Dağınık evler ve karışık dolaplar kilo vermenizi geciktirebilir. Organize olma ve düzen konusunda kitaplar yazan ABD'li Peter Welsh, 'Dağınıklık Kalçalarımı Şişman Gösterir mi?' kitabında "Kafanız, kalbiniz, kalçalarınız ve eviniz birbirine bağlıdır" diyor
Bedeniniz üzerinde çalışmaya başlamadan önce, evinizi organize edin diyen Peter Welsh’in bu konudaki önerilerini sizlerle paylaşmak istedim. İşte denemekten zarar gelmeyecek bazı öneriler: Odalarınız kullanılmayan şeylerle doluysa, sadece evin düzensiz görünüşü bile, kendinizi başarısız ve kontrolsüz hissetmenize yol açabilir. Huzursuz olduğunuz zaman, diyet programını uygulamakta gösterilen özensizliğin açıklaması bu olabilir.
Kilerinizi ve dolaplarınızı ayıklayın
Organizasyon ve kontrole 'evinizin kalbi' mutfağınızdan başlayın. Eğer mutfağınız düzensiz olduğu kadar, tepesine kadar abur-cuburla doluysa sağlıklı yiyecek seçimi yapmanız çok zor. Kileriniz ya da kavanozlarınızı sakladığınız raflar karışıksa, sağlıklı yiyecekleri hazırlamanız kolay olmayacaktır. Rafları boşaltın, temizleyin ve mümkünse beyaza veya parlak renklere boyayın. Aynı zamanda, buzdolabınızı ve dondurucunuzu da iyice elden geçirin.
Yüksek
'Güzel yaşlanma' birçok etkenin bir araya gelmesiyle oluşur. İçinde hayata bakış açısından beslenmeye kadar pek çok şey vardır
İzole olmamak, sosyal çevreyle ilişkileri devam ettirmek, aile ve arkadaşlara destek vermek, etkinliklerden haberdar olmak, pozitif düşünmek önemlidir. Yaşamınızda ne kadar çeşitlilik olursa, ilerleyen yaşlara zihinsel ve duygusal olarak adapte olmanız o kadar kolaylaşır. Yaş ilerledikçe, tansiyon, şeker, kalp hastalıkları, kanser riskleri artar. Ancak, haklı olarak yaşamımız boyunca fit ve genç kalmak istiyoruz. Hiçbirimiz ilerleyen yaşlarla ilgili rahatsızlıklarla uğraşmak istemeyiz. Bedenen ve ruhen sağlıklı kalmak için en iyi yollardan biri, gıda olarak zengin ve sağlıklı bir diyet uygulamaktır. Ama bunun temellerini genç yaşta atmakta fayda var. Her şeye rağmen ne kadar erken başlarsanız o kadar iyi.
Önemli olan, zayıflatan bir beslenme programı değil, yaşam şartlarınıza uygun bir beslenme tarzını benimsemektir. İyi beslenme, hayatın her dönemi için güçlü bağışıklık sistemi ve zihin, yüksek seviyede enerji, hızlı iyileşme, kronik hastalıkları daha iyi yönetebilme olanakları sağlar. Uzun süreli sağlık için daha iyi beslenmede yapılabilecek ilk
Ben üç aylık bebeği olan 35 yaşlarında bir kadınım. İlk bebeğimin doğumundan sonra kilolarımı hemen vermeme rağmen, ikinci hamileliğimde aldığım 15 kilonun sadece beş kilosunu verebildim. Yani 10 kilo fazlam var ama bebeğimi emzirdiğim için uygun bir program uygulamam gerekiyor. Yardımcı olursanız sevinirim. E. Ö.
