Yorgan bilmecesi

3 Ekim 2003

AKP illa yüzde 30larda oyuyla Anayasa değiştirecek Meclis çoğunluğuna sahip mi olmalı? Yüzde 30larda oyla, Mecliste yüzde 60larda milletvekili mi bulundurmalı?. Şu manzara seçimlerin iki temel ilkesinden birincisi olan "istikrar"ın ikincisi olan "adalet"in önüne geçtiğini gösterir. Eğer...Halkın çeşitli eğilimlerinin mümkün olduğunca yüksek oranda Meclise yansıması demek olan "adalet" ilkesi ile sandıklardan güçlü ve karar alabilir hükümetler çıkmasını öngören "istikrar" ilkesi dengelenmişse, bu, "yönetebilir demokrasi" olur.Yüzde 30lardaki oylarla, yüzde 60larda milletvekilliği kazanmak ve Anayasayı bile değiştirebilir çoğunluğu elde tutmak "yönetebilir" demokrasi değil "hükmedebilir" demokrasi olur. Ayrıca...Parlamentoda hiç temsil edilmeyen DYPnin 66 milletvekili alması, Parlamentodan dışlanmış oy oranını da düşürecektir. Demokrasi "hükmedebilir" çizgiden "yönetebilir" çizgisine geçerken, daha güçlenmiş muhalefet ile "denetleyebilir" kalitesini de kazanacaktır.Ve...Bütün bunlar, AKPnin karar almak, yasa çıkarmak, yönetmekte hiç aksamadan iktidarını sürdüreceği Parlamento sayısını da hiç bozmayacaktır. AKP, muhalefet, Türkiye ve demokrasi adına tutarlı bir bileşkedir bu. O

Yazının Devamı

Yorgan bilmecesi

3 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>

AKP illa yüzde 30'larda oyuyla Anayasa değiştirecek Meclis çoğunluğuna sahip mi olmalı? Yüzde 30'larda oyla, Meclis'te yüzde 60'larda milletvekili mi bulundurmalı?.
Şu manzara seçimlerin iki temel ilkesinden birincisi olan "istikrar"ın ikincisi olan "adalet"in önüne geçtiğini gösterir.
Eğer...
Halkın çeşitli eğilimlerinin mümkün olduğunca yüksek oranda Meclis'e yansıması demek olan "adalet" ilkesi ile sandıklardan güçlü ve karar alabilir hükümetler çıkmasını öngören "istikrar" ilkesi dengelenmişse, bu, "yönetebilir demokrasi" olur.

Yazının Devamı

GSde kara delik

2 Ekim 2003

Loca komşularımdan biri de Fatih Terimin eşi Fulya Terimdi. Karşılaşmanın büyük bölümünü o arkadaki odacıkta, sahayı cam arkasından görerek izledi......Saygın bir politika gurusu, gazeteciliğimin ilk yıllarında şöyle demişti:"Yaşamım boyunca hiç kimsenin hanımefendisine saygısızlık etmedim. Ailelere hep ihtimam (özen) gösterdim. Siyasete aileleri hiç bulaştırmadım."O sözlerin titreşimi gazetecilik yıllarım boyunca hep kulaklarımda kalmıştır.Belki, doğumla da örtüştüğü için, - hala kendime kızdığım bir ya da belki iki istisna dışında - o politika gurusu dostumun deyimiyle "kimsenin hanımefendisine, hiçbir hanıma saygısızlık yapmadım."Fulya Terim için birkaç gözlem satırım da böyle olacaktır. Türk futbolunun yeni sultanları muhteşem Beşiktaşı yürekten kutluyoruz. Dünya markası bayrağını Beşiktaşa uzatan Galatasaraya gelince... Galatasaray - Real Sociedad maçında... Maç başladı...Birkaç dakika sonra, Tamasa Nihat, öyle bir çalım attı ki... Omurları kayabilirdi. Tamasın bacak arasından geçirdiği topla yeniden buluşup Kovaçeviçe "gol" hediye ediverdi. Golü bir kez de TV tekrarından izlemek için arkama döndüm.Ve o sırada gözüm, yan locaya ilişti.Fulya Terim, açık locadaki yerini

Yazının Devamı

GS'de kara delik

2 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>
Türk futbolunun yeni sultanları muhteşem Beşiktaş'ı yürekten kutluyoruz. Dünya markası bayrağını Beşiktaş'a uzatan Galatasaray'a gelince... Galatasaray - Real Sociedad maçında...

