Güngör Uras

Olayların içinden Geçen dönemin sonuna doğru bu toplantılar meydan mitingi havası görünümü vermeye başlamıştı. Toplantıyı izleyen çok sayıda partililer sloganlar atıyor, bağırıp çağırıyor, pankart açıyor, alkış tutuyordu.Seçimlerden sonra ilk grup toplantısı dün TBMM'de yapıldı. AKP Genel Başkanı Sayın R. T. Erdoğan'ın konuşmasını radyodan izledim. Sayın R. T. Erdoğan milletvekillerine uyarılarda bulundu.Dünkü uyarılar Sayın R. T. Erdoğan'ın ilk uyarısı değil. Daha önce 4 Eylül'de seçimlerden hemen sonran AKP Genel Merkezi'nde bir araya gelen milletvekillerine uymaları gerekli kuralları sıraladı. Uyarının ötesinde, talimat verdi.Dedi ki, Cep telefonlarınızı 24 saat açık tutun.En fazla 15 günde bir seçim bölgelerinize gidin.Teşkilatla, birbirinizle ve mülki idari amirlerle çatışmaya girmeyin.Valiler ve kaymakamların amiri değilsiniz. Buna göre hareket edin. Hepinizin rolü ayrı. AKP milletvekillerinin TBMM'deki grup toplantıları salı günleri yapılıyor. Bu toplantılar AKP Genel Başkanı'nın konuşmasıyla açılıyor. Grup toplantılarını bazı TV kanalları ve radyolar naklen yayımlıyor. İllerde sıkıntı istemiyorum. Birbirinizle ve teşkilatla çatışmayın. Uyumlu olun. İlinize ve ilçenize

Olayların içinden Beklentiler de bu doğrultudaydı.Bilindiği gibi, Merkez Bankası 2007 yılının tümü için yüzde 4'lük enflasyon hedefini koruyor. Bu hedefe bağlı olarak enflasyonun en fazla yüzde 6 oranını geçmemesine çalışıyor.Uzmanlar ise yüzde 7 oranında bir enflasyon hedefini daha gerçekçi görüyor.Yıl sonunda yüzde 7 oranında bir enflasyonun gerçekleşebilmesi için, ağustos ve eylül aylarında fiyatların artmaması, hatta gerilemesi, daha sonraki aylarda da artışın sınırlı olması gerekiyor.İşte bu nedenledir ki ağustos ayı enflasyonunun yüzde 0.02 oranında kalması, memnunluk verici, ümit verici bir gelişmedir.Tüketici Fiyatları Endeksi'ne dayalı olarak yıllık enflasyon iki farklı şekilde hesaplanmaktadır. Gıda fiyatlarındaki yüzde 1.69 oranındaki artışa rağmen, giyim ve ayakkabı fiyatlarının yüzde 7.13 oranında ucuzlaması, haberleşme faturalarının yüzde 2.92 oranında azalması sayesinde ağustos ayı enflasyonu yüzde 0.02 oranında gerçekleşti. (1) Geçen ağustos ayındaki tüketici fiyatlarının, bu yılın ağustos ayında ne kadar arttığını gösteren (iki yılın ağustos ayındaki fiyatları karşılaştıran) yıllık artış oranı yüzde 7.39 olmuştur.(2) Geçen ağustos ayından, bu yılın ağustos ayına

Olayların içinden Hisse senedi satın almak için, Hazine bonosu ve tahvili satın almak için, bankalardan faiz almak için gelen dövize sıcak para deniliyor.Paranın sıcağı soğuğu olmaz ama, soğuk para hareket kabiliyeti olmayan paradır. Örneğin fabrikaya, arsaya bağlanan paradır. Sıcak para ise hareket kabiliyeti bulunan, bağlandığı yerden her an çözülebilecek paradır. Sıcak parayı getiren canı istediğinde, daha önce satın aldığı hisse senedini, bonoyu, tahvili satar, bankadan mevduatını alır. YTL'den dövize döner, dövizini alır, çeker gider. Temmuz 2006'da toplam sıcak para 49.0 milyar dolar idi. 2007 temmuz ayında 99.3 milyar dolar oldu. Geçen temmuzdan bu temmuz ayına sıcak para 50.2 milyar dolar arttı. Bir yılda katlandı. Acaba son bir yılda 12 aylık dönemde Türkiye'ye neden 50.2 milyar dolar sıcak para girişi oldu? Cevap basit. Çok yüksek faiz ödedik. Sadece faiz yüksek değil. Buna ek olarak döviz fiyatı da devamlı ucuzladığı için, döviz getirerek bozduranın, parasını YTL cinsi faize yatıranın getirisi (reel faizi ) daha da artıyor. Çok çok yüksek oluyor.2006 Temmuz ayında dolar 1.55 YTL idi, bu yılın temmuzunda 1.27 YTL oldu. Geçen temmuzda 1000 dolar getiren, dolarını