Hızlı kilo kaybı için yapılan düşük kalorili diyetler, annenin süt verimini olumsuz yönde etkiler. Özellikle karbonhidrat ve proteinden fakir beslenme tarzı sütü azaltır. Protein ve kalsiyum bakımından zengin süt, yoğurt, peynir ve yumurta annenin beslenmesinde önemlidir. Ayrıca her gün mutlaka et, tavuk veya balık tüketilmelidir. Doğum sonrası ilk dört ayda aylık yarım ya da bir kilo zayıflamak normaldir. Ancak anne çok şişmansa ayda iki kilo kayıp gözlenebilir. İki kilo üzerinde zayıflamak emziren anne için sakıncalıdır. Süt vermeye devam ederken dengeli beslenirseniz, bebek bir yaşına geldiğinde siz de doğum öncesi kilonuza rahatlıkla gelmiş olursunuz. Daha hızlı kilo vermek istiyorsanız ilk altı ay dolduktan sonra diyet desteği alabilirsiniz.
Evde pişen yemekler, mutfaktaki malzemeler ve market sepetindekiler beslenme alışkanlığının gelişmesinde ilk adımlardır. Dengeli beslenmeyi öğrenmek için gelen çocukların ortak bir noktası var: Sebzeleri tanımıyor ve isimlerini karıştırıyorlar
Çocuklarının dengeli beslenmeyi öğrenmesi için başvuran anne-babalar var. Beslenme ve diyet uzmanı profesyoneller genelde kilo vermek veya tedavi amaçlı özel diyet listeleri hazırlamak konusunda akla geliyor. Beslenme biliminde tedbir almak tedaviden önce gelir. Çocuğunuzun dışarıda yemek yemeye başlayacağı dönemlere gelmeden önce beslenme bilincine kavuşması gerekir. Böylece kilolu bir ergenlik ve yetişkinlik dönemi yaşamaması için önlem alabilirsiniz.
Beslenme konusunda biliçlenmek için gelen çocuklar sürekli ailelerine dönüp “Hani çiçek gibi olan var ya neydi adı?”, “Ufak, yuvarlak ve yeşil olan”, “Kötü kokan beyaz yapraklı” tanımlamaları yapıyorlar. Çoğunlukla da yüzlerini buruşturuyorlar. Araştırmalara göre çocuğun markete gitmesi, pazar dolaşması ve ailesiyle seçip satın aldığı şeylerin pişirilmesine destek vermesi, yemeğe olan ilgisini etkiliyor.
Beslenmede çevresel etki
Evinde 12 yaş ve üzeri çocuğu olan aileler üzerindeki
Obezlerin geçmişine bakıldığında, çoğunun ergenlik dönemini kilolu geçirdiği görülüyor. Bu dönem, gelecekteki vücut ağırlığıyla ilgili birçok parametrenin göstergesi. Anne-babalara büyük sorumluluk düşüyor
Bu konuda yapılan çalışmaların sonuçlarına göre obez ergenlerin yüzde 70’i obez yetişkin oluyor. Ergenlik döneminde vücuttaki yağlanmanın en önemli dezavantajı, büyüyen ve sayısı artan yağ hücreleridir. Yani yağ hücresi hem hacim olarak genişliyor hem de hücre büyümesi çok hızlı olan bu dönemde çocuğun yağ hücrelerinin sayısı da artıyor. Yetişkinlik dönemine gelip kilo vermeye çalıştığında verdiği kilolar yağ hücrelerinin içinin boşalmasıyla oluyor ama hücre sayısı azalmıyor. Bu yüzden de yeniden kilo alma ve yağlanma riski ortaya çıkıyor. Ergenlik döneminde fazla kilolarından dengeli beslenme ve egzersizle kurtulanlarsa kas ve yağ hücre sayısını ideal orana getirdiklerinde kendilerine harika bir fırsat yaratmış olur.
