SURİYE’deki dram bilgisayar oyunları gibi izleniyor.
Ölüm istatistikleri...
Bombardıman kronometre verileri...
Hangi mahalle, hangi kasaba, taraflardan hangisi tarafından ele geçirildi?
Esad güçlerinin öldürdüğü sivil sayısı 60 bin ama ya “iğfal edilen çocuklar, genç kızlar, kadınlar?”
Onlardan hamile kalanlar...
PATRİOTLAR, İran-Türkiye ilişkilerinde “sıkıntı...”
İran’a göre “füze savunma bataryaları” Patriotlar, Suriye’ye karşı değil... Amaç, “İsrail’i koruma şemsiyesi altına almak...”
Türkiye’ye gelen Patriot ekiplerinin bir komutanına göre “böyle bir şey kesin olarak gerçek dışı...”
Görev tanımları “Suriye’den fırlatılacak olası füzelerin, Patriot bataryalarıyla, havada patlatılmaları...”
Komutanın söylemleri “politik” bulunabilir.
“Asıl amacı perdeliyor” diye düşünmek mümkün.
Ancak...
Ali Ağaoğlu, Göksel ve Miss Turkey 2012 finalistlerinden Çağla Zoralioğlu ile keyifli ve müzikli sohbet...
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Remzi Can, Ali Ağaoğlu’nu mayıs ayında düzenlenecek bir fuar için Diyarbakır’a davet ediyor.
Ali Ağaoğlu yoğunluğu nedeniyle o dönem müsait olmadığını ve davete katılamayacağını bildiriyor.
Peki sonra ne oluyor?Ali Ağaoğlu anlatıyor:
“Başkan, Diyarbakır’a yatırım yapılmadığı konusunda şikayetini dile getirmek için ‘Sayın Ağaoğlu’nu da Diyarbakır’a davet ettik, o da bizden zırhlı araç talep etti’ dedi.
YAZI bitmişti. Gazeteden Mehmet Ali’nin yoğun bakımda olduğu Vehbi Koç Amerikan Hastanesi’ne gitmek için çıktım.
Kapıda rastladığım gazetedeki arkadaşlar “ölmüş” demişlerdi ama doğrusu birkaç saattir süren spekülasyonlardan biri sanmıştım.
Nişantaşı’na yaklaşırken haber kesinleşti.
Hastane girişinde televizyonların nakil araçları, kameralar, antenler, ellerinde mikrofon gazeteci milleti bir iletişim ormanıydı.
Sorulara, uzanan mikrofonlardan “şu görüntüye bakın, işte Mehmet Ali Birand’ın anlamı” dedim.
İkinci kata az sayıda yakın dost geçebilmişti.
Kısa süre onlarla “Mehmet Ali’yi konuştuk.”
Comite Colbert Başkanı Elisabeth Ponsolle des Portesile Eczacıbaşı'lar evinde...
BUGÜN siyasete bir başka pencereden bakıyorum. Dünyanın en ünlü markası “Baccarat” kristal avizeleri ve diğer kristal tasarımları koleksiyonlarından en büyüğü nerede?
İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda...
Dünyanın en ünlü “Sevres” porselen takımları koleksiyonlarından en büyüğü nerede?
İstanbul Topkapı Sarayı’nda...
Dünyanın en ünlü gümüş takımları markası “Chiristofle” koleksiyonlarının en büyüğü nerede?
TV‘de bir program... Gazeteci, yetkiliye soruyor:
“Perşembe günü Paris’te infaz edilen 3 PKK’lı kadının cenazesinde hangi provokasyonlar olabilir?”
Artık alışkın olduğumuz “absürd” sorulardan biri...
Hangi melanetin yapılacağını kim bilebilir?
Bilinse, zaten o eylemler konulamaz ki!..
Süreci koparmak için Paris’teki son 3 cinayetin işleneceğini kim tahmin edebilirdi ki?
Kim bilir bugünkü cenazeler için de karanlık tezgahlarda kan lekeli hangi planlar yapıldı?
PARİS‘te infaz edilen 3 PKK’lının cenaze töreni “Habur girişi gösterilerini” dönüşmemeli.
Hükümet uyarıyor.
BDP “gerekli önlemlerin alındığını” açıklıyor.
Sağduyulu medya, STK’lar “aman ha” çağrıları yapıyor.
Toplum psikolojisi “çözüm için diyalog sürecinin” azıra yapmasına karşı.
Abdullah Öcalan da kardeşi Mehmet Öcalan aracılığıyla “süreç kundak-lanmasın” mesajı verdi.
Yani...
PARİS “ışık” şehridir. “Aşk” şehridir... O kadar güzeldir ki, Fransızlar II. Dünya Savaşı’nda top mermileri ve uçak bombardı-manlarıyla -harap olmasın diye- Paris’i tek kurşun atmadan Almanya’ya teslim etmişlerdir.
Prenses Lambelle Paris’tekibüyükelçiliğimizin sahibesiydi.
Meydanlarının, köprülerinin, bulvarlarının, caddelerinin insan dekoru, öpüşen çiftlerdir.
Fransa “genç diplomat adayı” bulmakta zorluk çeker.
Gençler “dünyanın en güzel kenti Paris’te yaşamaktan daha mutlu olabileceğimiz hangi coğrafya olabilir ki” diyerek, Fransa’nın dışında geçecek diplomatik yaşamı istemezler.
Paris, Fransa’nın kalbidir ama dünya entelektüelleri için de kesişme noktasıdır.