Olayların içinden Marketlerle ilgili düzenlemeleri yapamayan hükümet, alışveriş merkezleri konusundaki düzenlemeyi gündemine bile alamadı. Çok geç kaldı. Bundan sonra yapılacak düzenleme çok şeyi değiştiremez.Marketler genelde günlük tüketim maddelerinde bakkalların, manavların, kasapların işini ellerinden alıyordu. Alışveriş mağazaları çok yaygın konuda, her sektörden, farklı işkollarındaki çok sayıda mağazanın işini ellerinden alıyor.Marketi, alışveriş merkezlerini biz keşfetmedik. Batı ülkelerinde gelişen bir model. Fakat Batı ülkelerinde şehir içinde market ve alışveriş merkezi açılamıyor. Bu konularda ciddi sınırlamalar var. Marketler ve alışveriş merkezleri şehrin yerleşim bölgelerine uzak yerlerinde faaliyet gösterebiliyor. Bu gidişle alışveriş merkezleri mağazacılığı öldürecek. Eskiden bakkalların marketlere karşı yaşam savaşından söz ediliyordu. Şimdilerde mağazalar, alışveriş merkezlerine karşı yaşam savaşı veriyor. Türkiye'nin doğusundan batısına diğer şehirlerindeki alışveriş merkezlerinin sayısı 160'ı aştı.Esen Evran ve Meltem Ersoy'un derlediği rakamlara göre, İstanbul'da küçüklü büyüklü 57, Ankara'da 17, İzmir'de 12, Bursa'da 7 alışveriş merkezi var. Türkiye'deki 81
Olayların içinden Kurum çalışanları için Milli Piyango çalışanlarınca kurulmuş olan vakfa sadece baş bayilik verilmekle kalmamış, vakfın kuruma ait kaynakları kullanmasına da imkân sağlanmış.Bizim "memur" dediğimiz kamu görevlilerine Batı'da "public servant" (kamu hizmetlisi) adı verilir. Kamu hizmetlisinin görevi halka hizmettir. Kamunun gücünü kullanarak, kamu kaynaklarından kendisine ve yandaşlarına menfaat sağlamak değildir.Adı üzerindedir. "Kamu kaynağı", halka aittir. Bu kaynakların emanet edildiği kişi veya kişilerin şu veya bu şekilde kamu kaynağından kendi ceplerine veya yandaşlarının ceplerine para aktarmaları suçtur.Özel sektörde bu tür işlere girişenleri sadece işten atmakla kalmazlar. Mahkemeye verirler. Mahkemeler bu tür davranışları cezalandırır. Milli Piyango Genel Müdürü'nün öldürülmesi, kamu hizmetlilerinin devlet imkânlarını istedikleri gibi kullanmaları konusunu tekrar gündeme getirdi. Düşünebiliyor musunuz ki, falan filan holdingin CEO'su, çalışanlar için bir vakıf kuruyor. Holdingin fabrikasından çıkan otomobillerin baş bayiliğini bu vakfa veriyor. Vakıf kâğıt üzerinde baş bayi olarak görüldüğünden otomobil başına para topluyor. Bu parayı çalışanlar
Olayların içinden Merkez Bankası'na faiz indirimi için baskı yapanlar, faizin inmesiyle döviz fiyatının yukarıya çıkmaya başlayacağına inanıyordu. Ancak faiz inince döviz fiyatı daha da ucuzladı.Bu gelişmeler karşısında, döviz fiyatının aşırı ölçüde ucuz olduğundan yakınanlar, bundan sonra ve yapacaklar? Merkez faizi yeterli ölçüde düşürmedi. Faiz daha hızlı düşürülsün mü diyecekler? Faiz indirmekle de döviz fiyatının yükselmeyeceği inancıyla, daha başka yollar ve tedbirler mi arayacaklar? Yoksa, döviz fiyatının yükselmesinden ümidi keserek kaderlerine razı mı olacaklar? Merkez Bankası, bankalardan gecelik olarak topladığı paralara ödediği faizi yüzde 16.75'ten yüzde 16.25'e indirdi. Faizde yüzde 0.25 oranında indirim beklenirken, indirim yüzde 0.50 olarak gerçekleşti. Ne olacağını daha iyi tahmin edebilmek için, faiz konusundaki farklı yaklaşımları, farklı bekleyişleri özetlemekte yarar vardır.1) Konuya sadece ekonomi penceresinden bakanlar (faiz ve döviz konusunu birbirinden ayrı değerlendirenler) için Türkiye'de faiz oranları içeriye ve dışarıya göre yüksektir. İçeride faiz oranları enflasyona göre, dışarıda başka ülkelerin faiz oranlarına göre yüksektir. Türkiye yüksek
