunda CAS’ın kapısında bulduk kendimizi.
CASılıp kaldık anlayacağınız.
CAS (Uuslararası Spor Tahkim Mahkemesi), IOC, FİFA, UEFA... Aklınıza gelen tüm spor federasyonlarının kabul ettiği bir üst yargı kurumu. CAS’ın aldığı kararlara tüm spor federasyonları uymak zorunda. Sportif yargılamanın son durağı orası. Oradan sonra bir de İsviçre Federal Mahkemesi var ama o kapı çok dar. Sadece usul yönünden bir aksaklık var mı yok mu, ona bakar!
Şimdiden söyleyeyim. Kimse darılmasın, alınmasın... CAS’tan Fenerbahçe’ye de Beşiktaş’a da müjdeli bir haber beklemeyelim. Son hukuk aşamasında savunma hakkına saygı duyuyoruz elbette. CAS’ın UEFA’ya göre daha soğukkanlı, daha mesafeli, çok daha tarafsız olduğuna da inanıyoruz. Ne var ki bugüne kadar UEFA’ya sunulan sportif argümanların hiçbiri kabul görmedi. Bunu da biliyoruz.
CAS’ta iki Türk hakimi var. Türker Aslan ve Kısmet Erkiner... Mahkemenin kuruluş statüsüne göre davayı açan kulüplerle iş anlaşması, çıkar ilişlileri olmadığını beyan ederek bu davaya girebilirler. Bunun için de Fenerbahçe

Yazının Devamı