Ne zaman ve nasıl “ayarı kaçtı” Beşiktaş’ın biliyor musunuz?.. Tribünler “Ahmet Dursun, Seba gitsin” diye bağırdığı ve kabul ettirdiği gün.
Sonraki başkanlar “ara öğün”!
Ogün, saati “alaturka” takvimi “maya” oldu sanki Beşiktaş’ın. Emir-komuta yıkıldı. Kimin kime ve ne için “çalıştığı” karıştı.
“Demokratik” desen değil, “sınıf iktidarı” hiç değil... “Liberal” mi “halkçı” mı belli olmayan, kimin karar verip kimin uyguladığı hiç anlaşılmayan kaotik bir kulüp oldu.
Ve o gün bugün iki yakası bir araya gelmedi. Çünkü Beşiktaş’ı “kim yönetiyor” adı konmadı.
Başkan mı, Yönetim mi, Genel Kurul mu, tribünler mi, klikler mi?..
Cüneyt Çakır’ı portmantoya asmaya kalkışan Galatasaraylı Engin Baytar 11 maç ceza aldı ya... Suç somut, kurallar açık olduğundan cezayı çok bulanlar sesini çıkaramıyor ve “her konuda fikri olması gerektiğini” düşünenlere “cezayı az bulmak” kalıyor!..
“Vereceksin ömür boyu men”!..
Hemen...
“Galatasaray Yönetimi, 11 maçı alkışlayarak tahkime gitmemeli ve Engin’in ilelebet Florya semtinden bile geçmekten men etmeli”!
Derhal...
Hukukun üstünlüğü tekleyen bir coğrafyada kurallara saygı da yoksa, olacağı bu işte.
Hukuk ile kuralların içinde, suç işleyenin cezalandırılması kadar savunma hakkı ve uygun cezaların içe sindirilmesi de var.
Sen ne yaptın Fatih Hoca’m?.. Fıstık gibi başlamışsın Süper Lig’e. Almışın galibiyeti. Koymuşun üç puanı cebe.
Nereden çıktı kana bulanan Gaziantep’le empati kurmak falan!..
Bize yasak o işler...
Şehite yanmak, terör mağdurlarına ağlamak, üzülmek, dertlenmek, kahrolmak yasak!
Söylenmek, hepten yasak.
Kanun, kural yok ama “usul” böyle.
Çok uzaklarda tertemizdi doğum yeri... Sıfır bakteri, makul sertlik, berrak bir dere gibi. Işıl ışıl, yaşam vadeden ve gelişip akarsu olması kaderine yazılan bir pınar:
Futbol.
Atalarımızın hayatını yeşillendirip cana can katarak ve dostluktan, mertlikten tırnaklarıyla yatak kazarak, bizim kuşağın sınırlarına girdi.
Köşe dönmeci, paracı kuşak.
Damlasına kadar yararlandık, kirlettik, tükettik, dinamitledik.
Acımadık.
Yıllarca boz bulanık aktı. Ve geçen sezon şelaleye ulaştı futbolumuz.
Yaşlı gözlerle yolcu ettiğimiz olimpik kafilemiz tam da “kuru kalabalık” haline gelmek üzereyken...
Tam Olimpiyat halkasını “İngiliz ipi” niyetine boynumuza dolamakla “kol saati” yapmak arasında kararsızlık çekerken...
Ve çaresizlikten bir olimpiyat bitmeden dört sene sonrakine “bakanlık düzeyinde” müjdeler verilirken... İlk “altın” haberi, kredi kartı işleme kapanmış her vatandaşa birer Cumhuriyet Altını gibi geldi.
Kurtarıcı; Servet Tazegül...
Branşı; 80’li yıllarda adını yazmakta zorlandığımız tekvando...
Sahi bu spor bu coğrafyaya nasıl geldi?
Galatasaray başkanı Ünal Aysal ile Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım, Erzurum’daki “fıstık gibi” maçı ve müthiş bir “fırsatı” kaçırdılar!..
Her halde Süper Kupa öncesi yaratılan “dostluk” havası midelerini bulandırdı.
Rakip takım için “iyi niyetler”, “oynayan kazansın” gibi centilmen temenniler, “aman sorun çıkmasın” türünden ılımlı ayarlar arasında karizmayı çizdirmek istemediler.
Ortama uysalarda kimseyi inandıramazlardı zaten.
O yüzden, Erzurum’a bile teşrif etmediler.
Sevimsiz görevi teknik direktörlere devrettiler!
Açık söyleyeyim, yazık ettiler!..
Biz biliyoruz. Futbolcular, yöneticiler, hocalar, hatta taraftarlar da biliyor. Sağır Sultan, Kör Agop, hepsi haberdar.
Farkında olmayan bir tek ağaçlar, otlar.
Lakin “bilindiği bilinsin” diye altını çizelim. Sonra kimse “Ah ağzımdan kaçtı, elimden kaçtı” demesin:
“Yeni sezonun futbol kriterleri” Erzurum’da yazılacak!..
Rota orada çizilecek.
“Kanlı mı, kansız mı olacak” Erzurum’daki Süper Kupa’da rol alanlar, rol çalanlar, rol yapanlar, yanındakinin elini tutup ağzını kapatacağına bön bön bakanlar karar verecek.
Nedir bu?.. Aşiretler arası kan davası mı? Evet aşiretler!.. Bırakın kerametleri kendilerinden menkul “cumhuriyetleri”, “kültür yuvalarını“, aşiretler bile “kanlısıyla“ yan yana iftarı reddetmezler... Edemezler.
Geride kalan kurbanları unutmaya çalışıp “iyi niyetli bir tarafsızın” kutsal Ramazan’daki iftarında, kucaklaşma ve saçma kavgaya son vermeyi tercih ederler.
Lakin Fenerbahçe ve Galatasaray yapamıyor.
Erzurum Büyükşehir Belediyesi 12 Ağustostaki Süper Kupa öncesi her iki takım taraftarlarına vereceği 10 bin kişilik iftar yemeğini iptal etmek zorunda kalıyor.
Çünkü iftarda kan çıkma ihtimali var.
İstihbarat öyle geliyor.
Çünkü Fenerbahçe ile Galatasaray’ın zirvesinde başlayıp eteklerine inecek olan kavganın Erzurum’da toplumsal gerilim yaratmasından korkuluyor.