Dizinin ardından...

26 Eylül 2003

Bu belge, 1 Mart tezkeresi öncesinde ve sonrasında yaşanan tartışmalara ışık tutar nitelikteydi. 1 Mart tezkeresinin oylanmasından önce kapalı oturumlarda dahi TBMM üyelerinin bilgisine sunulmayan bu mutakabat zaptındaki hükümler, Ankaranın müzakere sürecinden başarılı çıktığını kanıtlıyor. Türkiyenin, kırmızı çizgi olarak tanımladığı, dahası savaş nedeni sayacağını belirttiği birçok kaygısını, bu belge ile güvence altına aldığı da ortaya çıktı.1 Mart tezkeresinin geçmesini savunmak veya karşı olmak, belgelerle kanıtlanan bu gerçeği değiştirmez. Bu belgenin oluşturulması sürecinde başta Türk heyetine başkanlık eden Büyükelçi Deniz Bölükbaşı olmak üzere heyette görev alan diğer sivil - asker yetkililerin başarısını teslim etmek gerekir. Anlaşmanın siyasi ve ekonomik boyutları da kamuoyuna tam olarak yansıyınca bu başarının büyüklüğü daha da iyi anlaşılacaktır.Gazeteci tarihe tanıklık eder. Tanıklığına dayanarak tarih yazabilir, ancak tarih yapamaz. Ama bazı yazarlarımız bu ikisini birbirine karıştırınca; tarihi yazmak yerine yapmaya kalkışınca garip bir durum ortaya çıkıyor.Milliyet bu belgeyi yayımlayınca, bazı köşelerde olduğu gibi... Bu süreçte gazeteci sıfatıyla tarih yapmaya

Yazının Devamı

Dizinin ardından...

26 Eylül 2003

<#comment>
<#comment>
Türkiye ile ABD arasında 1 Mart tezkeresine bağlı olarak yapılan, ancak tezkere reddedilince uygulanamayan mutakabat belgesini dört günlük bir yazı dizisi olarak yayımladık.
Bu belge, 1 Mart tezkeresi öncesinde ve sonrasında yaşanan tartışmalara ışık tutar nitelikteydi. 1 Mart tezkeresinin oylanmasından önce kapalı oturumlarda dahi TBMM üyelerinin bilgisine sunulmayan bu mutakabat zaptındaki hükümler, Ankara'nın müzakere sürecinden başarılı çıktığını kanıtlıyor. Türkiye'nin, 'kırmızı çizgi' olarak tanımladığı, dahası savaş nedeni sayacağını belirttiği birçok kaygısını, bu belge ile güvence altına aldığı da ortaya çıktı.
1 Mart tezkeresinin geçmesini savunmak veya karşı olmak, belgelerle kanıtlanan bu gerçeği değiştirmez. Bu belgenin oluşturulması sürecinde başta Türk heyetine başkanlık eden Büyükelçi Deniz Bölükbaşı olmak üzere heyette görev alan diğer sivil - asker yetkililerin başarısını teslim etmek gerekir. Anlaşmanın siyasi ve ekonomik boyutları da kamuoyuna tam olarak yansıyınca bu başarının büyüklüğü daha da iyi anlaşılacaktır.
Gazeteci tarihe tanıklık eder. Tanıklığına dayanarak tarih yazabilir, ancak tarih yapamaz. Ama bazı yazarlarımız bu

Yazının Devamı

Zırh delen, uranyumlu mermileri yasakladık

25 Eylül 2003

Fikret Bila, Türkiye - ABD arasındaki tarihi anlaşmayı yazıyor (4) Uçaklar, helikopter, deniz füzeleri, Türk yerleşim bölgelerinden uzağa konuşlandırılacakABD uçakları, Türk hava sahasında elektronik sıkışıklık yaratmayacakMühimmat atıkları Türk hava sahası ve karasularına boşaltılmayacakKomutanların acil savunma için uçak ve patriot füze kullandırma yetkileri bulunacakAkordeon tipi kapı ve dikenli tel Türk komutanın iznine tabi olacakABD askerleri, Türk sivil bölgelerinde devriye gezemeyecek Türkiye ile ABD arasında varılan anlaşmanın (MOU) "Hava Operasyonları" ve "Kuvvetlerin Korunması" bölümlerinde çok detaylı hükümler bulunuyor. Bu bölümde kontrol ve koordinasyon alanında Türk Hava Kuvvetlerine önemli yetkiler tanınırken, mühimmat atıklarından silahların niteliğine kadar Türk tarafının koyduğu sınırlamaların da kabul edildiği görülüyor. Savaş sonrasında ABDnin Irakta kullandığı zırh delici uranyum alaşımıyla kaplı mermiler kullanması eleştirilmişti. Bu nitelikli savaş artıklarının Türkiyeye getirilmesi girişimi de protestolara neden olmuştu.MOUnun hava operasyonları bölümünde, bu nitelikli teçhizatın Türkiyede ve Kuzey Irakta çizilen hattın kuzeyinde kullanılmayacağı hükmü

Yazının Devamı

Özel amacı aşan faaliyetler yasak!

