Türkiye'nin gündemine, "düşünce jimnastiği" sayılabilecek maddeler geldi.
Bunlardan biri de, SEÇİMLERİN AYRILMASI...
Anayasa gereği, zorunluk olan "yerel seçimlerin 1999 baharında yapılması... Ve genel seçimlerin ise daha sonraya ertelenmesi" için Yılmaz'ın başlattığı tartışmalara eğilelim.
Önce, seçimlerin ayrılmasını savunanların görüşleri:
"1 - Hem genel seçim, hem yerel seçim için bir sürü oy kullanmak zorunluğu karşısında, seçmen şaşırabilir.
İradesini, sandığa, tam yansıtamayabilir.
Bu Pazar, politikadan gene uzaklaşıp Boğaz'ın mavi sularından ve köpüklerinden söyleşelim.
Boğaz'da, dün sabah deniz motorları, en yüksek hıza erişmek için yarıştılar.
Bugün yapılacak İstanbul Grand Prix 98 yarışının hazırlık ayağı...
Birinci gelen Eduardo ile İstinye'de kahvelerimizi içerken konuşuyoruz.
Monako Prensesi Caroline'in off shore deniz motoru yarışında ölen eşi Stefano Casiraghi ile olay günü birliktelermiş.
Anlatıyor:
"Ben, ikinci durumdaydım. O ise dördüncü. Arkamdaydı.
Başbakan Mesut Yılmaz'ın, "seçimleri ertelemek çağrısı" bağlamında bir anı...
Carter'ın ABD Başkanı seçildiği yıllarda, Necmettin Cevheri ABD'ye gitmişti.
Dönüşte, izlenimlerini, devrin Başbakanı Süleyman Demirel'e şöyle yansıttı:
"Yeni Başkan Carter, fıstık yetiştiren bir çiftçi.
Bir davette masa komşum içki ile birlikte önümüze konulan bir çanak fıstığı elinin tersiyle itti.
- Fıstıktan bıktım - dedi. Tabii ki yeni Başkan Carter'ı kastediyordu. Masadaki bir diğer konuk, ona şöyle bir fıstıki makamından bir demokrasi dersi verdi: - Hiç itiraz etme. Daha 4 yıl fıstık yiyeceksin. Kendini alıştır - Böylece, halkın oyuyla seçilene saygı duyulması gerektiğini anlatmak
Şemdin Sakık'ın, "PKK eylemlerinin arkasındaki güç olarak Suriye'yi göstermesi", yeni bir boyut değil...
Ama, "söylem" kadar "söyleyen" de önemli olduğu için PKK'nın içinden ve en yükseklerinden gelen bu itiraf, neredeyse "azmettiren için yapılan tanıklıktır." Bizim de kişisel gözlemlerimiz oldu. Örneğin... Yıllarca önce, PKK'nın Bekaa kampında kalmıştım. Abdullah Öcalan ile saatlerce süren bir söyleşi yapmıştım. Müthiş soğuk bir gece yaşamıştık. Üzerimizdeki giysiler yetmediği için, bir "haki" renkte askeri üniforma kazağı vermişlerdi. Sadece subayların giydiği, kol dirseklerinde ve omuzlarında kalın yırtılmaz kumaşlardan destekli, bisiklet yaka kalın kazaklardan... Bize gösterilen ilginin gereği, naylon ambalajı içinde verdiler.
Önce...
Son ekonomik kararlar için felsefe satırları.
Hazreti Musa, 10 emir gökten geldiği için "herşey göktedir" demiş.
Hazreti Süleyman, işaret parmağıyla şakağını göstermiş "herşey akıldır" demiş.
Aradan yüzyıllar geçmiş.
Hazreti İsa, peygamberliğini ilan etmiş, sağ elinin avucunu sol göğsünün üzerine koymuş.
Herşeyin kaynağının yürek olduğunu söylemiş.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu, mesaj veriyor:
"Orduya nifak sokmak istediler.
Oyunları tutmadı.
Benim farklı olduğum havasını yayarak, komutanları, akılları sıra birbirine düşüreceklerdi.
İçimize en yumuşak yerden girmeye çalıştılar.
TSK'da bir sistem vardır. Ordunun görüşleri komutandan komutana değişmez. İrtica konusunda duyarlı olmayan bir, asker bu mekanlara gelemez. Böyle biri albaylıktan yukarı çıkamaz."
Bu sözlerin adresi "tek" gibi görünse de birden fazladır.
25 yıldır "Club - Med" adlı Fransız tatil köylerine gideriz.
İsterseniz, kolektif eğlence ve spor...
Dilerseniz, doğanın sessiz bir köşesinde klasik müzik dinlemek, kitap okumak olanağı.
Odalar lüks değildir.
Çoğunda telefon, TV, buzdolabı yoktur.
Basma bir perdenin kapattığı, tahta dolaba giysiler asılır.
Genellikle...
1970'li yılların ortalarındaydık.
Bir masanın çevresinde toplanmıştık.
Merhum Abdi İpekçi, - tanıyanlar bilirler - meşhur gülme krizine girmişti.
Uzun ve sürekli hıçkırık sesleri veren çok ilginç gülüşü, dakikalardır sürüyordu.
Gülme krizinin nedeni, o zaman Günaydın Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni olan Necati Zincirkıran'dı.
Necati Ağabey, ayakta, elinde mikrofon, gayet ciddi şarkı söylüyordu:
"Madem ki gidiyorsun, bırakıp burada beni...