Büyüme-küçülme dolarla değil sabit fiyatla izlenir

31 Mart 2010

Bugün 2009 yılı GSYH/milli gelir rakamı açıklanacak. (1) 2009 yılında kriz nedeniyle ekonominin ne kadar küçüldüğünü, daha doğrusu ne kadar fakirleştiğimizi, (2) Kişi başına düşen milli gelir rakamının nasıl değiştiğini öğreneceğiz.
GSYH, (1) Önce cari fiyatla
(2009 yılındaki ortalama fiyatlarla) hesaplanıyor. (2) Cari fiyatla hesaplanan GSYH rakamı, yıl ortası ortalama döviz kuruyla, dolara çevriliyor. (3) 2009 yılı fiyatları 1998 yılı fiyatına dönüştürülerek, milli gelir büyüklüklerinin geçmiş dönemlerle karşılaştırılmasına imkân yaratılıyor.
İşte bu nedenlerle, milli gelir rakamları (1) Cari fiyatla GSYH
(2) Dolar ile GSYH ve (3) Sabit fiyatla GSYH olarak 3 farklı para biriminde yayımlanıyor.
Dolara dönüştürülen GSYH, yıl ortalaması nüfusa bölününce
“Dolar Olarak Kişi Başı GSYH” rakamı elde ediliyor.

Yazının Devamı

Bu hafta büyümeyi hatırlayacağız

30 Mart 2010

Çarşamba günü 2009 yılının son 3 aylık dönemine ait GSYH (gayrı safi yurtiçi hasıla/milli gelir) rakamları açıklanacak.
Böylece yılın son üç ayında ekonominin durumunu öğreneceğiz. Yılın tamamında ekonominin ne kadar küçüldüğünü göreceğiz.
Milli gelirin ne kadar büyüdüğünü veya küçüldüğünü 3 ay gecikmeyle öğrenebiliyoruz.
2009 yılının son 3 aylık rakamları belli olmadan Maliye Bakanı Gaziantep’ten müjdeledi: ”2010 yılının ilk 3 ayında çift haneli büyüyebiliriz” dedi.
Bu hafta milli gelir rakamları açıklanınca ve tartışılmaya başlayınca ekonomi ve büyüme konuları belki gündemin ön sıralarına çıkabilir... Ama gene de fazla ümitli olmamak gerekir. Çünkü bizde ekonomi dışı iç ve dış politika tartışmaları bitmez. Bu nedenle de Büyük Türk Büyükleri halkın aş ve iş sorunuyla ilgilenmeye vakit bulamaz.

Orana değil, rakama bakın

Yazının Devamı

İzmir Limanı yılan hikâyesi oldu

29 Mart 2010

İzmir limansız kaldı. Yük gemileri körfezin çamurundan limana ulaşamıyor. Cruise gemilerinin yanaşacağı rıhtım yok.
Halbuki İzmir için liman çok çok önemli. Türkiye’nin ihracatının yüzde 15’e yakın kısmı İzmir Limanı’ndan yapılıyor. İzmir Limanı’nın konteyner ile yapılan ihracattaki payı yüzde 55’i buluyor.
Körfez çamurla dolduğu için denizin derinliği 8-9 metreye kadar düştü. Halbuki günümüzün yük gemilerinin limana yanaşabilmesi için derinliğin en az 13 metreye çıkarılması gerekiyor.
Bunun için denizin altı taranacak. Tarama kolay da çıkan çamur nereye dökülecek? Günümüzde çevreye duyarlı kesimin direnişi ile bu çamuru bir yerlere dökebilmek çok mu çok zor?
Arkas grubu, İzmir’de körfezin ağzına, yerleşim bölgelerinden 15 km. uzağa bir liman yapmaya kalktı. Bu liman Tuzla’dan hem karayoluna hem demiryoluna bağlanacaktı. Çevreciler o bölgede ‘göçmen kuşların konaklama
alanlarının bulunduğunu’ söyleyerek projeyi durdurdu.

Yazının Devamı

VIP’ler halkla birlikte olmaktan hoşlanmıyor

28 Mart 2010

27 Şubat 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan bir yönetmelikle THY ile birlikte diğer özel havayolları uçaklarında da VIP’lere ayrıcalıklı uygulama zorunluluğu getirildi.
VIP (Very Important Person) deyimi Türkçeye “Çok Ünlü Şahıs” (ÇÜŞ) veya “Çok Önemli Kişi” (ÇÖK) olarak tercüme edilebiliyor. Türkçe ifadenin kısaltılmışı hoşa gitmediğinden, İngilizce ifadenin kısaltılmışı VIP deyimi kullanılıyor.
Havalimanları devlet tarafından işletilirken ve THY devlet işletmesi iken havalimanlarında ve uçaklarda kendilerini VIP ilan eden Büyük Türk Büyükleri için ayrıcalıklı hizmetin yolu açılmıştı.
Büyük Türk Büyükleri, halkla birlikte olmaktan, halka karışmaktan hoşlanmadıkları için, onlara halk sürünmeden seyahat imkânı tanınması için düzenlemeler yapılmış, bu düzenlemeler Resmi Gazete’de yayımlanarak “Devlet Zoru” haline getirilmişti.

