Başbakan'a "alkış"

25 Eylül 2006

Başbakan, geçen hafta Rize'de, bugüne kadar hiçbir başbakanın, bırakınız başbakanları hiçbir politikacının söyleyemeyeceği şeyleri söyledi. Kendisini dinleyenleri üzmek, seçmenlerini gücendirmek pahasına doğruları dile getirdi.Yıllardır eleştirilen ne idi? Politikacılar oy almak için, halkın kesesinden ürünlere yüksek fiyat veriyor. Halkın parasıyla alınan ürünler yakılıyor. Denize dökülüyor.Rize, Başbakan'ın seçim bölgesi. Politikacılar "az veren candan, çok veren maldan" misali yıllardır Rize'lilere hoş görünmeye çalışmış. Her konuşmada "nabza göre şerbet vermiş".Başbakan Erdoğan ise üreticinin tepkisini, oy kaybetmeyi göze alarak "gerçeği açık açık söylüyor." Başbakan Erdoğan'ın yanlışlarını (acımasızca) eleştirebilmek için, doğrularını da (görmezden gelmeyerek) "alkışlamak" gerekir. Geçen cumartesi Milliyet'te Abdullah Karakuş'un Rize kaynaklı haberi yayımlandı. Habere göre, Rize'de "Çay elimizde kaldı" diye tepki gösterenlere Başbakan Erdoğan, "Bana oy verin diye, denize dökmek için çay alamam. Alırsam bu tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemektir. Çayda fiyat düşük diyorlar. İnsaf edin... Çayda Çay-Kur ile özel sektörü yan yana düşünmeyin. Çay-Kur çayını alıyor. Parasını

Yazının Devamı

Ramazanda insanlar rahatlar, verim düşer

24 Eylül 2006

İhtiyacı olanlara maddi yardım, yalnızlara ve yaşlılara ilgi, düşmanlıkların, kırgınlıkların, dargınlıkların sona erdirilmesi, barış, dostluk, kardeşlik bağlarının güçlendirilmesi Müslümanlar için oruç ve namaz kadar önem taşıyan vecibeler (yükümlülükler)dir.İnsanlar bu yükümlülükleri bir bütün olarak değerlendirdikleri ölçüde rahatlar, huzura kavuşur, Tanrı'nın, peygamberin buyruklarını yerine getirmiş olur.Ramazan ayı insanları rahatlatır ama verimi düşürür. Ramazan ayı boyunca (günümüzün yaşam şartlarında) güneş doğmadan sahura kalkılması, güneş batarken iftar sofrasına oturulması, gün boyu oruç tutulması, çok doğal olarak insanın kafa ve vücut çalışmasını olumsuz etkiler. Onbir ayın sultanı ramazan geldi. Hoş geldi. Müslüman okuyucularımın ramazan ayını kutlarım. Ramazan ayında insanlar genelde sadece "oruç" ve vecibesini yerine getirmeyi yeterli görmeye başladı. Oruç vecibesi nefsi terbiye bakımından önemlidir ama Müslümanlar için bu ayda yerine getirilmesi gereken başka vecibeler de vardır. Türkiye'de 73 milyon insan yaşıyor. İstihdam sayısı ise sadece 23 milyon. Bu 23 milyon kişi kamuda çalışıyor, özel sektörde çalışıyor. Kimi devlet için karar veriyor, kimi özel

Yazının Devamı

Dalga devam edecek (Dalga gemiyi sallar ama her dalga gemiyi batırmaz!)

23 Eylül 2006

Piyasa dalgalanınca, 1.46 YTL dolayında oturur gibi olan dolar fiyatı 1.54 YTL'ye çıktı. İç borç senetlerinin gösterge faizi olan basit getiri oranı yüzde 23.80'ler dolayında dolanır oldu. Borsa geriledi.Bu beklenmedik bir dalga değil.... Piyasada dalgalanma devam edecek... Her dalga gemiyi sallar. Ama her dalga gemiyi batırmaz.... Bizim ekonomi de sallanır durur, batmaz.... Ne var ki, ekonomi sık sık sallandığı, her defasında da sallantının boyutu arttığı için, halkımızın başı döner.... Ceplerindeki paralar sağa sola savrulur.Piyasacılar (paradan para kazanma uzmanları) dünkü dalgayı "Dışarıdan Tetikleme" olarak adlandırdı. Nedir bu "Dışarıdan Tetikleme" denilen şey?.... Dün gene piyasa dalgalandı. Dalgalanma demek, döviz fiyatının ve faizin yükselmesi, hisse senedi fiyatlarının düşmesi demek. Efendim bizim silah namlunun ucuna kadar barut ile dolu vaziyetde.... Biri tetiğe dokunduğunda silah patlamaya hazır.... Silah boş olsa, içeriden de tetiklenmez, dışarıdan da tetiklenmez.Silahın ağzına kadar barut ile dolu olmasının ardında ne var? Cari açık denilen döviz açığı var.... Her ay biz başkalarının 3 milyar dolar dövizini yiyerek ekonominin çarkını çeviriyoruz.İçeride ve