Olayların içinden MB faizi tartışılırken tüketici kredisi kullananların ve banka kartı borçlularının ödedikleri faizin yüksekliği dikkatlerden kaçıyor.Bankalar konut kredisi faizleriyle tüketici kredisi faizlerini ayrı ayrı ilan ediyor. Konut kredileri uzun vadeli olduğu için genelde düşük belirleniyor. Fakat ihtiyaç kredileri ile kredi kartı borçlarına uygulanan faizler çok (hem de pek çok) yüksek. Bankalar bu faizi "aylık" duyuruyor. Aylık faiz oranları da 2.75'ten başlayarak yüzde 6.65'e kadar değişiyor.Yüzde 5 aylık faizin birikimli yıllık faturası yüzde 79, yüzde 6 aylık faizin birikimli yıllık faturası yüzde 101, yüzde 6.5 aylık faizin birikimli yıllık faturası yüzde 112'ye geliyor. Piyasaların, ihracatçıların, iktisatçıların, derdi Merkez Bankası (MB) faizi... Tabii ki MB faizi ekonomi için çok önemli. Sadece Hazine'nin borçlanma faizini, bankaların kredi ve mevduat faizlerinin oluşumunu etkilemiyor, döviz fiyatını da belirliyor... Halkımızın bankalara tüketici kredisi ve kredi kartı borcu toplamı ay başında 86 milyar YTL'yi aştı. Yılbaşına göre borçlarında 19.7 milyar dolar artış görüldü. On ayda halkımızın borçları yüzde 29.7 oranında arttı.Türk ekonomisi 12 ayda yüzde
Olayların içinden Sözleşme denilen şey nedir? Türkiye'den 100, dünyada 4 binin üzerinde şirket ve kuruluş neyin altına imza koydu?Kuruluşlar ve şirketler, sözleşmeye imza koymakla, gönüllü olarak aşağıda sıralanan 10 konuda yükümlülük altına giriyorlar... Diyorlar ki,(1) Çalışanlara saygı göstereceğiz. Onlara uygun çalışma ortamı yaratacağız.(2) İnsan haklarına saygı göstereceğiz. İnsan haklarını ihlal edenlerin suçuna katılmayacağız. İnsan haklarına ihlali önlemeye çalışacağız.(3) Çalışanların sendikalaşma ve toplu sözleşme özgürlüğünü destekleyeceğiz. Kalite Derneği'nin (KalDer) öncülüğünde İstanbul'da düzenlenen toplantıya, "Küresel İlkeler Sözleşmesi " fikrini ilk defa ortaya atan, Birleşmiş Milletler'in eski genel sekreteri Kofi Annan katıldı. Daha önce bu sözleşmeye imza koyanlara ek olarak 35 kuruluş daha sözleşmeyi imzaladı. Böylece "Küresel İlkeler Sözleşmesi"ni imzalayan şirket ve kuruluşlarımızın sayısı 100'e ulaştı. (4) Zorlu ve zorunlu çalışmaya son vereceğiz. Ücretleri nakit olarak ödeyeceğiz. Emeklilikte, kanuni sürelere ve haklara uyacağız.(5) Çocuk işçi çalıştırmayacağız.(6) İşe alma ve çalışma süreçlerinde ayırımcılık yapmayacağız. Cinsiyet, ırk, din farkı
