Leblebici Horhor değil

6 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     Türkiye'de siyasetin altın kurallarından biri şudur: "Asker üzerinden siyaset yapılmamalı. Silahlı Kuvvetler açıklama yapmak zorunda bırakılmamalı." Genelkurmay tarafından dün yayımlanan bildiri, o zorlamayı gösteriyor.
     YAŞ'ın atama yetkisi olmadığını bile bile varmış ve de rahatsızlık yaratan atama yapılmış gibi haber yayan "kasıtlı kişiler" kimler?
     Yahut bunu bile bilmeyenler kimler?
     Kimler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nce "nefretle" karşılandı?
     Uzun süredir kullanılmayan "Cumhuriyet'in değişmez ilkelerini kollamak ve korumak görevi" Genelkurmay açıklamasında neden yer aldı?
     Mesaj kimlere?

Yazının Devamı

Kravatsız

4 Mayıs 2003

Gazetelerde, dergilerde, yazarlık, editörlük yapmıştı. İŞSİZ'di. Ekonomik kriz nedeniyle İŞSİZ açıklaması için hissedilenlerin ortak paydası "utanç" olmalı.Yerine oturduğunda, kutladım. Ne yaptığını sordum."Yüksek lisans" cevabını verirken "buruk" gülüyordu.Kaç yüksek lisans sahibi bu ödülü alabilir ki!Ayça herhalde Milliyet'e katılması için Genel Yayın Yönetmenimiz Yılmaz'dan bir öneri alacak.Ama...Kim bilir kaç Ayça, böyle kaç meslektaşımız, ekonomik kriz kıyımında. Ayça Demet Atay, tam önümdeki sırada oturuyordu. Adı, gazetecilik dalında Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülü'nü almak üzere anons edildi. Ödülü, yazdığı röportajın fotoğraflarını çeken Faruk Akbaş'la paylaşıyordu. Başını dik tutmak Milliyet'in geleneksel ödülleri verildi.Abdi İpekçi, Haldun Taner, Örsan Öymen ödülleri... Sosyal ve Ekonomik bilimler dalı ödülleri.Milliyet'te, 30, 20, 10 yıllarını tamamlayanların ödülleri...Mehmet Y. Yılmaz ve İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hanzade Doğan, Milliyet'in temel ilkesinin, "tüm siyasal ve ekonomik güç odaklarına karşı omurgasını dik tutmak için ekonomik bağımsızlık olduğunu" vurguladılar."Etik kurallar içinde, kazançlı kurum olmak... Hiçbir güç odağına bağlantılı

Yazının Devamı

Kravatsız

4 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     Ayça Demet Atay, tam önümdeki sırada oturuyordu. Adı, gazetecilik dalında Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülü'nü almak üzere anons edildi. Ödülü, yazdığı röportajın fotoğraflarını çeken Faruk Akbaş'la paylaşıyordu.
     Gazetelerde, dergilerde, yazarlık, editörlük yapmıştı.
     İŞSİZ'di. Ekonomik kriz nedeniyle İŞSİZ açıklaması için hissedilenlerin ortak paydası "utanç" olmalı.
     Yerine oturduğunda, kutladım. Ne yaptığını sordum.
     "Yüksek lisans" cevabını verirken "buruk" gülüyordu.
     Kaç yüksek lisans sahibi bu ödülü alabilir ki!

Yazının Devamı

Bingöl'ü hissetmek

3 Mayıs 2003

Türkiye'de dini inançlar çok güçlü olduğu için öfke ve tepki devlete yönelir.Kamu binaları çürük yapıldığı, malzeme eksik kullanıldığı, müteahhit, siyasetçi, bürokrasi üçgeninde soygun yapıldığı, çöken binalarla cinayet işlendiği kanısıyla tepki devletin kurumlarına, yöneticilerine yönelir.Deprem sonrasında devlet kurumlarının yetersiz kalmaları bu tepkileri daha da yükseltir."Bingöl'de olayların psikolojik izahı kalın çizgisiyle bu.Konuk'a göre, yöneticiler bu tepki psikolojisine empati göstermeliler.Depremin travmasını yaşamakta olanlarla iç içe, omuz omuza olmalılar. Halk yalnız bırakılmadığını hissetmeli.İhtiyaçların giderilmesi için, samimiyetle çalışıldığı, adil ve eşit davranıldığı izlenimini almalı.Yöneticiler, soğuğu da, seyyar mutfak aşını da halkla beraber paylaşmalı.Onların arasında sabahlamalı.İhtiyaçlarına koşmalı. Neden ben, neden benim ailem, biz ne yaptık ki başımıza bu geldi diye sorgularlar. İsyan ya Tanrı'ya ya devlete yönelecektir. Etkinlik Ama, bir konuşma, kameralar önünde yıkıntıları ziyaretten sonra gene altı bakanla helikoptere binip dönmesi geride boşluk bıraktı..Bingöl'e giden DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın izlenimleri şöyle:"Başbakan, Bingöl'de, bir

Yazının Devamı

Bingöl'ü hissetmek

3 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     Neden ben, neden benim ailem, biz ne yaptık ki başımıza bu geldi diye sorgularlar. İsyan ya Tanrı'ya ya devlete yönelecektir.
     Türkiye'de dini inançlar çok güçlü olduğu için öfke ve tepki devlete yönelir.
     Kamu binaları çürük yapıldığı, malzeme eksik kullanıldığı, müteahhit, siyasetçi, bürokrasi üçgeninde soygun yapıldığı, çöken binalarla cinayet işlendiği kanısıyla tepki devletin kurumlarına, yöneticilerine yönelir.
     Deprem sonrasında devlet kurumlarının yetersiz kalmaları bu tepkileri daha da yükseltir."
     Bingöl'de olayların psikolojik izahı kalın çizgisiyle bu.
     Konuk'a göre, yöneticiler bu tepki psikolojisine empati göstermeliler.

