AKP ve MHP

12 Ekim 2003

Zamanla göreceğiz.O halde Anavatan ve AKP paraleli iddialarına "simge lider" düzleminden bakalım.Turgut Özal Nakşiydi.İnancı tam bir Müslümandı.İbadet eder, cuma namazlarını kaçırmazdı. Vitrindeki hayatında alkollü içecek almazdı.Meyve suyu içerdi.Uluslararası ilişkilerde kadeh kaldırılması gereken ortamlarda, içinde su olan şampanya kadehi olurdu elinde.Ancak, özel yaşamında çikolata ve şekeri bol alkollü içeceklere bayıldığı söylenirdi. Danışmanlarına gecenin bir yarısı "Bir şişe Drambuis al, gel. Konuşacaklarımız var" dediğini çok dinledim. Ufak kadehlerle bu likörü yudumlarken, bol bol çikolata atıştırırmış.Cointrau adlı likörü de severmiş. Bazen de yıllanmış bir şişe konyak açtırırmış. Vefatından sonra başkalarından da aynı şeyi dinledim.Bu tutumu simgeseldi. İç dünyasında daha liberal, ama muhafazakar tabanına mesaj verirken onlarla uyumluydu.Recep Tayyip Erdoğanın bu tür ikilemleri var mı?Kimseden böyle bir duyum almadım. Ama, Recep Tayyip Erdoğanın, daha İstanbul Belediye Başkanlığına adaylığını koyduğu sırada yaptığımız televizyon söyleşisinde, şu söylemini anımsıyorum: "İçki içmem. Fakat seçim kampanyasında konuşmalarımı yapmak için Beyoğlunun kahvelerine de gidiyorum,

Yazının Devamı

AKP ve MHP

12 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>
Anavatan parti değilmiş. AKP parti mi?
Zamanla göreceğiz.
O halde Anavatan ve AKP paraleli iddialarına "simge lider" düzleminden bakalım.
Turgut Özal Nakşiydi.
İnancı tam bir Müslümandı.

Yazının Devamı

Krampon gladyatörleri

11 Ekim 2003

Bir film izledim, bu "futbolcu çağın gladyatörüdür" söyleminin altı çizildi. İngiltere maçı için düşüncelerim değişti.Ayaklarımı bizim Milli Takım oyuncularının kramponları içinde farz ettim. Buz kestiler... Sırtımda taşısaydım diye düşündüğüm ay yıldızlı forma ateşten gömlekti.8 - 0 yenildiğimiz İngiltere Milli Takımından, sadece rövanş almak değildi sorun... Şimdiden galip olarak ilan edilmiş bulunmaktı.Bahis şirketleri tarafından da "favori" gösterilmekti.Tribünlerdeki 55 binin, "televizyon ekranları başındaki milyonların beklentisi de" galibiyet.Böyle bir yük nasıl taşınır?Eğer onlar birer profesyonel, böyle şeylerden etkilenmezler... Çıkar sahaya oynarlar... Profesyonelliğin gereği budur diye düşünülüyorsa yanlış...Bunu, yazının başına koyduğum "bir film izledim..." kelimeleriyle vurguluyorum. Futbolcu, çağın gladyatörü. Kılıcın yerini krampon almış... Aslanın yerini top... Arena ise yeşil saha ve tribünler. Top, çağın gladyatörünü taçlandırır da, parçalar da... Filme gelince... Adı "Eski açık sarı desene..."Galatasarayın son iki yıldaki tüm maçları öncesinde soyunma odaları, maçlardan ilginç anlar, antrenmanlar, kamplar... Terimin, taktik konuşmaları, çizimleri.Kaptan

Yazının Devamı

Krampon gladyatörleri

11 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>
Futbolcu, çağın gladyatörü. Kılıcın yerini krampon almış... Aslanın yerini top... Arena ise yeşil saha ve tribünler. Top, çağın gladyatörünü taçlandırır da, parçalar da...
Bir film izledim, bu "futbolcu çağın gladyatörüdür" söyleminin altı çizildi. İngiltere maçı için düşüncelerim değişti.
Ayaklarımı bizim Milli Takım oyuncularının kramponları içinde farz ettim. Buz kestiler... Sırtımda taşısaydım diye düşündüğüm ay yıldızlı forma ateşten gömlekti.
8 - 0 yenildiğimiz İngiltere Milli Takımı'ndan, sadece rövanş almak değildi sorun... Şimdiden galip olarak ilan edilmiş bulunmaktı.
Bahis şirketleri tarafından da "favori" gösterilmekti.

