‘Vaha’ ve ‘Serap’

12 Eylül 2002


<#comment>Partiler aday listelerini verdiler.
Peki küskünler sayısı ve seçimlerin ertelenme olasılığı? Kilit parti DYP idi. Barajın tehlikeli çizgisindeydi. Sıyıramama olasılığı vardı. Parti yönetimi işin dışındaymış maskesini takardı, grubun küskünlerin yanında oy kullanmasına yeşil ışık yakabilirdi.
Ancak...
DTP ile güç birliği kararı ile DYP sıyırmış sayılır.
Deutsche Bank’ın araştırmasında DTP oyları hesaba alınmış değil ama DTP’nin kendisi için yaptırttığı araştırmalar yüzde 2.5 ile yüzde 3.2 arasında oy oranı gösteriyor.
Basit aritmetik toplamla DYP yırtar.

Yazının Devamı

( - ) yerine ( + )

11 Eylül 2002


<#comment>DYP karargâhı:
"Bu hükümet çökmüş görünüyor. MHP Başkanı Bahçeli’nin hükümet kurması çok zor.
En büyük gurubu olan DYP Genel Başkanı Çiller’in başbakanlığında DSP, YTP ve ANAP ile 2 buçuk aylık seçim hükümeti kurulur."
Soru:
Bir süre sonra "yumuşak geçişle" 3 Kasım seçimleri gelecek bahara ya da sonrasına ertelenebilir mi?
Cevap:

Yazının Devamı

Ufukta bulutlar!

1 Eylül 2002

Kritik süreçteyiz.Önce...AByi bir Hıristiyan kulübü haline getirerek, halkının çoğu Müslüman olan Türkiye ile arasına duvar çekme çabaları...İki büyük kilise; Katolikler ve Protestanlar güç birliği yaptılar. Katolik Piskoposlar Konferansı Başkanı Lehmann ile Protestan Kilisesi Konseyi Başkanı Kock, diğer ülkeler temsilciliklerine ortak imzalı birer mektup gönderdiler.Avrupanın geleceği konvansiyonu başlangıç maddesinde "ABnin Hıristiyan karakterinin vurgulanmasını" istediler. "ABnin dini mirasına Tanrıya da atıfta bulunularak yer verilmedir" önerisinde bulundular. Seçimler her 4 - 5 yılda bir yapılır. Ama AB treni Kopenhag istasyonundan da kaçarsa bir daha yakalanmaz. Türkiyenin yanıtı Özeti şöyle:"- Tam üyeliğe aday Türkiye, laik devlettir. ABnin de siyasi ve ekonomik eksenli laik bir topluluk olduğu görüşündeyiz.- AB ülkelerinde 15 milyon Müslüman bulunmaktadır. ABde diğer dinlerden de milyonlar yaşamakta.AByi Hıristiyan topluluğu olarak göstermek iç uyumu tehdit eder.- Hıristiyan kimliği ön plana çıkarılmış AB, diğer dinlerden uluslarla ilişkilerinde zorlanır. Ayrıca AB, köktenci eğilimleri ve dine bağlı şiddeti tetiklemiş olur. Böyle yanlışlarla 11 Eylüle gelinmişti.- Şubat

Yazının Devamı

Ufukta bulutlar!

1 Eylül 2002


<#comment>Seçimler her 4 - 5 yılda bir yapılır. Ama AB treni Kopenhag istasyonundan da kaçarsa bir daha yakalanmaz.
Kritik süreçteyiz.
Önce...
AB’yi bir Hıristiyan kulübü haline getirerek, halkının çoğu Müslüman olan Türkiye ile arasına duvar çekme çabaları...
İki büyük kilise; Katolikler ve Protestanlar güç birliği yaptılar. Katolik Piskoposlar Konferansı Başkanı Lehmann ile Protestan Kilisesi Konseyi Başkanı Kock, diğer ülkeler temsilciliklerine ortak imzalı birer mektup gönderdiler.
Avrupa’nın geleceği konvansiyonu başlangıç maddesinde "AB’nin Hıristiyan karakterinin vurgulanmasını" istediler. "AB’nin dini mirasına Tanrı’ya da atıfta bulunularak yer verilmedir" önerisinde bulundular.

