SİYASET Türkiye’yi geriyor. Evet... Resmen geriyor. Meydanların dili hırçınlaştıkça, partiler arasındaki demokratik yarış siyasi linçe dönüştükçe toplumsal gerilim de artıyor.
Bütün dileğim 29 Mart bir an önce gelsin ve siyasetten başka birşey konuşmayan Türkiye; bir an önce ekonomiye, işsizliğe odaklansın.
Çünkü durum düşündüğümüzden de kötü...
Çiftçinin isyanını duyan yok, esnafın dayanacak gücü kalmamış; KOBİ’ler ayakta durmakta zorlanıyor, büyük işletmelerin açık pozisyonları herkesi korkutuyor.
Daha da önemlisi krizin ne zaman biteceği konusunda kimsenin çok net bir fikri yok.
Her ne kadar kriz küresel olsa da; Türkiye’nin yapısal bozukluklarından kaynaklanan problemlerin de bugünden yarına çözümlenmesi zor gibi gözüküyor.
O yüzden Türkiye siyasetten daha fazla ekonomiyi konuşmalı; geçmişin hesaplaşması yerine geleceği planlamalı.
HÜKÜMET, dördüncü ekonomik paketi geçenlerde açıkladı.
Peki ilk üçünün ne olduğunu bilen var mı?
Geçen gün NTV’de ekonomist ve Hazine eski müsteşarı Mahfi Eğilmez’i dinliyordum.
Benzer bir yorum yaptı.
“Hükümet çok gecikti. Krizin tanımını yanlış yaptı. Dördüncü paketin açıklandığı söyleniyor, bizler bile yani iktisatçıların bile ilk üçünden haberi yok...”
Düşündürücü değil mi?
Bir dünya krizi var; ABD merkezli müthiş bir ekonomik kriz dünyaya yayılıyor.
ZİRAAT Bankası’na göre üç ikilik mağlubiyet avantajlı bir sonuçtu.
Arkas cumartesi günü İstanbul’da Aroma Erkekler Birinci Ligi’nde MEF Okulları’yla karşılaşıp Ankara’ya geçecekti.
İstanbul’dan yorgun dönecekti.
Ama daha önemlisi 21 - 22 Mart tarihlerinde İzmir Karşıyaka Arena Spor Salonu’nda oynanacak Avrupa Kupası Final Four karşılaşmalarıydı.
Arkas’lı voleybolcuların aklı fikri Challenge Cup Final Four’daydı.
Arkasspor’un yöneticileri bildiğim kadarıyla defalarca yazılı başvuruda bulunarak maçı erteletmek istediler.
Hem Voleybol Federasyonu’na, hem de Ziraat Bankası’na ricada bulunarak kupa finalinin ileri bir tarihe alınmasını istediler.
“BELEDİYE başkan adayları kadar meclis üyeleri de çok önemli...” diye yazmıştım.
Sonraki kavgaları, tartışmaları biliyorsunuz.
Sadece CHP ve AKP’de değil; iddiası olmayan partilerde bile müthiş bir kavga yaşandığına şahit olduk.
Hatta Konak’ta başkan adayı Kemal Karataş ile ilçe yönetimi farklı listeleri İl Seçim Kurulu’na verdiler. Öyle anlaşılıyor ki; genel merkez yöneticileri, milletvekilleri kendi aralarında listeleri bölüşüyorlar. Diledikleri isimleri koyuyorlar.
Daha doğrusu siyasi pazarlıkların bunun üzerinden yapılıyor. Belediye başkan adayları da Genel Merkez’den gelen bu listelere itiraz bile edemiyor.
Nasıl etsin ki...
Hiçbir parti bu sürecin demokratik yürüdüğünü iddia etmesin. Başkan adayları liderlerin kararıyla, Meclis üyeleri de Genel Merkez’den belirleniyor.
MEYDANLARIN dili önemlidir. Hem de çok...
Anketler aşağı yukarı seçimin seyrini belli eder ama asıl kamuoyu yoklaması meydanlarda yapılır.
Ben de öyle yaptım.
Pazar günü İzmir sokaklarında dolaştım.
Limandan başladım, Pasaport İskelesi’ne kadar yürüdüm.
Kordon’u da, ara sokakları da gözlemledim.
Miting alanını dolduran vatandaşlarımızla konuştum, hem seçimin genel gidişatıyla ilgili düşüncelerini aldım hem de İzmir özeliyle ilgili...
HİNDİSTAN son dönemde yükselen ekonomilerden... Bizim başbakanlarımız da, cumhurbaşkanlarımız da zaman zaman kalabalık heyetlerle Hindistan’a giderler.
Gayet normal...
Daha da fazla gitmeliler...
Çünkü gelişmeler gösteriyor ki, yakın bir zamanda Çin ve Hindistan ekonomisi listede dünyanın ilk üçü sıralamasına girecek.
Hindistan’ın ekonomik kadar manevi değerleri de son dönemde tartışılıyor.
Özellikle Mahatma Gandi’nin sözleri ve yaşam felsefesi bütün dünyada ilgi görüyor.
Gandi’nin dillerden düşmeyen yedi ölümcül sosyal günah listesi vardır.
SİYASETTEN bugünlük biraz uzaklaşalım ve İzmir için çok önemli bir başka olaya değinelim.
Futbola endeksli spor anlayışımız birkaç yıldır değişmeye başladı.
Basketbol ve voleybol liglerinde büyük heyecan yaşanıyor.
İzmir özeline geldiğimizde ise Arkasspor’un aldığı üst üste başarılar, kentte voleybola olan bakışı değiştirdi.
Artık futbol maçları kadar voleybol maçlarına giden bir seyirci kitlesi de var.
Daha da önemlisi voleybol sever ve voleybol oynayan bir gençlik kitlesi oluşmaya başladı.
Kendi okuduğum yıllardan hatırlıyorum.
CHP’NİN Konak Belediye Başkan adayı Hakan Tartan’ın “Finansın başkenti İstanbul, devletin başkenti Ankara, ama bence sağlık turizminin, kültürün, sanatın, çağdaşlığın başkenti de İzmir Konak olmalı” sözüne çok katılıyorum.
Konak sadece İzmir için değil; tüm Türkiye için çok önemli...
Kim ne derse desin; İzmirliler Konak’ta çalışıyor, sosyal hayatlarının büyük bir kısmını bu ilçenin sınırlarında geçiriyor.
Karşıyaka’da oturan da, Bornova’da evi olan da bir şekilde Konak’a her gün gidip geliyor.
Tartan’a göre İzmir’in vitrini Konak çok daha farklı olmalı, çok daha farklı bir misyon üstlenmeli...
Ve ekliyor.
“Kenti zenginleştirmek gerekir. Kemeraltı’nı bir cazibe merkezi haline getirmek gerekir. Özellikle Mithatpaşa Caddesi ve İnönü Caddesi’nde ticari aktivite mutlaka yoğunlaşmalı. Kadınlara, gençlere ve engellilere bugüne kadar maalesef çok fazla şey düşünülmemiş. Vakıfları, dernekleri bu anlamda kullanacağız. Aile bütçelerine de katkı olacak. Gençler için gençlik merkezleri olacak. Bilgisayarın ve internetin olduğu, dünyayla iletişimin sağlanacağı gençlik merkezi projemiz var. Bir de engellilere yönelik yapmak istediklerim var. Toplumun yüzde 8’ini oluşturuyorlar. Hepimizin