Ekonomik paket

12 Temmuz 1999


Ekonomideki tıkanıklığın aşılması için alınması düşünülen önlemlere son şekli verildi.
İntihar girişiminden önce Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'ın başlattığı çalışmaları Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan hızla sonuçlandırmış görünüyor.
Uluğbay'a vekalet eden Özkan, Hazine ve Merkez Bankası'yla yaptığı bir seri toplantı sonucunda ekonomiyle ilgili paketi bu hafta uygulamaya koyacak düzeye getirdi.
Özkan, hafta sonu evine kapanarak ekonomik paketi çalıştı.
Hüsamettin Bey'in dayandığı üç ayak var: Uluğbay'ın Hazine ekibi, Merkez Bankası ve Maliye Bakanı Sümer Oral.
Çalışmaların sonuçlandırılmasında Özkan'ın "pratikliği"nin etkisi seziliyor.

Yazının Devamı

Ücret ile faiz

11 Temmuz 1999


Ücret, faiz, kar üretim faktörlerinin gelirleridir.
Ücret emeğin, faiz sermayenin, kar girişimcinin..
Türkiye'de kar, ücret aleyhine, faiz hem kar hem ücret aleyhine giderek büyüyor.
Enflasyon kar ve ücreti ezerken, faize eziliyor!
Ücret enflasyonun altında, faiz üstünde.
Demekki, sermaye reel olarak kazanıyor, emek kaybediyor.

Yazının Devamı

Yılmaz'ın savunması

9 Temmuz 1999


Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'ı intihar girişimine sürükleyen süreçte "borsa olayı" ve "ANAP lideri Yılmaz'ın açıklaması" soru işaretlerinin yoğunlaştığı iki nokta oldu.
ANAP lideri Mesut Yılmaz'la bu sürecin perde arkasını konuşma olanağı bulduk.
Yılmaz, kendisiyle ilgili iddiaları tek tek yanıtladı.
Önce borsa spekülasyonunda kullanıldığı iddia edilen "belge" konusunu açtık.
Yılmaz'ın verdiği bilgi şöyle:
"Ortada alınan veya sızdırılan bir belge yok. Benim grup konuşmamda sözünü ettiğim belge olayı şu: 15 gün önce liderlerle bir araya geldiğimiz toplantı yapıldı. Sayın Ecevit, Sayın Bahçeli, ben, Sayın Özkan ve Sayın Uluğbay vardı. Sayın Uluğbay bize IMF görüşmeleriyle ilgili bilgi verdi. Bu arada üç sayfalık bir metin okudu. Belge dedikleri bu metindir. Bu metinde IMF'ye iletilecek görüşler vardı. Örneğin sosyal güvenlik reformu, bütçenin denetimi gibi. Benim grupta `Ben eski bir bakandan bilgi - belge almadım. Bu bilgiyi, belgeyi zaten doğrudan Sayın Uluğbay'dan alıyorum' dediğim bilgi - belge budur. Koalisyon ortağı olarak bu bilgiyi almam zaten doğal. Sadece bana verilmiş bir bilgi - belge değil."

Yazının Devamı

Ecevit: Uluğbay devam etmeli

8 Temmuz 1999


Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay, Başbakan Ecevit'in en çok güvendiği, en yakınındaki isimlerden biri.
Dünkü görüşmemizde üzüntüsünü ifade edecek sözcük bulamıyor.
Ecevit, istifasını istediği yolundaki söylentileri yalanlamak bir yana, "Bilgisine, çalışkanlığına çok güvendiğim, çok yüksek sorumluluk anlayışı olan bir arkadaşımdır" dedikten sonra ekliyor:
- Sağlık durumu düzelince ben görevine devam etmesini istiyorum. Bunu rica edeceğim. Milli Eğitim'de olduğu gibi ekonomi yönetiminde de başarılıydı. Ekonominin öyle kaygı verici bir durumu da yoktu. Uluğbay'ın yürüttüğü IMF görüşmeleri de çok olumlu gelişmişti. Deneyimine ve bilgisine çok güvenirim.
Ecevit'e soruyoruz:
- IMF belgesinin sızdırılması iddiasından, ANAP lideri Yılmaz'ın belgeyi Uylağbay'dan aldığını açıklamasından etkilenmiş olabileceği söyleniyor. Sizin düşünceniz nedir?

