Üretmiyoruz veya üretemiyoruz

12 Eylül 2008

(Gerçek üretimi çıktının değeri değil, çıktının içindeki katma değerin büyüklüğü belirler)

2008 yılının ilk yarısında ülkedeki üretim durumunu ortaya koyan milli gelir rakamları gösteriyor ki, üretmiyoruz. Veya üretemiyoruz. Üretmeden refaha ulaşmak zordur. Üretmeden ayakta kalmak zordur.
Tarımda da üretim yetersiz, sanayide de üretim yetersiz. Milli gelir, belli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değerini gösterir. Katma değer, bir mal veya hizmetin girdi ile çıktı fiyatı arasındaki farktır.
Basit bir anlatım, (Bu örnek, anlatım kolaylığı için çok basitleştirilmiş bir örnektir.): Bir elektrikli ütü üreticisi 95 YTL’lik parça ithal ediyor. Buna 2 YTL’lik kendi üretimi olan parça ekliyor. 3 YTL işçiye ödeme yapıyor. Elektrikli ütüyü 100 YTL’ye satıyor. Burada yaratılan katma değer 100-95 = 5 YTL’dir (üretilen yerli girdi+ işçilik).
Bir başka basit anlatım: Pamuğu tarladan topladıktan sonra iplik haline getirerek

Yazının Devamı

Milli gelir rakamları ekonomideki istikrarsızlığı sergiliyor

11 Eylül 2008

Yılın ikinci yarısına ait milli gelir rakamları, ekonomideki istikrarsızlığı sergiliyor.
Ya rakamlar yanlış ya da bizim ekonomideki iniş ve çıkışlar çok sert. Eğer rakamlar doğru ise bu ekonomide “hayat çok zor” demektir. Hem tüketici hem üretici için.
Milli gelir rakamları belli bir dönemde ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değerini gösterir.
Ülkede üretilen mal ve hizmetler ölçüsünde gelir yaratılır. Sonra da bu gelir harcanır.
Dönemler (üçer aylık, altışar aylık ve yıllık dönemler) bir önceki dönemlerle karşılaştırılarak, gelirlerin ve harcamaların nasıl arttığı veya eksildiği belirlenir.
2008 yılının ilk 3 aylık döneminde milli gelir (GSYİH) yüzde 6.7 oranında artmıştı. 2007 yılının 3’er aylık dört döneminde sırasıyla 6.1-4.1-3.3 ve 3.6’lık büyüme rakamlarından sonra gerçekleşen bu 6.7’lik büyüme oranı, ekonomide büyümenin tekrar hızlanmaya başladığının göstergesi olarak kabul edilmişti. 

Yazının Devamı

Kuvvetler ayrılığı yok olursa ‘yürütme’ sınır tanımaz

10 Eylül 2008

Demokrasinin, çağdaş ülke yönetiminin esası kuvvetler ayrılığıdır.
Üç “ana kuvvet (güç)” vardır.
(1) Yasama (kanun yapma) kuvveti. (Halkın oylarıyla oluşan bağımsız meclis)
(2) Yargı kuvveti. (Bağımsız mahkemeler) ve
(3) Yürütme kuvveti. (Hükümetin şemsiyesi altındaki icracı kuruluşlar.)
Çağdaş toplum yapısında bu üç “ana kuvvet”e (güce) bir de dördüncü kuvvet eklenmiştir. O da “basın/medya”dır.
Demokrasinin, çağdaş ülke yönetiminin dengeli/doğru biçimde işlemesi için bu dört kuvvetin birbirinden bağımsız /bağlantısız şekilde çalışması, birbirini denetlemesi gerekir.

Yazının Devamı

İmalat sanayiinde 7 ayda üretim yüzde 4.2 arttı

9 Eylül 2008

İmalat sanayiinde 1999 yılı üretimi 100 varsayımıyla düzenlenen üretim endeksi, temmuz ayı sonunda 146.7 oldu.
Geçen yılın aynı ayında 140.8 idi. Yılın ilk 7 ayında imalat sanayiinde ortalama üretim artışı yüzde 4.2 olarak belirlendi. Halbuki geçen yılın aynı döneminde üretim artışı oranı yüzde 5.2 idi.
Açık anlatımıyla, bu yıl imalat sanayiinde toplam üretim geçen yılki üretimin üzerinde. Ancak üretim artış hızı (büyüme) yavaşlamış durumda.
Madencilik ve enerji sektörleri de hesaba katıldığında, toplam sanayi üretimi artışının bu yılın ilk 7 ayında yüzde 4.7 oranında olduğu, geçen yılın aynı dönemindeki 5.8’lik artışın altında kaldığı anlaşılıyor. Sanayi üretimindeki yavaşlama, ekonominin tümündeki büyümenin yavaşlaması anlamına gelir.
Hammadde ithalatı yüzde 22.8, üretim yüzde 4.7 arttı.
Bir çelişkiye işaret etmekte yarar var. Bu yılın ilk 7 ayında ithalat yüzde 36 oranında arttı.
İthalatının yüzde 75’ini oluşturan hammadde ve ara malı ithalatı (petrol fiyatlarındaki 11.8

