Gaziantepliler hayatından memnun

19 Kasım 2012

Cumartesi Gazianteplilerle konuşunca moralim düzeldi. Doğrusunu isterseniz, Gazianteplilerin yavaşlayan ekonominin ve de kapanan Suriye kapısının Gaziantep ekonomisini nasıl etkilediğini anlatacaklarını ve de yakınacaklarını bekliyordum. Tam tersi oldu.
* “Ekonominin büyümesi yüzde 3 iken, Gaziantepli girişimciler ihracatta yüzde 20 büyüme yakaladı. Gaziantep en fazla ihracat yapan iller arasında 6.’lıktan 5.’ciliğe çıktı.
* Suriye kapısının kapanması Gaziantep ekonomisine zarar değil, yarar getirdi” diyorlar.
Bana anlatılana göre, Gaziantep’te Organize Sanayi Bölgeleri’nde 120 bin, bölgelerin dışındaki işyerlerinde 250 bin kişi çalışıyor. Ve göç almasına rağmen kalifiye olsun, düz işçi olsun, işçi bulunamıyor.
Gene anlatılana göre, Gaziantep’ten doğrudan olarak yılda 5-6 milyar dolarlık ihracat yapılıyor. İhracatın yaklaşık 1.5 milyar dolarlık kısmı halı, 1.5 milyar doları gıda, 1 milyar doları tekstil ve yarım milyar dolarlık bölümü makine imalat sanayi ürünü.

Irak pazarı önemli

Yazının Devamı

Çocuklar Monet’nin Bahçesi’nde

18 Kasım 2012

Cuma günü öğleden sonra Emirgan’daki Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki ”Monet’nin Bahçesi” sergisini gezdim.
Sergi salonlarında o kadar çok sayıda çocuk vardı ki, hayret ettim. Gözlerim yaşardı.
Yurtdışında müzelere, sergilere gidenler görürler, bilirler, müzelerin, sergilerin yetişkin ziyaretçileri yanında her yaştan çocuk grupları da sergileri gezer. Daha doğrusu onları gezdirirler. Başlarında hocaları veya velileri olan çocuklar sergilenen tabloların, heykellerin önüne otururlar. Bir bilen, bir rehber veya öğretmen onlara neyin ne olduğunu anlatır. Bazıları not alır, bazıları elindeki deftere izlediği eseri çizmeye çalışır.
Başkalarını bilemem de hiç olmaz ise ben, “Bizde bu ne zaman olacak? Bizler Türkiye’de de çocuklarımızın müzelere, sergilere gruplar halinde getirildiklerini, bir bilenden neyin ne olduğunu dinlediklerini, öğrendiklerini görebilecek miyiz?” diye düşünürdüm.

Çocuklar sanattan hoşlanıyor
Türkiye ilginç bir ülke... Genelde okullarda sanat dersleri verilmez oldu. Genelde kamuoyunun sanata pek ilgi duymadığı söyleniyor. Ama bu ülke insanına iyi bir şeyler verdiğinizde insanlar bunu seviyor, benimsiyor. Hele gençler iyiyi daha çok

Yazının Devamı

Cari açık küçülüyor işsizlik ve bütçe açığı büyüyor

16 Kasım 2012

Cari açık küçülürken işsizlik ve bütçe açığı büyüyor.Cari açığın küçülmesine seviniyoruz. Cari açık küçülünce not artışı geliyor. Bol bol döviz geliyor. Cari açık küçülüyor ama ekonomi yavaşladığı için, iç talep daraldığı ve buna dayalı olarak ithalat artışı durduğu için küçülüyor. Cari açık üretim yapısı düzeldiği ve ihracata dayalı bir üretim artışı gerçekleştiği için küçülmüş olsa, işsizlik artacak, büyüme hızlanacak.
Ekonomiye getirilen fren sonucu cari açığın küçülmesinin faturasını işsizlik artışı ve bütçe açığının büyümesi şeklinde ödemeye başladık.

Finansman tablosu bozuldu
Eylül ayında cari açık (döviz açığı) 2.6 milyar dolar oldu. Aylık açık 2011 yılında 6-7 milyar dolarlarda dolanırdı. 2012 yılında 4-6 milyar dolarda dolanırken ağustosta 1.5 milyar dolar gibi sürpriz bir küçülme görülmüştü. Normal bir ay olan eylülde 2.6 milyar dolarlık açık çok iyidir.
İyidir de, bunun arkasında ekonominin yavaşlaması kötüdür. Bir başka kötü gelişme, açığın finansman tablosunun bozulmasıdır. Her ay sermaye hareketi ile ülkeye net 4-7 milyar dolar döviz girişi olurken eylül ayında net döviz girişi 1.4 milyar dolar oldu. Buna nereden geldiği belli olmayan 1.9 milyar dolar

Yazının Devamı

Ayşe Teyzem mevduatını ne yapsın?

