Olayların içinden 4 Kasım'da bu sütunda meydanın düzenlenmesi çalışmalarını yazdım. Koç Topluluğu'nun tepe yöneticisi Mustafa Koç ilgi gösterirse topluluğun sahibi olduğu Tansaş mağazasının da kaldırılmasıyla, meydanın gerçek meydana dönüşeceğini yazdım.Aynı gün Mustafa Koç, "konuyla ilgileneceğini" bildirdi. Ardından Ömer Bozer ile Levent Çakıroğlu, Beşiktaş Belediyesi'ni ziyaret etti. Ve de yazının yayımlanmasından bir ay sonra Koç Topluluğu, meydandaki Tansaş mağazasını boşaltarak Beşiktaş Belediyesi'ne teslim etti. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Beşiktaş Meydanı'nı düzenliyor. Atatürk anıtının çevresindeki baraka dükkânlar yıkıldı. Yıllar önce İstanbul Belediyesi tarafından meydanın ucunda Beltaş mağazası olarak inşa edilen, daha sonra Tansaş mağazasına dönüşen 747 metrekarelik bir mağaza vardı. Bu yaklaşım "gerçek bir sosyal sorumluluk" örneğidir. Mustafa Koç'a, eski bir Beşiktaşlı olarak teşekkür ediyorum.Bizim aile kütüğümüz Beşiktaş'a kayıtlıdır. Büyükannemlerin Cihannüma Mahallesi'ndeki, 1800'lerin sonundan kalma ahşap evleri, Menderes döneminde Barbaros Bulvarı ve Beşiktaş Meydanı açılırken 1950'lerde yıkılmıştı. İşte bu nedenle Mustafa Koç'un özel ilgisini
Olayların içinden İhracatımızdaki artış sevindiricidir. Ancak ihracattaki artışı değerlendirirken ithalattaki artış oranına ve de cari açık (döviz açığı) rakamına bakmakta yarar vardır.İthalat rakamları ve cari açık (döviz açığı ) rakamları ihracat rakamına göre gecikmeli açıklanıyor. TÜİK'in açıkladığı ocak-ekim aylarını kapsayan dış ticaret rakamlarına göre 10 aylık ithalatımız 137 milyar dolar.Ocak-ekim ayı (kesin) ihracat rakamı 86.1 milyar dolar olduğu için, dış ticaret açığı 10 ayda 50.8 milyar dolar olarak gerçekleşti.2007'nin ilk 10 ayında (geçen yılın aynı dönemine göre) ihracat yüzde 26.2 artarken, ithalat artışı yüzde 20.6 oldu. Bu yılın ilk 11 ayında (TİM tarafından açıklanan geçici rakamlara göre) ihracatımız 96.5 milyar dolara ulaştı. 2007 yılında dış ticaret alanındaki olumlu gelişme, ihracat artış oranının ithalat artış oranının üzerine çıkmasıdır. 2002 yılı başından 2006 yılı sonuna kadar ithalat artışı devamlı olarak ihracat artışının üzerinde seyretmişti.Dış ticaret açığı, cari açığı (döviz açığı) oluşturan en büyük etkendir. İthalat ve ihracat arasındaki makas ne kadar büyük ise, cari açık da (döviz açığı) o kadar büyüyor.(Konuya yabancı olanlara ufak bir
Olayların içinden Camiin içi sıcaktı ama, dışarıda ayaz vardı.Kapının önünde ufak bir tezgâhta yün erkek çamaşırları, çorap, kuşak satan bir genç ilgimi çekti. Tosyalıymış. İsmi Cafer Yaylacı. 26 yaşında. "Tosya nere, bura nere?" diye sohbete başladım. O anlattı. "Askerden döndüm. İş bulamayınca, bir arkadaşımdan öğrenip bu işe başladım. Yünlüleri Balıkesir'den Tosya'ya getiriyorlar. Ben de alıyorum... Mevsime göre hangi şehir daha soğuksa oraya giderek cami avlularında satıyorum. Otellerde kalıyorum. Havalar ısınınca memlekete dönüyorum."Hava güneşliydi ama soğuk insanın içine işliyordu. Uzun kollu bir yün kazak aldım. Giymekte olduğum kazağın üzerine geçirdim. 10 YTL ödedim. "Bereket versin. Siftah ettim" dedi.10 YTL'den kendine kaç para kaldığını sordum. 2.5 YTL kaldığını söyledi... Geçen pazar Afyon'daydım. Öğle ezanı okundu. Cemaat Gedik Ahmet Paşa Camii'ni doldurdu. Bu camii Fatih Sultan Mehmet'in vezirlerinden Gedik Ahmet Paşa, Anadolu beylerbeyliği zamanında 1472 yılında yaptırmış. Medresesi ve hamamıyla bir külliye şeklinde. Camiin avlusunun köşesindeki hamam dikkatimi çekti. Hamamı 33 yıl önce Ömer Kaya işletmeye başlamış. Onun işini oğlu Mehmet Kaya devralmış. Şimdi
