<#comment>#comment>
<#comment>#comment> Rio'ya son gidişimde, suç gettolarına gangster çetelerinin turistler için "turlar düzenlediğini" söylediler. Her türlü uyuşturucu kullananların, ticaretini yapanların...
Cinayet, fuhuş, hırsızlık, kaçakçılıkla uğraşanların bu "kondu" mahallelerine girip de canlı çıkmak mucize ama gangster çeteleri bu mahalleleri parsellemişler... Onlara parayı bastırdınız mı özel otomobilleriyle ve onların adamlarının korumasında bu suç üretim gettoları geziliyor. Polisin bile girmeyi aklından geçirmediği hukuk dışı sokaklarda hasır şapkalı turistler geziyor, fotoğraf çekiyorlar.
Türkiye adına şükretmiştim.
Ama...
İşte kırılma noktası... Tinerciler sonunda karakol da bastılar. Komiseri, yardımcılarını, polisleri bıçakladılar, dövdüler. Oysa terör örgütleri bile karakol basmayı göze alamamışlardı. Hareket halindeki otomobilden, karakollara ya da ekip araçlarına, nokta nöbetindeki polislere ateş açıp kaçmışlardı.
Saruhan'da bu baskını yapan uçucu madde bağımlıları karakoldan sonra hastanede de dehşet yaşatmışlar.
Önce Adalet Bakanı Çiçek.AB ile 6. Uyum Paketi için duyarlı konularda net bir konuşma oldu.Kürtçe TV ve radyo yayınları için zaten bu yasaklar kaldırılmış bulunuyor. Yasada değişiklik için sadece bir "özel" sözcüğü eklenmiş.Yani, "özel" radyo ve TV'ler de farklı dillerde (Kürtçe) yayın yapabilecek.Sınırların ötesinden, Kürtçe yayın yok mu?Çanak antenlerle bu topraklara taşınmıyor mu?Ya internet?Her bilgisayarda bir tuşa basmak yeterli.Bunu tartışmak sadece patinaj...Geçiniz."Denetlenemez" itirazlarına gelince.Zor ama imkansız değil.Adalet Bakanı Çiçek'e göre, bizim gibi duyarlığı olan Avrupa ülkelerindeki denetim yöntemleri uygulanabilir.Çiçek, "daha sonraki aşamanın, RTÜK tarafından uygulama yönetmelikleri olduğunu" söyledi.RTÜK, "yasssakkk"ların ötesinde, şimdi, "birlikte yaşamın hoşgörü ve demokrasi, ortak yurt sorumluluğu" paydasını oluşturmalı.Türkiye cesur bir adım atıyor.Ama..."Çılgın cesaretle, bilge cesaret" arasında kıldan ince, kılıçtan keskin çizgi de izlenmeli. İki bakanla, iki söyleşi... Apartmana ibadethane Tartışmalara neden oldu.Apartmanların terasına minare dikip toplu ibadet, son yılların "İslamı yaşıyoruz" trendi.Sabahın köründe, ayazında, yağmurunda, karında
<#comment>#comment>
<#comment>#comment> İki bakanla, iki söyleşi...
Önce Adalet Bakanı Çiçek.
AB ile 6. Uyum Paketi için duyarlı konularda net bir konuşma oldu.
Kürtçe TV ve radyo yayınları için zaten bu yasaklar kaldırılmış bulunuyor.
Yasada değişiklik için sadece bir "özel" sözcüğü eklenmiş.
Yani, "özel" radyo ve TV'ler de farklı dillerde (Kürtçe) yayın yapabilecek.
Ama kendi yazdığı maddeyi, sonraları kendisi de beğenmemiştir. Anlatayım...Abdullah Öcalan ile Bekaa Vadisi'ndeki PKK kampında bir söyleşi yapmıştım.5 gün sürecek bir izlenimler ve söyleşi dizisi olmuştu.Sonra o sırada çok yeni olan Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi merceğinden bakarak yazı dizisini inceledim.Maddedeki "propaganda" sözcüğü çok esnekti.Dizideki pek çok satır, savcı gözüyle "propaganda" sayılabilirdi.Hocam ve dostum ceza hukuku profesörü Uğur Alacakaptan, yazıları tırpanladı.Ben de epeyce satır attım.Dizi kuşa dönmüş haliyle yayımlandı.Osaka'da toplanacak IPI kongresine gidiyordum.Singapur'da uçak değiştirmek üzere indiğimde, "Sayın Özal sizi aradı" mesajını aldım... "Hayırdır" deyip geri aradım... Uyum paketinin netameli konularından biri olan Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesini, dönemin Başbakanı Turgut Özal yazmıştır. Özal'ın kaleminden çıkmış Cevabını dinledikten sonra "Bunları niye yazmadın?" diye sorguladı."Kopukluklar hissettim. Sanki bazı şeyleri yazmak istememişsin" dedi."Evet tam dediğiniz gibi" cevabını verdim. Şöyle açıkladım:"Terörle mücadele yasasının 8. maddesi nedeniyle her satır suç kapsamına girebilir. Gazetecilik yapacak alan
<#comment>#comment>
<#comment>#comment> Uyum paketinin netameli konularından biri olan Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesini, dönemin Başbakanı Turgut Özal yazmıştır.