15 Kasım 2012

Ekim ayından geriye son bir yılda birikimini bankalarda mevduat hesabında tutanların faiz getirisi olmamış. Tersine enflasyon bankanın faizini yedikten sonra birikimleri yüzde 2.59 oranında erimiş.
Ayşe Hanım Teyzem bu haberi gazetelerde okumuş. Çatkapı karşıma dikildi: ”Evladım, ben eskiden faiz gelirini, emekli maaşıma yama yapmaya alışmıştım. Faiz her gün aşağıya indi. Bu durumda üç kuruş birikimimi nereye koyayım ki, enflasyon karşısında erimesin? Altın mı alayım, dolar mı alayım? Ne yapayım?” diyor.
Ayşe Hanım Teyzem’e tavsiyede bulunabilmek için TÜİK’in (devletin istatistik kurumunun) her ay yayınladığı “Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları”nı gösteren bültenindeki bilgileri inceledim.
TÜİK, 2011 yılı ekim ayındaki faizleri, endeksleri, fiyatları 2012 Ekim ayındakilerle karşılaştırıyor. Bu değişimden enflasyonun (TÜFE) etkisini ayıklıyor. Net (reel) değişim oranını belirliyor.

Tasarruflar eriyor
Önce ekimden ekime yıllık değişim hesaplanıyor. Bir de ekimden ekime 12 aylık sürede faizlerde, endekslerde ve fiyatlarda ortalama değişim var. Bu daha da önemli. Çünkü herkes parasını illa da ekim ayında bir yere bağlamıyor. İlla da bir yıllık

Yazının Devamı

16+13= 29 büyükşehir belediyemiz oldu

14 Kasım 2012

Ülkede 16 büyükşehir belediyesi vardı. Sn. Erdoğan bunlara 13 yeni büyükşehir belediyesi eklenmesini uygun gördü. TBMM’deki milletvekilleri, Batı’da 6, Karadeniz kıyısında 1 ve Doğu’da 6 olmak üzere 13 yeni büyükşehir belediyesinin kurulmasını sağlayacak kanunu kabul etti.
Sn. Erdoğan’ın kararı ve TBMM’de kabul edilen kanun bu ülkede yaşayanların tamamını ilgilendiriyor. Bir sabah kalktıklarında köylerinin mahalleye dönüşeceğini, belediyelerinin kapatılacağını, büyükşehir belediyesi yönetimine gireceklerini öğrenenler bu kanunun neden çıkarıldığını, ne işe yarayacağını bilemiyorlar.
Büyük bir değişim var. Toplam 2.950 belediyenin 1.591’i kapatılıyor. Geriye 2.950 belediye kalıyor. Belediyesi kapatılan beldeler köye dönüşüyor. Köylerin yüzde 47’si mahalle oluyor. 29 büyükşehirde il özel idareleri kaldırılıyor.
Bütün bunlar ne için yapılıyor? Bu yapılanlar halka ne yarar getirecek? Bunlar güzel güzel anlatılsa, insanların kafasındaki “N’oluyor?” sorusu cevaplanmış olacak.
Büyükşehir belediyesi sistemi, belediye hizmetlerinde il bazında “tek başlı” yönetime imkan veren bir sistemdir. İlde yaşayanlar, ilin tamamına belediye hizmeti götürecek belediye meclisi üyelerini ve

Yazının Devamı

1 doların gerçek değeri nedir?

13 Kasım 2012

Merkez Bankası’nın “Reel Efektif Döviz Kuru” hesabına göre doların fiyatının 1.79 TL yerine 2.08 TL olması gerekir. Kalkınma Bakanlığı’nın “Reel Efektif Döviz Kuru” hesabına göre ise doların fiyatı 1.79 TL değil 2.28 TL olmalıdır.
Nereden çıktı bu hesaplar? Bu hesaplar yeni yapılmadı. Yıllardır yapılıyor. “Reel Efektif Döviz Kuru” hesabı yapılırken, belli bir yılın dolar fiyatı (veya döviz sepeti fiyatı) 100.0 olarak kabul ediliyor. Daha sonra, içerideki ve dışarıdaki fiyat artışlarına, döviz kurlarındaki de dış ticaret fiyatlarındaki değişime göre Türk Lirası’nın yabancı paralar karşısındaki değerindeki değişimin ne olması gerektiği hesaplanıyor.
Merkez Bankası ile Kalkınma Bakanlığı’nın hesaplama şekilleri ve değişimi izlemeye başladıkları yıllar farklı. Ankara’da olan biteni en iyi izleyenlerden biri olan iktisatçı dostum Dr. Alaattin Aktaş, 2003 yılı 100.0 esası ile iki farklı hesap şeklini bir tabloda topladı.

