ŞEFFAF Oda 9 yaşında... 250’nci bölümüyle bugünden itibaren FOX ekranlarında olacak. Aynı gününde ve saatinde...
Şeffaf Oda’yla özdeşleşen Boğaz’daki çekim mekanı PORTAXE’ten gene pazar sabahlarınıza gene muhteşem deniz manzarası sunuyoruz.
Yeni sezonun açılışını TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve sanatçı Umut Akyürek ile yapıyoruz.
Cemil Çiçek Türk Sanat Müziği tutkunu...
Meclis’i aradığınızda bekleme müziği olarak “Şimdi Uzaklardasın” çalıyor...
Zeki Müren’in bu eseriyle başlıyoruz programa... Sanatçı Umut Akyürek seslendiriyor.
Başkan sadece dinleyici değil... Usul ve makamına uygun söylüyor şarkı ve türküleri...
FİLİSTİN’de ve İsrail’de çocuklar ölüyor. İnsanlık adına “durun” haykırışı için bu bile yeter sebeptir.
Çocukların öldürüldüğü savaşta din adına kullanılan isimlere bakın.
İsrail bu harekata “Bulut Sütun” adını vermiş.
Tanrı’nın varlığının tecellisini anlatıyor.
Tevrat’ın ikinci kitabı Exodus’ta (göç) kutsal olay şöyle anlatılıyor:
“İsrailoğulları Mısır’dan göç ederken gündüzleri rüzgarla savrulan hortum şeklindeki kum sütunu bulutlara dönüşür ve onları güneşten korurmuş.
Geceleri ise...
BAŞKANLIK sistemi için referandum ufukta... AK Parti’nin Meclis’teki oy sayısı tek başına Anayasa maddesi olarak başkanlık sistemini getirmeye yetmiyor.
Hatta... Referanduma götürecek sayıya bile ulaşmıyor.
Bunlar bilinen gerçekler.
Ama...
Birkaç oy eksiği telafi edecek destek bulmak “imkansız” değil.
AK Parti iktidarı bu kadar “mıknatıs” gücüne sahip.
Hiç de küçük olmayan bir ihtimalle referandum sandıkları kurulabilir.
TEK bir fotoğraf bir cilt kitaptan fazla sevgi sağlayabilir.
Dikkat şoku yaratabilir.
İşte böyle bir örnek:
Fotoğraf tarihi; “17 Ocak 1984...”
Yer: Sıkıyönetim Mahkemesi, Metris İstanbul.
Fotoğrafın öyküsü “Kışla’da Sol Kırım” kitabından satırlar şöyle:
Tasfiye edilen genç askerler aleyhine en geniş kapsamlı dava, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Nolu Askeri Mahkemesi’nde açılan 123 sandıklı THKP/C 3’üncü Yol davasıydı.
HELİKOPTER kazasında yitirdiğimiz şehitlere rahmet, ailelerine, TSK’ya ve ulusumuza başsağlığı dileyerek başlayayım.
Genelkurmay ve İçişleri Bakanlığı açıklamalarına göre helikopterin düşüş nedenleri pilotaj ve hava koşullarından kaynaklanıyor.
“Dışarıdan müdahale olmamıştır” deniyor.
Elbette helikopter parçalarının -ayrıca- teknik incelemesi yapılacaktır.
Bu olayda PKK parmağı yoksa bile helikopterlerin yerden bazı özel silahlara sahip PKK tehdidi altında olmadığını kimse söyleyemez.
Bu gerilimi ben de yaşadım.
Körfez Savaşı’nın sonrasında Kuzey Irak’taki Amerikan üssüne gitmek için başvurmuş ve olumlu cevap almıştım.
İlayda Babacan, Nurdan Likos’un“Dizimin dibinden ayrılma” tablosunun yanında.
ÜNLÜ bir fotoğrafçı Türk kadınının küresel gösteri arenasında gerektiği kadar yansımadığı görüşünde.
Ona göre “sebep genellikle estetik müdahaleyle birbirlerine benzemeleri...”
“Küresel vitrinde farklı olana şans vardır” mesajını veriyor.
Bunun sanat prizmasından geçen başka renkler içinde geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
Geride kalan hafta bir sergide bunu düşündüm.
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan ikinci kez “idamı” gündeme getiriyor.
Bu kez de “AB ülkelerinde idam yok ama Amerika’da, Japonya’da, Çin’de var” dedi.
Acaba neyin işaretini veriyor?
Türk Ceza Kanunu’na idamı yeniden getirmeyi mi?
Türkiye’de hiçbir şey için “yok artık, bu da olmaz” denilemeyeceğini öğreniyoruz.
Fakat...
Gene de “olmaz deme olmaz olmaz” Türkiye klasiğini kafamızın bir köşesinde saklı tutarak “imkansızdan, bir çıt aşağı” ihtimal kapısını aralık tutmalıyız.
IRAK sınırının ötesini F16’ların bombalaması... Helikopterlerle bordo berelilerin indirilmesi...
Bir süredir, Kuzey Irak’taki PKK üslerine bu çapta bir harekat yapılmıyordu.
Şimdi...
Neden?
Lego parçalarından biri olarak bu harekatı bir kenara koyalım.
Bir diğer parça ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone’nin sözleridir:
“El Kaide’nin lideri Usame Bin Ladin’e yaptığımız gibi PKK liderlerini de alıp Türkiye’ye verebiliriz.