Olayların içinden "Mecidiyeköy Likör ve Kanyak" fabrikası 1930 yılında Atatürk'ün direktifleri ile Fransız uzmanlar tarafından kurulmuştu. Fransız uzmanlar 1939 yılına kadar fabrikada çalıştı. Fabrikada Tekel'in ünlü likörleri ve Fransız kanyağı ile rekabet eden kanyağı yapılırdı.Fabrika kurulduğunda 48 dönüm arazisi vardı. 1960'tda 13 dönüm arazisi üzerine Ali Sami Yen Stadı yapıldı. Çevre yolları yapılırken 11 dönüm arazi Karayolları'na devredildi. 24 dönüm arazi kaldı. Bu arazinin içindeki fabrika binaları 4.600 m2 alanı kaplar.Vefa Zat, İstanbul Ansiklopedisi'nde 1940'lı yıllarda fabrika bahçesinde likör yapımında kullanılan adaçayı, nane, kekik gibi tonik nebatlar ile gül yetiştirildiğini anlatır. Fabrikanın karşısındaki yolun başında bir Hamidiye suyu çeşmesi bulunduğundan söz eder. İstanbul'da Mecidiyeköy'deki likör fabrikası arsası "sınırsız kat" vaadiyle TOKİ'ye (Toplu Konut İdaresi) devredilmiş. Arsa üzerinde işyerleri ve konutlar yaptırılacakmış. Medyada yer alan haberlere göre, Mecidiyeköy'deki arsanın tapusunda " Bu arsa sadece kültür ve turizm amacıyla kullanılabilir" kaydı varmış. Büyükşehir Belediyesi ile Anıtlar Yüksek Kurulu el ele vermişler. Önce tapudaki o
Olayların içinden Batı'nın büyük bankaları sapır sapır dökülürken bizim bankalarımızın kârlarını artırmaları olumlu bir gelişmedir.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) bankalarımızın eylül ayı sonundaki durumlarını ortaya koyan rakamlar yayımlandı.BDDK'nın yayımladığı rakamlara dayalı olarak bankalarımızın nereden para bulduklarını, parayı nerelere yatırdıklarını ve nasıl olup da bu kadar kâr ettiklerini anlatmaya çalışacağım.- Bankalarımızın toplam aktifleri (yönetimlerindeki varlık toplamı) 543 milyar YTL'ye ulaştı.Bu aktifin yüzde 13.2'si özkaynak, yüzde 86.8'i (kendilerine ait olmayan) yabancı kaynak. Bankalarımızın eylül ayı sonunda toplam net kârları 11.7 milyar YTL olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı döneminde bankaların toplam net kârları 8.7 milyar dolardı. 50 bankamızın toplam net kârında yüzde 35 oranında artış var. Bankalarımızın ana kaynağı, 71.5 milyar YTL'ye ulaşan özkaynakları ile 336.3 milyar YTL olan mevduatları. Topladıkları mevduatın yüzde 36.4'i yabancı para cinsi birikim. Bankalar toplam kaynaklarının 56.9 milyar YTL'lik bölümünü nakit ve nakit benzeri şekilde değerlendirmiş. 261.4 milyar YTL'sini kredi olarak dağıtmış. 166.5 milyar YTL'yi