Olayların içinden Dokuz bankanın hem aktifleri (varlıkları) artmış. Hem kârları artmış. Geçen yılın eylül sonunda toplam kârları 2.4 milyar YTL iken bu yılın eylül ayı sonunda kârları 3.5 milyar YTL'ye yükselmiş. Dokuz bankanın kârlarındaki toplam artış yüzde 45 oranında.Bizim bankalarımızın karları bu kadar artarken, Batı ülkelerindeki bankalar ciddi sorunlar içinde. Konut kredisi krizinden, tüketici kredilerindeki ve kredi kartı borçlarındaki ödeme zorluklarından kaynaklanan sorunlar önce ABD'deki büyük bankaların, daha sonra da Avrupa'daki büyük bankaların sarsıntı geçirmelerine neden oldu.ABD'deki ve Avrupa'daki büyük bankaların çoğu zarar açıkladı. Aktifleri azaldı. Sonuçta tepe yöneticileri değişti. Sarsıntı sona ermedi. Devam ediyor. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda hisse senetleri işlem gören 17 bankanın 9'u, eylül ayı sonu itibariyle hesap durumlarını açıkladı. ABD'deki ve Avrupa ülkelerindeki bu olumsuz gelişmelerden doğrudan etkilenen bankalar var, dolaylı etkilenenler var. (1) Doğrudan etkilenenler, doğrudan konut kredisi, tüketici kredisi verenler, kart alacağı olanlar. (2) Dolaylı etkilenenler, konut kredisine, tüketici kredisine, kredi kartı alacaklarına dayalı
Olayların içinden Çin rekabeti karşısında Avrupa'daki döküm tesisleri teker teker kapandı. Kaliteli ve 'butik' üretim ile ayakta kalıyoruz. Bu özelliğimiz ile Avrupa'ya ihracat şansımız büyük. Ama şu ucuz döviz yok mu? Bizi ezdi... Sonunda yok edecek.Özgümüş Döküm Sanayii, iş makinelerinde kullanılan 'Denge Ağırlığı' dökümünde ün yaptı. Her biri belli 5 - 5.5 ton ağırlığına kadar yükselen bu döküm parçalar iş makinelerinin devrilmesini önler. Almanya'da Kurt Maier firmasına ihracat yapıyorduk. Hedefimiz büyük iş makinesi üreticisi Liebherr-Werk BischofshofenGMBH firmasından da iş almaktı. Çok çalıştık. 8 tonluk bir parça modeli göndererek bizi sınamak istediler. Sıfır hatayla örneği yapınca inanamadılar. Adana'ya gelerek tesislerimizi gezdiler. Adana'dayım. Ümit Özgümüş anlatıyor: "Dökümcülüğe babam başladı. Üç kardeş işi büyüttük. Adana'da Özgümüş Döküm Sanayii'nde 4.500 m2 kapalı alanda yıllık 6 bin ton kapasiteyle kaliteli pik, sfero, alüminyum, bronz döküm yapıyoruz. Tek parçada 8 ton pik sfero döküm yapma imkânımız var.. 'Bize her yıl 20 bin ton döküm yapın. İleride 50 bin tona çıkarız' dediler. Biz şaşırdık. 'Şimdilik kapasitemizin yarısıyla işe başlayalım. Kapasitemizi
Olayların içinden Çok sayıda okuyucuyum "N'oldu? Türkiye'de çok sayıda plastik boru üreticisi firma var. Bunlar rekabet içinde. Her gün gazetelerde, TV'lerde reklamlarını izliyoruz... Bahçesaray'a hangileri bağış vermek için aradı?" diyerek sual eyliyorlar.Geçen bir hafta içinde, ABD'den iki Türk aradı. İlk mesajı Indiana'dan öğretim üyesi İlhan Başgöz'den aldım. "Bazı tanıdıklarımla bir araya gelerek boruyu alacak parayı toplayabiliriz. Bu işin faturası nedir?" diye soruyordu. İkinci mesaj gene ABD'den Vermont'dan Murat Ertuğ'dan geldi. "Gücüm yeterse boruları ben satın almak isterim" diyordu.Sordum, soruşturdum. 30 cm çapında 6 bin metre plastik borunun faturasının 250-300 bin dolar dolayında olduğunu öğrendim. Türkiye'deki büyük (ISO 500 Büyük Firma sıralamasında yer alan) plastik boru üreticisi firmaların ilgi göstermesini bekliyordum. Onlardan haber çıkmadı. Van'ın Bahçesaray ilçesi için 6 bin metre plastik boru bağışlayacak hayır sahibi bir "Boru Üreticisi" sanayici aradığımı yazmıştım. Ankara'dan Celal Ece aradı. "Biz Manisa'da yeni bir boru fabrikası kurduk. Üretime yeni başlıyoruz. Henüz küçük bir üreticiyiz. Bahçesaray ilçesi için aradığınız 6 bin metre (Polietilen PE