Erbakan'a örtülü af mı?

20 Eylül 2000


      Anayasa Mahkemesi'nin son kararıyla Erbakan'ın sıyırmasına kapı aralandı mı?
       Önce, kararı ve olası gelişmeleri ortaya koyalım.
      "23 Nisan 1999'a kadar basın yoluyla yahut sözlü veya görüntülü yayın araçlarıyla işlenmiş suçlarda, 12 yıl ve daha aşağı cezaların ertelenmesini" öngören bir yasa çıkarılmıştı.
       Yayın yoluyla işlenmiş suçlar nedeniyle hapse giren ya da girecek olan gazetecilere bir çeşit örtülü aftı bu.

Uyanıklar
       Bunun üzerine FP, Erbakan'a bir umut olarak Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açtı.

Yazının Devamı

Erbakan çıtası

19 Eylül 2000


      "Erbakan nasıl kurtulur?"
       Siyaset sahnesindeki çelişkilerle örülü yeni oyun bu.
       Örneğin...
       Belki tarih babanın muzipliği... Erbakan, Cumhuriyet'in yıldönümü olan 29 Ekim'de doğmuş.
       Sadece Atatürk Cumhuriyeti ile değil, bugünlerle de bir çelişki...
      Erbakan'a göre AB'ye girmek isteyenler battal Batı taklitçileriydi.      Peki...

Yazının Devamı

OlimpİST

17 Eylül 2000


       Ya "OlimpİST" adıyla olimpiyatların 2000 yılında İstanbul'da yapılmasını amaçlayan kampanya hedefine ulaşsaydı!..
       Hala elektrik kesintileri olan... Suları dönüşümlü verilen... Olimpiyat Köyü'ne açılan E - 5 ve TEM otoyolları tıkanmış bir İstanbul!..      Olimpiyat için gelecek milyonlarca turistin dramını ayrıca sıralamak gereksiz.
      Türkiye, şimdi 2008 Olimpiyatları'na aday 5 ülke arasında.
       Bu tanıtımı yapacak komitenin başına öngörülen isim 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel.
       Tanıtım yapılacak bütün isimler Sydney'de ama Demirel neden orada yok?
       Cumhurbaşkanlığı boyunca dünyayı birkaç kez dolaşacak kadar yol yapan Demirel, Sydney'e gitmekten yüksünmezdi.

Yazının Devamı

Zafer bağımlısı GS

26 Ağustos 2000


       Nikos Kazancakis, "Zorba" adındaki kitabında "İnsan nasıl bir makinedir usta.. Ağzına bal, şarap, et, ekmek koyuyorsun, kahkaha, felsefe, şarkı çıkıyor" der. Jardel'de nasıl bir makine?
       "Ekmek, et meyve yiyor gol çıkarıyor"
       Jardel iyi mi oynadı dalaştı mı? Bu soruların hiç gereği yok. İki altın gol attı. Galatasaray'ı Avrupa'nın en büyüğü yaptı.

       "Gazeteci tarihin tanığıdır" söylemini, dün bir kez daha yaşadığımız dakikalar kanıtladı.
       Galatasaray dün gerçekten tarih yazdı.

Yazının Devamı

Sağduyuya çağrı

15 Ağustos 2000


      Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından hükümete iade edilen kanun hükmündeki kararname, dün akşam Başbakan Bülent Ecevit'in bir yazısıyla yeniden onaylanmak üzere Çankaya'ya gönderildi.
      Başbakan Bülent Ecevit'in gerekçesi şöyle...
      1- Kanun hükmündeki kararnamelerin cumhurbaşkanları tarafından imzalanması kuraldır.
      2- Sayın Cumhurbaşkanı, kanun hükmündeki kararnameyi imzalamayıp geri göndererek, kanunlar için geçerli olan yöntemi uygulamıştır.
       O halde...
       Tıpkı kanunlarda olduğu gibi, onaylanmak üzere Cumhurbaşkanlığı'na ikinci kez "aynen" sunulan kanun hükmündeki kararnamenin de imzalanması gerekir.

Yazının Devamı

Hayatın silgisi yok (II)

13 Ağustos 2000


      "Silgi kullanmadan resim çizme sanatına hayat deniliyor."(1)
       Dünyada yankılar yapacak bir film için İstanbul'da yoğun çalışmalar sürmekte.
      1942 yılında, içindeki 800 Musevi ile birlikte Boğaziçi'nin hemen çıkışında batırılan Struma vapurundaki dram, beyazperdeye yansıtılacak.
       Silgi kullanmadan çizilen 800 yaşamın öyküsü şöyle...
      1941 yılında Romanya Yahudileri için yaşam birden kararmış.
      Nazi gölgesi altında mallarına el konuluyor, çalışma kamplarına gönderiliyorlar.

Yazının Devamı

Kişiler ve kurumlar

12 Ağustos 2000


      Cumhurbaşkanlığı da, hükümet de Türkiye'nin yazgısını ellerinde tutan zirvedeki iki kurumdur.
       O ikisinin birbirine karşı son derece özenli olmaları gerekir.
      Cumhurbaşkanı'nın hükümeti "hukuk dışı" gösterecek bir vitrin çizmesi... Ya da hükümetin "hukuktan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanan, yetki gaspında bulunan" bir Cumhurbaşkanı görüntüsünü kamuoyuna sunması yanlıştır.
       Yıpranan kişiler değil, kurumlar olur.
       Duygusal davranışlar, bu sağduyu süzgecinden geçirilmeli.
       Hele...

Yazının Devamı

Hukuk ve siyaset

11 Ağustos 2000


       Kamuoyu, devletin doruğunda bir süredir karşıt söylemlerle "gel - git" hareketleri yaşıyor.
       Önce...
      Ecevit'in "disiplin cezalarının kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenebileceği" söylemleri, TV ekranlarına ve gazete sayfalarına yansıdı.
       Ama...
       Kararname, Köşk'ten Sezer'in "Anayasa'ya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına göre disiplin cezaları ancak kanunla düzenlenebilir" gerekçesiyle geri döndü.
      Ecevit ve hükümet ortağı partilerin liderleri, "kanun hükmündeki kararnamelerin geri gönderilemeyeceğini, Cumhurbaşkanı tarafından imzalanması zorunluğu olduğunu" söylüyorlardı.

Yazının Devamı