Ankara'nın merakı NATO

8 Ekim 2001


<#comment>Afganistan operasyonunun başlamasından sonra Başbakan Ecevit'in başkanlığında yapılan toplantıda ABD Başkanı Bush, İngiltere Başbakanı Blair ve NATO'nun tutumu detaylı olarak değerlendirildi. Üzerinde en çok durulan konulardan biri NATO'nun daha önce yapılacağı belirtilen açıklamasının ertelenmesi oldu. Bunun hemen arkasından AB'nin yapacağı toplantının da ertelenmesi Ankara'da soru işaretine yol açtı.
Başbakan Ecevit, Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu, Başbakan yardımcıları Bahçeli ve Yılmaz, NATO'nun bu tutumunu değerlendirirken, "acaba NATO'da çatlak mı var?" sorusunu irdelediler. NATO'nun operasyona tam destek verdiğinin açıklanması beklenirken, açıklamanın ertelenmesi bu soruyu gündeme getirdi.NATO'nun destek açıklamasını geciktirmesine, İngiltere Başbakanı Blair'in, operasyonu, "ABD ve İngiltere'nin olayı" gibi değerlendirip sunması, "iki ülke birlikte" anlamına gelecek açıklamalar yapmasının etkili olabileceği değerlendinmesi yapıldı.
Başbakan Ecevit'in muhalefe gideceğinin açıklanması ise "acaba Meclis'ten asker gönderme yetkisi mi istenecek" sorusunu gündeme getirdiyse de, zirvede böyle bir karar alınmadığı, ziyaretin tümüyle bilgilendirme amacı

Yazının Devamı

‘Devleti değil özel sektörü küçülttük’

7 Ekim 2001


<#comment>
Yaklaşık iki aydır, "Size geliyoruz" kampanyası çerçevesinde "Milliyet TIR’ı"yla Türkiye’yi il il gezerek vatandaşların sorunlarını dinleyip, yansıtan, Milliyet yazarları, dün toplu olarak Başbakan Ecevit’i ziyeret ettiler.
Milliyet yazarlarının ülkenin değişik yöre ve illerinde saptadıkları sorunları ve izlenimlerini dinleyen Başbakan Ecevit, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmeler yaptı.

Kaynaklarını ihmal eden ülke
Başbakan Ecevit, ekonomik durumu değerlendirirken şöyle konuştu:

Yazının Devamı

Milletvekili maaşı

6 Ekim 2001


<#comment>Anayasa değişikliği sırasında milletvekillerinin maaşlarını artıracak bir düzenlemeyi de Meclis'ten geçirmelerini dün eleştirmiştik. Ülkenin ağır bir ekonomik kriz sürecinden geçtiği, işsizliğin hızla arttığı, ücretlerin eridiği yetmiyormuş gibi dondurulduğu hatta bazı sektörlerde yarıya indirildiği bir dönemde, milletvekillerinin kendi maaşlarını artırmalarının ahlaki olmadığını vurgulamıştık.
Milletvekillerinin maaşlarına zam yapılmasına ilişkin bu değişiklik, toplumun her kesiminden sert tepkiler aldı. Milletvekilleri bu kararları nedeniyle protesto edildi. Meclis'in Anayasa değişikliği konusunda gösterdiği yüksek performans, salt maaş zammı kararı nedeniyle hak ettiği övgüyü alamadı, gölgede kaldı.
Milletvekili maaşlarına zam yapılması konusunu ve bu konudaki tepkileri, Meclis Başkanı Ömer İzgi'ye ilettik ve görüşünü sorduk.
İzgi, "Bu ekonomik koşullarda vatandaşların tepki göstermeleri doğaldır, anlayışla karşılıyorum, haklı buluyorum" değerlendirmesini yaptıktan sonra şu bilgiyi verdi:
"Anayasa değişikliği ile milletvekillerinin maaşlarına hemen zam yapılması söz konusu değil. Bunun için yasa çıkarılması gerekir. Anayasa'da yapılan değişiklik

Yazının Devamı

İşte bu olmadı!

5 Ekim 2001


<#comment>TBMM, Anayasa'yı önemli ölçüde değiştirerek tarihi sayılabilecek bir çalışma gerçekleştirdi. Demokratikleşme yolunda önemli bir adım attı. Avrupa Birliği sürecinde Türkiye'nin önünü açacak bu değişiklikleri, 474 gibi rekor bir oyla gerçekleştirildi.
Düşünce ve ifade özgürlüğü, kişi hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi, idam cezasının sınırlandırılması, haberleşme özgürlüğünün güvence altına alınması, asgari ücret tanımı, gözaltı süresinin kısaltılması...
Bu yönde atılan bütün adımlar iyi oldu.
Ancak, milletvekili maaşlarına yapılan zam...
İşte bu olmadı!
Böyle yüksek bir performans gösteren Meclis, Anayasa değişikliğini fırsat bilerek milletvekillerinin maaşlarına jet hızıyla zam yapınca, bu parlak çalışmasını gölgeledi. Toplumdan hak ettiği övgüyü alamadığı gibi ağır bir eleştiri aldı. Protestoya uğradı.

