Çankaya'nın çağrısı

19 Şubat 1999


"İLK defa size söylüyorum" diyor, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "Bu olayın yeniden bölünmeye, çatışmaya değil, bütünleşmeye hizmet etmesi lazım. Densizliklerin halkı bölünmeye götürmemesi lazım. Beni günlerdir düşündüren budur."Cumhurbaşkanı Demirel'in kafası, "bundan sonrası"na takılı...
Apo'nun yakalanıp, Türkiye'ye getirilişinin halk arasında yeni çatışmalara yol açması ihtimali var mı?
"Zaten" diyor, Demirel, bu soruyu yanıtlarken, "Eğer ihtimal varsa, geç demektir."Olayın halk arasında algılanması gerektiğini şöyle ifade ediyor:"Halk birbirini ayırmadı. Türk - Kürt ayırımı yapmadı. Birlikte günlük yaşamını sürdürdü. Türkiye'nin bunu koruması lazım. Muhakeme edilecek adam 30 bin kişinin ölümüne sebep olmuş bir kişidir. Muhakeme edilecek olan Türk - Kürt ayırımı değildir."Cumhurbaşkanı'nın çağrısı, halkın olayı böyle algılaması.Demirel, "Apo'nun Türk - Kürt ayırımının siyasal temsilcisi gibi değil, 30 bin kişinin ölümünden sorumlu bir kişi" olduğunun kavranması ve olaya böyle bakılması gerektiğini vurguluyor. Demirel'in bu vurgusundan, Apo'nun "adi suçlu" olarak

Yazının Devamı

Süreç...

18 Şubat 1999


APO operasyonu Başbakanlık Resmi Konutu'ndan izlenip yönetiliyor.
Başbakan Ecevit, önceki gün akşam saatlerinde makamından Başbakanlık Konutu'na geçiyor.
Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Genelkurmay ve MİT yetkilileriyle birlikte operasyonu dakika dakika izliyor. Sık sık Cumhurbaşkanı Demirel'le telefon teması kurup bilgi aktarıyor ve birlikte değerlendirme yapıyor.
Geç saatlerde Apo'yu alan uçağın havalandığı ve Türkiye'ye yöneldiği haberi geldikten sonra Konut'tan çıkıyor.
Başbakan Ecevit'le dün akşam sohbet olanağı bulduk.
Başbakan, Apo'nun yakalanma sürecinin Türkiye'nin lehine etkiler yarattığını düşünüyor:

Yazının Devamı

Apo operasyonu

17 Şubat 1999


APO'nun yakalandığı haberini açıkladıktan sonra Başbakan Bülent Ecevit'le konuşuyoruz.
Ecevit, "Türkiye'nin hem istihbarat, hem de diplomasi alanındaki gücü kanıtlanmış oldu" dedikten sonra, şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Artık PKK ile ilişkili olan örgütler ve insanlar, durumu görmelidirler. Bundan sonra PKK'nın dağılma sürecinin hızlanacağı açık. Avrupa'ya sızmış bazı insanlar da, Avrupa'daki bazı ülkeler de bu örgütün iç yüzünü böylece gördüler."
Ecevit'e soruyoruz:
- Yargılanma sürecinde uluslararası bir baskı veya sorun bekliyor musunuz?
- Hayır. Neden olsun? Türkiye, demokratik bir hukuk devleti. Böyle bir beklentim yok. Bundan sonra yargı süreci başlayacak ve demokratik hukuk kuralları içerisinde sürecektir.

Yazının Devamı

Komşuluk planı

16 Şubat 1999


IRAK Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz'in ziyareti Ankara'nın, Washington'a karşı bir tavrı sayılabilir mi?
Başbakan Ecevit, bu yaklaşımı kesin bir dille reddediyor:
- Ülkemizi ziyaret etmek isteyen bir komşu ülke yöneticisine herhalde `gelmeyin' dememiz beklenemez. Ankara, sorun üreten değil, üretilmiş sorunların çözümüne katkıda bulunan bir tutum içinde. Biz, sorunun çözümüne katkıda bulunurken, Washington'u karşıya alarak değil, ikna ederek mesafe almaya çalışıyoruz.
Ecevit, Aziz'in ziyaretinin, Washington'un kaygılanmasının yersiz olduğunu gösterdiğini vurguluyor.
Aziz'in ziyareti durumu değiştirecek mi?
Başbakan Ecevit'in açıklamaları bir tutum değişikliğinin söz konusu olmadığını gösteriyor.

Yazının Devamı

Bizim Kahve...