İki farklı dolar fiyatı hesabı
Dr. Alaattin Aktaş, iki farklı kurumun hesapları arasındaki farkı şöyle anlatıyor:
- Kalkınma Bakanlığı, 1 dolar + 1.5 euro’yu esas alıyor ve enflasyon olarak da TÜFE oranlarını kullanıyor.

Yazının Devamı

İstinye Park’ta 9995 TL, Antakya Uzunçarşı’da 9.99 TL (İkisi de kadın pabucu)

12 Kasım 2012

Ayakkabı dükkânının önündeki sergiden bir kadın pabucunu seçtim. Satıcı ilgilendi. “Hemşerim bu kaç para?” diye sordum. “9 TL 99 kuruş” dedi.
İnanamadım. Çünkü bir hafta önce İstanbul’da İstinye Park’da kırmızı tabanlı kadın pabucu satan Louboutin’in dükkânında bir çift kadın pabucunun 9 bin 995 TL’ye satıldığını öğrenmiş ve sayın okuyucularıma duyurmuştum.
Uzunçarşı’daki dükkân sahibine “Hemşerim, sende 9 bin 995 TL’lik tabanı kırmızı kadın pabucu yok mu?” diye takılmaya kalktım. O ciddiye aldı. “Dalga mı geçiyorsunuz. 9 bin 995 TL’ye bütün bu sergiyi alıp gidersiniz. Bizde en pahalı, hakiki deri kadın pabucu 35 TL” dedi.
Bütün bunlar geçen cuma Antakya’da oluyor. Milliyet Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç ve Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Serdar Yılmaz Saraç ile akşama doğru Uzunçarşı’da dolaşırken... 47 numarada Uğurlu Ayakkabı’ya uğradık. Babadan kunduracı Mustafa Uğur Şener 30 yıldır aynı yerde kundura satıyormuş.
“10-15 TL arasındaki bu kadın pabuçları genelde İzmir ve İstanbul’da yapılır. Tamamı sentetik malzemedir. Deri ve kösele kullanılmaz. Ama halkımız genelde bunları satın alır. Tabii ki deri-kösele ile yapılanlar kadar dayanıklı ve rahat değildir

Yazının Devamı

Ben bir kediyim

11 Kasım 2012

“Ben bir kediyim, ismim bile yok. Çünkü benim sahiplerim beni o kadar küçük görüyorlar, o kadar umursamıyorlar ki, bana isim vermeyi bile düşünemiyorlar. Bu kendini beğenmişler benden daha mı üstün? Daha mı akıllı?”
Ve de böyle düşünen bir kedi, başlıyor, yaşadığı evdeki ve evde yaşayanların çevresindeki insanları gözlemeye, onların yaşamlarını, davranışlarını, olan biteni alaycı bir gözle izleyerek yorumlamaya...
Orhan Pamuk’un başbakanımıza okumasını tavsiye ettiği “Ben bir kediyim“ (“I am a Cat”) isimli kitap işte böyle bir kitap. Kitabın yazarı Natsume Soseki (1867-1916) bir Japon yazarıdır. Japon toplumunda değişimin gerçekleştiği Meiji Dönemi’nde (1868-1912) geleneksel kültürden Batılaşmaya geçişi esprili dil ile hikaye eden bir yazardır.
İki kitabı Türkçeye çevrildi. Marika Erdoğan ve Hüseyin Özkaya’nın çevirisi ile Oğlak Yayınları’nın bastırdığı Küçük Bey’de, “Oklu kirpi kendisi olmasa Japonya’nın krize gireceğini sanır. Porsuk, kendisini eğitimcinin şahı olarak görür. Hepsi kendi dünyalarının kralıdır. Bilal Ünal’ın çevirdiği, ‘Paraf’ın yayımladığı Gönül’de ise bir ‘Hoca’, bir ‘Öğrenci’ye, ülkedeki modernleşme dönemini, Meiji’yi anlatır. Japon felsefesinin

Yazının Devamı