Bugün Bugünkü gazetelerde fotoğrafları ve televizyonda görüntüleri yansıtır. O nedenle, hadi adını da vereyim; Ender Mermerci'nin Yunanistan'dan bir arkadaşı için düzenlenmişti gece... Amerika'dan, Avrupa'dan da konukları vardı.Ender Mermerci, güzel bir davet düzenlemiş. Konuklarıyla da tek tek ilgilendi.Ben gecenin siyaset boyutunu yazayım...Masalarda ağırlıklı konu genel seçimdi.Büyük holdinglerden birinin genç patronu, koluyla geniş bir yelpaze çizerek 500'e yakın davetliyi gösterdi. "Bu masadakilerin yüzde 80'i pazar günü AKP'ye oy verecek" dedi.Bir başka "büyük patron"un söylemi de aynıydı ancak öngördüğü oran daha düşüktü:"Buradaki davetlilerin yüzde 50'si AKP'ye oy verecek..."Konuştuğum işadamlarından hiçbiri, o geceki konukların AKP'ye verecekleri oy oranında yüzde 50'nin altına düşmedi. İstanbul'un iş, medya ve sanat dünyasından cemiyet sayfalarının ünlüleri salı gecesi verilen bir davetteydi. Fransızların "Kalplerimiz solda ama cüzdanlarımız sağ cebimizde" diye bir sözleri vardır.Yukarıda yansıttığım, seçim söylemleriyle örtüşüyor.Bizim iş dünyası ve yabancı sermaye, kendi yararlarına bir "istikrar" tanımı yapıyor ve "sandıklardan o doğrultuda sonuç çıkmasını" tercih
Bugün O zaman dehşetengiz Türk parasını koruma maddeleri yürürlüktedir, yakalanırsa yıllar boyu hapse atılacağını biliyor.Oysa, Galatasaray Lisesi'ni yeni bitirmiş olan bu genç, Paris Sorbonne Üniversitesi'nde okumakta, hayata umutla bakmaktadır.Peki ya pabuçların içine sakladığı dövizler? Anlatayım... Henüz 19 yaşında yakışıklı bir genç. Ayakkabısının tabanıyla astarı arasına zula yerleri açıyor. İçine 1000'lik kupürler halinde İsviçre frankları dolduruyor. İstanbul havaalanı gümrüğünden geçerken ecel terleri dökmektedir. İlk konser organizasyonunu gerçekleştirmiş ve Türkiye'ye ünlü şarkıcı Christian Adam'ı getirmiştir. O devirde Türkiye'nin değil dışarıdan getirilen bir ses sanatçısına konser için dövizle ödeme yapmak, röntgen filmi için bile ithal edecek dövizi yok. Christian Adam, şimdilerde gençlerin "Sütü seven kamyon şoförü" diye söyledikleri ve yüksek yaratıcılık ile Türkçeye kazandırdıkları (!!!)"Si tu savais combien je t'aime" şarkısıyla ün yapan bir dünya starı.Pabucunda, Christian Adam'a konser ücretini vermek için taammüden döviz kaçaklığı yapan ve namus borcunu "hapse girme riski" pahasına ödeyen gencin adı Ahmet San. Aradan yıllar geçti, müzik organizasyonlarıyla
Bugün Galatasaray Üniversitesi Anayasa Hukuku Profesörü Necmi Yüzbaşıoğlu, "yasanın 6. maddesinin net olduğunu" söylüyor.Prof. Yüzbaşıoğlu'na göre; "6. maddede kanunun kabulünden itibaren 40 gün içinde referandumun yapılacağı" öngörülmüş.40. gün; 29 Temmuz.29 Temmuz'a referandumun yetişmesi mümkün değil.Bu takvim yaprağı aşıldığı andan itibaren Anayasa değişikliğiyle ilgili yasa "kadük" olur.Yani... "Yok" hükmünde sayılır.Peki... YSK, cumhurbaşkanı seçimini ayırarak Anayasa değişikliği için referandum yapılmasına karar verebilir mi?Mümkün değil. Çünkü... Yasa, Anayasa değişikliğiyle ilgili maddelerin tümünün bir arada referanduma sunulmasını düzenliyor.Sonuç... 11. Meclis, cumhurbaşkanı seçemezse, Anayasa gereği seçimlerin yenilenme kapısı açık.Ancak... "Referandum süresini kısaltır, cumhurbaşkanını halka seçtirmek üzere sandıkları kurarız" sopası işe yaramaz.Yasa "kadük", sopa "kırık."Hele... Bülent Arınç "kadük değil" fetvasını verirse, bu kesinlikle "kadük" olduğunun kanıtıdır. Anayasa değişikliği yasasının "kadük" olduğu yolunda önemli bir hukuk gerekçesi daha... Türkiye'de değil, dünyada kaç kişi, Julio Iglesias'a, Al Bano'ya, Christian Adam'a telefon ederek, programlarını