Yazının Devamı

İflahı kararmak

10 Ekim 2003

Ne "hükmeden demokrasi.." ne de "yönetemeyen demokrasi."Son haftalarda AKP hükümeti ile üniversite arasındaki "bahar havası" umut vericiydi.Ama gene, bir türlü kurtulamadığımız çatışma kültürünün ağır basmaya başladığı görülüyor.İHL bombasının fünyesi çekildi. Doğru olanı, demokrasinin genel kuralları içinde karşılıklı rol dağıtımını içe sindirmektir. Akılcı dengeleri kurmak ve sürdürmektir. Geçen yıl, AKP hükümeti kurulduğunda, yükseköğrenim yılı zaten başlamıştı.Sorunu, yeni YÖK yasası girişimi içinde çözmek, yazın başlarında gündeme geldi.Tepki sıradağlarına takıldı. YÖK yasa girişimi Üniversitelerarası Kurulun "yeşil hattına" bırakıldı. Böylece ne YÖK, ne hükümet... Ama ikisiyle diyalog kurularak bu yeşil hatta yeni YÖK yasa tasarısı oluşacaktı. Anayasal kurumları, duyarlı çevreleri de kazanan bir düzenleme olacaktı bu.Zamanı zamana bırakarak, çözüm oluşturacak zaman kazanılmıştı. Altın kural Üniversitelerarası Kurulun YÖK taslağında, diyalogla ciddi mesafeler alınmıştı. Yeniden ve tüm önceki metinlerden bağımsız bir YÖK Tasarısı taslağı hazırlanmaktaydı. Global ölçütlerle üniversite her boyutta yeniden yapılanıyordu.Rektör seçimleri, iki kez rektör seçimi, doçentlik, yardımcı

Yazının Devamı

İflahı kararmak

10 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>
Doğru olanı, demokrasinin genel kuralları içinde karşılıklı rol dağıtımını içe sindirmektir. Akılcı dengeleri kurmak ve sürdürmektir.
Ne "hükmeden demokrasi.." ne de "yönetemeyen demokrasi."
Son haftalarda AKP hükümeti ile üniversite arasındaki "bahar havası" umut vericiydi.
Ama gene, bir türlü kurtulamadığımız çatışma kültürünün ağır basmaya başladığı görülüyor.
İHL bombasının fünyesi çekildi.

Yazının Devamı

Bağdattan dönmesin

9 Ekim 2003

"Türkiye, Irak-ta ne kadar büyük askeri varlığı olursa, o ölçüde ağırlık koyabilir. Askerini geri çekmesi, arkasında büyük boşluk bırakacağı için, ABD, Türkiyeye daha özenli davranır" mantığı dile getirilmekte.Dışişlerinden deneyimli, ayakları sağlam basan bir yetkili şu analizi yaptı:1 - Etkinlikte sayı elbette önemli ama sayının ötesinde başarı da önemli. Yani, şu aşamada Türkiye, kantite değil kaliteye odaklı olmalı.Görev bölgesinde Türk kuvvetleri iyi hizmet verirse, etkinliğini de iyi hissettirir.Geri çekilirse geride boşluk bırakacağı kaygısını verir.2 - Tezkere oylamasıyla hükümet, TBMMden "Iraka asker göndermek" iznini aldı.Daha görev yeri bile kesin belirlenmiş değil.ABD ile görüşmeler yapılacak.Coğrafi görev coğrafyası belirlenecek.Sonra...Genelkurmay Başkanlığı o coğrafyanın gerektirdiği güvenlik için askeri gücünün büyüklüğünü ve açacağı sosyal hizmetler yelpazesi için de uzman kaynağını belirleyecek.Sayı tartışması o nedenle henüz çok erken başlatılmış.Bölgenin saptanması ve risk hesapları, kuvvet büyüklüğünü dikte eder.3 - Böyle değişkenler varken, sayıyı daha tezkerenin ilk gününde belirlemek yanlış olur.Hatta önümüzdeki süreçte gönderilecek asker büyüklüğü de

Yazının Devamı

Bağdat'tan dönmesin

9 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>
Tezkere geçti. Şimdi "Ne büyüklükte askeri güç gönderilmeli?" sorusu tartışılıyor.
"Türkiye, Irak'-ta ne kadar büyük askeri varlığı olursa, o ölçüde ağırlık koyabilir.
Askerini geri çekmesi, arkasında büyük boşluk bırakacağı için, ABD, Türkiye'ye daha özenli davranır" mantığı dile getirilmekte.
Dışişleri'nden deneyimli, ayakları sağlam basan bir yetkili şu analizi yaptı:
1 - Etkinlikte sayı elbette önemli ama sayının ötesinde başarı da önemli.

Yazının Devamı