KONDA’nın yaptığı anket hala tartışılıyor. Gayet normal... Çünkü CHP’lileri bile şaşırtan sonuçlar var. Örneğin Kemalpaşa’da, Aliağa’da, Ödemiş’te, Bayındır’da, Torbalı’da, Tire’de beklenilenin üzerinde bir oy artışı var.
Anketin yapılma tarihi 30-31 Ağustos...
Oysa seçimler 2009’un Mart’ında...
Daha adaylar belli değil ve henüz projeler ortaya dökülmüş değil.
O yüzden benzer anketler, ocak-şubat aylarında yapılsa önümüze çok farklı tablolar gelebilir.
Yine de bu anketin CHP teşkilatlarında bir moral artışı yaptığı, AKP’de ise biraz gerginlik yarattığı ortada.
AKP’nin bir ivme yakalayabilmesi için adaylık sürecini hızlandırması gerekir. Partililer birkaç yıldır durmadan çalışıp duruyor ama bu dakikadan sonra çıkış ancak adayların sahaya inmesiyle olabilir.
Kemal Derviş Türk siyasetinde en fazla tartışılan isimlerden biri oldu.
Derviş ismi bazı çevreleri çok heyecanlandırdı, hatta siyasete uzak bakanlar bile uygun şartlar olması halinde politikaya atılmayı bile düşündü.
Bazı çevreler ise Derviş’e mesafeli davrandı. Onların gözlüğünden bakıldığında bu da anlaşılabilir bir şeydi.
Çünkü Derviş’in Türkiye’de görev yaptığı dönemlerde olağanüstü koşulların olduğu bir süreçti.
Ekonominin tüm aktörleri devre dışı kalmış, Cumhuriyet tarihinin en derin kriziyle karşı karşıya kalınmıştı.
14 Nisan 2001’de “Güçlü Ekonomiye Geçiş” programı açıklandı.
Derviş’e çok ağır eleştiriler yapıldı.
Hafta başında bütün dünya toz-dumandı... Para piyasalarında tansiyon iyice yükselmiş, kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Aslında güven bunalımı panik havasını arttırmış, herkes olan-biteni izliyordu.
Tabii merak edilen bir soru vardı. “Dip bulundu mu, daha kötüsü olur mu?”
40 yıldır İsviçre’nin en önemli fonlarının başında olan Maurice Danon, İzmir’de bu sorulara yanıt vermeye çalışıyordu. Danon, önce bir giriş konuşması yaptı. Deneyimli, soğukkanlı ve öngörü sahibi bir yönetici olarak Danon bile önümüzdeki aylarda yaşanabilecekleri tam tahmin edemiyordu.
Çünkü gidilecek yollar alternatifliydi. Elbette seçilecek çözüm paketleri de... Tercihe göre direksiyon başına geçilecek ve yolun bozuk olup olmadığı ancak o süreçte belli olacaktı. İnteraktif bir ortamda Danon’un konuşması bölen sorular da oldu, katkılar da. Örneğin şöyle bir soru sorulurken, Danon müdahale etti.
“Genel algılama İsviçre bankalarının bu süreçten daha güçlü çıkacağı yönündeydi. Ne oldu da İsviçre bankaları da likidite krizine girdi ya da yakalandı?”
Maurice Bey, “Sorunuzda bir gramer hatası var, bunu düzeltmek zorundayım kusura bakmayın” dedi. Ve devam etti.
“İsviçre bankaları diye bir şey artık yok. Güçlü
Önceki gün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın önemli bir buluşma gerçekleştirdiler.
Son dakika bir aksilik olmazsa Karayalçın, CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacak, SHP’nin de CHP’ye katılması bekleniyor.
Solda bütünleşmeyi arzu edenler için tarihi adımlar...
CHP Genel Merkezi, özellikle kritik gördüğü kentlerle ilgili anket çalışması yaptırıyor.
Ankara’da öne çıkan isim Karayalçın oldu.
Baykal da bu sonuçlara itibar ederek bir zeytin dalı ortaya attı, Karayalçın da buna karşılık verdi.
Karayalçın’ın Ankara’daki seçimleri zorlayacağı biliniyor.
