"Hayır" da deseler Türklerden kurtulamayacaklar

29 Mayıs 2005

Ama artık çok geç... Fransızlar "hayır" da dese, Fransızlar Türk yanlısı diyerek Chirac'ı, Almanlar Schröder'i, İtalyanlar Berlusconi'yi değiştirerek yerlerine Türk düşmanlığına soyunan politikacıları getirse de artık çok geç... Türklerden kurtulamayacaklar. Türkler, Avrupa'nın kanına girdi.Bugün ilginç bir gün... Türklere Avrupa'nın kapısını kapamak için Fransa'da yapılan oylama, Türklerin İstanbul'u 552 yıl önce fethettikleri güne rastladı.Unutmayınız. Avrupa 1453 yılından bu yana Bizans'ı ele geçirerek Anadolu'ya yerleşen Türklerle uğraşıyor. Osmanlı korkusu ile, Türklerin Anadolu'dan çıkarak Avrupa içlerine göç etmesi korkusu ile yaşıyor. Unutmayınız, "Atatürk Türkiye'siyiz" ama biz "Osmanlı'nın çocuklarıyız". Avrupalı, bizi "Osmanlı'nın çocukları Türkler" olarak görüyor. Bugün Fransa'da Avrupa Birliği (AB) Anayasası'nın halkoylaması var... Bu oylama, Türklerin AB üyeliğinin oylamasına dönüştürüldü. "Hayır" oylarının fazla çıkması halinde Türklere Avrupa kapısının kapanacağını düşünenler, söyleyenler var. Biz yapacağımızı yaptık. AB'ye tam üyelik için açıklanan şartların büyük bölümünü yerine getirdik. Kalanını da tamamlıyoruz. Bu noktadan sonra bize düşen Avrupa'dan gelecek

Yazının Devamı

50 bin YTL konut kredisi için 64 bin YTL faiz

28 Mayıs 2005

Parisli Fatma Hanım, anadan doğma değil sonradan olma Parisli... Eşi Fransız. O da Paris'te çalışarak ekmeğini taştan çıkarıyor... İstanbul'daki "entel" dostları, "Cihangir enteller mekânı oldu. Aynen Paris (!)... Gel sana da bir çatı katı alalım. Türk parası giderek değer kazanıyor. Treni kaçırma... Bankalar da aynen Avrupa'da olduğu gibi konut kredisi veriyor..." deyince, Parisli Fatma Hanım, üç beş eski frank (yeni euro) tasarrufunu getirmiş, bir bankadan da 10 yıl vadeli 50 bin YTL konut kredisi kullanarak Cihangir'de bir küçük daire satın almış. Parisli Fatma Hanım dertli. "Türk lirası değerlendi diye okuyunca, Türkiye'nin de Fransa gibi olduğunu sandım. Geldim banka kredisiyle kendime ufacık bir ev aldım. Arkadaşlarım uyardı. 50 bin YTL'ye 10 yılda 64 bin YTL faiz ödeyecekmişim. Başıma gelen nedir?" diyerek dövünüyor. Fatma Hanım uzun yıllar Fransa'da yaşadığından, bankanın konut kredisi için istediği yüzde 1.55 faizi yıllık faiz sanmış. Halbuki yüzde 1.55 faiz, aylık faiz. (Fatma Hanım bu kadar saf olamaz... Ben olayı abartmak için de öyle yakıştırıyorum. Ama o başka dünyaların insanı olduğundan faiz hesabına bakmayı düşünememiştir. Yanlış oradadır.)Bundan sonra yapılacak

