15 milyon yoksulumuz var

28 Aralık 2006

Çok olumlu gelişmeler. Genel kanı tam tersiydi. Ama, devletin rakamlarına inanmaya mecburuz.Devletin rakamlarına göre, azalmasına rağmen 2005 yılında nüfusumuzun yüzde 20'si yoksul. 15 milyon yoksulumuz var.Bir kişinin yaşamını sürdürebilmesi için günde 2.100 kalori verecek gıdayı alabilmesi gerekir. Bu kaloriyi verecek gıdaları satın alamayacak kadar düşük geliri olanlara "gıda yoksulu" deniliyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) peş peşe yayımladığı anket sonuçlarına göre (1) Gelir dağılımı giderek düzeliyor. Toplam gelirden fakirlerin aldığı pay artarken, zenginlerinki azalıyor. (2) Nüfusun artmasına rağmen, fakir sayısı azalıyor. Bizim 2005 yılında 623 bin "gıda yoksulu"muz var.İnsanların yaşamlarını sürdürebilmek için gıda yanında başka ihtiyaçları da var. Yaşamı sürdürmek için gerekli gıda ve gıda dışı mal ve hizmetleri karşılayamayacak kadar düşük gelirliler "yoksul" (yoksulluk sınırının altında) kabul ediliyor.Uluslararası karşılaştırmalarda yoksulluğu sergilemek için 1 dolar, 2.15 dolar ve 4.30 dolar olmak üzere 3 ayrı ölçü kabul ediliyorTÜİK'in hesaplamalarına göre, 2005 yılında 4 kişilik bir ailenin: Aylık "açlık" sınırı 190 YTL. "Yoksulluk" sınırı 487 YTL. Yoksul

Yazının Devamı

Diyanet'e 1.6 milyar YTL, Dışişleri'ne 690 milyon YTL

27 Aralık 2006

Bu belgeyi hükümetler hazırlar. Meclis'e getirir. İktidar ve muhalefet partilerinin milletvekillerinin sorumluluğu, bu belgede yer alan gelir ve gider rakamlarını halkın yararı, bekleyişleri doğrultusunda düzelttirmek, bütçeyi halka en iyi hizmet verecek hale getirmektir.2007 yılı için AKP hükümetinin hazırladığı bütçe, geliriyle, gideriyle Meclis'e geldiği gibi, Meclis'ten çıktı. Değişiklik olmadı. Milletvekilleri, bütçe üzerinde konuşacakları yerde "politika" yaptı.Önce bütçenin ana büyüklüklerini özetleyeyim. 2007 Bütçesi'nin 2006 Bütçesi'nden temel büyüklükler itibariyle farkı yok. 188 milyar YTL gelir bekleniyor. 204 milyar YTL harcama yapılacak. 16 milyar YTL de borçlanılarak açık kapatılacak. Paraların çoğu faize gidiyor. 53 milyar YTL faiz ödemesi yapılacak. IMF'yi mutlu etmek için, "Faiz Dışı Fazla" hedefinin tutturulması için hükümet 36 milyar YTL'ye el süremeyecek. Bütçe, bir yıl boyunca halktan nasıl ve ne kadar para toplanacağını, sonra da bu paraların nerelere harcanacağını gösteren belgedir. Faiz ödemeleri kadar para, 54 milyar YTL personel ödemelerine gidecek.25-30 milyar YTL ile de sosyal güvenlik kuruluşları açıkları kapatılacak.Bütçede para kalmadığı için de

Yazının Devamı

Merkez dolarizasyona neden dikkat çekiyor?

25 Aralık 2006

Merkez Bankası bunların kötü şeyler olduğunu söylüyor ise, söyleminin arkasında ve de kafasında bir şeyler var demektir... Kötü şeyleri düzeltmek için bir şeyler yapacak demektir... Ne yapacağını bilemiyoruz da... Merkez Bankası Başkanı'nın kötü dediği şeyler nelerdir, sayın okuyucularıma onları anlatayım.Ve de en sonda yazacağımı başa alayım: İnsanlarımız durup dururken tasarruflarını dövize bağlamıyor. "Mecburiyetten" bağlıyor. Onları bu yola sevk eden de Merkez Bankası'nın yanlış politikalarıdır. (1) Devlet yüzde 21 faiz verirken insanlarımız neden paralarını yüzde 2-3 faizle dövizde tutuyor?" Mecburiyetten" tutuyor. Bugüne kadar yanlış politikalarla insanların tasarrufları eridi. Pul oldu... (2) Özel sektör, kur riskini göze alarak neden dışarıdan her gün daha fazla borçlanıyor. "Mecburiyetten" borçlanıyor. Çünkü içeride faiz yüksek. Orta ve uzun vadeli kredi bulmak güç hatta imkânsız.Evet, dolarizasyon kötüdür. Evet, özel sektörün kur riski taşıyarak dışarıdan borçlanması kötüdür. Ama bu gün, dolarizasyon ve özel sektörün dışarıdan borçlanması bu çarpık ekonomik yapının çökmesini önlemektedir.Bundan sonra yazacaklarımı dolarizasyona veya özel sektörün dış borcuna övgü olarak

