Olayların içinden ABD'de indirilecek faiz oranı Merkez Bankası'nın indirip çıkardığı "gösterge faizi" denilen ve şimdilerde yüzde 5.25 olan faiz.Ekonomi politikalarıyla ilgilenenler, ABD Merkez Bankası'nın faizde 0.25 puan gibi bir indirim yaparsa bunun faiz indiriminin kademeli olarak devam edeceği anlamına geleceğini belirtiyorlar. Eğer indirim 0.75 puan ve hatta 1 puan gibi büyük ölçüde olursa, bunun "şok" etkisi yapacağını ve bir defalık indirim olacağını söylüyorlar.ABD'deki bu faiz indiriminin arkasında ne var?1- ABD'de başlayan ve dünyaya yayılan dalgalanma ABD'de konut piyasasındaki çöküşten kaynaklandı. Yüksek faizli konut kredisi borçlarının ödenememesi, konut kredilerinin finansmanına para bağlayan fonların teminat açıklarını kapatmak için kredi bulmakta zorlanmaları dalgalanmaya neden oldu.Bu tabloda ABD Merkez Bankası'nın bir yanda faizi indirirken, öte yanda piyasaya likidite çıkarmasının, hem konut kredisi borçlularını hem de kredi arayışındaki fonları rahatlatacağı ileri sürülüyordu. Ekonomi politikalarıyla ilgilenenler uzun süredir ABD Merkez Bankası'nın faizde indirim yapmasını bekliyor. 2- Konut kredisi sorunu tartışılırken, bir sorun daha ortaya çıktı. O da,
Olayların içinden Bizim 2007 yılı haziran ayı itibariyle 12 aylık milli gelirimiz (GSMH) cari döviz kuruyla 428 milyar dolar olarak hesaplandı. 2007 yılı yıl ortası nüfusumuz 73 milyon 875 bin olarak tahmin ediliyor. Milli gelir rakamı nüfusa bölününce kişi başı milli gelirin 5.800 dolar olduğu görülüyor.Kişi başı gelirin bir bölümü tüketiliyor. Bir bölümüyle yatırım yapılıyor. Bir bölümüyle vergi ödeniyor. Kişi başı milli gelir bir ülkenin üretim gücünü, yaşam düzeyini gösterir. Ülkede belli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerin (katma) değeri milli geliri oluşturur. Dahası da var. Kişi başı gelir rakamı ülkede yaşayan halkın "insani gelişme" düzeyini belirliyor. Bülent Tuncer'in TESAV yayını "Sayıların Diliyle Türkiye" araştırmasında verilen bilgilere göre, dünyada kişi başı milli gelir sıralamasında Türkiye 58'inci, insani gelişme endeksi sıralamasında 92'nci sırada yer alıyor.Biz kişi başı milli gelirimizi 10 bin dolara çıkarabilir miyiz, çıkaramaz mıyız diye tartışaduralım, bizle aynı çizgide yola çıkan Portekiz'de kişi başı gelir 20 bin dolar, Yunanistan'da 25 bin dolar, İspanya'da 30 bin dolar oldu.Kişi başı gelir Almanya'da, Fransa'da, İngiltere'de 40 bin dolar, ABD'de
Olayların içinden Geçen yılın ilk 3 ayında halkın gıda harcamaları yüzde 6.6 oranında, ikinci 3 aylık dönemde yüzde 5.5 oranında artmıştı.Bu yılın ilk 3 aylık döneminde halkın gıda harcamaları yüzde 3.8, ikinci 3 aylık döneminde yüzde 3.9 oranında arttı.Eline para geçtiğinde halkımız önce gıdaya harcar. Nüfus artıyor. Halkımız daha iyi yaşam arayışında. Buna rağmen tüketim artışında yavaşlama ve hatta gerileme var.Dayanıklı tüketim malı harcamaları geçen yılın ilk 3 aylık döneminde yüzde 12.7 oranında, ikinci 3 aylık döneminde yüzde 15.7 oranında artmıştı.Bu yılın aynı dönemlerinde dayanıklı tüketim malı harcamalarında sırasıyla yüzde -1.1 oranında ve yüzde -9.3 oranında gerileme (düşüş) oldu. Ekonominin hedefi halkın mutluluğudur. Eğer işi varsa, geliri artarsa halk mutlu olur. Halkın işinin olması, gelirinin artması ekonominin büyümesine bağlıdır. İşi olan, geliri artan halk daha çok tüketir. Halk daha çok tüketince mal ve hizmet talebi artar. Mal ve hizmet talebi artınca istihdam ve üretim artar. Büyüme tırmanışa geçer. Bunun sonunda geçen yılın ilk 3 ayında yüzde 8.1 oranında, ikinci 3 ayında yüzde 11.3 oranında olan özel tüketim harcamaları artışı, bu yılın ilk 3 ayında yüzde