Yazının Devamı

300'ü denetimde 1.200'ü yönetimde

27 Mayıs 2005

Hesap Uzmanları Kurulu, Maliye Teftiş Heyeti gibi, Maliye Bakanı'na bağlıdır. Maliye müfettişleri vergi denetimi yetkisine de sahip olmakla birlikte genelde idari denetim yaparlar. Hesap uzmanları ise belli büyüklüğün üzerindeki vergi mükelleflerini denetlerler. Hesap Uzmanları Kurulu ve Maliye Teftiş Heyeti, denetim elemanı yetiştirme yanında, kamu ve özel sektör kuruluşlarına üst düzey yönetici yetiştiren önemli müesseselerdir. Hesap Uzmanları Kurulu'nun bugün 60'ıncı kuruluş yıldönümü kutlanıyor. Gelir ve Kurumlar vergileri beyan usulüne dayandığı ve çok sayıda mükellef kitlesini kapsadığı için, bu kanunların uygulanmasına başlandığı 1940'lı yılların ilk yarısında, vergi denetimi konusu gündeme geldi. İnceleme tekniğini bilen, tarafsız, uzmanlaşmış ve deneyim sahibi denetim elemanlarından bir denetim birimi oluşturma arayışında 29 Mayıs 1945 tarihinde, özel bir kanunla Hesap Uzmanları Heyeti (Kurulu) kuruldu. Hesap Uzmanları Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Günter'den öğrendiğime göre, 1945 yılından bu yana kurul yaklaşık 1.700 hesap uzmanının yetişmesine imkân vermiş. Bunların yaklaşık 200'ü hayatta değil. Hayattaki 1.500 hesap uzmanının yaklaşık 300'ü halen kurulda kamu

Yazının Devamı

IMF 'Bu borç ödenemeyebilir' demeye başladı

26 Mayıs 2005

Ama o da nesi? Türkiye'nin borcunu ödemesi için programlar hazırlayan, programlar uygulatan IMF'nin son yayımlanan raporunda da, "Türkiye bu borcu ödeyemeyebilir" denilmeye başladı.Borcun ödenemez hale gelince nerelere tırmanacağı hakkında rakamlar veriliyor.Burada birkaç noktaya açıklık getirmek gerekir:(1) Ülkelerin hiç borcu olmayacak diye bir kaide yok. Ülkeler iç ve dış borcun tamamını ödemeye, sıfırlamaya mecbur diye bir kaide yok. Ülkeler (I) yatırımı, üretimi artırmak için borçlanıyor ise, (II) ülkeler halkı zorlamadan, yatırımı, üretimi kısmadan aldıkları borcun faizini kolayca ödüyor ise, kaldırabilecekleri ölçüde borç stoku taşıyabilir. Ben, "Biz bu borcu ödeyemeyiz abicim..." diye yazınca, çok kişi bana kızıyor. Beni hesap bilmemekle suçluyor. (2) Bir ülkenin bütçesi açık verdiği sürece iç borç stoku, cari işlemler (döviz) dengesi açık verdiği sürece dış borç stoku artar.(3) Kamunun borç stokunun (borç toplamının) milli gelire göre büyüklüğü (milli gelire oranı), stokun büyüklüğü ve de stokun değişimi hakkında fikir verir. AB ülkelerinin benimsediği Maastricht kriterine göre toplam kamu borcunun milli gelir yanında büyüklüğü yüzde 60'ın altında olmalıdır.Bizim borç