Yazının Devamı

Kadı Defterleri'nden İstanbul Tarihi

24 Aralık 2006

Osmanlı'dan intikal etmiş 20 bin kadı defteri varmış. İstanbul ile ilgili on bin kadı defterini İkinci Abdülhamit ciltlettirmiş. Bu defterler şimdilerde İstanbul Müftülüğü'ne bağlı bir arşivde, bir tarihi yapıda muhafaza ediliyormuş. Anadolu'daki kadı defterleri ise Milli Kütüphane'de toplanmış. Sabancı Üniversitesi ile ABD'deki Packard Humanities Institute'un birlikte yürüttüğü bir proje kapsamında, ünlü tarihçilerimiz 20 kadı defterini Türkçeleştirerek yayına hazırlamaya soyunmuş. (Bilgi için: Packard ailesi, ünlü PH bilgisayarlarını üreten teknoloji firmasının ortağıdır. Kurucusunun torunu David Packard, bu projeye özel ilgi duyduğundan mali ve teknik destek veriyormuş.) Bugüne kadar 7 kadı defteri Türkçeleştirilmiş. Kadıların karar defterleri anlamına gelen "Şer'iye Sicilleri", Osmanlı'da olan bitenin inceleneceği en geniş veri tabanı imiş. Çünkü ekonomi ile ilgili, devlet-vatandaş ilişkileri ile ilgili, aile ile ilgili, sosyal yapı ile ilgili her olay kadıya intikal edermiş. Ve kadı efendi de davacıları, davaları, kararı bir deftere yazarmış. Bu yedi defterin ilki nefis bir baskı ile yayımlandı. Fiyatı 60 YTL. Kitabın sonunda bir de CD-Rom var. Bu CD-Rom'da basıma hazırlanan

Yazının Devamı

TÜSİAD siyaset konuşmayı seviyor

23 Aralık 2006

İşte o biçim... TÜSİAD'çıların her toplantısında halkımız "Du'bakalım... TÜSİAD'çılar ekonomi hakkında ne söyleyecek?... Dev şirketlerin sahipleri ekonomiyi nasıl görüyor? Yatırım, üretim, istihdam konusunda neler yapıyor? İşleri nasıl gidiyor? Herhalde anlatırlar da öğreniriz..." bekleyişine giriyor...Ama o da nesi? Kürsüye çıkan TÜSİAD'çılar iç politika, dış politika konusunda uzun uzun konuşuyor. Akıl veriyor. Ama yatırımdan, üretimden, istihdamdan söz etmiyor.TÜSİAD'çılar (1) Ya ekonominin gidişinden çok memnun oldukları için seslerini çıkarmıyor, (2) Ya da ekonomiden ümitlerini kestikleri için, politika yaparak vakit geçiriyor Hikâye bu ya... Adama sormuşlar, "Paranı ne yapıyorsun? Yetişiyor mu? Hayat nasıl gidiyor?" Cevaplamış: "Karımla iş bölümü yaptık. Küçük işlerle ilgilenmeyi karıma bıraktım. Ben Çin-Tayvan anlaşmazlığı, Kuzey ve Güney Kore sorunu gibi büyük işlere vakit harcıyorum. Maaşımı karıma teslim ediyorum, gerisine karışmıyorum." Dün, Ankara'da yapılan toplantıdaki konuşmalardan TÜSİAD'çıların cumhurbaşkanlığı seçimleri konusundaki görüşlerini öğrendik. Erken seçim istemediklerini öğrendik.ABD'de yapılan Kongre ve Senato seçimleri, Bush'un Irak politikası,

