Masaya yumruk

6 Temmuz 2013

Bir kere korkak/ürkek federasyon istemiyordum ben... Zor güç karar veren, baskı görünce kararından dönen, hiç istemiyordum.
Hele koltukta kalmak için eyyam yapan...
Aman aman !
Ve endişeliydim açık söyleyeyim.
Çünkü en zor, en savunmasız günlerini geçiriyordu Demirören Federasyonu.
Bir yanda “tek seçici” durumundaki Kulüpler Birliği, bir yandan ceza yağdıran UEFA ve her boyda tepetaklak Milli Takım.
Bu koşullarda “Futbol Siyaseti” diye bir olay varsa, yabancı sayısı yüzünden 17 kulübü karşısına alması intihardan farksızdı.

Yazının Devamı

Kendi düşen ağlamaz

5 Temmuz 2013

Hiç kimseye “kendisine rağmen” iyilik yapamazsınız. Sadece çocuklara biraz “ısrar” edilir; o da ergenliğe kadar.
Büyüklere, hele koskoca kurumlara/kulüplere asla.
Futbolda yabancı sayısı konusunda olduğu gibi!
***
Bir sene önce “Ayağınızı denk atın” diyor Federasyon; “Gelecek sezon yabancı futbolcu sayısını 6+0 yapıyorum”.
Sıfır itiraz.
Yumurta kapıya gelip “Kuralı değiştirdim” deyince, “Yandım Allah”!

Yazının Devamı

Büyük keşif!

3 Temmuz 2013

Medya, Fenerbahçe ve futbol ailesi, Mehmet Ali Aydınlar’ı yeniden keşfetti eksik olmasınlar!..
Makbul olanı, en başta hizmet verdiği Fenerbahçe kulübü marifetiyle başlayan ve rüzgara yelken tutanın yalın ayak koştuğu, biraz insaflı ama ürkeklerin sessiz kaldığı, bizim gibi Donkişotların karşı durduğu “linç kampanyası” sırasında elinden tutmaktı.
Lakin hiç yoktan iyidir.
Günah çıkarıyorlar ya... Bu sefer de sayın Aydınlar üzerinden saçma sapan analizler yapıyorlar:
“Aydınlar UEFA ile pazarlığı yapmış puan silmeye razı etmiş. Kabul etsene”!..
Yahu başta Aziz Yıldırım, tüm Fenerbahçe’nin iddiası, “Biz şike yapmadık” değil miydi?..
Hala öyle. Olay hala dava sürecinde. Niye kabul etsin o sırada Fenerbahçe? Nasıl kabul etsin?

Yazının Devamı

Doping, şikeden hafif suç mu?

2 Temmuz 2013

Bir sorum var tüm sporseverlere: Basit bir soru; “Şike ile doping arasında ne fark var”?..
Hiç; değil mi?
Yarışta öne geçmek için rakibe “para zerk etmek” ile kendine “ilaç şırıngalamak” aynı mesele.
Hedef tamamen “duygusal”...
Bu arada memleket rezil oluyor.
Her türlü organizasyon tehlikeye giriyor.
İnsanlar spordan tiksiniyor.

Yazının Devamı

Seçim Fenerliler’in

29 Haziran 2013

İyice emin oldum artık... Bir yorumcu için en büyük tuzak, Aziz Yıldırım’ın açıklamalarından yola çıkarak Fenerbahçe’yi anlamaya anlatmaya çalışmak!..
Çünkü, hücum ve savunmadan Aziz Yıldırım kadar kompakt konuşan bir başkan bulunmamaktadır.
Kalp elektrosu gibi... Bir an en coşkulu, en uç noktada, bir an dibe vurmuş durumda. İniş çıkışa rağmen, kalın bir çizgi çıkıyor ortaya uzaktan bakınca...
Bir sevecen, bir haysiyet kırıcı.
Bir toparlayıcı, bir ayıran, yok eden.
Hoşgörü ile kızgınlık iç içe.
“İniş çıkıştan azade” tek konu Fenerbahçe...