Yazının Devamı

Özel sektör büyük ‘kur riski’ taşıyor

8 Eylül 2008

BDDK Başkanı, “Özel sektörün 120 milyar dolar dolayında dış borcu var. Özel sektör büyük kur riski taşıyor. Kurda hareketlilik olursa reel sektörün bir kısmı yabancıların eline geçebilir” dedi. 
-  Kur riski demek, döviz fiyatının (1) Beklenmedik bir zamanda (2) Hazmedilemeyecek ölçüde yükselmesi sonucu, dövizle borçlananların sırtına binecek parasal yük demektir.
Örneğin, bir işadamı dövizle borçlanmanın kolaylığının ve de faizinin ucuzluğunun cazibesine kapılarak 1 milyon dolar döviz kredisi kullandı diyelim. Borçlandığı gün doların fiyatı 1.20 YTL. Dolarları bozduruyor. Eline 1 milyon 200 bin YTL geçiyor.
Derken, üç zaman sonra pat diye doların fiyatı 1.20 YTL’den 1.50 YTL’ye yükseliyor. Bu durumda işadamının 1 milyon dolar borcunun karşılığı 1 milyon 200 bin YTL’den 1 milyon 500 bin YTL’ye çıkmış oluyor.
İşadamı 1.500.000-1.200.000 YTL= 300 bin YTL kur riski yükü altına giriyor.
İşadamı bu ölçüde kur riskini hazmedebilir (karşılayabilir)

Yazının Devamı

Neden sadece Ramazan’da ve çadırda? (“Evde ve yıl boyu” olsa olmaz mı?)

7 Eylül 2008

Mahallemizin “Yardımlaşma Programı”nın onuncu yılını idrak ediyoruz. Bizim mahalle “Yeniköy”de. Yeniköy eski bir Rum mahallesi. Bu mahallede yıllarca Rumlar, Ermeniler, Museviler ve Türkler bir arada yaşamış. Sinagogumuz var. Ortodoks, Katolik ve Ermeni kiliselerimiz var. Camilerimiz var. Yeniköy nüfusunun çoğunluğunu oluşturan Rum asıllı vatandaşlarımızın sayıları azaldı.
Yeniköy’de şimdilerde sahildeki yalılarda, siteler içindeki bahçeli evlerde, apartmanlarda üst gelir grubundan insanlar yaşıyor ama, çok sayıda eski küçük Rum evinde, vakıflara intikal etmiş eski meskenlerde, terk edilmiş eski Rum ilkokulunda yaşayan alt gelir grubundan komşularımız da var. Bunlar genelde yaşı ilerlemiş, ilgiye ve desteğe muhtaç insanlar.
Bundan on yıl önce mahallemizden iki hanım, Gülengül Giray ile Dölen Eker’in öncülüğüyle bir yardım programı başlatıldı.
Yardım programının amacı, ilgi ve destek bekleyen çoğu yaşlı, Yeniköylü komşularımıza Ramazan ayı boyunca sıcak yemek dağıtmak, yıl boyunca da mutfak

Yazının Devamı

Yalıkavak’ta cinayet (Maktul sahilde yatıyor, katiller serbest)

6 Eylül 2008

Türkiye’de turistik bölgelerde işlenen cinayetler büyük tırmanış gösteriyor. Bodrum’un Yalıkavak beldesindeki cinayet, turistik bölgelerdeki cinayetlerin ulaştığı boyutu gösteriyor.
Yalıkavak koyunun en hareketli sahilinde, denizin hemen önünde 3 katlı “Akmerkez tipi” Alış-Veriş Merkezi‘nin betonarme inşaatı tamamlanmış.
İnşaatın önünde asılı levhadan anlaşıldığına göre, inşaat için gerekli her türlü izin alınmış. “İzinli imar cinayeti“ni işleyen mimar ve mühendislerin isimleri de levhada yazılı.
Burada bir parantez açmakta yarar var. Türkiye’de imar cinayetlerini bilinçsiz, okumamış insanlar, yap-satçılar işlemiyor. Katiller, üniversitelerden diploma almış, mimar ve mühendis odalarına kayıtlı bazı mimarlarımız ve bazı mühendislerimiz.
Bu mühendislerimizin ve mimarlarımızın yaptıklarını, meslektaşları ve üye oldukları odalar görmezden geliyorlar. Onların bu yanlışlarını önleyecek yerde, meslek dışı konulara vakit harcıyorlar. 

Deniz kenarına AVM

Yazının Devamı

Haftanın sürprizi dolar

5 Eylül 2008

Dolar haftanın sürprizini yaptı. Dün piyasalar kapanırken dolar 1.2190 YTL’den satılıyordu.
Merkez Bankası’nın döviz satış fiyatı pazartesi günü 1.2189 YTL iken, perşembe öğleden sonra 1.2189’a yükselmişti.
Finansçılar kendilerine göre hesap yapıyorlar. Ve diyorlar ki, bir haftada dolar bizde yüzde 3.28 değer kazandı. Bu normaldir. Çünkü dolar bu hafta içinde bütün dünyada değer kazandı. Ve de sıralıyorlar: Dolar bir haftada euro’ya karşı yüzde 1.35 değer kazandı. Rusya parasına göre yüzde 2.69, Brezilya parasına göre yüzde 3, Güney Afrika parasına göre yüzde 2.46 oranında değer kazandı. Bu rakamlara göre, bizde dolar fiyatının 1.22 YTL’ye yaklaşmasında bu defa içerideki gelişmeler değil, dışarıda esen rüzgârlar etkili oldu.
Dün piyasalardaki bir diğer gelişme, faizin önce bilinmeyen bir nedenle yukarı doğru harekete geçmesi oldu. Yüzde 19.20 oranına çıktı. Derken Merkez Bankası Başkanı‘nın Trabzon’daki konuşması piyasalara yansıdı. Merkez Bankası

Yazının Devamı