Yazının Devamı

Merkez "bir şeyler" pişirmeye çalışıyor

21 Aralık 2006

Bizim Merkez Bankamız ise, "Sıcak para olmaz ise, 30 milyarı aşan döviz açığını kapatamayız. İş ki döviz gelsin. Biz Türk lirasının aşırı değerlenmesini umursamayız. Döviz fiyatını sabit tutarız. Böylece döviz getirip bonoya yatıranlar net yüzde 21 faiz alır. 100 getiren bir yılda 121 götürür" diyor.Tayland'ın döviz açığı sorunu yok ama, bizim Merkez Bankamız yılda 30 milyar doları açan cari açığın (döviz açığının) finansmanı için sıcak paraya mahkûm.Bizde yanlış olan, faizi yüksek tutarak ülkeye fazla miktarda döviz girişine kapı açmak. Bu sıcak döviz girişi sayesinde döviz fiyatını ucuzlatarak enflasyonu aşağıya çekmeye çalışmak. Bunun ekonomiye ağır faturası var. Ve de bunu sürdürmek mümkün değil. Tayland'a sıcak paranın girişi güçleştirildi. Tayland Merkez Bankası dedi ki, "Sıcak para yüzünden Tayland parası aşırı değerleniyor. Döviz ucuzluyor. İhracat gücümüzü kaybediyoruz. İhracat olmadan büyüme olmaz. Bizim döviz açığımız yok. Fazlamız var. Sıcak para bizim ekonomimize zarar veriyor. Sıcak para olarak 100 dolar getirenin 30 dolarını bir yıl bloke ederiz. 30 dolarının bloke edilmesini istemeyenin 10 dolarına el koyarız. 100 dolar getiren ancak 90 dolar geri götürür." Merkez

Yazının Devamı

Tayland, sıcak para girişini engelledi

20 Aralık 2006

Tayland'da ihracata dönük bir ekonomi politikası uygulanıyor. İhracatın sürdürülebilmesi ve artırılabilmesi için üreticinin, ihracatçının para kazanması lazım. Halbuki, üretici, ihracatçı para kazanamıyor. Çünkü, Tayland para birimi "bath" diğer Asya ülkesi paralarına göre bir yılda yüzde 17 değer kazandı. Tayland'ın ihracatı düşüyor, ithalatı artıyor. Tayland sanayiinin Asya pazarında ve küresel pazarda rekabet şansı yok oluyor.Tayland para biriminin değer kazanmasının nedeni (Türkiye'de olduğu gibi) ülkeye giren sıcak paranın bolluğu.Tayland'a paradan para kazanmak için, genelde borsada yatırım yapmak için döviz girdikçe milli para birimi "bath" değer kazanıyor. Döviz ucuzluyor. Bir yıl önce 40 bath ile 1 dolar alınıyordu. Şimdilerde 30-34 bath ile 1 dolar alınabiliyor.Sıcak para girişini engelleyen kararı alan hükümet bir askeri hükümet. Tayland'da artan yolsuzluklara tepki gösteren askerler, 19 Eylül'de başbakan yurtdışında iken kansız bir darbeyle yönetime el koydu. Tayland'da hükümet önemli bir karar aldı. Ülkeye girecek 20 bin doların üzerindeki sıcak dövizin yüzde 30'u bir yıl süreyle bloke edilecek. Bir yıl sonra sahibine iade edilecek. Bloke işleminden kurtulmak

Yazının Devamı

Fındık, günün konusuydu, çabuk unutuldu

19 Aralık 2006

Bizim fındığın tüketicisi Avrupa'nın çikolatacıları, pastacıları. Son on yıldır her yıl ortalama 220 bin ton iç fındık ihraç ediyoruz. İçeride de yaklaşık 30 bin ton dolayında iç fındık tüketiyoruz. 2 kg kabuklu fındıktan 1 kg iç fındık elde ediliyor. Kabuklu fındık talebi yılda 500 bin ton dolayında.2001 yılında 705 bin ton, 2002 yılında 600 bin ton, 2003 yılında 480 bin ton, 2004 yılında 350 bin ton, 2005 yılında 522 bin ton kabuklu fındık üretildi. Bu yıl ürünün bol olduğu, 600 bin tonu aştığı söylendi.Ürün miktarı 500 bin tonu aştığında, o yılın fındığı başa bela olur. Depolarda kalır. Ya yakılır, ya yağ haline getirilir. Bizde bazı konular günün konusu haline geliyor. Sonra unutulup gidiyor. Kamuoyunda günlerce fındık konusu tartışıldı. Sonra unutuldu. Ne oldu? Fındıkları kim aldı? Kaça aldı? Üretici ne durumda? Bunları merak eden varsa, anlatayım. Eskiden satılamayan fındıkları Fiskobirlik satın alır, her yıl 100 milyon dolar dolayında zarar eder, zararı da devlet karşılardı. 2003 yılında bu yana Fiskobirlik "özerk" hale geldi. Artık devlet Fiskobirlik'e ne para veriyor ne zararını karşılıyor.Fiskobirlik depolarında geçen yılın ürünü 50 bin ton kabuklu fındık var.

Yazının Devamı