Yazının Devamı

Hırsız ve cani

2 Mayıs 2003

Yıkılan gene devlet binaları, görev yapamaz hale gelen gene devlet hastaneleri... Gene eksik demir, hileli beton, çürük malzeme...Devleti soydukları, soyanlarla ortaklıkları yetmiyormuş gibi yaptıkları, yaptırdıkları özürlü binalarıyla cinayet de işliyorlar.Bu hırsızları, katilleri, vicdansızları lanetliyorum.Hukuk düzeni aciz kalsa da Allah onların cezasını verecektir.Bingöl depreminde yaşamını yitirenlere rahmet, yakınlarına ve ulusumuza baş sağlığı diliyorum. Yaralananlara acil şifalar. Et kokmasın diye tuzlarlar. Ya tuz kokarsa? Afet İşleri Müdürü bile enkaz altında kalmışsa... Çocukların üstüne çöken Yatılı Bölge Okulu Pansiyonu'nu, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yasaklı müteahhit yapmışsa... Tuz kokmuş demektir. Erken alarm Birkaç gün sonra Bingöl'le birlikte İstanbul kaygıları unutulmasa.Ama...Gene de İstanbul'un bir erken uyarı sistemi var.Marmara'da fay kırılıp titreşimler başladığı anda bütün İstanbul'u kapsayan 10 istasyona sinyal gönderiliyor.Bu istasyonlar, deprem dalgalarının varışından, mesafelerine göre 8 - 15 saniye önceden uyarılmış oluyorlar.O saniyeler içinde bölgenin elektrik ve doğalgaz akımları otomatik kesiliyor. Yangınlar önleniyor.Ancak erken uyarı

Yazının Devamı

Hırsız ve cani

2 Mayıs 2003


<#comment>     Et kokmasın diye tuzlarlar. Ya tuz kokarsa? Afet İşleri Müdürü bile enkaz altında kalmışsa... Çocukların üstüne çöken Yatılı Bölge Okulu Pansiyonu'nu, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yasaklı müteahhit yapmışsa... Tuz kokmuş demektir.
     Yıkılan gene devlet binaları, görev yapamaz hale gelen gene devlet hastaneleri... Gene eksik demir, hileli beton, çürük malzeme...
     Devleti soydukları, soyanlarla ortaklıkları yetmiyormuş gibi yaptıkları, yaptırdıkları özürlü binalarıyla cinayet de işliyorlar.
     Bu hırsızları, katilleri, vicdansızları lanetliyorum.
     Hukuk düzeni aciz kalsa da Allah onların cezasını verecektir.
     Bingöl depreminde yaşamını yitirenlere rahmet, yakınlarına ve ulusumuza baş sağlığı diliyorum. Yaralananlara acil şifalar.

Yazının Devamı

Duman satırlar

1 Mayıs 2003

Avrupa Atatürk'ü, sınırların içindeki bazılarından daha fazla hissediyor sanki.Avrupa'daki Atatürk büyüsünü, Frederic Mitterrand, Atatürk ve Cumhuriyet'in 75. Yıldönümü programında anlatmıştı. Benim bir TV programımda da konuşmuştu.Frederic Mitterrand "Le Cercle des Arts?" (Sanat Çemberi) adlı TV programının yapımcısı ve sunucusudur. Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın yeğenidir. Avrupa aydınları arasında saygın bir isimdir. Atatürk'ün Avrupa Birliği Parlamentosu'nda - tam zamanında - savunulmuş olması ilginç. Bunu yapmak artık onlara mı kaldı ne? Çağının diktatörlerinden farklıydı Atatürk ise savaşa karşı olmuştur. Halkı onu, isteyerek ve gönüllü olarak izlemiştir. Fikirleri ve doktrini sürekli evrim geçirerek yaşamaktadır. Adı saygıyla anılmaktadır.O nedenle Atatürk, iki dünya savaşı arasına sıkıştırılamaz. O parantezlerin öncesi ve sonrasında da vardır.Şöyle diyor:"Bir politikacının yalnızca politika ile yetinmemesinin, duygulara, sanata da ilgi duymasının önemli olduğunu düşünüyorum.Atatürk, politikanın dışında kalan bir kitabın, bir müzik parçasının, şiirin, tarihin, sosyolojinin, antropolojinin, arkeolojinin renklerini paletinde bulundururdu."Ya kişiliği?"Heykel

Yazının Devamı