‹NANIN şu yaşananlara inanamıyorum. Kaos mu desem, komedi mi desem...
O parti öyle de, bu parti farklı mı?
Hayır...
CHP’si de, AKP’si de, MHP’si de, DP’si de, DSP’si de aynı...
Aman Allah’ım...
Meğerse şu koltuklar ne kadar da önemliymiş.
Ne vazgeçilmez makamlarmış, ne garip bir tutkuymuş.
IPSOS-KMG’nin HABERTÜRK için yaptığı İzmir anketinin sonuçları, seçimin genel gidişatını özetliyor.
Gelin, şu oranlara bir daha bakalım.
Soru: Hangi parti önde?
CHP yüzde 42, AKP 23.4, MHP 5, DP 0.6, DTP 0.4, DSP 0.5, diğer 2.1, kararsız 12.7, hiçbiri 2.8, cevap yok 10.5.
Cevap vermek istemeyenler ve kararsızlar dağıtıldığında sonuçlar nasıl oluyor?
CHP 49.6, AKP 32.2, MHP 9.2, DP 2.1, DTP 1.7, DSP 1.3, diğer 3.9.
Daha önce de yazmıştım.
Ne diyorsak o...
“Kocaoğlu’nun mu, Karataş’ın mı dediği olacak?” başlıklı yazımı şöyle özetleyebilirim:
“Yeni bir aday CHP’de yeni kavgalar demek. Konak’ta Muzaffer Tunçağ dışında bir başka isim telaffuz edilirse, Baykal, Karataş’a dönüp kimi istediğini soracak. Onun için Kocaoğlu ve İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu akıllı bir strateji izleyip tercihlerini Tunçağ’dan yana kullanıyor.
Peki ya bir başkasında ısrar edilirse... Emin olun ki, o zaman Karataş’ın dediği olur. CHP kulislerinde dolaşan bir ismi yazıyorum. İl Özel İdare’de, CHP’den milletvekili adayı olmuş bir isim Mehmet Türkbay... Ama Karataş’ın son dakikada kamuoyunun çok yakından tanıdığı bir ismi öne çıkarması bekleniyor...”
* * *
Kamuoyunun çok yakından tanıdığı isim Hakan Tartan’dı.
Aslında Karataş’ın adaylığının iptal edilmesinden sonra rüzgar Muzaffer Tunçağ’dan yana esmişti.
SİYASET de ekonomi gibi dalgalı... Nereye giderseniz gidin, insanların gözü televizyon ekranlarında...
“Dolar kaç olmuş, altın yeni rekor kırmış mı?”
Dövize endeksli bir yaşam...
Siyasetin barometresinde her an, her şey değişebiliyor.
Demirel’in o meşhur sözü hiç aklımdan çıkmıyor:
“Siyasette bir hafta bile uzundur...”
Gerçekten de öyle...
İZMİR siyasetinin son dönemde en çok konuşulan isimlerinden biri hiç kuşkusuz Kemal Karataş’tı.
CHP il başkanlığı döneminde Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’yla zaman zaman gerilen ilişkiler özellikle medyaya bolca malzeme veriyordu. Kim haklıydı, kim haksız birçok yorum var.
Bunların bir kısmının kamuoyu tarafından bilindiği, bazı ayrıntıların da parti içi mesele olarak dışarıya yansımadığı söyleniyor. Neyse...
CHP’de asıl önemli süreç belediye başkan adaylarının belirlenmesinde yaşandı. Kabul edelim ki, listelere Karataş damgasını vurdu. Kendi belirlediği ve ısrar ettiği adayların çoğunu başkan adayı yaptı.
Meclis listelerinde de bu hissediliyor. Bu ayrıntıyı atlamamak gerekiyor.
Karataş’ın il teşkilatındaki ağırlığı belki tartışılabilir ama Genel Merkez nezdinde oldukça yüksek olduğu bir gerçek... Karataş’ın Konak adaylığına gelen itirazları hem ilçe seçim kurulu haklı buldu hem de yüksek seçim kurulu...
Böylece Karataş’ın başkanlığa giden yolu kesilmiş oldu. Şimdi CHP’nin yeni bir aday açıklaması gerekiyor.
DEVLET Bakanı...
Ve Başmüzakereci...
Egemen Bağış...
İstanbul’da Beşiktaş’ta balıkçılar pazarına gidiyor.
Güya...
Halkın nabzını tutacak.
AKP’li belediye başkanları için oy isteyecek.
GECE gündüz siyaset konuştuğumuz için geçen hafta yaşanan bir olay gazetelerin satır aralarında kaybolup gitti.
Oysa politikacılar biraz da sokağın sesine dikkat etseler; inanıyorum ki kullandıkları cümleleri de değiştireceklerdir.
Türkiye’de yerel seçim süreci işlerken bir yandan da TOBB’a bağlı odalarda da başkanlık yarışı devam ediyor.
Olay Denizli’de yaşanıyor.
Denizli Sanayi Odası çok ilginç bir protestoya sahne oldu.
Meslek komiteleri ve meclis üyeleri seçiminde bir sanayici sandığa zarf içinde bir protesto yazısı attı.
“Yazık halimize! Bitmiş sanayinin ne seçimi olur ki?”
PAZAR pazar canınızı sıkmak istemem. Ama siz şöyle bir mesaj alsanız; ne yaparsınız?
Canınız sıkılmaz mı?
İnanın böyle her gün onlarca telefon, mesaj alıyorum.
Eminim sizler de benim gibi aynı duyguları yaşıyorsunuz.
Bunlardan sadeci birini sizlerle paylaşıyorum.
* * *
“Deniz Bey, selamlar...