Türkiye’de siyaset diliyle günlük dil çok farklı kullanılıyor.
Benim gibiler ise ortak dilin peşindeler...
Yani açık, dürüst ve net olanın...
Etiği unutmayan, verilen sözleri unutmayan...
Bugünkü fotoğrafa baktığımızda siyaset yapma biçimini de, politikacı profilini de beğendiğimizi söyleyebilir miyiz?
Sanmıyorum...
Uzun zamandır bir başka konuyu daha ısrarla gündeme getiriyorum.
Son dönemde siyasetten başka bir şey konuşmuyoruz.
Gayet normal...
Siyasi tansiyonun yükseldiği dönemlerde bu hep böyle olur; bir de bunun üzerine global kriz de eklenince endişeler daha da artıyor.
Çünkü önemli sivil toplum örgütlerinin uyarılarını hükümet pek de fazla dikkate almadı.
Başbakan Erdoğan’dan, “ABD’deki kriz bizi fazlasıyla etkilemez hatta krizden faydalanabiliriz” anlamına gelen bir açıklama gelince bu kaygı daha da artmış oldu. Oysa beklentiler çok daha kapsamlı bir ekonomik programdı.
Toplumun genelinde bir alternatif arayışı var.
Çünkü geçmişin deneyimleri tek başına iktidara gelen partilerin ikinci dönemlerinde yalpalamalar olduğu, çözülmeler yaşandığı, halkın beklentilerinden uzakta politikalar üretildiğini gösteriyor.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Etiği ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Çağatay Üstün, Atatürk’ün 1930 yılında Afet İnan’a teslim ettiği el yazısı notlarında yer alan bir sözünü hatırlatıyor.
“Ahlâk mukaddestir. Çünkü aynı kıymette eşi yoktur ve başka hiçbir çeşit değerle ölçülemez.”
Ne kadar doğru değil mi? Üstün’ün etik, özellikle de siyasette etik konusundaki uyarılarını zaman zaman köşemde yer veriyorum.
Üstün diyor ki...
“Türkiye’nin şu an için ne ekonomik, ne de siyasi bir açmazı öncelik taşımaktadır. Elbette bunlar da önemli sorunlardır. Ancak bugün için çözüm bekleyen en acil sorun etik ilke ve değerler sistemimizin hızla bozulması, etik düzlemin olanca hızıyla sarsılmaya başlaması ve toplumun içine bunun yarattığı olumsuz etkilerin önlenemez şekilde sızmasıdır. Ekonomik tedbirler alabilir, bununla ilgili politikaları değiştirebilir ya da siyasi ortamı düzene koyabilirsiniz. Fakat etik
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ne diyor? “Bizim hesaba çekileceğimiz zamanlar demokrasi uygulamasında neresidir; sandıklardır. Her sandıklar kurulduğunda hesaba çekilir. Ama siyasetçi kendisini daha önceden hesaba çekemiyorsa, çekmiyorsa o zaman geldiği gibi, sandığa gömülürsün. Siyasette mezar sandıktır. Bunun acı faturaları var. Öyleyse bunu bilerek çalışacağız ve milletle el ele olacağız. Milletle karşı karşıya olmayacağız. Bazen birileri çıkabilir ama biz ne dedik biz kimsesizlerin kimsesiyiz.”
İyi, güzel
Dedemle (annemin babası) sohbet etmeye bayılırdım. Her sözü bana kitap gibi gelirdi.
Daha doğrusu kocaman bir cilt kitabı okumuş kadar kendimi iyi hissederdim.
İlerleyen yaşına rağmen müthiş bir hafızası vardı.
Çok eski İzmirli olduklarından; sokak sokak kimler oturur, kimlerin dükkanları var, hepsini isim isim bilirdi.
İzmir gibi büyük bir kentin arşivi sanki dedemin beyninde sanırdım.
Bir isim söylerdim; aile boyu anlatırdı.
Gerçek öyküleriyle...
Böyledir...İktidar bir süre sonra yorulur.
Yoruldukça yalpalamaya başlar.
Yanlışlar, yeni yanlışları getirir.
İletişim kopar.
Ne söyleseniz kabul edilmez.
Ne yapsanız yeterli görülmez.
Eleştiri nankörlük olarak algılanır.
Yüksek Seçim Kurulu’nun yerel seçimlerle ilgili belirlediği tarih 29 Mart 2009... Geçmiş dönemlerde yapılan seçimlere göre bizi şöyle bir takvim bekliyor.
1 Ocak: Seçimin başlangıç tarihi. YSK, aynı gün, seçime katılacak partileri ilan edecek. Partilerden seçimde hangi seçim çevresinde hangi usul ve esaslarla aday tespit edeceklerini bildirmeleri istenecek.
5 -7 Ocak: Sandık seçmen listeleri askıdan indirilecek, sandık seçmen listelerine yapılacak itirazlar karara bağlanacak.
8 Ocak: İl seçim kurulları, belediye meclisi ve il genel meclisi asıl ve yedek üye sayılarını seçim çevrelerine göre tespit edecek.
9 Ocak: Siyasi partilerin hangi seçim çevresinde hangi usul ve esasa göre aday tespiti yapacağını kesin olarak YSK’ya bildirmeleri istenecek.
13 Ocak: Ön seçim ilçe seçim kurullarının oluşturması çalışmalarına başlanacak.
19 Ocak: İlçe seçim kurulları oluşumu tamamlanacak ve kurullarda görev alanlara görevlendirildikleri bildirilecek.
İzmir’i gerçekten çok seven, bu kent için karşılıksız çalışan, düşünen, hayallerini hayata geçirmek için uğraşan çok değerli gönül elçileri var. Bu isimsiz kahramanlar üşenmeden, gece-gündüz demeden; ülke ülke dolaşıp İzmir’i anlatıyorlar, İzmir’i tanıtıyorlar.
Bugün size o isimlerden birinden bahsetmek istiyorum.
Doktor İnci Erkin...
Erkin, klasik tıp yanı sıra “tamamlayıcı tıp” alanında da önemle çalışmalara imza atmış bir kişi...
Çiftçi kökenli bir aileden geldiği için naturel tedavilerin inatçı bir