4 nesilde 4 alfabe

25 Ağustos 2001

Kendi dilini duymaya hasret Nazım, "Azeri değil misin" diye sordu. "- Evet" dedi kız. "- O halde niye Türkçe konuşmuyorsun?""- İnsan dilinde konuşun ki cevap vereyim."Nazım, yine Rusça verilen bu karşılık üzerine "fkeyle Azerbaycan Sovyet Başkanı Mirza İbrahim' i aradı. Devlet dairelerinde, çarşıda, pazarda herkesin Rusça konuşup yazdığından yakındı: "- Oysa ben buraya Türkçemi işitmeye, okumaya geldim" dedi. Mirza bu konuşmadan etkilendi. Bir genelgeyle o günden sonra tüm resmi işlemlerin Türkçe yapılmasını istedi.Tabii kıyamet koptu. Moskova, Mirza İbrahim' i milliyetçilikle suçlayıp g"revden aldı. Türkçe genelgesi geri çekildi, işler eskiye d"ndü.* * *Bu olaydan 44 yıl sonra, "nceki gün Bakü'ye inip Nazım' ın kaldığı İntourist oteline doğru giderken tarihi bir değişime tanıklık ettik.En son 2 yıl "nce geldiğimiz Azeri başkenti, baştan aşağı yeni bir dil kuşanmıştı adeta... Kente bir Rus diyarı havası veren Kiril harfleriyle yazılmış yazılar kazınmış, Rus dili tamamen ortalıktan silinmişti. "Dilin tekmilleştirilmesi" ve Kiril alfabesinin kademeli olarak terk edilmesi kararı 10 yıl "nce Azerbaycan bağımsızlığını ilan ettiğinde alınmıştı aslında... O günden beri

Yazının Devamı

4 nesilde 4 alfabe

25 Ağustos 2001


<#comment>

1957 yılıydı. Nazım Hikmet Bakü'ye gitti. Kaldığı İntourist otelin resepsiyonunu aradı. Azeri kız Rusça cevap verdi.
Kendi dilini duymaya hasret Nazım, "Azeri değil misin" diye sordu.
"- Evet" dedi kız.
"- O halde niye Türkçe konuşmuyorsun?""- İnsan dilinde konuşun ki cevap vereyim."Nazım, yine Rusça verilen bu karşılık üzerine öfkeyle Azerbaycan Sovyet Başkanı Mirza İbrahim'i aradı. Devlet dairelerinde, çarşıda, pazarda herkesin Rusça konuşup yazdığından yakındı:

Yazının Devamı

Erdoğan'ın yeni kasedi çıktı!

23 Ağustos 2001

Sahneye her çıkan aday, bir kasetle çıkageliyor.Daha doğrusu birileri spot ışıkların altına çıkarken ona ş"yle çok ses getirecek, "bomba gibi" bir kaset çıkarıyor.Kasetin içinde mutlaka dile düşecek birkaç nakarat bulunuyor. ("Egemenlik Allah'ındır" / "Hem laik hem Müslüman olunmaz" / "Laiklik tabii elden gidecek" vs...) Kaset, adayımızın tam sahneye çıktığı zaman piyasaya sürülüyor; b"ylece istenen sonuç garantiye alınıyor.Kasedi sattıracak yeni bir şey yoksa, eski kayıtlardan bir "re - mix" yapılıyor. Bir tür "Best of" çalışmasıyla en iyi b"lümler yeniden toparlanıyor.Kasedin çıktığı gün albümden tek bir konuşma "single" olarak yayımlanıyor. Buna bir de klip hazırlanıyor. Klip bütün kanallarda en iyi saatte yayımlanıyor.Hemen arkasından diğer b"lümler de yayına veriliyor.Ardından da kasedi "yapılan" aday, halkla ilişkiler çalışması için o kanal senin, bu kanal benim gezmeye başlıyor.* * * "Kurtkapanı" olarak bilinen siyaset meydanı Unkapanı'na d"ndü. Erbakan Hoca ve Fetullah Hoca' dan beridir kriz münasebetiyle epeydir yeni kaset çıkmıyordu.Bu "Sistemin Erdoğan'a 'Hoşgeldin' partisi" ise zamanlamayı ayarlayanları kutlamak lazım:™nce Fazilet'in b"lünmesini,

Yazının Devamı

Erdoğan'ın yeni kasedi çıktı!

23 Ağustos 2001


<#comment>"Kurtkapanı" olarak bilinen siyaset meydanı Unkapanı'na döndü.
Sahneye her çıkan aday, bir kasetle çıkageliyor.
Daha doğrusu birileri spot ışıkların altına çıkarken ona şöyle çok ses getirecek, "bomba gibi" bir kaset çıkarıyor.
Kasetin içinde mutlaka dile düşecek birkaç nakarat bulunuyor. ("Egemenlik Allah'ındır" / "Hem laik hem Müslüman olunmaz" / "Laiklik tabii elden gidecek" vs...)Kaset, adayımızın tam sahneye çıktığı zaman piyasaya sürülüyor; böylece istenen sonuç garantiye alınıyor.
Kasedi sattıracak yeni bir şey yoksa, eski kayıtlardan bir "re - mix" yapılıyor. Bir tür "Best of" çalışmasıyla en iyi bölümler yeniden toparlanıyor.
Kasedin çıktığı gün albümden tek bir konuşma "single" olarak yayımlanıyor. Buna bir de klip hazırlanıyor. Klip bütün kanallarda en iyi saatte yayımlanıyor.

