GRİPİN

4 Temmuz 2010

GRİPİN grubu ve müziği seviliyor, M.S. 05.03.2010 albümü beğeniliyor. Çünkü bu adamlar tam bir takım oyunu oynuyor. Araştırmacı-gazeteci Barış Kuyucu günümüzde kolay kolay başarılamayan bu takım oyununun sırrını ve takım oyuncularını mercek altına alıyor...
Birol Namoğlu: Soyadı tanıdık öyle değil mi? Ünlü hakem Yusuf Namoğlu’nun yeğeni. Halı sahaların piri. Galatasaray ve Arjantin onun için ayrı bir sevgi.
İlker Baliç: Ünlü futbolcu Elvir Baliç’le uzaktan da olsa akraba. Kendi kalesine kafa golleri atmasa belki onun da olurdu kariyerinde Avrupa.

Fenerbahçe’de kürek de yaptı ama madalyaları topladı satrançta.
Arda İnceoğlu: Uzmanlığı yüzmede 100 metre kurbağalama. İki kez Türkiye rekoru kırdı. Ama kız arkadaşına hava atmak isterken az daha havuzda boğulacaktı.
Murat Başdoğan: Sutopu ilk gözağrısı. Hagi hayranı. Babası yöneticilik de yapan köklü bir Galatasaraylı.
SONUÇ: GRİPİN takım ruhunu sportmen geçmişinden alıyor. Üstüne dört ayrı müzisyen yetenek. Şimdi keyifle GRİPİN dinlemek gerek :)

Yazının Devamı

BONCUK YILMAZ

27 Haziran 2010




Yaban’ın “Pınaarrrrrrrrrr” diye haykırdığı, o delidolu adama “Şaşşşkın” diyebilen tek kişi Boncuk Yılmaz Haneler’deki gibi zarif hatta naif. Ama o da ne! Bir anda bana “Kepaze yayı” diyor. Yahu tamam ilk kez elime yay ve ok alıyorum ama Boncuk neden bana böyle sesleniyor? Bu sözü kafamda atıp tutarken “Haydi sana çile çektireceğim” deyince kafam karışıyor. Kalbim kırılıyor. Aynı dili konuşmuyoruz gibi geliyor. Boncuk’tan okçuluk dersi almayı da, 10 A 10 röportajını da boşverip evime dönmek üzereyken ‘kepaze’nin okçuluğa yeni başlayanlara verilen yay, ‘çile çekme’nin de antrenman anlamında söylendiğini öğrenince içim rahatlıyor.
Ama Boncuk’un sürprizleri bitmiyor. Başıma elmayı koyuyor, yayını geriyor, hayatım gözümün önünden geçiyor. Tüm bunlar Nişantaşı’nda güzel bir bahçede yaşanıyor. Padişahlarımızın ok talimi yaptığı, rekor atışları için menziltaşları-dikilitaşlar yaptırdığı yerde benim dizlerim titriyor. Boncuk’un attığı ok başımdaki elmayı yarıp geçiyor ama dayanamıyorum ve “Niye?” diyorum. Boncuk, “Konsantrasyonumu geliştirmek için okçuluk yapıyorum” diyor. “Bu korkudan sonra benim konsantrasyonumu kim düzeltecek?” diye soruyorum. Boncuk yine nazik ve kibar bir

Yazının Devamı

DENİZ ÇAKIR

20 Haziran 2010

Yaprak Dökümü dizisinde dökülmedik yaprak bırakmayan Ferhunde'ye çok mu kızdınız? Bu kadar entrika size de 'pes yani' mi dedirtti? Bendeniz pes etmedim. Oyunculuğuyla Ferhunde karakterine 'karakter' katan Deniz Çakır'ı pes ettirmek istedim. Hem de konservatuarda akrobasi ve eskrim dersleri almış bir Deniz Çakır'a, zihnini açmak için ağırlık çalışmaktan zevk alan Deniz Çakır'a, çocukluğunda evcilik oynamak yerine atlayan, zıplayan ve kaçınılmaz son olarak düştüğü için ayakları yara bere içinde kalan, yaralarından mutluluk duyan Deniz Çakır'a, dövüş sporlarına özel ilgisi olan Deniz Çakır'a...
Dürüst bir düello olsun istedik ve ikimizin de ilk kez deneyeceği Aikido'yu seçtik. Beyazlar içindeki Deniz, hırslı, esnek, kararlı ve teknik. Onu belki Ferhunde gibi düşünerek yenebiliriz dedik! Oyuna hile karıştırıp, Deniz'i minderde etkisiz hale getirdik! Yoksa öyle mi hayal ettik? :) Deniz Çakır tarafından, bir sağa bir sola fırlatılan vücudumdaki ağrılarım ve genç bir kadın tarafından hırpalanan duygularımı sizden nasıl saklarım? Anlayacağınız kaçınılmaz sonu ben de yaşadım. İyi bir aikidocu olamayacağımı anladım ve bir sportmen olarak, yetenekli rakibim Deniz Çakır'ı kutladım :)