Olayların içinden Toplam nüfusumuz 73 milyon iken, 23 milyon öğrencimiz var. Öğrenci sayımız 18 Avrupa ülkesinin toplam nüfusundan daha fazla.Bu çocuklarımızı, gençlerimizi okutmak, eğitmek için okula, öğretmene, eğitim araç ve gereçlerine ihtiyacımız var. Kısaca "önce paraya, sonra eğitim sistemini doğru dürüst kurup işletmeye" ihtiyacımız var.Son 4 yılda yaklaşık 85 bin yeni derslik yapılmasına rağmen ilköğretimde ortalama olarak kentlerde bir sınıfta 42 öğrenci, kırsalda 23 öğrenci ders görüyor. Öğretmen başına 27 öğrenci düşüyor. Bu öğretim döneminin okul, öğrenci ve öğretmen sayılarını bilemiyoruz. Bu yılın rakamları derlenerek henüz yayımlanmadı. O nedenle 2005-2006 öğretim dönemi rakamlarına dayalı olarak, okullarımızın, öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin durumu hakkında özet bilgi vereceğim. İlköğretimde toplam öğrenci sayısının yüzde 54'ü hâlâ ikili öğretim görüyor. Yüzde 5.4'ü, birleştirilmiş sınıflarda ders yapıyor.Milli gelirimizin (GSYİH) yüzde 4.33'ünü kamunun eğitim harcamaları için kullanıyoruz. 25 AB ülkesinde bu oran yüzde 5.24 dolayında. Milli gelirimizden kamunun eğitim harcamalarına giden pay yükseliyor ama, bizde genç nüfus ve dolayısıyla öğrenci sayısı
Olayların içinden TV yayınında, sunucu, ihaleyi yorumlayan konuğuna sordu: "Bir telefon işletmecisinin görüntülü aktarma lisansı için 321 milyon euro gibi pahalı bir faturayı göze alması normal mi?" Uzman konuk cevapladı: "Türkiye'nin nüfusunun yüzde elliden fazlası genç nüfus... Genç nüfus teknolojiye meraklı. Yeni teknolojiyi hemen kullanmak istiyor. Aslında bizim halkımızın tamamı yeni teknolojiyi hemen kullanmak istiyor..."TV'den bu gelişmeleri izlerken telefonumun zili çaldı. Belçika'dan Orhan Aker arıyordu. Orhan Aker bir zamanlar Türkiye'nin önde gelen işadamları arasındaydı. İş hayatında inişleri çıkışları oldu. Şimdilerde, yüksek eğitimini yaptığı ve eşinin de ülkesi olan Belçika'da yaşıyor. Ama, gönlü ve aklı Türkiye'de... Her gün gazeteleri ve TV'leri izliyor. Olayları tartışmak için dostlarını arıyor. Devletin 3G (cep telefonlarında görüntü aktarmayı da içeren ileri teknolojiye dayalı iletişim sistemi lisansı) ihalesini TV kanalları canlı olarak yayımladı. Turkcell, 321 milyon euro fiyat vererek 3G lisansı ihalesini kazandı. (YTL değerlenirken TC Devleti, kendinin değerli YTL'si ile değil de euro ile fiyatlandırarak lisans satıyor. İmam bunu yaparsa cemaat ne