Olayların içinden Bu hisse senetlerinin yaklaşık yüzde 71'i yabancıların portföyünde. Demek ki, borsadaki hisse senetlerinin (piyasa değeriyle) sadece 95 milyar YTL'lik bölümü Türklere ait.Son haftalarda borsada her gün yaklaşık 1.2 milyar YTL'lik veya 1.4 milyar YTL'lik hisse senedi alınıp satılıyor. Demek ki piyasa değerine göre toplam hisse senetlerinin yaklaşık binde 4.5'u her gün alınıp satılıyor.Nasıl ki, hisse senetlerinin sahipliğinde yabancıların payı yüzde 70'lerde ise, aynı ölçü günlük işlemlerde de söz konusu. Açık anlatımıyla alıp-satanların çoğunluğu yabancılar.Yabancılar denilince İngiliz John, Alman Hans İstanbul'a gelerek hisse senedi alıp satmıyor. Onların adına hisse senedi alıp satanlar bankaları veya fonları. İstanbul Borsası'nda 319 şirketin hisse senedi işlem görüyor. Şimdilerde borsada işlem gören hisse senetlerinin toplam piyasa değeri yaklaşık 315 milyar YTL. Bu uzun girişten sonra gelelim sorumuza: "Ne oluyor da, borsa bir gün iniyor, bir gün çıkıyor? Salı günü borsa endeksi yüzde -2.33 inmişti. Dün (bu yazının yazıldığı saatlerde) yüzde 3.00 çıkmıştı.Ne olup bittiğini anlamak için bu konunun uzmanlarından Turkish Yatırım'ın tepe yöneticisi Berra Kılıç
Olayların içinden Kâr ve zarar rakamları açıklanan 51 şirket ve bankanın, 13'ü banka, 38'i değişik alanlarda faaliyet gösteren şirketler.2007'ninn üçüncü üç aylık döneminde (temmuz-ağustos-eylül) 13 bankanın net kârı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27.5 artmış. 51 şirket ve bankanın toplam kârının yüzde 52.4'ü 13 bankaya ait. Demek ki bankalarımız üçüncü üç ayı iyi geçirmiş.Şirketlerimizin net kârları var ama, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.9 oranında gerilemiş.Kâr-zarar rakamlarını açıklayan 38 şirket içinde kâr rakamı yüksek olan Turkcell hariç 37 şirketin net kârlarının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7.7 oranında azaldığı görülüyor. Başka ülkelerde bankalar ve şirketler özellikle üçüncü üç aylık mali tablolarında zarar açıklıyor. Bu nedenle tepe yöneticileri değişiyor. Hisse senetleri İMKB'de işlem gören 100 büyük şirket ve bankanın 51'inin 2007 yılı eylül ayı sonundaki kâr ve zarar rakamları açıklandı. Bizde durum farklı. Türkiye'de bankalar kârlarını artırmış. Şirketler kâr etmeyi sürdürmüş ama geçen yılki kârlarından daha az ölçüde kâr etmiş.Mali tabloları açıklanan 13 banka ve 38 şirketin toplu rakamlarına dayalı değerlemeye göre: n Bankaların yılın ilk
Olayların içinden Bu kredilerin 45 milyar dolarını Türkiye'de yerleşik (yerli + yabancı) bankalar vermiş.Bunlara ek olarak şirketlerimiz yurtdışından, değişik bankalardan 63 milyar dolar kredi bulmuş. Türkiye'de yerleşik (yerli + yabancı) bankaların, şirketlere kullandırdıkları toplam 45 milyar döviz kredisinin 19.5 milyar doları Türkiye'deki şubelerinden, 25.5 milyar doları ise bu bankaların yurtdışındaki şubelerinden verilmiş.Türkiye'de Türk halkının mevduat bankalarında (yıl ortası rakamlara göre) toplam 93 milyar dolar döviz mevduatı varken, Türkiye'de yerleşik bankalar (yerli + yabancı) bunun sadece 19.5 milyar dolarlık bölümünü Türk şirketlerine kredi olarak kullandırabilmiş.Türkiye Bankalar Birliği Başkanı, İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince dün sabah NTV'nin ekonomi programındaki söyleşisinde, "Bu tablo olumsuz bir tablo. Türkiye'de yerleşik bankalar Türk müşterilerine döviz kredisi veremiyor. Yıl ortası rakamlara göre, reel sektörün (şirketlerimizin) kullandıkları döviz kredileri 108 milyar dolar. Bu nedenle Türk şirketleri yurtdışından borçlanıyor. Türk bankaları yabancı bankalarla rekabet edemiyor" diyerek olan bitenin yanlışlığına işaret etti.Bu yanlışlığın kaynağı