Yazının Devamı

FERİDUN DÜZAĞAÇ

13 Haziran 2010

'Baba Hakkı'ların 'Baba Recep'lerin hatta 'Baba Feridun'ların takımıdır Beşiktaş. "Hayatta önce kızımın babası, sonra da, babamdan geçen köklü bir gelenekle BeşiktAŞKlıyım" diyen bir adam bu 'Baba’ sıfata layıktır! 'Baba Feridun' futbolu belki hayranı olduğu Feyyaz Uçar gibi oynayamasa da, güzel oyunu öyle güzel yazar ki, 10 A 10 yazarı Barış Kuyucu bu hafta susar ve keyifle FD7 albümünü dinlemeye başlar.

10A10 HATIRASI



10’A SORDUK FERİDUN DÜZAĞAÇ YANıTLADI

Yazının Devamı

ASUMAN KRAUSE

6 Haziran 2010

OKUYUCU İÇİN ÖNEMLİ UYARI: Birazdan okumaya başlayacağınız hatta başladığınız 10 A 10 oyunundaki tüm bilgiler her zamanki gibi gerçektir! Michael Jordan'ı Chicago Bulls'a kazandıran unutulmaz genel menajer Jerry KRAUSE ile Asuman KRAUSE arasında Jordan hayranlığı dışında ortak bir nokta yoktur. Ama kızımızın hayatında ünlü yok değil çoktur.
NBA'in büyük yıldızlarından Dallas Mavericksli Dirk Nowitzki ile Asuman aynı basketbol salonunda yetişmiştir. Nowitzki'nin Alman Milli Takımı'ndan arkadaşı Okulaja Asuman'ın da kankisidir. Asuman Alba Berlin'de forma giymiş, Alman Genç Milli Takım kampına davet edilmiştir. Berlin şehrinin en iyisidir. Tanınmış bir yıldız olmayan Godian adındaki Hırvat basketbolcunun aşkıyla yanmış, birebir maç yaparken kaçan topu almaya gittikleri anda öpüşme hayalinin suya düştüğüne de bir o kadar yanmıştır.
Hayal kırıklığı Türkiye'ye döndüğünde daha da artmış. Asuman yaşıtı kızlar gibi sevgilisi ile buluşmak için değil streetball maçlarına gitmek için 'yalan' söylemek zorunda kalmış. Anne Gülseren Hanım kızını maç yaparken basmış, cıngar çıkarmış ve sonunda sevenleri ayırmış! 10 A 10 geçmişe sünger çekiyor, Asuman'ı bir başka gözağrısı salon futboluyla