Yazının Devamı

Gelirimiz düşük tüketimimiz düşük

22 Eylül 2006

Hanelerin 2005 yılındaki tüketim harcamalarının toplamı ise, ayda ortalama 15 milyar 206 milyon YTL, yılda 229 milyar 797 milyon YTL olarak hesaplandı.Tüketim harcaması denilince bunun ortalama olarak yüzde 24.9'u gıdaya, yüzde 25.9'u kiraya ve ev hizmetlerine, yüzde 12.6'sı ulaştırmaya, yüzde 6.2'si giyime, yüzde 2.2'si sağlığa, yüzde 1.9'u eğitime, kalanı diğer ihtiyaçlara gidiyor.Aralarında akrabalık bağı olsun olmasın aynı yerde oturan, kazançlarını ve harcamalarını ayırmadan yaşayanlar, bu tür hesaplamalarda, (aile) hane halkı, olarak kabul ediliyor. Türkiye'de hane halkının aylık ortalama tüketim harcaması 1.091 YTL olarak belirlendi. Kentlerdeki haneler, bir ayda tüketim için ortalama 1.218 YTL, kırlardaki haneler 861 YTL harcıyor. TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) hane halkı bütçe anketleriyle, hanelerin sosyoekonomik yapılarını, yaşam düzeylerini-tüketim kalıplarını belirliyor. Böylece hanelerin gelirleri ne kadar ve bu gelirler nasıl kullanılıyor sorularına cevap aranıyor.Bizde uzun süredir gelir dağılımı araştırması yapılmadı. Hane halkı bütçe anketleri gelir dağılımı konusunda az çok bilgi veriyor.Hane halkının tamamı 100 kabul edilerek, en fakirinden en zenginine doğru

Yazının Devamı

Zeytinyağında 'dökmeciler'le 'kutucular' savaşıyor

21 Eylül 2006

Bizde var yıllarında zeytinyağı üretimi 170 bin ton dolayında olur, yok yıllarında yarıya inerdi. Ülkede yaklaşık 95-100 milyon zeytin ağacı varken, şimdilerde ağaç sayısı 130 milyona ulaştı. İnsanlarımız verime dikkat etmeye başladı. Bu nedenle üretim artıyor. Bu üretim artışı devam edecek.İçeride tüketim artmadığına göre, zeytinyağını akılcı biçimde ihraç etmeye mecburuz.Biz yılda yaklaşık 100 bin ton zeytinyağı ihraç ediyoruz. Bunun yaklaşık 80 bin tonluk bölümü dökme. Sadece 20 bin tonunu, markalı veya markasız olarak tenekeleyebiliyoruz. Zeytinde ve dolayısıyla zeytinyağında bu yıl var yılı. Bu yıl 200 bin ton zeytinyağı üretimi bekleniyor. Buna karşılık biz kişi başı 1 kg'den 70 bin ton zeytinyağı tüketiyoruz. (Kişi başı zeytinyağı tüketimi Yunanistan'da 20, İtalya'da 15, İspanya'da 10 kg.) Son yıllarda içeride çok sayıda zeytinyağı markası ortaya çıktı ama, yurtdışına markalı zeytinyağı satan ihracatçımız maalesef çok az. Cahit Çetin isminde zeytinyağı âşığı bir yöneticinin başında bulunduğu Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği bu konuda büyük çaba gösteriyor. ABD pazarına girdi. Japonya, Kore ve Çin pazarını zorluyor.Zeytinyağı ihracatının ana üssü İzmir. İzmir'deki Ege

