Strasbourg Üniversitesi doktora öğrencileri sınıfı...
Romanya kökenli bir profesör ders anlatıyor, sorular yöneltiyor.
Aldığı cevapları yorumluyor.
Cevap verenlerden biri Türk.
Cevabı doğru, ifadesi düzgün.
Hatta Romanya kökenli, sonradan Fransa vatandaşlığına geçmiş profesörden daha iyi Fransızca konuştuğu da söylenebilir.
Türk öğrencinin konuşmasını beğenen profesör “Bravo, doğrusu sizden beklemezdim” diyor.
IŞİD’in Suriye ve Irak’ta, Boko Haram’ın Afrika’da tüyler ürpertici katliamları elbette Batı’da tepkiyle izleniyordu.
Ama...
Şöyle bir psikoloji de vardı.
“Ortadoğu ve Afrika binlerce kilometre uzakta.
Bu vahşet dehşet verici.
Neyse ki bize dokunmaz.
Uzaklarda kalır.”
Müslüman âlemi için çok hassas bir konuda yazmak zor. Ben de bu hassasiyeti paylaşıyorum. Bu gerçeğin altını çizdikten sonra yazıya gireyim.
Paris’te mizah dergisi Charlie Hebdo’ya saldırı...
12 ölü, çok sayıda yaralı.
Ne yazık...
......................
Sanki -son zamanların yükselen söylemiyle- bir “üst akıl” Müslümanlığa sabotajlar yapıyor.
Dünya kamuoyunda “itibarsızlaştırma” görevini üstlenmiş merkez/merkezler var.
Tarih: 3 Nisan 2013...
11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Kuveyt gezisindedir.
Beraberindeki bir grup gazeteciyle konuşurken AYM (Anayasa Mahkemesi) için şöyle der:
“AYM’de bir zamanlar siyasi aidiyetlerine göre karar veriliyordu.
Memnuniyetle görüyorum ki 17 üyenin 10’unu ben atadım; 2’sini direkt atadım.
Eski üyeler ile benim atadığım üyelerin siyasi düşünceleri farklı olsa da önemli konularda kararların oybirliğiyle çıkıyor olması önemlidir.
Benim çok gurur duyduğum bir olaydır.”
Komisyon “4 Bakan’ın Yüce Divan’a sevkine gerek görmediğini” açıkladı.
Beklenmeyen şey değil.
Karar açıklanmadan önceki saatlerde çeşitli gazetelerden arkadaşlarla konuşmuştum.
Çoğu, iki ihtimali de dikkate alarak iki manşet hazırlamışlardı.
Biri...
“Komisyonun akladığı” mesajını veren başlıklardı.
Diğeri ise...
Portaxe’ın muhteşem manzarasında Ebru Şallı ve Mustafa Ceceli ile müzikli, keyifli sohbet...
2015’in ilk Şeffaf Oda programında iki rol model...
Ebru Şallı ve Mustafa Ceceli...
İkisi de sürekli üretiyor.
Onların yaptıkları, merhum Sakıp Sabancı’nın yumruğunu sıkarak “üretim, üretim, üretim” söylemini anımsatıyor bana...
Biri ruhumuz için üretiyor, diğeri bedenimiz için...
Şişli Belediyesi CHP’nin “pırıltılı vitriniydi...”
Son “tehdit iddialarıyla” ve ardından “savcının duruma el koymasıyla” ışıklarını yitirdi.
Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün savcıya verdiği ifadeyle karardı.
“Çürük dişe” dönüştü.
Bu köşe savcılık ve yargı yeri değildir.
Yargı umarız her şeyi açıklığa kavuşturur.
Ancak...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sonra Başbakan Davutoğlu’ndan da TÜSİAD’a “kırmızı kart...”
Merhum Vehbi Koç TÜSİAD’ın (Türkiye Sanayicileri ve İşadamları Derneği) kurucularındandı.
Koç, Sabancı ve Eczacıbaşı üçlüsü projenin müellifleridir.
O zamanlar (70’li ilk yıllar) “işadamı” söylemi pek de yaygın değildi.
Hatta...
Yakınlarından Vehbi Bey’in “Şu bizim adamlar derneği” diye bahsettiğini de duymuştum.
TÜSİAD’ın ilk başkanı Feyyaz Berker’di.