Moskova merkezli küresel deprem, sürüyor.
Rusya - Türkiye fay hattını ve olası kırılmaları, çöküntüleri düşünelim.
Önce...
Rusya'nın düşmesinin nedenleri:
- Rusya, vergi toplayamıyor.
Ekonomisi mafya, siyaset, bürokrat üçgenine teslim.
Bankalar, özelleştirme mafyanın pençesinde.
Balıkesir'de Pamuklu Dokuma Fabrikası Yönetim Kurulu'nda çok ilginç isimler yan yana...
Anavatan ve DYP il başkanları yöneticisi.
Rona Yircalı, böyle bir yönetim vitriniyle örnek oluşturmakta.
Rona Yircalı, fabrikanın Yönetim Kurulu Başkanı.
Aynı zamanda, Balıkesir Sanayi Odası ve Yapı Kredi Bankası Yönetim Kurulu Başkanı. Yöredeki sanayi yatırımlarının ağırlıklı bölümü bu ailenin. Ama... 1950'li yıllarda babası DP milletvekili, amcası DP milletvekili olan Yircalı'nın bu partiler dışı tavrı, dikkat çekicidir. Kentin sosyal ilişkilerinde, hoşgörüyü yaygınlaştıran bir tür siyaset misyonerliği... Gerçi bu isimlerin sanayici yanları belki - yeterince - yok, fakat huzurlu bir üretimin kimyası oluşturmuşlar. Fabrikanın duvarlarından
Balıkesir... Çarşamba.
Gündemde iki konu var.
Bir... Çakıcı ve ötesi...
Diğeri... Mali Milat 30 Eylül.
Önce...
Birinci konu, "memleketin hali" olarak konuşuluyor.
Sonra...
Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, Alaaddin Çakıcı ile ilişkili olabilecek banka hesaplarının incelenmesi bağlamında bir benzetme yaptı:
"Bir büyük yumak üzerinde oturuyor gibiyiz. Yumağın içinden rastgele ipleri çekiyoruz.
Bunlardan bazıları kesilmiştir. Kısadır. Biraz çektikten sonra elinizde kopuk bir parça kalır.
Bunlar tuzaklı parçalardır.
Fakat...
Bazen çektiğimiz parça uzadıkça uzar.
Derinlere gider.
Susurluk'tan bir yıl sonra MİT gene gündemdeki tartışılan kurum.
Çakıcı'nın ilk gençlik yıllarında MİT tarafından kullanıldığı...
Kırmızı pasaportunun bir MİT mensubu tarafından sağlandığı...
MİT'ten bazı kişiler tarafından kollanıp korunduğu...
Kısacası, Çakıcı ile devletin bu en duyarlı kurumunun ilişki halinde olduğu yolunda iddialar yayınlanmakta.
Hatta...
Bu iddiaların bazıları, MİT'in zirve isimleri ya da onların eşleri tarafından ortaya atılmakta.
Sahnede Sezen ile Nilüfer, "fem - i muhsin'den" yani yaratan tarafından "ihsan edilen (bağışlanan) güzel ağızlarıyla" meşk'teler. Sezen'in unutulmaz şarkısından mısralar sahneden, tribünlere "toplu müzik ayinine" dönüşüyor; "Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler... Şimdi bana seninle bir ömür vaat etseler..." Bu şarkı her kuşaktan, herkesin yüreklerinden duygu çığları koparır. Her kuşaktan, herkesin kendi sinemasıdır. Sonra anıları yıllardır okşayan başka şarkılar birbirini izliyor. Nilüfer'in sesi binbir çiçekten derlenmişcesine lezzetli... Adeta... akıyor. Binlerce izleyici bu müzik ayininin büyüsüne kapılmış... Geride kalan Perşembe gecesi düzenlenen "MİLLİYET'in ŞARK'I SÖYLÜYORUZ " gecesinde
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile İstanbul Aydın Sitesi'ndeki evindeyiz.
Mütevazı bir apartmanın çatıkatındaki küçük çalışma odasında...
Balkonundan - biraz - adalar ve deniz görünüyor.
Site Ahmet ve Mehmet Aydın kardeşlerin yapımı.
Yalovalı Aydın kardeşler merhum İhsan Sabri Çağlayangil'in yakınıydılar.
"AP'ye ve Demirel'e aşıktılar" söylemi yanlış olmaz.
Hem de zamane işadamları gibi bir menfaat beklentisiyle maskeli değil.
Alaaddin Çakıcı'nın avukatının " Türkiye'de idam cezası var, müvekkilimi Türkiye'ye göndermeyin" başvurusunun, hukuki dayanağı nedir.
Eğilelim:
Öykü 41 yıl önceye dayanıyor.
30 Kasım 1957'ye...
Dönemin Dışişleri Bakanı'na vekalet eden Büyükelçi merhum Melih Esenbel, suçluların iadesi bağlamında Avrupa Konseyi Genel Sekreteri'ne şu yazıyı gönderir:
"Bay Genel Sekreter,
15 Ekim 1957 tarihli ve D/12 - 640 sayılı mektubunuza cevaben, AVRUPA SUÇLULARIN İADESİ SÖZLEŞMESİ'nin imzası sırasında, Türk Hükümeti'nin aşağıdaki kaydı ihtiraziyi (ihtiyat kaydını) dermeyan edeceğini, ittilalarına arz etmekle şeref duymaktayım. '11. maddede mezkur teminat aşağıdaki prosedüre inhisar edecektir; idam cezasına mahkum veya işlediği cürüm idam cezasını müstelzim bulunan bir suçlunun Türkiye'ye iadesinin mevzubahis olduğu ahvalde,