Yine, tarih yazdık!..

21 Haziran 2000


       Mağlubiyet halinde ağzımıza geleni söylüyoruz.
       Galibiyet halinde sanki o çok ağır eleştirileri yapan biz değiliz.
       Hemen, "tarih yazıyoruz".
       İtalya mağlubiyeti, İsveç beraberliği; Denizli'nin ne altı kaldı ne üstü.
       Belçika galibiyeti; gözümüzdeki, kalemimizdeki, sözlerimizdeki bu Mustafa Denizli sanki o Mustafa Denizli değil.
       Hele maçı anlatan spikere yardımcı olan yılların Turgay Şeren'ini dinleyen başka bir milli maçı seyrediyor şüphesine düşebilirdi.

Yazının Devamı

Eski kartallar

20 Haziran 2000


       Ekrem Alican öldü.
       Birinci sayfadaki başlık bu. Haber başlığı. Küçük bir haber, küçük bir başlık.
       Bazı gazetelerde o da yok.
       Genellikle, ölüm haberlerindeki ve ölüm ilanlarındaki adaletsizlik dikkatimizi çekmez mi?
       Tam sayfayı dolduran herhangi bir kişinin ölüm ilanlarının yanında örneğin bir profesörün, eski bir devlet adamının, hatta emekli bir gazetecinin ölüm ilanlarına bakın, çoğu zaman "çift sütun" bir duyuruyla yetinildiği görülür.
       Belki de "bundan tabii ne olabilir, para meselesi" denilecektir. Ama bunu söyleyenlere şu sorulabilir: O kişilerin mensup olduğu kuruluşlar tevazu ile paranın baskısından kurtulup mensuplarıyla ilgili duyuruları biraz büyütemezler mi?

Yazının Devamı

İstanbul'a 8 Şanzelize

18 Haziran 2000


       İSTANBUL Belediyesi diyor ki:
       "İstanbul'un en önemli sorunlarının başında ulaşım konusunun geldiğini herkes kabul ediyor.
       Bilindiği gibi İstanbul'da kent içi ulaşım karayolu ağırlıklı olup, lastik tekerlekli araçlarla yapılan taşımacılık yüzde 90'lık paya sahiptir. Büyükşehir Belediyesi, İstanbul'un ulaşım problemlerini raylı sistem projeleri ile çözmeye çalışmaktadır. Raylı sistem kalıcı sistem olduğu için bu sorunun çözümünde önemli bir rol oynayacaktır. Ayrıca raylı sistemin deniz ve kara taşımacılığına da entegre olması gerekir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yürüttüğü raylı sistem çalışmaları, metro, hafif metro, tarmvay, finiküler, halatlı sistem, banliy" trenleri gibi başlıklardan oluşmaktadır.
       Taksim - 4. Levent arası metro hattı ile İstanbul'daki raylı sistem yaklaşık 50 kilometreye çıkmış bulunuyor.
       Bu miktar İstanbul'da gerekenin ancak yüzde 10'udur.
       * * *

Yazının Devamı

Cezaevinde komedi ve dram

17 Haziran 2000


       CEZAEVLERİMİZ Allah'a emanet. Daha doğrusu mahkumlara emanet... Dün yine Bayrampaşa Cezaevi'nde olaylar çıktı. Ölenler, yaralananlar oldu.
       Bir yandan da cezaevinde iki dakikalık açık görüşte, bir mahkum nasıl çocuk sahibi olur? Yetkililer heyet kurmuş Sivas E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bunu inceliyor. Yerinde keşif yapılıyor, tatbikat yapılıyor.
       Nasıl bir keşifse?..
       Oysa bir adam nasıl çocuk sahibi olur? Adem'le Havva'dan beri bellidir.
       Bu arada bazı cezaevlerinde de infaz koruma memurları mahkumdan dayak yiyor.
       Bu da ayrı bir komedi...

Yazının Devamı

"Umut'ta yanlışlar oldu" demek yetmez

16 Haziran 2000


       DEVLETİ yönetenler iki düşünüp bir söylemeli.
       Ama, yeni olayların gölgesinde de kalmış olsa şu Umut Operasyonu'nu hatırlayın. Sanki hiç düşünmeden konuşuldu...
       Halka umut verildi.
       Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok cinayetleri aydınlanmıştı.
       Sanıklar bülbül gibi konuşuyordu.
       Konuşmalar, ifadeler sayfa sayfa medyaya sızdırılıyordu.

Yazının Devamı

20 yıl önce M. Ali Ağca

15 Haziran 2000


       Abdi Bey'in katili 20 yıl sonra Türkiye'ye getirildi. Ama işbirlikçileri, cinayetin arkasındakiler hala ortada yok.
       Ağca 25 Haziran 1979 günü yakalandıktan sonra 10 Temmuz 1979'da o günkü iktidar partisi CHP'nin Genel Sekreteri Üstündağ'ın söylediği şu cümle ilginçti: "Şimdi en büyük özlemimiz, İpekçi'yi öldürenlerin arkasında kimlerin olduğunun meydana çıkartılmasıdır."
       Maalesef, bu özlem 20 yıl sonra bugün de canlılığını koruyor.
       * * *
       AĞCA'nın Abdi Bey'i öldürdüğü o günü unutmak mümkün değil.
       Akşam Milliyet'ten çıkıp biraz da erken sayılabilecek bir saatte eve gelmiştim.

Yazının Devamı

Merkez sağa bubi tuzağı

14 Haziran 2000


       İNÖNÜ ile Menderes döneminden, yani 1946'lardan, 1950'lerden başlayarak Türkiye'de adı konmamış bir merkez sağ ve merkez sol oluştu.
       Bu sağ da, bu sol da güçlüydü.
       Çünkü siyasi yelpazede onlardan başkası yoktu.
       Peki varlığı inkar edilemeyecek olan diğer görüşler neredeydi?
       Ya merkez sağın ya da solun içinde.
       Bugün merkez sağ da, merkez sol da güçsüz.

Yazının Devamı

Olumlu karar: Sezer Şam'da

13 Haziran 2000


       HAFIZ Esad'ın ölümü çeşitli yankılar uyandırdı.
       Bu ölüm bir bakıma en çok da bizi, yani Türkiye'yi ilgilendiriyor.
       Esad hayattayken uyguladığı politika da Ankara'yı çok yakından ilgilendiriyordu.
       Esad 30 yıla yakın bin süre pek de güçlü olmayan Suriye'yi güçlü gösterme başarısını sürdürdü.
       Halkının çoğunluğu Sünni olan bir ülkede tek başına Nusayri (Alevi) hakimiyetini kurup yürütebildi.
       Mişel Eflak'tan aldığı Baas ilkelerini kendi anlayışıyla meczedip Suriye rejimini yerleştirdi.

Yazının Devamı