24 Eylül 2003

Fikret Bila, Türkiye - ABD arasındaki tarihi anlaşmayı yazıyor (3) Bu belge Özkökün bahsettiği belgedir... 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinden sonra 5 Mart 2003 günü Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, basına bir açıklama yapmış ve şöyle demişti: "Bir tek kurşun atmadan görevimizi tamamlayarak dönecektik. Beklenmeyen gelişmeler ve müdahale etmek zorunda kalırsak savaşanlar da buna karşı çıkmayacaklardı. Bütün bunlar ve diğer hususlar bir belgeye bağlandı, nispeten garantiye alındı." İşte bu belge, o belgedir... Yazı dizimizin yayımlanan iki bölümüne ilişkin olarak basında bazı yorumlar yer aldı. Bu yorumlarda yayımladığımız belgenin "ne belgesi veya hangi belge" olduğuna ilişkin sorular yer aldığı gibi 1 Mart tezkeresine bağlanan MOU değil, Türkiyenin tek taraflı kaleme aldığı bir niyet mektubu" olabileceğine dönük zorlama hükümlere de yer verildi. Orijinal metnini madde madde yayımladığımız belge, "Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Anlaşma Metni (MOU)"dir. Anlaşmanın amaç maddesinde, gelecekte Iraka karşı politik ve ekonomik konularda yakın işbirliği, koordinasyon içinde olunacağı belirtiliyor. Bu madde Türkiyenin Irakın yeniden

Yazının Devamı

Fikret Bila, Türkiye - ABD arasındaki tarihi anlaşmayı yazıyor (3)

24 Eylül 2003

<#comment>
<#comment>


Bu belge Özkök'ün bahsettiği belgedir...

1 Mart tezkeresinin reddedilmesinden sonra 5 Mart 2003 günü Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, basına bir açıklama yapmış ve şöyle demişti: "Bir tek kurşun atmadan görevimizi tamamlayarak dönecektik. Beklenmeyen gelişmeler ve müdahale etmek zorunda kalırsak savaşanlar da buna karşı çıkmayacaklardı. Bütün bunlar ve diğer hususlar bir belgeye bağlandı, nispeten garantiye alındı." İşte bu belge, o belgedir...

Yazının Devamı

Resmi belgede KKTC de vardı!

23 Eylül 2003

Fikret Bila, Türkiye - ABD arasındaki tarihi anlaşmayı yazıyor (2) Büyükelçi Deniz Bölükbaşının başkanlığındaki Türk heyetin çetin müzakereciliği sonucunda Washingtonun kabul ettiği ve ABD yetkililerinin "Bize diz çöktürdünüz" dediği, Türkiye - ABD anlaşması (MOU), Türkiye, Kuzey Irak ve Doğu Akdenizde ABDnin bütün faaliyetlerini Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrolüne bırakıyordu. Anlaşmanın "Operasyonlar" başlıklı bölümünde, ABD kuvvetlerinin Türkiye topraklarında, hava sahasında, karasularında ve Kuzey Irakta yapacağı bütün faaliyetlerde kontrolün Türk Silahlı Kuvvetlerinde olduğu hüküm altına alınıyor. MOUnun Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin taleplerini karşılayan bütün hükümleri içerdiği bilinseydi 1 Mart tezkeresinin akıbeti değişir miydi? Bu belge 1 Mart oylamasından önce milletvekillerinin bilgisine sunuldu mu? TBMMde kapalı oturum yapıldığı 1 Mart günü, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Uğur Ziyal ile Büyükelçi Deniz Bölükbaşının söz konusu anlaşma hakkında bilgi vermek ve bu anlaşmayla Türkiyenin elde edeceği kazanımları aktarmak üzere TBMM Genel Kurulunda hazır bulundukları, ancak kendilerine konuşma olanağı verilmediği kaydediliyor. TBMM Başkanı Bülent Arınçın

Yazının Devamı