Yazının Devamı

Yanlış doğru

31 Ağustos 2002


<#comment>Yanlış sloganlarla sanki 3 Kasım seçimlerine Atatürk sokuluyor. Atatürk’ün partisine, Atatürkçülüğe oy isteniyor.
Ya Atatürk adına oy istemeyen bir parti kazanırsa? Örneğin AKP...
Millet "Atatürk’ü istememiş, Atatürkçülüğe hayır" mı demiş olacak?
Ulusun tamamına ait olan ve hepimizin paylaştığı yüce değerler seçim malzemesi yapılmamalı.
Taha Akyol’un benzetmesi ile siyasi partilerin oyları çöldeki kum tepecikleri gibi her seçimde yer değiştiriyor.
Atatürk’ün yüce adını, bu ortak değerimizi kum tepeciklerine gömecek söylemler - iyi niyetli de olsa - çok yanlış.

Yazının Devamı

TIR’da tur

30 Ağustos 2002


<#comment>Milliyet "TIR’ında turödan son notlar... Siyaset, Derviş’in hamle dizisiyle etkilenmekte. Toplumun önüne, önce "AKP’nin olası iktidarına karşı CHP’de bütünleşmek" seçeneği koydu.
Altını çize çize tekrarladı. Baykal’a karşı olanlar, hatta, merkez partilerin CHP’ye hiç oy vermemiş seçmenleri bile bu seçeneğin manyetik alanına hareketlenmiş.
Kimileri kerhen, kimileri panik, kimileri umutla ve heyecanla...
Bazıları da yürekleri İsmail Cem’de kalarak.
Ancak...
Hâlâ çok büyük bir "kararsızlar" kesimi var. Cem ve Yılmaz eğilimlerini sezdim.

Yazının Devamı

Baykalın kamp gecesi

20 Ağustos 2002

Sayın Ceme ve arkadaşlarına da açığız. Buyrun gelin bakan, milletvekili olun. Birlikte çalışalım."Ancak ardından, bu sözlerinin mesaj olmadığını ekliyor.Kaygısını dile getiriyor:"Bu sözlerim medyada çağrı veya mesaj olarak yayımlansa, şu duyarlı ortamda yanlış anlaşılabilir. Daha başlangıçta kopar. Oysa birliktelik hedefine özenli yaklaşımlarla ilerlemeliyiz."Baykalın sesli düşüncesi gibi algılanması gereken bu söylem, onun belirttiği gibi "çağrı" ya da "mesaj" değil.Herhalde, o aşamaya Dervişle "birlikteliğin zemin etüdü, siyasal mimari maket ve projesi, fizibilitesi, yöntemi" saptandıktan sonra geçilecek. Baykaldan iki söylem: "Sayın Ecevite açığız. Ona yakışan bir final sürecini CHPde yaşar. Baykalın delta dalgaları Başında kavak yelleri esiyor gibi görünmedi.Derviş katsayısının getirisini algılamış.Hele Dervişin çok önemsediği bilinen "solda birliktelik" gibi duyarlı konuda Ecevite ve Ceme kapıları kapattığı izlenimini verecek söylemlere girmemeye çok özenli."Ya Mehmet Ali Bayar? O merkez oyların anahtarı için ne düşünüyor? Daha önceki bir konuşmamızda Bayarı da istiyorum demişti. Bu ilgi sürüyor mu?"Algılamama göre... "Evet."Bu izlenimleri, pazar gecesi yemekte edindim.

Yazının Devamı

Baykal’ın kamp gecesi

20 Ağustos 2002


<#comment>Baykal’dan iki söylem: "Sayın Ecevit’e açığız. Ona yakışan bir final sürecini CHP’de yaşar.
Sayın Cem’e ve arkadaşlarına da açığız. Buyrun gelin bakan, milletvekili olun. Birlikte çalışalım."
Ancak ardından, bu sözlerinin mesaj olmadığını ekliyor.
Kaygısını dile getiriyor:
"Bu sözlerim medyada çağrı veya mesaj olarak yayımlansa, şu duyarlı ortamda yanlış anlaşılabilir. Daha başlangıçta kopar. Oysa birliktelik hedefine özenli yaklaşımlarla ilerlemeliyiz."
Baykal’ın sesli düşüncesi gibi algılanması gereken bu söylem, onun belirttiği gibi "çağrı" ya da "mesaj" değil.

Yazının Devamı