15 Şubat 1999


UMUT, bir telefonun ucunda sallanıyor...
Eğer "alo"nuz değerse köşeyi dönüyorsunuz.
Hele bir de Güner Ümit veya Mehmet Ali Erbil'in "acıma" duyguları ayaktaysa, şansınıza diyecek yok. Arabayı veya 10 milyarı cebe attınız demektir.
Çarkıfelek ve Turnike programları vatandaşın gündeminde ilk sırayı işgal ediyor.
Programlar çeşitli açılardan eleştiri yağmuru altında. Programlar kadar programları arayanlar da değişik açılardan hırpalanıyor.
Üzerinde düşünülmesi gereken, "telefonun ucuna takılan umut parçası"na vatandaşın yaptığı toplu hamledir. Bu umut parçasını yakalayan vatandaşın Güner Ümit veya Mehmet Ali Erbil'e, "yalvarıp yakarması", "ipucu dilenmesi" küçümsenip aşağılanacak, gülünüp geçilecek bir "komiklik" değildir.

Yazının Devamı

Demirel ve Evren'in maaşı

14 Şubat 1999


MİLLETVEKİLLERİNİN üç gün için üç aylık maaş almalarına tepkiler sürüyor.
Meclis Başkanı Hikmet Çetin, yasa hükmü nedeniyle peşin ödenen maaşlarının geri alınamadığını belirttikten sonra, "belki" diyor, "yasa koyucu erken seçim kararı alındığında milletvekillerinin çok zor duruma düşmelerini önlemek için bu hükmü getirmiştir. Amaç bu olsa gerek."Bu konuda kamuoyunun rahatsızlığını dile getiren yazımızdan sonra 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren aradı.Evren de "üç güne üç aylık maaş" uygulamasına tepkili:- Anayasa'yı değiştirdiler. Maaşlarını istedikleri gibi belirliyorlar. Bu da kamuoyu vicdanını rahatsız ediyor. Kendileri lehine düzenleme yapıyorlar. Bu doğru değil. Üç gün için üç aylık maaş almak ve geri ödememek olmaz. Yasayı böyle yaptılar ama bu da doğru değil.Evren maaşlar arasındaki farka da dikkat çekiyor:- Bugün bir milletvekili 1 milyar 100 milyon lira maaş alıyor. Ama Cumhurbaşkanı'nın maaşı 920 milyon lira. Böyle şey olur mu?Evren, emekli maaşlarının da farklı olduğunu söylüyor:- Ben emekli Cumhurbaşkanı olarak 400 milyon lira alıyorum. Ama emekli

Yazının Devamı

Aziz'in ziyareti

13 Şubat 1999


IRAK Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz'in ziyareti Ankara'nın Bağdat'a ve Washington'a karşı tutumunu değiştirebilir mi?
Başbakan Bülent Ecevit, bu sorumuzu, "pek sanmıyorum" diye yanıtlıyor ve şöyle diyor:
- Bizim izlediğimiz politika açık. Elbette komşuluk ilişkileri açısından bakıldığında, Sayın Aziz'in Ankara'yı ziyareti, Türkiye'nin bölgedeki etkinliği ve gücü açısından önemli. Karşılıklı olarak görüşlerimizi söyleyeceğiz. Ancak bizim izlediğimiz tutumda bir değişiklik olacağını sanmıyorum.
- Bağdat'ın İncirlik'in kullanılmasına tepkisi biliniyor. Aziz, bu konuyu gündeme getirirse, tutumunuz ne olur?
- İncirlik'ten kalkan uçakların sadece kendilerine bir kilitlenme olması halinde tedbir almaları söz konusu. İncirlik'in faaliyetlerinin çerçevesi ve usulü belli. Bunun dışında saldırı amaçlı bir faaliyet göstermeleri söz konusu olmaz. İncirlik konusunda da bizim düşüncemiz açık.
- Irak'la ilgili bir plan üzerinde çalışıyosunuz. Tarık Aziz'e nasıl bir mesaj vereceksiniz?

Yazının Devamı

Milletvekili maaşı

12 Şubat 1999


18 NİSAN'da seçim kararı alan milletvekilleri, 15 Nisan'da üç aylık maaşlarını peşin alacaklar.
Milletvekillerinin üç gün için 3 milyar 300 milyon civarında peşin maaş alacak olması, kamu vicdanında "uygun" bir yer bulmuyor.
Bir güne bir maaş düşüyor: 1 milyar 100 milyon lira.
Anayasa, kamu vicdanı ve hizmeti yaklaşımıyla, milletvekilleri maaşı ile devlet memurları maaşı arasında "tavan" açısından bir ilişki kurmuştur.
Anayasa'nın 86. maddesi, milletvekili ödeneğinin aylık tutarının en yüksek devlet memurunun aldığı miktarı aşamayacağını hükme bağlar. Anayasa, bu sınırı koyduktan sonra diğer hususların yasayla düzenlenmesini emreder.
Meclisimiz de bu yasayı çıkarmıştır.

Yazının Devamı