Yazının Devamı

HAYKO CEPKİN

30 Mayıs 2010

Davulunu aldı, İnönü'ye daldı. Eski Açık'tan aşağıya ip salla, sonra davulu yukarı yolla. Davul yukarıda, Hayko aşağıda. Sonra içeri kendini atmaca. Haydi o zaman, başlasın Hayko şanlı Beşiktaş tribünlerini havaya sokmaya!..
Hayko, dört yıla yakın zevkle üstlendiği tribün davulculuğunda jübilesini davulunu parçalamak zorunda kaldığı bir Fenerbahçe derbisiyle yaptı. Onbinlerin önünde verdiği müthiş konserlerinde bu yüzden bu kadar rahat, bu kadar yaratıcı, bu kadar asi! Nasıl olmasın ki? Son albümü 'SANDIK' gibi, çocukluğunun hikaye sandığı o kadar dolu ve renkli ki! Gazoz kapağı oynamaca, mahalle derbilerinde kafa göz kırmaca ama şimdilerde olgunlaşmaca. Kendi antika deyimleriyle, kimsenin topuna artık, 'Cort' diye ayak sokmuyor, kimseye arkadan 'Lorçik' yapmıyor :) Çünkü kendisi milli! AYAZMA Yazarlar Milli Takımı'nda sağ kanatta forma giyiyor.
Milli futbolcu oldum diye şımarmıyor, maziyi unutmuyor :)
Kurtuluş'un mahalle aralarında oynamaktan 'eşek' koktuğu, sokak maçlarının en güzel anında annelerin getirdiği peynirli-domatesli sandviçleri yediği, misketlerin hepsini kazanınca üzülen arkadaşlarına misketlerini geri dağıttığı günleri özlüyor. Müziğin kadar, bu 'nostaljik'

Yazının Devamı

FIRAT DOĞRULOĞLU -YABAN-

23 Mayıs 2010

Yaban: Fenerbahçee'yiii Rıdvan yönetsin ulennnnnnnnnnn! Rıdvannnnnnnn! Kusura kalma sevdiceğim, rüyamda 'Şeytan'ı görüyordum.
Yoksa sevdiceğime neden 'Rıdvan' diyeyim, 'Şeytan' diye sesleneyim ulennnnnnn!
Pınar: Sevgilim sen bu dünyanın en uçuk vatanseverisin. İstiklali yaşıyorum seninle. Rüyanda gördüğün ‘Şeytan’ bile bizim insanımız, bizim içimizden, bizim memleketimizden! Şaşkınnn Yaban!
Yaban: Beni deli etme Pınarrrrrrrrrrrr!
Yaban'ın içindeki Rıdvan aşkı bir başka. Yaban'ın içindeki Fırat Doğruloğlu'nunki bambaşka!
Fenerbahçe ve Rıdvan tutkusu dayanıyor İskenderun'a. "4 erkek 1 kız, hepimiz Fenerliyiz" sloganıyla ne maceralar, ne maceralar! Az sonraaaaaa, alt satırlarda! Başka? Bilye, sapan, saklambaç hatta evlerden evlere gerilen iplerin altında voleybol, taş taş üstüne kaleler yapıp boş arazide oynanan futbol, 3 korner 1 penaltı, kızları tavlamak için basketbol :)
Bu adamda oyuna dair hikaye bol :) Sokakta yetişen, okulda gelişen böyle yetenekli bir 'Oyuncu'yu transfer etmek çok zor.

Yazının Devamı

ÇAĞLA KUBAT

16 Mayıs 2010

- Merhaba Barış. Senin görevin, kabul etsen de etmesen de Çağla Kubat’ın yapmadığı bir sporu ortaya çıkarmak! Eğer yakalanacak ya da başına bir şey gelecek olursa hiç umrumuzda olmayacak! Bu disk kendini 5 saniye içinde imha edecek!
‘Görevimiz Tehlike’ tadında aldığım bu traji-komik mesajla hemen, İTÜ Makine Fakültesi arşivlerine baktım. 178 erkek arasında okuyan güzel kızın Kainat Güzellik Yarışması’na giden hayat macerasına daldım. Hatta Osmanlı arşivlerine ulaştım. Anne tarafının Bulgaristan, baba tarafının Diyarbakır eşrafından olduğu bilgisini aldım. Güzelliğin melezlikten geldiğini çözdüm ama sportif gizli görevimi tamamlayamamıştım. Yapacak bir şey kalmayınca Çağla’ya oyun oynamak zorunda kaldım. “At binelim, kılıç kuşanalım, hatta sohbet edelim” diye randevu aldım. Ağzını aradım. Köpekbalıklarının arasında sörf yapacak bir spor delisinin korkusunun olmadığına ikna olacaktım ki, “Yüksek topuk sevmem” deyince heyecanlandım. “Peki ya yükseklik korkusu?” dedim, ‘Bingo’ istediğimi aldım! Tırmanış ve kayakla atlama yapamadığı bilgisine ulaştım. Çağla’nın ne kadar çok yönlü, muhteşem bir sporcu olursa olsun insan olduğunu da size ispatladım.


10’A SORDUK ÇAĞLA KUBAT

Yazının Devamı