Yazının Devamı

Kaldık biz bize!

27 Haziran 2013

Minik bir sorum var Trabzonspor yönetimine... Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın UEFA cezalarına acaba Başkan Hacıosmanoğlu’nun zehir zemberek söylemlerinin, keskin bakışlarının, ağır abi tavırlarının etkisi oldu mu?
Futbol Federasyonu’ndaki kürsüden tarihte eşi benzeri görülmeyen sertlikte konuşması, özellikle Fenerbahçe’yi yönetenlerin ahlâkını sorgulaması, ona destek olacaklara “potansiyel ahlaksızlığa ortaklıkla” suçlaması, Federasyon’u “kimseyi savunamayacak hale getirme” çalışması sayesinde mi iki büyük kulüp, dolayısıyla Türk Futbolu cümle aleme rezil olacak cezalar aldı ve Trabzonspor’un kupasına kavuşma olasılığı arttı?
Yanıt; kesin olarak hayır!
Zerre kadar tınmamıştır UEFA.
Nereden mi biliyoruz?
Tınsa... Daha önce değil ama İsviçre’deki duruşma aşamasında bizzat Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın ağzından dökülen “Umarım, ceza almazlar, aklanırlar” ifadesi de en az Trabzonspor ve sayın Başkanı kadar etkili olur, tam tersi bir karar çıkardı.
Bizimkiler, ister “gebersinler” ister “gönensinler” desinler, bir kulağından girer diğerinden çıkar UEFA’nın.

Yazının Devamı

Yargıtay neden gecikti!

26 Haziran 2013

UEFA’nın müfettişleri Fenerbahçe ve Beşiktaş ile yöneticileri için “ceza” isteyen raporlarını -bu ülkedeki ilk muhatapları TFF’nin kararlarına değil de- 16. Ağır Ceza yargılamasına dayandırmışsa, Yargıtay sürecini beklemeleri gerekmez miydi?
Madem ki, TFF’nin kurullarından değil yargı sisteminden referans gösteriyorsun; “tüm süreçleri tamamlanmamış kararın” gerekçelerini neden kullanıyorsun?
“Benim kanaatim öyle” dersin, eyvallah...
Ama “savcıların iddiasından, mahkemenin kararından kesip yapıştırıp suçluyorsan ve cezayı basıyorsan Yargıtay’ın ne diyeceği de en az o kulüpler ve o yöneticiler kadar bağlar seni.
Beklersin, Yargıtay süreci de biter... Her şey kesinleşir. Hüküm giymiş yöneticilerin kulüplerine istediğin cezayı verirsin. Kimse de ağzını açamaz.
Hukuk aklarsa ne olacak?
UEFA Türk Adaletini hiçe saymış olmaz mı?

Yazının Devamı

‘Ayağımıza kurşun sıktık’

25 Haziran 2013

Galatasaray’daki baskın seçim ve sonuçları hakkında fikrim var elbette... Ama fikrimi yazıp tepki alacağıma Galatasaray’ın “vicdanı” Hayri Kozak ağabeyimize sorarım dedim.
Hayri Abi, gerçekten vicdanıdır Galatasaray’ın... Hatalı yöneticiler için “vicdan azabı” olduğu gibi, bir liseli olarak “vicdanın sesidir”.
Ve sözünü esirgemez:
***
- Hayri Abi seçimi yorumlar mısın?
“Bu seçim, kararından itibaren yanlış bir seçimdir. Kokusu en geç ligler başlarken çıkar. Yapılmaması gereken bir seçimdir. İki yılını doldurmuş büyük başarılara imza atmış bir yönetim vardı. Başkan arkadaşlarına da danışmadan paldır küldür seçime gitti. O adamlar aydan gelmedi. Onları da kendisi seçmişti.
- Katılım az değil mi?

Yazının Devamı