Yazının Devamı

Finans panayırı bu yıl Singapur'daydı

20 Eylül 2006

Bu toplantılar genelde IMF ve Dünya Bankası'nın yönetim merkezlerinin bulunduğu Washington'da yapılır. Üç yılda bir de değişik ülkeler toplantılara ev sahipliği yapar.IMF ve Dünya Bankası toplantıları bir tür "finans panayırı"dır. 184 ülkenin başbakanı, maliye bakanı, merkez bankası başkanı, üst düzey finans bürokratları ile bankacıları, finans kesimindeki diğer kuruluşların temsilcileri bu toplantılara katılır. Ülkeler kendilerini tanıtmak, anlatmak için özel toplantılar düzenler, davetler verir. İnsanlar değişik vesilelerle bir araya gelir. Tanışır. Birbirine "HelloÖ How are you?" der. Kartvizit verir.Genel Kurul toplantısı denilen toplantılarda "Büyük Dünya Büyükleri" nutuk atar... Bu nutuklar "hava-cıva" nutuklardır. IMF ve Dünya Bankası'nın her yıl eylül ayında yapılan ortak "Genel Kurul" toplantıları bu yıl Singapur'daydı. Toplantılara Türkiye'den her kesimden çok sayıda katılım olur. Toplantı haberleri medya aracılığıyla kamuoyuna yansır... Nedense bu yıl katılım azdı. Toplantı haberleri medyaya az yansıdı.Singapur'daki toplantıda Türkiye'yi ilgilendiren iki gelişme oldu: Dört ülkenin, Türkiye'nin, Brezilya'nın, Çin'in ve Meksika'nın IMF kotaları artırıldı. IMF'ye üye 184

Yazının Devamı

Ayşe Hanım Teyzemin parasıyla Mr. Hanke köşeyi dönüyor

19 Eylül 2006

Mr. Hanke'nin söylediklerini okuduktan sonra, şimdi anlaşıldı mı, yabancılar (ve de Kara Bıyıklılar) neden Türkiye'ye oluk oluk döviz getiriyor ? Şimdi anlaşıldı mı, dövizi ucuz satmak için Merkez Bankası'nın uyguladığı "yüksek faiz" politikasıyla döviz bozdurarak YTL ile satılan yüksek faizli bonoları satın alanlar nasıl zengin oluyor?İyi de bu yüksek faizi kim ödüyor? Hazine'nin sattığı o yüksek faizli bonoların, yüksek faizi kimin cebinden çıkıyor? Ayşe Hanım Teyzemin, Ali Rıza Bey Amcamın ve de işçi Memed Kardeşimin cebinden çıkıyor. Mr. Hanke diyor ki," Yabancı yatırımcılar için, yurtdışından kısa vadeli borç para bularak YTL cinsi yüksek faizli bonoya yatırım yapmak moda oldu. YTL'nin getirisi nerede ise yüzde 20 oldu. YTL en kârlı yatırım araçlarından biri oldu. Bazı riskler var amaÖ Çok fazla kazanıyorsunuz. Bu riski almaya değer o zaman..." Ayşe Hanım Teyzem maydanoz alırken, maydanoz fiyatının içinde olan KDV ile, Ali Rıza Bey Amcam dolmuşa bindiğinde, dolmuş ücretinin içindeki ÖTV ile, işçi Memed Kardeşim asgari ücretini alırken, işverenin kaynakta yaptığı stopajla bu faizi ödüyor.Sayın okuyucularım, sayın halkım... Merkez Bankası, ucuz döviz için faizi yükseltince,

Yazının Devamı

Sabit kur 1 dolar = 2 YTL

18 Eylül 2006

Kim bu Steve Hanke? Türkiye'nin işine hangi bilgiyle, neden karışıyor? Anlatayım.Steve Hanke, Forbes dergisi yazarlarından biri. R. Reagan döneminde Ekonomik Danışmanlar Konseyi Başekonomisti idi. ABD'de John Hopkins Üniversitesi'nde hocalık yapıyor. Ve de uluslararası yatırımcı. Parasını bir zamanlar Türkiye'de değerlendiriyormuş. Bu nedenle bizim ekonomide olan bitenle ilgileniyor.Forum İstanbul ve YASED toplantılarına konuşmacı olarak katılmak için yakın zamanlarda Türkiye'ye gelip gitti. Geçen günlerde gene Türkiye'de idi.2005 Kasım ayında YASED toplantısında Türk parasının aşırı değerli olduğuna dikkati çeken Steve Hanke, "Türkiye'nin uyguladığı dalgalı kur rejimiyle enflasyon hedeflemesinin doğru olmadığını düşündüm. Bu kaygıların sonunda, 2006 Mart ayında YTL cinsinden yatırımlarımı hemen tasfiye ettim" demişti. Steve Hanke diyor ki: "Şu anda YTL gerçek değerinin yüzde 35-40 üzerinde. Türkiye de dalgalı kurdan sabit kura geçmeli. 1 dolar 2 YTL seviyesinde olmalı." 2005 Mayıs ayında İstanbul Forum toplantısında şunları söyledi: "Kasım ayında YTL dalgalanmaya başlamıştı. Yangının üzerine körükle gitmek istemedim. Fakat piyasalar kaygılarımın haklı olduğunu ortaya koydu. Ancak

Yazının Devamı