Olayların içinden Bölgesel Kalkınma Programları diye tanımlanan bir program kapsamında Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize ve Trabzon illeri bir grup oluşturdu. İllerinden gelecek (1) Yerel kalkınma girişimlerinin projelerine (2) KOBİ projelerine ve (3) Turizm ve çevre altyapısı projelerine AB fonlarından yararlanma imkânı ortaya çıkınca, bu illerde yoğun bir proje hazırlama faaliyeti başladı.Bölgesel Kalkınma Programı'nda, hibe bütçesinin yüzde 75'i AB fonlarından karşılanıyor. T.C. Hükümeti bütçeye yüzde 25 oranında katkı yapıyor.Ordu ili, AB fonlarından en geniş ölçüde yararlanma arayışındaki illerden biri. Bu imkânlardan yararlanmak için Ordu Valiliği tarafından bir "Strateji Merkezi", Ordu Belediyesi tarafından da bir "Proje Ofisi" oluşturuldu. Bu sayede Ordu ilinde yerel kalkınma girişimleri 82 adet, KOBİ'ler 138 adet, turizm ve çevre kuruluşları 116 adet proje hazırladı. Adaylık sürecinde Avrupa Birliği (AB) tarafından her yıl Türkiye'ye sağlanan mali yardımların üçte biri ekonomik ve sosyal kalkınmanın desteklenmesi amacıyla geliştirilen projelere yönlendiriliyor. KOBİ'lerin pazardaki rekabet güçlerini artırmayı amaçlayan hibe programlarına, hizmet, tarım, turizm ve

Olayların içinden Artan talebe göre her yıl en az 3.500 MW kurulu gücün devreye girmesi, her yıl elektrik üretiminin 15-17 milyar kilovatsaat artırılması gerekiyor.Kurulu güç için yatırım yapmak hem para işi, hem zaman işi. Her zaman bu böyle ama günümüzde iş daha da ciddi hale geldi. Çünkü dünyada elektrik enerjisi talebindeki tırmanış nedeniyle, elektrik üretiminde kullanılacak makinelerin (türbinlerin) hem fiyatı arttı. Hem talebi arttı. Daha önceleri 2 milyar dolara çıkacak tesisler şimdilerde 3.5 milyar dolara mal oluyor. Türbin almak isteyenler ise 3-5 yıl sırada bekliyor.Elektrik yatırımları konusunda deneyimli Mustafa Geçek ile konuştum. Kabaca elektrik üretecek tesislerin ne kadar zamanda tamamlanabileceğini ve ne kadar yatırım gerektiğini öğrenmeye çalıştım. Her yıl elektrik tüketimimizin yüzde 8-9 oranında artması bekleniyor. Halen yılda 40.500 MW kurulu güçten, 172 milyar kilovatsaat elektrik üretiliyor. Bunun kayıp ve kaçaktan sonra 132 milyar kilovatsaatı tüketiliyor. 1) Çok sayıda müteşebbise HES (hidroelektrik santralı) lisansı verildi. Lisans alanlar şimdi bu işe para bağlayacak yatırımcı peşinde. Ama bu lisansların tamamı yatırıma dönüşse bile küçük ve düzensiz