Bir çalışmada, obez olan ve başarıyla kilo veren 62 ergenle yine obez olan ve kilo veremeyen 68 ergen karşılaştırılmış. Çıkan sonuçlar davranış değişikliğinin beden tipine yansımasını çok iyi gösteriyor. Başarılı şekilde kilo verenlerde göze çarpanlar
Düzenli beslenme ve egzersizle insülin direncini kırmak mümkün. Tedaviye, öğün aralarında karbonhidrat ve proteini yan yana tüketerek başlayabilirsiniz. İşte yardımcınız olacak örnek mönü
Yapılan tetkikler sonucunda doktorum, insülin direncimin olduğunu ve ilaç kullanmaya başlamamı söyledi. Özellikle son birkaç yıldır bel çevremin kalınlaştığının da farkındayım. Kendimce uyguladığım diyetlerle bir ayda iki kilo verdim ancak göbek bölgesinde değişim olmadı. 51 yaşındayım, haftada 2-3 kez yürüyüş yapıyorum. Meyve yemeği çok seviyorum, tatlıyla aram iyi ve çok çabuk acıkıyorum. Bana uygun bir diyet programı hazırlar mısınız?
M.S. /Antalya
Merhaba M.S. Bey,
Sürekli tatlı yeme ihtiyacı, açlık halinde konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik, yemekten 3 -4 saat sonra anormal derecede acıkma ve gece tatlı isteği gibi şikâyetler insülin metabolizmasında bozukluğa işaret eder. Özellikle fazla kilonuz varsa ve yağlanma karın bölgenizde dikkat çekiciyse insülin direnciyle karşı karşıyasınız demektir. Bu direnci kırabilmek için öğün aralarında karbonhidrat ve proteini yan yana tüketmek (meyve tercih ettiğinizde yanında süt/yoğurt/ayran/ peynir/fındık gibi protein kaynağı olmasına
Özellikle kalabalıkla yemek yerken etraftan gelen 'tuzak' sorulara hazırlıklı olmalısınız. Farkında olmadan ‘evet’ dediğiniz her şey size kilo olarak geri dönecektir
Son dönemlerde, kilo yönetimiyle ilgili konularda görsel ipuçları (Porsiyon büyüklüğünü gözünde canlandırabilmek), yemek malzemelerinin miktarı ve dikkat dağıtan (Hedefinizden sapmanıza neden olabilecek) maddeler önem kazanmaya başladı. Yeni bilimsel çalışmalarda, yemek seçimlerini etkileyen üç çevresel etken bulundu:
1) Sosyal baskı,
2) İmalı satış,
3) İsim çelişkisi
1) Bir dilim ekmek daha ister misin?
Tatlıları tüketirken 'ölçülü' olmak önemlidir. Don-durma, light tercih edilirse bir porsiyon meyveye denk gelir. Ancak üzerine sos ekletirseniz en az 75 kalori daha alırsınız, dikkat!
Bir top dondurma yesem diyetim bozulur mu? Light olanı mı tercih etsem yoksa meyveliler daha mı masum? Dondurma en sevilen tatlılardan biridir. Özellikle yaz aylarında bolca tüketilir. Sade dondurma, dünyada en fazla üretilen çeşit olsa da çikolatadan kurabiyeye, meyveden yemişlere pek çok çeşidi var. Ayrıca yağı azaltılmış veya tamamen alınmış sütten yapılanlar, süt yağları yerine bitkisel yağlardan yararlanarak hazırlanmış olanlar, kalp damar ve şeker hastaları için özel formüle edilmiş dondurmalar ve hemen tüketilmesi gereken yumuşak dondurmalar da piyasada. Dondurmanın yapım aşamasında süt, sütün yağsız kuru maddesi, şeker, glikoz şurubu gibi tat verici maddeler, stabilizatör, emülgatör, bitkisel yağ veya süt yağı, çeşidine göre çikolata, kakao, meyve, yemiş, karamel gibi besinler, sahlep, doğal ve doğala özdeş aromalar kullanılmaktadır.
Dondurmanın besin değeri
Dondurma, besin değeri yüksek bir tatlıdır. İçeriğinde protein ve karbonhidratın yanı sıra A, B, C, D, E vitaminleriyle kalsiyum,