Olayların içinden İskenderun'da dün, hem Cumhurbaşkanı'na hem Başbakan'a yönelik mesajlar verdi. Başbakan'a yönelik mesajlarında diyor ki, Anayasa değişikliği süreci şeffaf olmalı. Bu süreç anayasanın metni kadar önemlidir. Taslağı parça parça sızdırarak ve kamuoyu alıştırıla alıştırıla anayasa hazırlanmaz. Metin bütün olarak açıklanır. Aceleye getirilmeden tartışılır. Geçmişle hesaplaşmak için, politik beklentileri gerçekleştirmek için anayasa değişikliği yapılmaz. Cumhuriyetin kazanımları ve temel değerlerini içermeyen bir anayasa düşünülemez. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, genç ve çağdaş bir Türk kadını. İyi okumuş, evlenmiş. Anne olmuş. Kadın olarak evinin sorumluluğunu taşırken, iş güç sahibi olmuş. İş kadını olarak sorumluluk üstlenmiş. Evindeki ve işindeki sorumluluğuna ek olarak şimdilerde de TÜSİAD'ın başkanı. Bir işkadını olarak ama bunların üzerinde de TÜSİAD Başkanı olarak ülkenin önde gelen işadamları ve işkadınları adına konuşuyor. Seçim beyannamesinde yer alan bir dizi önlem ve somut politikalar hükümet programına girmedi. Program cesur ve açık değil. Kayıtdışı ekonomi ve sanayiyle ilgili somut politikalara programda yer verilmedi. Seçim kanunu ile Siyasi
Olayların içinden Fransa'da 2 büyük enerji şirketi var. (1) GDF (Gaz de France), Avrupa'nın gaz dağıtımında 3'üncü büyük şirketi. 53 bin çalışanı var. Gaz dağıtımı yanında elektrik de üretiyor.Toplam iş hacminin yüzde 66.5'i enerji, yüzde 26.6'sı altyapı, yüzde 7'si servis. 22.4 milyar euro cirosu var. (2) Suez, Avrupa'nın elektrik üretiminde 5'inci büyük şirketi. Gaz dağıtımında 6'ncı büyük şirketi. 160 bin çalışanı var. Elektrik üretimi ve gaz dağıtımı yanında su işi de var. Toplam iş hacminin yüzde 26'sı su işi, yüzde 74'ü enerji işi. Cirosu 41.5 milyar euro.GDF'nin özelleştirilmesi gündeme gelince İtalyan enerji şirketi Enel, GDF ile birleşerek, Fransız enerji sektöründe büyük oyuncu olma arayışına girdi.Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin çabalarıyla tamamlanan operasyon sonucu GDF ile Suez birleşince İtalyanların hevesi kursaklarında kaldı. GDF özelleştirildi ama, GDF'nin Suez ile birleşmesiyle ortaya çıkan enerji devinin sermayesinin yüzde 34.6'sı devlete ait olacak. Bu payla devlet fiilen GDF-Suez şirketinin kontrolünü elinde bulunduracak. Fransa'da özelleştirme yapılıyor havası yaratılarak iki enerji şirketi birleştirildi. Birleşmeyle ortaya çıkan dev şirkette devlet kontrolü ele
Olayların içinden ABD ekonomisinin durgunluğa girmesini önlemek için FED'in böyle bir indirime gideceğine inanılıyor.ABD'deki gösterge faizi ve ABD hazine bonolarının faizi, küresel finans piyasaları için çok önemli ama, küresel piyasalardaki para hareketini yönlendiren bir başka faiz oranı daha var. Onun adı ise "libor".Piyasalar ABD'de faiz indirimi beklerken libor yavaş yavaş yükseliyor. Libor'un yükselmesi dünyada tüm kredi kullanıcılarını (şahısları, şirketleri, devletleri) ilgilendiriyor. Bu günlerde "piyasalar" (paradan para kazananlar topluluğu) gözünü ABD'ye dikmiş, bekliyor. Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) yüzde 5.25 olan gösterge faizini, 0.25 veya 0.50 puan indirebileceği tahmin ediliyor. Libor (London Interbank Offered Rate/Londra'da Bankalar Arası Faiz Oranı) kelimesinin kısaltılmışıdır. BBA (Britanya Bankalar Kurumu) Londra'daki 16 bankanın değişik vadelerde uyguladığı faiz oranlarını derleyip bunlara göre bir ortalama faiz oranı açıklıyor.Bu faiz oranı dünya genelinde kredi işlemlerinde uygulanacak faize yön veriyor. Açık anlatımıyla, bu faiz oranı zorunlu faiz oranı değil, gösterge faizi.Kişiler, şirketler, ülkeler kredi kullanırken kredi kullananın itibarına,