YSK’dan “veto” sorunu büyük ölçüde çözülmüş görünüyor. “Bad-el harab-ül Basra... (Basra harap olduktan sonra)”
BDP destekli 7 bağımsız adaydan kamuoyunda ağırlığı olan 5’inin seçimlere girebileceğini söylemek yanlış olmaz.
4’ü; Leyla Zana, Gültan Kışanak, Hatip Dicle, Ertuğrul Kürkçü mahkemelerden “memnu hakların iadesi” belgesini alarak YSK’ya sundular.
Yani teorik olarak “eksik” kalmadı.
Sebahat Tuncel’in ise mahkûmiyeti 1 buçuk yıl olduğu için durumu zordaydı.
Çünkü Anayasa’nın 76.maddesi “1 yıldan daha fazla mahkûmiyet kararı olanların, milletvekili seçilemeyeceklerini” hükme bağlamış.
Mahkeme Sebahat Tuncel’in mahkûmiyetini 6 aya indirdi, 1 yılını ise erteledi.
YSK’nın aldığı “BDP destekli bağımsız adayları sandık dışına iten” karar büyük talihsizlik...
Siyasi parti mitingleriyle şenlenecek meydanlar demokrasinin öbek öbek çiçek açması olacaktı.
Ama bakın daha ilk günden meydanlar, caddeler sivil itaatsizlik göstericileriyle dolmakta.
Havai fişekler, molotof bombaları, taş yağmurları, biber gazları... İtiş kakış, çatışma, gözaltılar, yaralılar...
Tam da “Arap ilkbaharı” denen siyasal deprem bölgeyi sarsarken ateş toplarının sınırın bu tarafına sıçramasına çanak tutmak inanılır gibi değil.
Oysa...
Beklentiler hiç de olumsuz değildi.
Saldırgan, Bedri Baykam’ı ve sahibi olduğu Piramid Sanat Galerisi’nin koordinatörü Tuğba Kurtulmuş’u bıçakladı.
Elini kolunu sallayarak uzaklaştı. (Saatler sonra teslim oldu.)
Daha sonraki görüntüleri videodan izledim.
Bedri, eliyle bıçaklandığı yeri tutuyor ve bağırıyor:
“Ölüyorum. Hastaneye götürün.”
Canhıraş çığlıklarına kulak veren yok.
Atiye ve Cansel Elçin’den Portaxe’te keyifli bir Pazar sohbeti...
UZUN süre yurtdışında yaşamış sonra ülkesine dönmüş başarılı gençlerden iki örnek...
Atiye ve Cansel Elçin...
Atiye, Bremen doğumlu... Yurtdışında uzun yıllar yaşadıktan sonra Türkiye’ye geldi. Kısa zamanda sevilen ve çok dinlenen şarkıcılardan oldu.
Atiye’nin yeni albümü “Budur”da babasına yazdığı bir şarkı var ki gözler buğulanıyor.
Başbakan Erdoğan 12 Haziran 2011 seçimini, Cumhuriyetin 100’üncü yılı olan 2023 hedefleri için yol haritasında “ara istasyon” gibi görüyor.
Kampanyasına bu psikolojiyi yansıtmak temelini oturtmuş.
Yani...
12 yıl daha AK Parti iktidarı fikrini toplumun bilinçaltına yazıyor.
Mümkün mü?
Başka demokrasilerden birkaç örnek:
“Japonya’da Liberal Demokratlar 1993-1994’te 10 yıllık bir kesinti hariç 54 yıl sürekli iktidarda kaldı.”
Bu John Malkovich ve Michelle Pfeiffer’in oynadıkları bir filmin adıdır.
Ama...
Siyaset belgesel filmleri için de geçerli isimdir.
1945’ten bu yana 66 yıldır “siyasete dini karıştırmayın” uyarısını yapanlara dudak büküldü.
Hatta “inançlar” ateşle oynarcasına kullanıldı.
Ve bakınız geldiğimiz yere.
“Başörtülü aday yoksa, oy da yok” hareketi AK Parti duvarlarına dalga dalga vuruyor.
Bir Fransıza en büyük hakaret “sen anlamazsın” tavrını koymaktır.
Türkiye’de ise sebebi nedir bilinmez ama konuyu anlamayana, dışında kalana “Fransız kaldı” denir.
Hatta “kalın kafalı olduğu” yargısının kısa ifadesi “adam Fransız” sözcükleridir.
Edebiyatta, resimde, tiyatroda, heykelde, mimaride, felsefede kültürün, yaratıcılığın, aydınlanmanın “rahmi” olmak iddiasındaki Fransızlara sövsen bu kadar etkili olmaz.
Burnundan kıl aldırmayan, tüm dünyaya tepeden bakan Fransız eğer “Fransız kalmak” sözcüklerine tepki vermiyorsa biliniz ki ciddiye bile almamıştır.
Fransızlar komşu Belçikalılara “Belçikalı kalmak” merceğiyle bakarlar.
“Zor anlayan, hatta anlayamayanlardır” onların gözünde Belçikalılar.
Yeni CHP nedir? Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte ilk değişiklik, “mobil lider” görüntüsüdür.
Kılıçdaroğlu genel başkan seçildiği günden bu yana Türkiye’yi dolaşıyor.
İl il, ilçe ilçe, mahalle mahalle...
Halkla iletişimi “göz göze” ve “dokunarak...”
Yakın çevresi de onun bu yöntemini uygulamakta.
“Avare kasnak” değil, bilinçli bir “bayrak gösterme” eylemi bu.
“CHP var ve ayağınıza geliyoruz işte” mesajı bu.