Bugün Eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş bu görüşte.Anayasa hukukçuları arasında Türkiye'nin en iyilerinden biri olan, Galatasaray Üniversitesi Anayasa Hukuku Profesörü Necmi Yüzbaşıoğlu da aynı görüşte.Anayasa değişikliği, Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak resmi gazetede ilan edilmediği için artık "süreçten düşmüş" sayılıyor."Ekimde bu Anayasa değişiklikleri için referanduma gidilemeyeceği" iddiası yabana atılmasın.Bundan 3 ay önce Anayasa değişikliği oylamaları için "Salonda 367 milletvekili olmalı" görüşü, ilk ortaya atıldığında "Hadi canım sen de" diyenler çoğunluktaydı.Ciddiye bile alınmamıştı.Ama... N'oldu?.. "O 367 iddiası" gerçekleşti ve Türkiye siyaset tarihini değiştirdi.Cumhurbaşkanı seçilemedi. Türkiye, erken seçime gitti.AKP'nin yeniden tek başına iktidar olasılığının tartışıldığı bir süreç yaşanıyor.Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören Anayasa değişikliği için referanduma kapı aralandı.Ve... Bakınız ne ilginçtir ki gene eski bir Yargıtay başsavcısı bu kez de "Anayasa değişikliği için referandumun 'kadük' olduğu" iddiasını gündeme getirdi.Eğer 367'de olduğu gibi bu "kadük" iddiası da geçerlilik kazanırsa, siyaset tarihi yine farklı yazılacak.Bunun
Bugün Başbakan Erdoğan, Akşam'a verdiği demeçte, "Cumhurbaşkanını 22 Temmuz Meclisi seçecek... Cumhurbaşkanı adayları listemle, bütün partilerle konuşacağım ve uzlaşma arayacağım" mesajını verdi.Dolmabahçe Sarayı'ndan çıkmadan önce "Ben çoğunluğum, ne istersem yaparım, kimi istersem seçerim" zihniyetini de yazılı olmayan protokolün yapıldığı salonda bırakmış olmalı.AKP'nin "kriz sürecini yürütmekteki acemiliği nedeniyle cumhurbaşkanı seçim sürecinde siyasetin esneme katsayısı sıfırlanmıştı. Kopma limitleri zorlanıyordu.Bu sürecin duyarlı noktalarını tam göremeyenler "Genelkurmay'ın gece yarısı e-muhtırasında" takılı kaldılar.Hükümetin de "aslanlar gibi cevap verdiği" yorumlarını yaptılar.Oysa...E-muhtıra neden gece yarısı yayımlandı?O muhtıra, siyasette "düğmeye basmak" mıydı... Yoksa, "bir şeyleri önlemek" miydi?Daha sonraki haftalarda e-muhtıraya aslanlar gibi bir cevap mı verilmiştir... Yoksa, siyasetin kopma noktasını zorlayan dayatmalarda sağduyu devreye girmiş ve frene mi basılmıştır?Erdoğan'ın "Cumhurbaşkanını bu Meclis seçecek, elimde adaylar listesi, siyasi partilerle uzlaşma arayacağım" söylemi, ikinci olasılıkla örtüşüyor. "22 Temmuz Meclisi'nin seçeceği cumhurbaşkanı