Yazının Devamı

MAI ve ötesi

7 Temmuz 1999


Yeni Dünya Düzeni yeni bir adım daha atıyor. Dünya Ticaret Örgütü bünyesinde işlerlik kazanacak olan Çok Taraflı Yatırım Anlaşması (MAI), bu adımın somut göstergelerinden biri. Dev şirketler, artık önlerinde ulusal engeller istemiyorlar. Bu anlaşmayı imzalayan ülke, yabancı yatırımlar üzerinde söz sahibi olamayacak. Faaliyetlerini denetleyemeyecek. Peki, uluslararası bir şirket, örneğin Türkiye'de yatırım yaparsa, yeni teknoloji transfer etmezse, ham ve ara maddeleri dışarıdan ithal ederse, yabancı iş gücü kullanırsa, karını da dışarıya transfer ederse ne olacak? Bunun çaresi yok mu?
Anne balık yavrularına ders veriyormuş:
- Bakın demiş, bu gördüğünüz şeye olta derler. Ucundaki yeme aldanır da yutarsanız, öldünüz demektir. Yavrular büyük bir dikkat ve merakla oltayı incelerken bir ağ inmiş ve hepsini birden yukarıya çekmeye başlamış.
Yavrulardan biri sormuş:
- Peki buna ne derler anne?
- Buna tepeden inme derler yavrum, çaresi yoktur.

Yazının Devamı

Hayvan yasası

7 Temmuz 1999


Bakanlar Kurulu'nun Meclis'e sevk ettiği tasarılardan biri de "Hayvan Hakları Yasa Tasarısı."
Okuyunca "insan" imreniyor.
Bakın tasarı "hayvanlara" ne haklar getiriyor:
* Evcil hayvanlar terk edilmeyecek, sokağa atılmayacak.
* Aşırı yük vurulmayacak.
* Anestezi yapılmadan tıbbi müdahalede bulunulmayacak.

Yazının Devamı

İşsizlik sigortası

6 Temmuz 1999


Sosyal güvenlik reformunun tartışıldığı şu günlerde Türkiye'nin çözmesi gereken sorunlarından biri de işsizlik sigortasıdır.
Özellikle çalışan kesimin temsilcileri sosyal güvenlik paketi içinde işsizlik sigortasının da Meclis'e getirilmesini talep etmelidir.
Türkiye'de sosyal güvenlik büyük ölçüde "kan bağı"na oturur.
Sosyal devletin üstlenmesi gereken güvenlik "aile içinde" sağlanır.
Aile sağlık, işsizlik, iş göremezlik, yaşlılık gibi sosyal güvenlik hizmetlerini iç dayanışmayla görür.
Bu tipik kırsal toplum davranışıdır.

Yazının Devamı

IMF'nin 20 yılı

6 Temmuz 1999


Türkiye'nin, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ilişkileri bir roman gibidir. Çoğu zaman 'ekonomik istikrar' boyutunun çok ötesine taşar. Açıklanan klasik önlemlerin perde arkasını görmedikçe de bu romanı okumak mümkün olmaz. 'Enflasyonun düşürülmesi', 'ödemeler dengesinin sağlanması' gibi beylik lafların dışında, daha doğrusu altındadır gerçekler.
Biraz eskiye gidelim. Yıl 1979. Türkiye ekonomisi yine felç. CHP'nin bağımsızlarla kurduğu hükümet işbaşında. Başbakan, Bülent Ecevit. IMF ile görüşmelerin ardı arkası kesilmiyor. Ama sonuç yok. Kuruş para vermiyorlar. Sadece vaatte bulunuyorlar. Hükümet, IMF önlemlerinin uygulanması halinde ülkede sosyal patlamalar olacağını, ücretlerin dondurulamayacağını, fiyatlara büyük zamlar yapılamayacağını söylüyor. IMF de Nuh diyor peygamber demiyor. Asıl hedefin, Türkiye'nin kapılarının dışarıya ardına kadar açılması olduğu daha sonra anlaşıldı. Korumacılık kalkmalı, liberal ekonomi bütün kurallarıyla işletilmeliydi. Bütün bunlar ancak 24 Ocak kararlarıyla ve 12 Eylül'ün yaptırım gücü altında gerçekleştirilecekti.
Batı'nın istediği, Ecevit'in direndiği konular 'liberal' önlemlerle bitmiyordu. İki koşul

Yazının Devamı