Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican - Alaattin Çakıcı'nın yakalanması operasyonunu - şöyle açıklıyor:
"Büyük gizlilik içinde yürüttük.
Çok dar bir çerçevede tuttuk.
Sadece birkaç kişi biliyordu. O nedenle başarıya ulaştık."
Edindiğimiz bilgilere göre Çakıcı'nın etkin irtibat noktaları var.
Bugüne kadar - kırmızı bültenle aranmasına karşın -yakalanmayışının nedeni, operasyon hazırlıklarının Çakıcı'ya sızması.
Gündemde her biri kamuoyunda uzun süre yankılanacak konular var.
Sırasıyla değinelim.
Önce...
Alaattin Çakıcı'nın Güney Fransa sahillerinde yakalanması.
Türkiye'den başlatılan izleme operasyonu Almanya'da, Fransa'da sürdürülüyor.
Nice kentinde noktalanıyor.
Tıpkı kısa süre önce Kürşat Yılmaz'ın yakalanışını andıran bir yöntem.
Bu satırları İstanbul'a uçarken yazıyorum.
İşte 14 gün aradan sonra "merhaba".
Tatile giderken okumuştum.
Deniz, güneş, tembellik beyin kapasitesini düşürüyormuş.
Uluslararası bilimsel deyimiyle "IQ"yu...
Yani...
"Zeka katsayısı" denebilecek ölçütü.
2000'in eşiğindeki dünyanın yeni akımı "cheesemania..." Yani... "gülümseme tutkusu..." Deyimin kökeni "cheese" (peynir) kelimesi...
Fotoğraf çektirirken Avrupa ve Amerika'da, "cheese" denir.
Çünkü, bu kelime telaffuz edilirken dudakların en güzel gülümseme formunu aldığı saptanmıştır.
Yıllar önce bir reklam fotoğrafçısının buluşu bu.
Şimdi...
Yarım yüzyıla yakın süredir savaşmayan, büyük acılar çekmeyen, fert başına milli gelirlerini 20 bin doların üzerine çıkaran ve demokraside devrim yapan Batı toplumunda "mutluluk", insanca var olmanın dayanılmaz ve vazgeçilmez yaşam kalitesi... İşte şimdi o toplumları "cheesemania" sardı.
Dergiler, TV'ler, hatta politikacılar topluma mutluluk ve gülücükler vermek görevine soyunmuşlar. Siyaset
SEÇİM hadisesinin arkasındaki görüntüleri CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile konuşuyoruz:
O'na "Yılmaz'ın erken seçimi nasıl ve neden kabul ettiğinin anlaşılır gibi olmadığını" söylüyorum.
Dün, bu sütunda belirttiğim "erken seçimin 3 kuralını" tekrarlıyorum:
"1 - Erken seçim, iktidar partisi için en uygun zamanda yapılır.
Kış aylarının olumsuz psikolojik koşulları henüz sürerken, Nisan'da seçim, bir iktidar partisi için en kötü aydır.
Üstelik...
Memurun, işçinin Ocak ayında aldığı zam, enflasyonla erimiştir.
TÜRKİYE ve dünyada... Erken seçim iktidarların başvurdukları bir siyaset atağıdır. İlkeleri şöyledir: 1 - "Erken seçim, iktidar için en uygun ve muhalefet için en olumsuz bir zamanda yapılmalıdır. 2 - Erken seçim prensip olarak iktidar çoğunluğunun baskın kararıyla olur. Muhalefet hazırlıksız yakalanır." Bu saydıklarım demokrasinin normal işlediği ülkeler için - doğal - kurallardır. Bir de, Üçüncü Dünya ülkelerinde erken seçim düdüklü tencerenin buhar boşaltma kapağı gibidir. Rejimin patlama yapmasını, bunalımları, hatta askeri müdahale olasılığını aşmak için başvurulur. Seçim kararı alındığı andan itibaren, darbe ya da askeri müdahale, kuşkuları, kaygıları, - varsa - girişimleri dondurulur.
Yukarıdaki satırlara birkaç
Başbakan Mesut Yılmaz'ın, dün, "imzamın arkasında duruyorum. Baykal'a söz verdim. Bu yılın sonunda hükümetten istifa edeceğim" sözleri öyle görünüyor ki... Yeni bir kriz yaratmayacak.
Ecevit'in ve Cindoruk'un "Yılmaz'ın, Baykal'la yeni bir hükümet kurma protokolü bizi bağlamaz" tepkilerine karşın, "ince ayarlı formüller" var.
Dün, Başbakan Yardımcısı ve DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'le "bu ince ayarı" konuştuk.
Verdiği mesaj şöyle:
"Sayın Yılmaz, bir söz vermiş.
Bundan dönemez.
Anlayışla karşılıyoruz.
SİYASET madalyonunun iki yüzünde, iki farklı görüntü var.
Önce birincisi...
Deniz Baykal anlatıyor:
"Mesut Bey telefon etti.
- Sana verdiğim sözle bağlıyım - dedi. Ancak... Bazı sıkıntıları olduğunu ilave etti. Seçim kararının alınışı, Meclis'in tatile girişinden sonraya, Ekim'e kalabilir. VE SORDU: - Sakıncası var mı? - O'na, - anlayış gösterebileceğimizi... Çok gerekliyse, seçim kararının Ekim'de alınabileceğini - söyledim. Teşekkür etti." Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: "Hükümet ortaklarının liderleri toplandı. Tartıştılar. Görüldü ki... bizim Mesut Yılmaz'la yaptığımız anlaşmadaki seçim