Loca komşularımdan biri de Fatih Terim'in eşi Fulya Terim'di. Karşılaşmanın büyük bölümünü o arkadaki odacıkta, sahayı cam arkasından görerek izledi.
.....
Saygın bir politika gurusu, gazeteciliğimin ilk yıllarında şöyle demişti:

Yazının Devamı

Çankaya hesapları ve YSK

1 Ekim 2003

Bu "laf yumağını" açayım... ... Bilineni tekrarlamakla başlayayım.DEHAPın 3 Kasım 2002 genel seçimlerine hile ile katıldığı yolundaki mahkeme kararı, Yargıtay tarafından onaylanınca gözler YSKya odaklandı. YSK kararı nedeniyle değil ama YSKnın - olası kararını - bahane ederek, AKP, 2007deki Cumhurbaşkanı seçimi için "2004te genel seçim kararı" alabilir. YSK dört karar verebilir.1 - "İtiraz süresi geçmiştir" gerekçesiyle, DYP ve GPnin başvurularını geri çevirir. Bu, zor.Hukukun görmezlikten gelinmesi olur. YSK Başkanı Algan da zaten dün "Maddi verilere, hukuki veriler de eklenmiştir. Hepsini ayrı ayrı görüşeceğiz" dedi. Yani, ortadaki durumun "yok" sayılamayacağı açık.En azından çok sıkı tartışılacak.2 - Hukuki çarpıklığın giderilmesi için genel seçimlerin, Mart 2004 yerel seçimleriyle birleştirilerek yenilenmesi kararını verir. Bunun anlamı Türkiyenin tümüyle karışmasıdır. Yoluna girer gibi olan ekonominin yeniden zembereklerinden boşalması olasılığıdır. AB müzakere sürecinin kundaklanmasıdır. Irak nedeniyle bir kez daha başlara çuval geçmesidir. Kıbrısta kilitlenmektir.Türkiyenin gene önünü göremez hale gelmesidir.YSK Başkanı Algan, "hakimin eğilim belli etmesi" gibi bir

Yazının Devamı

Çankaya hesapları ve YSK

1 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>
YSK kararı nedeniyle değil ama YSK'nın - olası kararını - bahane ederek, AKP, 2007'deki Cumhurbaşkanı seçimi için "2004'te genel seçim kararı" alabilir.
Bu "laf yumağını" açayım... ... Bilineni tekrarlamakla başlayayım.
DEHAP'ın 3 Kasım 2002 genel seçimlerine hile ile katıldığı yolundaki mahkeme kararı, Yargıtay tarafından onaylanınca gözler YSK'ya odaklandı.

YSK dört karar verebilir.

Yazının Devamı

Batıklara dara

30 Eylül 2003

Bir gazinin, bana dile getirdiği acı hesabı ve ötesini yansıtayım.....Telefondaki gazi, PKKnın "topuk koparan" diye anılan ve detektörle algılanamayan plastik mayınıyla bir bacağının bilekten aşağısını yitirdiğini söylüyor ve "Batık bankalarda buharlaşan 43 milyar dolar, neredeyse 20 yıl boyunca PKK belasını yok etmek için yapılan harcamaların yarısı" diyordu.Kaç üniversite kurulurdu.. Kaç hastane, kaç liman, kaç kilometre yol yapılırdı? Kaç kilometre demiryolu döşenirdi?Bu klasikler bir yana..Telefondaki Gazinin acıyla harmanlanmış ve hiçbir para birimiyle ifade edilmeyecek "Mehmetçiğin can ve kan bedelini" dahi bir yana koyan hesabı düşündürücüdür. "43 milyar dolarlık vurgun, Cumhuriyet tarihinin en büyük, en kanlı, en kapsamlı, en uluslararası boyutlu kahpeliğini göğüslemek için yapılan harcamaların 100 milyar dolarlık darasıyla vicdan terazisinde tartılmalı" diye vurguluyordu.Eğer bu paralar halk adına halk için son kuruşuna kadar takip edilmezse, 43 milyar dolar, faizleriyle katlanarak birkaç yıl içinde 100 milyar dolarlık PKK lekesiyle örtüşecektir. Bu yazıyı, dün İstanbula uçarken kafamda kurdum. Araya Yargıtayın DEHAP kararı bile girse yazılacaktı. Çünkü, neticeyi

Yazının Devamı

Batıklara dara

30 Eylül 2003

<#comment>
<#comment>
Bu yazıyı, dün İstanbul'a uçarken kafamda kurdum. Araya Yargıtay'ın DEHAP kararı bile girse yazılacaktı. Çünkü, neticeyi belirleyecek olan YSK kararı için süreç henüz başlıyor.
Bir gazinin, bana dile getirdiği acı hesabı ve ötesini yansıtayım.
....
Telefondaki gazi, PKK'nın "topuk koparan" diye anılan ve detektörle algılanamayan plastik mayınıyla bir bacağının bilekten aşağısını yitirdiğini söylüyor ve "Batık bankalarda buharlaşan 43 milyar dolar, neredeyse 20 yıl boyunca PKK belasını yok etmek için yapılan harcamaların yarısı" diyordu.
Kaç üniversite kurulurdu.. Kaç hastane, kaç liman, kaç kilometre yol yapılırdı? Kaç kilometre demiryolu döşenirdi?

Yazının Devamı