Yazının Devamı

Türk askeri savaşa katılmayacak

4 Ekim 2001



<#comment>ABD'nin başvurusu üzerine NATO, 5. maddeyi uygulama kararı aldı. Bu karar, NATO üyesi Türkiye için ne anlama geliyor? NATO isterse, Türkiye, Afganistan müdahalesi için asker vermeye mecbur mu? ABD Büyükelçisi Pearson, Başbakan Ecevit'le yaptığı görüşmede asker talebinde bulundu mu? Başbakan Bülent Ecevit, bu sorularımıza şu yanıtı verdi:

FİNANSAL KANITLAR
"NATO bu kararı aldıktan sonra artık kendi prosedürü devreye girmiş oluyor. NATO hukuku işlemeye başlıyor. Bu nedenle bir talep olursa TBMM'nin devreye girmesine gerek yok. ABD Büyükelçisi'yle yaptığımız görüşmede asker talebi söz konusu olmadı. Daha çok teröristlerle ilgisi olduğundan kuşku edilen ve el koyulan hesaplar hakkında bilgi verdi. Teröristlerin finans ilişkilerine ilişkin bilgiler verdi. İstihbarat yardımının devamını diledi. Zaten istihbarat konusunda işbirliği sürüyor. Başka bir talep söz konusu olmadı."

Yazının Devamı

Org. Kıvrıkoğlu'ndan uyarılar

3 Ekim 2001


<#comment>TBMM Başkanı Ömer İzgi'nin, Meclis'in açılışı dolayısıyla verdiği resepsiyon, Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu ve komutanların en uzun kaldıkları resepsiyonlardan biri oldu. Komutanlar her kesimden konuklarla uzun uzun sohbet ettiler. Resepsiyonu en son terk edenler arasında yer aldılar.
Tabii, kokteyl boyunca komutanları en yakın izleyenler gazeteciler oldu. Org. Kıvrıkoğlu da, kuvvet komutanları da meslektaşlarımızın bütün sorularını açıklıkla yanıtladılar.

Bu sorulu - yanıtlı sohbetler sırasında Genelkurmay Başkanı Org. Kıvrıkoğlu özellikle terör ve terörle mücadelede ortaya çıkan yeni eğilimler konusunda başta Avrupa olmak üzere Batılı ülkelere dönük önemli uyarılarda bulundu.
Org. Kıvrıkoğlu, Afganistan'da düğümlenmiş görünen sorunun çözümüne ilişkin değerlendirme yaparken, Atatürk'ün ideallerine atıfta bulundu ve şöyle dedi:
"ABD'ye yapılan saldırı sonrasında ortaya çıkan tablo göstermiştir ki, Atatürk'ün idealleri 21. yüzyıla taşınmış ve güncelleşmiş durumdadır."Org. Kıvrıkoğlu'nun bu sözlerinin mesajı Atatürk'ün yüzyılın başında kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti modelinin 21. yüzyılda da örnek oluşturduğu; bir

Yazının Devamı

Rahmi Koç'un Ecevit'e mektubu

2 Ekim 2001


<#comment>TÜSİAD, hükümete ve özellikle de Başbakan Ecevit'i karşı bir eleştiri yağmuru başlattı. Başkan Tuncay Özilhan'ın sözleri başbakan ve hükümet değişikliği istediklerini gösteriyor. Ancak alternatif bir model önerileri yok.
Başbakan Ecevit, bu yaklaşıma 1978'deki TÜSİAD ilanlarını anımsatarak, uzlaşmanın gerekli olduğu bir dönemde "her şeyi altüst edip aynı hatayı yapmayın" uyarısında bulundu.
TÜSİAD, eleştirilerini sürdürürken iş dünyasının ve TÜSİAD'ın en önemli isimlerinden Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç'un kısa bir süre önce Başbakan Ecevit'e bir mektup gönderdiği ortaya çıktı. Mektubun tarihi 21 Temmuz 2001. Yaklaşık 40 gün önce yazılmış bir mektup. Rahmi Koç'un mektubunda dile getirdiği görüşler, TÜSİAD'ın bugünkü eleştirileriyle örtüşmüyor, hatta çelişiyor.
Önce mektubu okuyalım:
"Sayın Başbakanım,Ekonomik krizin çıkmasını takiben 2 Mart 2001 tarihinde alınabilecek önlemler hakkındaki görüşlerimizi içeren bir mektubu şahsınıza ve Sayın Başbakan Yardımcıları'na iletmiştim. Karşılıklı fikirleri paylaşmanın yararına inanarak ve önceki mektubuma vermiş olduğunuz olumlu mesajdan cesaret alarak son gelişmelerin ışığında bazı

Yazının Devamı

Şimdi kavga zamanı değil

1 Ekim 2001


<#comment>
TÜSİAD'ın öncülüğünü yaptığı hükümete ve siyasete dönük eleştirilerin yoğunlaştığı bugünlerde Başbakan Ecevit ne düşünüyor ?
Başbakan, TÜSİAD'ın dile getirdiği siyasi eleştirilere yanıt vererek bir polemiğe girmek istemiyor. TÜSİAD'ın biraz duygusal tepki verdiği kanısında.
Ekonomik ve siyasi gelişmelerin kavga değil uzlaşı gerektirdiğini düşünen Başbakan Ecevit şu değelendirmeyi yapıyor :

"Krizden çıkış açısından önemli sayılabilecek gelişmeler ortaya çıkmaya başlamıştı. 11 Eylül'de ABD'ye yapılan terörist saldırı ABD ekonomisiyle birlikte bütün dünya ekonomilerinde bir daralma etkisi yarattı. Ancak Türkiye'nin ekonomik göstergelerinde iyileşme var. Saldırının yarattığı etki de bir süre sonra ortadan kalkacaktır. 11 Eylül'den önce Türkiye'deki ekonomik ve mali gelişmelerin olumlu yönde olduğunu bizzat TÜSİAD üyesi işadamları, sanayiciler de saptamış ve hatta bunu bana mektupla bildirmişlerdi. Bu mektubun tarihi de bir ay öncesidir. Bu kadar süre içinde olayların ve yaklaşımların tümüyle ters yönde gelişmesi mümkün değil."

Yazının Devamı