Olayların içinden AYŞE HANIM TEYZEM PİYASALARDAKİ DALGALANMAYI SORUYOR: Amerika'da işler nasıl? Amerikan Merkez Bankası Başkanı ne söyledi? Amerikan Merkez Bankası ne yapacak? Bize ne Amerika'dan?" Geçen cuma namazdan sonra Amerika Merkez Bankası faiz indirmiş... Piyasaya para akıtacakmış... Onun için bu pazartesi sabahından itibaren Türkiye'de de işler düzelmeye başlayacakmış... Amerika faiz indirdi, para musluğunu açtı diye biz neden seviniyoruz... Amerika'dan bize ne? Ayşe Hanım Teyzem soruyor: "Sabah radyoyu açıyorum, gazeteye bakıyorum... Ekonomiden söz edenlerin gözü kulağı Amerika'da... Ayşe Hanım Teyzem'e anlatmaya çalıştım: "Ayşe Hanım Teyzeciğim" dedim,"Şimdilerde bizin ekonomimizin kaderini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası değil, kısaca FED denilen, Amerikan Merkez Bankası belirler oldu. Bizim Merkez Bankamız sadece faizleri yüksek tutarak ülkeye döviz çemmeye çalışıyor. Ekonominin para musluğu Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın elinde değil, Amerikan Merkez Bankası'nın elinde. Ekonomi YTL kredi kullanmıyor, döviz kredisi kullanıyor. Kredi kullananlar için YTL faizi değil, döviz faizi önemli. Kaderimiz FED'e bağlandı Amerikan Merkez Bankası (FED), geçen hafta sonu

Olayların içinden Yılın ilk yarısında Türkiye'ye gelen yabancı ziyaretçi sayısındaki ortalama artış yüzde 16.4, Antalya'ya gelen yabancı ziyaretçi sayısındaki artış yüzde 14.5 iken İstanbul'a gelen yabancı ziyaretçi sayısında yüzde 22.4 oranında artış var.İstanbul'a gelen yabancıların 2.7 milyonu hava yolu ile, 26.8 milyonu deniz yoluyla geliyor. Son yıllarda İstanbul, büyük kruvaziyerlerin (gezi teknesi) uğrak yeri oldu. Prego Turizm Yönetici Ümit Murat Düzener'den aldığım bilgiye göre, geçen yıl İstanbul'a 275 gezi teknesi geldi. Bu yılın beklentisi 355 gemi. Konaklamalı ve transit geçiş yapan teknelerle Karaköy Limanı'ndan yılın ilk 6 ayında 26.442 yabancı giriş-çıkış yaptı. Büyük gezi tekneleriyle gelen ziyaretçiler, yüksek gelir grubundaki, yüksek hizmet arayışındaki yabancılar. İstanbul'a yabancıların ilgisi giderek artıyor. Bu yılın ilk 6 ayında İstanbul'a 2 milyon 277 bin yabancı ziyaretçi geldi. Gezi teknelerinin bazıları İstanbul'dan yolcu bindiriyor, bazıları İstanbul'da yolcu indiriyor. Bazıları, yolcularını birkaç gece İstanbul'da otellerde konaklatıyor. İşte bu trafik nedeniyle genelde tüm otellerin, fakat özellikle lüks otellerin hem doluluk oranları arttı hem de

Olayların içinden Sayın okuyucularım, Türkiye'nin durumunu basitleştirerek anlatmaya çalıştım. Dalgaya, hükümet boşluğunda yakalanmamız şansızlık. Evet bu çalkantı Türkiye'den çıkmadı ama, yurtdışında çıkan çalkantıdan en fazla zarar gören ülke Türkiye oluyor. Evet, hükümetin tedbir alarak bu küresel kaynaklı dalgalanmayı önlemesi imkânsız ama, hükümet boşluğu nedeniyle piyasalara ve halka yol gösteren, güven veren, alınabilecek tedbirleri almaya çalışan kimse yok.Bu dalgalanmanın kısa dönemde (kontrol edilemeyecek) etkisi var. Uzun dönemde (tedbir alınması gereken) etkisi var. Bir gemiye binmişiz. Deniz dalgalanmaya başlıyor. Şansızlığa bakınız ki, o sırada gemide kaptan, çarkçıbaşı ve tayfa değişimi yapılıyor. Kaptan değişecek de yerine geçecek kaptanın durumu tartışmalı. Çarkçıbaşı yerinde kalacak ama, ekibini kuramadı. Eski ekibi nasıl olsa gidiciyiz diyerek ortalıkta görünmüyor. Bu şartlar altında gemi dalgalar üzerinde çalkalanıp duruyor. Geminin içindekiler, kaderleriyle baş başa kalmış, "N'olacak bu dalgalanmanın sonu? Batacak mıyız, kurtulacak mıyız?" diyerek bekleşiyor. Kısa dönemde, Türkiye'de yatırımları bulunan yabancıların YTL'den dövize dönmelerini, dövizlerini alıp