Deniz Sipahi

DEFALARCA yazdım. Futbola endeksli bir spor bakışı İzmir’e kaybettiriyor diye...
Kanıt mı?
İşte Arkasspor...
Her maça gittiğimde görüyorum ki; İzmir yeni bir seyirci kitlesiyle tanışıyor.
Çoluk-çocuk, genci yaşlısı tribünlerde...
“Büyük Arkas” diye bağırıyor.
Neden bağırmasın...

MİLLİ Savunma Bakanı Vecdi Gönül İzmir milletvekili değil mi?
İzmir milletvekili...
Hem de İzmir’i en iyi tanıyanlardan...
Bu kentte valilik yapmış, birçok sorununu bilen, insanlarını tanıyan, potansiyelini bilen bir devlet adamı...
Her dönemde de kente katkısını esirgemeyen bir kişi...
Peki Gönül, geçen hafta cuma günü İstanbul’da Sabiha Gökçen Havaalanı yanındaki teknopark için Savunma Müsteşarlığı’nın, İstanbul Ticaret Odası’nın, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin “iyi niyet mektubu” imzaladığı törende bulunurken İzmir’in de bu konuda bazı izinleri beklediğini bilmiyor muydu?
Hadi ayrıntısını bilmiyordu diyelim.

NE güzel yazmış Feyzi Hepşenkal...
“40 yıllık Kâni’ler...”
Ve eklemiş...
“Bazı şeyler var olur, bazı şeyler var olmaz. Misal, teyzemin değil bıyığı, sakalı dahi olsa eniştem olmaz...”
Doğru ama...
Burası Türkiye...
Konu da siyaset olunca çık çıkabilirsen işin içinden...

AKP’NİN Büyükşehir adayı Taha Aksoy, “İzmir için değişim şart” dedi ve seçim startını verdi.
Değişimden kasıt yerelde farklı bir partinin göreve gelmesi anlamına geliyor.
Yani CHP yerine AKP...
Bunun kararını elbette İzmirliler verecek.
Seçime sayılı günler var ve 29 Mart akşamı kimin ipi göğüsleyeceğini göreceğiz.
Aksoy’un kullandığı bir başka slogan daha var.
O da “Sen İzmir’sin büyük düşün...”

BEN, İzmir ile İstanbul arasında bir kıyaslama yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
Çünkü İstanbul bir dünya kenti...
Ve çok az şehre nasip olabilecek potansiyele sahip.
Kültürse kültür, tarihse tarih...
Sanatsa sanat, yatırımsa yatırım... Bütün bunların ötesinde İstanbul’a bir de finans kimliği kazandırılıyor. İstanbul birkaç yıl sonra Avrupa’nın en önemli ekonomi başkentlerinden biri olacak.
Peki bütün bu avantajlara rağmen İzmir’e özgü şartlar da yok mu?
Olmaz mı?

GELİN bugün biraz geçmişe İzmir’in 17’nci yüzyıldaki sanat hayatına gidelim.
Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan tiyatro oyunları o dönemde güzel İzmir’de yapılıyor.
Kente yerli ve yabancı birçok tiyatro kumpanyası, oyunlar için geliyor.
Halkın ilgisini gören yetkililer ve özel girişimciler, tiyatro binaları inşa etmek için kolları sıvıyor.
Uluslararası standartlara uygun ilk bina 1830’da yapılıyor.
II. Meşrutiyetten önce temsiller Concordia, Kukuli, Elhamra, Eden, Sporting Kulüp, Thaetre VariÈtÈ, Thaetre de Smyrne, Cirque Accelsieur, Bornova ve Buca tiyatrolarıyla Alamira Bahçesi, Monaco ve Orphe Kahveleri, Avrupa Kulübü veya Gazinosu ve Sinematograf Tiyatrosu’nda veriliyordu.
Karagöz ve ortaoyunu gibi geleneksel tiyatro ve tulûat temsillerinin verildiği daha ilkel şartlara sahip binalar Çorakkapı, Tilkilik ve Kemeraltı semtlerinde toplanmıştı.

SİYASETİ meydanlardan televizyonlara taşıdığınızda daha dikkatli davranmanız gerekir. Meydanlarda ayrıntılar gözden kaçabilir.
Ama televizyonda en ufak detay gözünüze batabilir. En ufak mimik, hareket sizi ilgi odağı yapabilir ya da dikkatlerden uzaklaştırabilir.
Hele hele bu bir canlı yayınsa...
Yaptığınız bir yanlışı telafi etmek daha da zor olur.
O yüzden...
Bizde siyasetçiler televizyonlarda karşı karşıya gelmezler. Ne diyor Başbakan, “Ben Baykal’ı muhatap almam...”
Baykal ise her fırsatta televizyonda bir düelloya davet ediyor Erdoğan’ı...

EGE siyasetinin son dönemde en fazla konuşulan isimlerinden biri hiç kuşkusuz Kemal Karataş...
Karataş, CHP’nin Konak belediye başkan adayı olarak gösterildi. Daha da önemlisi İzmir’deki listelerde de Karataş’ın ağırlığı hissedildi.
Karataş, çıkan onca habere ve yazıya rağmen sessizliğini korudu.
Peki o ne düşünüyor; adaylıkla ilgili hangi planları var?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile arası açık mı, değil mi?
İşte Karataş’ın cevabı...
“Daha önce CHP İl Başkanı’ydım. O gün ne yapmam gerekiyorsa onu yaptım. Bugün Konak Belediye Başkan adayıyım. Konak Belediye Başkanı olunca da o zaman ne yapılması gerekiyorsa onu yapacağım. Her görevi layıkıyla yapmaya çalışırım. Ben CHP’nin il başkanıydım, Aziz Kocaoğlu da CHP’li Büyükşehir belediye başkanıydı. Kimse altında başka bir şey aramasın. Dünü bırakalım, yarına bakalım. Gerçek olan 29 Mart’ta bir seçimin olduğudur ve CHP, İzmir’de çok iddialıdır. Kocaoğlu’yla aramızda herhangi bir şey yok, aranmasın...”