Bugün Enver Paşa, padişah damadıydı, Almanların en güvendikleri isimdi, çok genç yaşta başkomutan vekilliğine getirilmişti.Oyuna geldi.Hırsının... Tecrübe yoksunluğunun... Ve Almanların... Ruslara karşı Avrupa cephesinde kuvvetli kalmak için Almanlar Enver Paşa'yı tahrik ediyor, kış aylarının çok sert koşullarında Kafkas tepesini aşmaya zorluyorlardı. Enver Paşa hırslıydı."Milli kahraman" olacağı efsane zaferlerin hülyasını kuruyordu.Sarıkamış cephesinde Rus kuvvetlerini yok edecekti, Kafkaslara ve İran içlerine dalacaktı, oradan Afganistan'a varmayı hedefliyordu.Türk ve Müslüman ulusları isyan ettirecekti.Oysa... Bu hayallerin sahibi Enver Paşa, başkomutan vekiliydi, ama askerlik yaşamında bir alay bile yönetmiş değildi.Deneyimsizdi.Sonuç...Bir hayal uğruna Allahuekber dağlarında koskoca 3. ordu yok oldu.Askerin ve subayın çoğu, eksi 20-25 derece soğukta ve kar tipisinde donarak öldü.Zaten ne üstte vardı ne başta... Kuzey Irak'a sınır ötesi harekât için Abdullah Gül, "Enver Paşa örneğini unutmadık" mesajını vermekte. Enver Paşa'nın, 10 binlerce vatan evladının, Sarıkamış'ın Allahuekber dağlarında eksi 25 derecede ve yoğun tipi altında donarak ölümüne neden olan macerası, tarihin
Bugün 1) AKP, yüzde 40'ın üzerinde oy alır.Bu oran abartılı mı?Belki...Öte yandan, gerçekten de 2002 seçimlerinde AKP, geçerli oyların sadece yüzde 34.3'ünü almıştı ama sağlıklı yorum için bu oran tek başına yeterli değildir.2002 genel seçimlerinden hemen sonra yapılan yerel seçimlerde, İl Genel Meclisi için AKP'nin geçerli oyların yüzde 42.1'ini çıkardığı da dikkate alınmalıdır.İl Genel Meclisi oyları, genel seçim oylarına çok yakındır.2) Cumhurbaşkanını bu Meclis seçemezse, hem yeniden seçim yapılır, hem referandum yasası değiştirilerek süre kısaltılır.Cumhurbaşkanını halkın seçmesi ve diğer Anayasa değişiklikleri 120 günlük süre dolmadan daha önce referanduma sunulur.3) Seçimlere bağımsız olarak girecek ve Meclis'te DTP grubunu kuracak olanlardan -diğer tüm milletvekilleri ve partilerde olduğu gibi- destek alınabilir.Bu söylemin açılımı, Meclis'e girecek CHP ve MHP gibi diğer partilerin katı tutum almaları halinde bazı önemli ve duyarlı konularda DTP oylarına dayanmaktır.Örneğin... Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turundan itibaren "Meclis'te bulunması gereken 367 milletvekili için eksik -eğer ikisinin toplamı yeterli olacaksa- DTP'den sağlanır" mesajını veriyor olabilir.DTP'nin
Bugün Seçim otobüsünün önünde İbrahim Tatlıses, kaldırımdaki İstanbul halkına el sallıyor... Müzik susuyor, bu kez halka sesleniyor:"Bakkal, şoför, simitçi, kayıkçı, işportacı, pazarcı, esnaf kardeşlerime hayırlı işler, bol kazançlar diliyorum."Zaman zaman pencereden sarkıp yolun kenarındakilerle kendine özgü vücut dili ve söylemlerle şakalaşıyor. Hoparlörler gümbür gümbür... "Van-tu-tri-foro Ağrı Dağ'ın eteğinde, uçan güvercin olsam..." Düşünüyorum... İbrahim Tatlıses'in adaylığıyla esen rüzgâr Genç Parti'ye barajı aştıracak mı?Hayli zor görünüyor.Tatlıses, halkın geniş kesiminde çok dinlenen sanatçılardan biri... Doğum yeri Urfa'dan Bağımsız aday olsa, "banko" seçilirdi.Fakat... Genç Parti'nin İstanbul 3. Bölge 1. sıradan adayı olarak kaç oy alırsa alsın seçilmesi için GP'nin Türkiye genelinde yüzde 10 barajını geçecek oy alması lazım.Konuştuğum gençlerden sık sık "Oyum GP'ye" söylemini dinliyorum ama bu söylem, araştırmalara yansımıyor.Araştırmalara bakarsak, GP, baraja yaklaşmış bile değil. Tatlıses rüzgârı Gazetelerin tirajında "köşe yazarları faktörü" de böyledir.Köşe yazarı, gazete tirajını ne kadar yükseltebilir? Genellikle "Köşe yazarının gelmesi ve gitmesi tirajı fazla