Özel Ege Lisesi Kurucu Temsilcisi, değerli dostum Yansı Eraslan son günlerde sık sık dile getirdiğim “etik” kavramıyla ilgili yazılarımdan sonra kısa bir not yollamış, bazı araştırmalardan örnekler vermiş.
“GfK” ve “Wall Street Journal Avrupa” işbirliğiyle yapılan araştırmanın sonuçlarına göre...
1. Türklerin yüzde 93’ü vergi hilesinin, yüzde 86’sı sporda şikenin, yüzde 89’u aşk ilişkisinde aldatmanın, yüzde 92’si ise iş ilişkisinde hilenin ciddi bir sorun olduğuna inandığını söylüyor.
2. Türklerin çoğunluğu Avrupa ülkeleri arasında hilenin en yüksek olduğu ülke olarak önce kendi ülkelerini, ardından İtalya’yı görüyor.
3. İnsanlarımızın yüzde 72’si hile ve aldatmanın 10 yıl öncesine göre daha yaygın olduğuna inanıyor.
Eraslan, ulusal kültürle organizasyonel kültür arasındaki ilişkileri inceleyen Maastricht Üniversitesi emekli profesörü Geert Hofstede’nin şu sözünü hatırlatıyor.
“Pazardaki rekabet, kurumları normatif olmaktan çok, pragmatik olmaya itmektedir...”
Telefonum çaldığında İzmir’den binlerce kilometre uzaktaydım. Arayan çok sevdiğim bir dostumdu.
İzmir’in yakından tanıdığı, daha doğrusu dünyanın bildiği, aradığı; hocaların hocası Prof. Dr. Adnan Akyarlı’ydı.
Sesi kesik kesik geliyordu.
Zar zor...
“Yeğenimi kaybettim...” sözünü duyabildim.
Kısa bir başsağlığı diledim.
Konuşamadı bile...
19 Şubat 2001 gününü hatırlayın. Milli Güvenlik Kurulu toplantısında patlak veren krizle ülkeden bir günde 7.6 milyar dolarlık döviz çıkmıştı. Repo faizleri yüzde 760’a kadar çıkmış, borsa yüzde 14.6 düşmüştü. Repo faizleri 21 Şubat 2001’de yüzde 7500’lerdeydi. Borsa yüzde 18.1 düşmüş, üç günlük kayıp yüzde 29.3’ü bulmuştu. Dalgalı kura geçilince, dolar 689 bin liradan 964 bin liraya çıkmış, faizler yüzde 5 bin 200’leri görmüştü. 23 Şubat’ta kredi kartı faizleri aylık yüzde 60’lara çıkmıştı. Standard and Poor’s Türkiye’nin kredi notunu düşürmüştü.
Bu süreç içinde Türkiye’de dünyada benzeri görülmemiş bir olay gerçekleşti; fiyatlar kayboldu. Aşırı yükselme gösteren doların fiyatı belli olmadığından, kimse malına, hizmetine değer biçemiyordu, alım satım durmuştu.
Bu işleri düzeltecek birileri arandı. Üçlü koalisyon kendi içinde bu işi çözemeyeceğini anlayınca dünyada çok iyi tanınan ama Türkiye’de pek bilinmeyen bir ismin kapısı çalındı.
O kişi Kemal Derviş’ti. Derviş önce Merkez Bankası
KONDA’nın İzmir’de yaptığı anket çalışmasının sonuçlarını Milliyet Ege’de okumuşsunuzdur.
CHP yüzde 62, AKP yüzde 25.7, MHP yüzde 6.3 çıkıyor.
Araştırmayı yapan herhangi bir şirket değil.
KONDA...
AKP’nin yüzde 47’sini de, yüzde 37’sini de bilen şirket...
Daha önceki yerel seçimlerde de neredeyse tam isabet yapmış bir kuruluş. O yüzden bu sonuçlara itiraz edenler herhalde konuşurken biraz daha temkinli olacaklardır.
Araştırma geniş kapsamlı... Hem merkez var hem de İzmir’in ilçeleri... Türkiye’deki seçmen profili dikkate alınarak yapılmış, her türlü detay var.