Ama kendi yazdığı maddeyi, sonraları kendisi de beğenmemiştir. Anlatayım...
Abdullah Öcalan ile Bekaa Vadisi'ndeki PKK kampında bir söyleşi yapmıştım.
5 gün sürecek bir izlenimler ve söyleşi dizisi olmuştu.
Sonra o sırada çok yeni olan Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi merceğinden bakarak yazı dizisini inceledim.
Maddedeki "propaganda" sözcüğü çok esnekti.
Ayşe, yaklaşık 30 yıl önce ekonomi ilaveleri hazırladığım gazetenin dış ilişkiler yönetmeniydi.Koç Grubu'nun 50. yılı bağlamında bir ek hazırlayacaktık. İyi dosttuk. Benim vosvosumla (kaplumbağa wolkswagenimle) gazete dönüşü onu evine bırakırdım. Koç'un Yeniköy Tugay Apartmanları'ndaki dairesinde, bir söyleşi yaptık.İlk tanışmaydı.Şaşırmıştık.Vehbi Bey bu mütevazı dairede mi yaşıyordu?Genç Ayşe ve genç Güneri'yi Vehbi Bey'in tevazuu ve kişiliği nasıl da etkilemişti! Koç Üniversitesi konferans salonu sahnesinde Ayşe Özyeğin ödül alıyor. Ben de ikimizin Vehbi Bey ile tanışmamızın aydınlık günleri ile eğitimin 2000'li yıllardaki alacakaranlık tünelleri arasındaki Türkiye'yi düşünüyorum. Aile bağları O sıralarda köklü bir holdingin Harvard mezunu genç genel müdürü olan, şimdilerin banka sahibi Hüsnü Özyeğin'i tanıştırdı.Evlenmeye karar vermişlerdi.Ayşe banka yöneticisi, banka sahibi eşi oldu... Fakat hep aynı insani değerlerin sahibiydi.Defilelerin, kayak merkezlerinin, davetlerin vitrin malzemesi hiç olmadı. AÇEV'i (Anne Çocuk Sağlığı Eğitim Vakfı) kurdu.Çocukların beyinsel gelişiminin ilk 6 yılda olduğu ve bu sürecin eğitimle değerlendirilmesi gereğini amaçlayan bir vakıf... 10
<#comment>#comment>
<#comment>#comment> Koç Üniversitesi konferans salonu sahnesinde Ayşe Özyeğin ödül alıyor. Ben de ikimizin Vehbi Bey ile tanışmamızın aydınlık günleri ile eğitimin 2000'li yıllardaki alacakaranlık tünelleri arasındaki Türkiye'yi düşünüyorum.
Ayşe, yaklaşık 30 yıl önce ekonomi ilaveleri hazırladığım gazetenin dış ilişkiler yönetmeniydi.
Koç Grubu'nun 50. yılı bağlamında bir ek hazırlayacaktık. İyi dosttuk. Benim vosvosumla (kaplumbağa wolkswagenimle) gazete dönüşü onu evine bırakırdım. Koç'un Yeniköy Tugay Apartmanları'ndaki dairesinde, bir söyleşi yaptık.
İlk tanışmaydı.
Şaşırmıştık.
Vehbi Bey bu mütevazı dairede mi yaşıyordu?
Gene "5. yıl yaklaşıyor. Yoksa krizin eşiği mi?" "kuşkuları" dile getirilmekte.. Bu olasılık var mı?Adının açıklanmaması gereken BİR BİLENe göre "yok".Şu açıklamayı yaptı:"Eskiden sabit kur vardı. Kriz bir günde patlıyordu. Dalgalı kur sistemi ise ekonomiye, kurlara esneklik getirdi. Büyük kriz yaşanması çok zor.Çok uzak olasılık. Ama - asla olmaz - diye bir şey söylenemez."Ne zaman olabilir?"Çok büyük bir siyasi kriz yaşanırsa...Hükümet, artık IMF ile anlaşılan programları uygulamayacağını açıklar ya da fiilen uygulamazsa, IMF devreden çekilirse, Türkiye ekonomisine güven çöker. Öyle bir psikoloji oluşur ki döviz fiyatları uçar. Tutulamaz. Bildiğimiz, yaşadığımız kriz, belki daha da ağır tekrarlanır." Türkiye tarihinde ihtilaller için 10, ekonomik krizler için 5 - 6 yıllık süreçler vardır. İhtilaller için 10ar yıllık takvim tarihe gömüldü. Ancak ekonomik kriz takvimi için kaygılar sürüyor. Dalgalar da durulmazsa BİR BİLENin hesabı şöyle:"Kriz olmasaydı şimdi dolar 1 milyon 300 bindi. Savaş karamsarlığı günlerinde de en fazla 1 milyon 750 bine çıktı.O halde Merkez Bankası müdahale etse de, etmese de en uçlara savrulma halinde bile dolar 1 milyon 300 binden aşağı inmez... 1