Yazının Devamı

Tevbih günü

21 Ağustos 2001

S"zcüğün günlük dildeki karşılığı; "azarlama"... Manisa'da bir generalle bir il başkanının "İtilmiş - Kakılmış" düeti vardı ya; orada il başkanını "Defol git. Geç yerine otur. Haddini bil" diye azarlayan generalin "azarlama" cezası aldığı haberini yalanladı Genelkurmay...B"ylece hadisede "tevbih" le cezalandırılan tek kişi olarak ANAP'ın "itilmiş" il başkanı Ahmet ™z"vgü kaldı.Ondan 2 gün "nce de partisinin Genel Başkanı alenen "onursuz" lukla suçlanarak bir "tevbih" e muhatap olmuştu.* * * "Tevbih" s"zcüğü siyasi literatürümüze girdi. Çankaya'da kameralara poz verecekler. Kapılar kapanacak ve Yılmaz -cesaret ederse - "tevbih" e yol açan "Anayasa değişiklik paketi" ni açacak. O zaman da ister istemez bizim "Kırmızı kitap" gelecek gündeme... "Kırmızı Kitap" tan bu sütunda bahsetmiştik; devletin tehdit sıralamasından ekonomi politikalarına, kültürel "nceliklerden dış siyaset tercihlerine kadar her şeyin yazılı olduğu bir temel belge bu...Kitabın "sivil siyaset" üzerinde bir "askeri vesayet" oluşturduğu iddialarına karşılık askerler, "Belgeyi Bakanlar onaylıyor, Başbakan yayınlıyor" demişti.Pazar günkü Radikal' de Neşe Düzel' e konuşan Yılmaz Karakoyunlu

Yazının Devamı

Tevbih günü

21 Ağustos 2001


<#comment>"Tevbih" sözcüğü siyasi literatürümüze girdi.
Sözcüğün günlük dildeki karşılığı; "azarlama"...Manisa'da bir generalle bir il başkanının "İtilmiş - Kakılmış" düeti vardı ya; orada il başkanını "Defol git. Geç yerine otur. Haddini bil" diye azarlayan generalin "azarlama" cezası aldığı haberini yalanladı Genelkurmay...
Böylece hadisede "tevbih"le cezalandırılan tek kişi olarak ANAP'ın "itilmiş" il başkanı Ahmet Özövgü kaldı.
Ondan 2 gün önce de partisinin Genel Başkanı alenen "onursuz"lukla suçlanarak bir "tevbih"e muhatap olmuştu.

* * *

Yazının Devamı

Kendine uzak rüzgarlar

19 Ağustos 2001

"Şaşıyoruz, kuşların uçuşuna / rüzgara ve çiçek kokusuna / Kendimize uzak bir rüzgarız biz / Bir başka alemde / kendimiz olmadan eseriz. /Dokunmaz kendi rüzgarımız bize / elimiz elimize... / Bizsiz yağar yağmur / kuşlar bizsiz uçar, çiçek bizsiz... / Biz, bizsiziz. / Ş"yle biraz coşup çıldırsak 'Dur' deriz, 'Dur biraz...' / šstüne kuş konmayan ağaçlar gibi / durduğumuz yerde "lüp gideriz". * * * Bir imza gününde, yanıma 20'li yaşlarda bir genç kız geldi. Cebinden katlanmış bir gazete kupürü çıkarıp "İşte bu biziz" diye g"sterdi. G"sterdiği, Duşka' ya ait dizelerdi: "Bilinmeyen" ya da "™lü kuşak". Uzun süreli ilişkiler kuramıyorlar, kendi başlarına olabilmek için k"klü dostluklardan bile kaçıyorlardı.™zetle, yalnızlardı; 30'lu yaşlarına geldiklerinde, kaybolmuş gençliklerine yanacak kadar yalnız...31 yaşındaki gitarist Yavuz Çetin' in intihar haberini okuduğumda X kuşağını ve Duşka' nın şiirini anımsadım. Mazhar Alanson' un "Altın Çocuk" u Çetin, dostlarına g"re "Bu dünyaya kırgın, içine kapanık, fazla konuşmayan, hassas, sakin bir genç" ti.1.5 yıldır depresyon tedavisi g"rüyordu.Onu intihara taşıyan süreci en iyi Teoman tanımladı: "Hayata sıkı sıkıya tutunmuyordu.

Yazının Devamı

Kendine uzak rüzgarlar

19 Ağustos 2001


<#comment>Bir imza gününde, yanıma 20'li yaşlarda bir genç kız geldi. Cebinden katlanmış bir gazete kupürü çıkarıp "İşte bu biziz" diye gösterdi. Gösterdiği, Duşka'ya ait dizelerdi:
"Şaşıyoruz, kuşların uçuşuna / rüzgara ve çiçek kokusuna / Kendimize uzak bir rüzgarız biz / Bir başka alemde / kendimiz olmadan eseriz. /Dokunmaz kendi rüzgarımız bize / elimiz elimize... / Bizsiz yağar yağmur / kuşlar bizsiz uçar, çiçek bizsiz... / Biz, bizsiziz. / Şöyle biraz coşup çıldırsak 'Dur' deriz, 'Dur biraz...' / Üstüne kuş konmayan ağaçlar gibi / durduğumuz yerde ölüp gideriz".

* * *
Kanadalı bir yazar, onları "X kuşağı" diye tanımlamıştı.
"Bilinmeyen" ya da "Ölü kuşak".Uzun süreli ilişkiler kuramıyorlar, kendi başlarına olabilmek için köklü dostluklardan bile kaçıyorlardı.

Yazının Devamı