VIP’ler halktan hoşlanmaz
VIP’ler için havalimanlarında ayrı bir bina veya ayrı bir salon ayrılır ki, onlar halkla birlikte olmasın. Onların üstü başı, bavulları aranmaz. Onlar bilet bankosu önünde beklemez. Onların bavulları başkalarının bavullarıyla karıştırılmaz. Bavulları salonun kapısında alınır, kapısında kendilerine teslim edilir.

Yazının Devamı

BDDK’nın ne işe yaradığını bilseler öğrenciler yumurta atmaz alkışlarlardı

26 Mart 2010

BDDK (Bankacılık Düzenlene ve Denetleme Kurumu) Başkanı Tevfik Bilgin, davet üzerine, Mersin Üniversitesi’nde, ”Finansal kriz, bankacılık sektörü ve BDDK” konusunda öğrencilere bilgi verirken, öğrenciler yumurta ve ayakkabı fırlatmış.
Öğrenciler BDDK’nın ne işe yaradığını, BDDK Başkanı olarak Tevfik Bilgin’in neler yaptığını bilseler, yumurta atmaz, ayakkabı fırlatmaz, alkış tutarlardı.
Neden alkış tutarlardı? Anlatayım.
2000’li yılların öncesi bankalar iyi denetlenmediği için 2001 krizinde bankalar battı. Batan bankaların faturasını ödemek, kamu bankalarının boşalan kasalarını doldurarak onları ayağa kaldırmak için devlet banka sistemine 40 milyar dolara yakın kaynak aktardı.
Devlet bu parayı borçlanarak buldu. Bankalar yüzünden devletin iç borç stoku arttı. Türk halkı bu faturayı on yıldır öde öde bitiremedi. Bizim vergilerimiz hizmete dönüşemiyor. Üniversitelerin ihtiyacını karşılamaya, öğrencilerin yemek parasını ödemeye, gençlere iş bulmaya kullanılacak paralar faize gidiyor.

2001’de ders alındı

Yazının Devamı

Ucuz döviz ithalatı artırınca vergi geliri de artıyor

25 Mart 2010

Ucuz döviz nedeniyle halkımız giderek yerli malını bırakarak ithal malı kullanmaya başladı.
Eskiden sanayileşmek için ithal ikamesi politikası uygulanırdı. Şimdi ithalatı teşvik politikasıyla yerli sanayiyi çökertiyoruz.
Yılın ilk 2 ayına ait vergi rakamlarına bakılırsa, neyin ne olduğu açıklıkla görülebilir.
Yılın ilk 2 ayına ait vergi rakamlarına göre:
- Gelir ve kazançlardan alınan vergiler bir yıl öncenin aynı dönemine göre binde 9 oranında gerilerken, iç piyasada tüketime dayalı harcamalardan alınan vergilerde yüzde 25 artış olmuş.
- KDV artışı yüzde 22, ÖTV artışı yüzde 38 oranında.
- ÖTV artışının hangi malların satışından kaynaklandığı önemli. Taşıtlardan alınan ÖTV’deki artış oranı yüzde 35, dayanıklı tüketim mallarından alınan ÖTV’de artış oranı yüzde 125.

Yazının Devamı

Sukuk (faizsiz bono)

24 Mart 2010

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı, “sukuk” (faizsiz bono) ile Körfez ülkelerindeki paraları Türkiye’ye çekmek için düzenlemeler yapılacağını açıkladı.

Durup dururken nereden çıktı?
Acaba,
- Devlet ve özel sektörün dövize ihtiyacı var. Devlet ve özel sektör uluslararası piyasalarda cari faiz oranıyla borçlanamıyor. Çaremiz kalmadı. Körfez ülkelerinden para bulmaya mı mecburuz?
- Sukuk ile borçlanmanın maliyeti daha mı düşük?
- Devlet ve özel sektör, faizle para alıp vermekten hoşlanmadığı için yavaş yavaş faizsiz sisteme mi geçeceğiz?

Yazının Devamı

Sağlık sigortasında ABD’den iyi durumdayız

23 Mart 2010

Her şeyin başı sağlık. Şunu kabul edelim ki bu hükümet sağlık hizmetleri konusunda çok şey yaptı. Hizmetin kalitesini beğeniniz beğenmeyiniz, 71 milyon nüfusun 57 milyonu sosyal güvenlik kapsamında. Geri kalan nüfusun sağlık hizmetlerinden yararlanması için yeni düzenlemeler gerçekleştirildi. Geliri olmayanlar hiçbir ödeme yapmadan, düşük gelirliler küçük bir aylık ödemeyle hastane ve ilaç yardımı alabiliyor.
ABD‘de yıllardır işbaşına gelen her başkan bunu yapmaya çalıştı, başaramadı. ABD, halkının tümüne sağlık sigortası hizmeti veremeyen tek zengin sanayileşmiş ülke.
Obama sigortasız Amerikalılar için bir kanun çıkarma vaadiyle seçimi kazandı. Bir yıldır bu kanunu çıkaramadı. Büyük değişikliklere uğrayan tasarı Temsilciler Meclisi’nden geçti. Bu işi sonuçlandırınca Obama rahatlayacak. Başka işlere bakmaya vakit bulacak.

Sigortasız olmuyor
ABD’de yaşayan yaklaşık 300 milyon kişinin:
- 40 milyonu 65 yaş üzerinde. Bunlar “Medicare” adındaki devlet sigortası kapsamında.

Yazının Devamı