Yazının Devamı

Turkcell'de yerli patron hâkimiyetini koruma çabası

24 Mayıs 2005

Turkcell'i kuran, geliştiren hâkim ortağın (Çukurova Grubu), bankacılık sektöründeki "yanlışları" nedeniyle Pamukbank'ta "başı derde girdi". Pamukbank olayı Yapı Kredi'de hâkim ortağın hisselerinin satışını zorunlu kıldı.Çukurova Grubu, Pamukbank ile dibine yuvarlandığı bataktan kurtulma arayışında Turkcell'deki hisselerini satışa çıkardı.Ne Yapı Kredi'de ne Turkcell'de "gönüllü" bir satış söz konusu değil. "Zorunluluk" var. Mecburiyetten, "batan geminin malları bunlar" diyerek, zaman baskısı altında alıcı aranırken, Turkcell'de yüzde 36.9 ortaklık payı olan İskandinav telekomünikasyon şirketi Telia-Sonera, hâkim ortağın hisselerine talip oldu. Turkcell, bir Türk sermaye grubunun yarattığı, marka yaptığı bir "teknoloji" şirketi. Yurtiçinde ve yurtdışında kendi sektöründe önde koşuyor. Marka olarak içeride ve dışarıda önde koşuyor. Teknolojisi çağdaş. Ve de sektöründe yurtdışı ve yurtiçi rakiplerine göre farklı bir yerde. Faaliyetleri nedeniyle kâr da ediyor. Telia-Sonera, hâkim ortak elindeki yüzde 27.4 oranındaki hisseyi 3.1 milyar dolar ödeme ile satın alacak ve de Turkcell'deki ortaklık payını yüzde 64.3'e çıkararak "hâkim ortak" konumunu elde edecekti.Açık anlatımıyla Turkcell

Yazının Devamı

IMF 'felaket tellalığına soyundu'

23 Mayıs 2005

Hafta sonu IMF, 1992 yılından bu yana, üç yıldır uygulanan programın sonunda Türk ekonomisinin ne durumda olduğunu anlatan bir rapor yayımladı.Bu raporda IMF tam anlamıyla "felaket tellallığı" yapıyor...Hafta sonu yayımlandığından raporda yazılanlar gözden mi kaçtı? Bazıları bilerek mi yazılanları görmezlikten, anlamazlıktan geldi? Yoksa bu tür haberleri halktan saklayıp halkı uyutmak isteyenler mi var? Ben anlayamadım.Sayın okuyucularım... Sayın Halkım... Biz 9 Aralık 1999 tarihinden bu yana IMF ne derse yapıyoruz. IMF'in sözünün dışına çıkmıyoruz. Buna rağmen 19 Şubat 2001'de duvara tosladık. IMF "pardon" bile demeden yeni bir program hazırladı. Bu programı da 2004 yılı sonuna kadar harfi harfine uyguladık. Hatta programda yazılanlar dışında istenilenleri de yaptık.Bütün bunlardan sonra bakınız IMF raporunda durumumuz nasıl anlatılıyor:- Kamunun borç stoku çok büyük.- Cari İşlemler (Döviz) açığı çok büyük.- Kamuda ve özel sektörde çok büyük döviz riski var. Dalgalı kura rağmen döviz fiyatlarındaki hızlı bir sıçrama sorun yaratabilir.- Faiz oranları aşağıya iniyor ama, birden tırmanışa geçerek kamu ve özel sektörde şoka neden olabilir.- Türk ekonomisi "kırılgan"lıkdan

Yazının Devamı

Kızlarımız okusun

22 Mayıs 2005

Burs fonunda, anapara ile değil, anaparanın faiziyle öğrencilere burs veriliyor. Eskiden faiz geliri yüksekti. Anapara erimiyordu. Şimdilerde faiz geliri azaldı. Geçen gün TEV'den mektup aldım. Faizler düştüğü için, burs ödemeleri anaparadan yapılmış. Anapara erimiş. Fondaki anaparayı yükseltmezsem, burs verme imkânım kalmayacağı bildiriliyordu.Burs fonunu yeterli çizgiye yükselteceğim ki, rahmetli annem, toprak altında yatarken, kız öğrenci okutmanın hayrını sürdürsün.TEV'e sordum. 1993 yılından bu yana annem için oluşmuş burs fonu sayesinde, 9 üniversite öğrencisi kızımız, 7 lise öğrencisi kızımız ile bir deprem yetimi ilkokul öğrencisi okuma imkânı bulmuş. Bundan güzel bir hayır olabilir mi?Şimdilerde en az 15 bin YTL'lik (15 milyar TL) bir fon ile, bir üniversite öğrencisine, en az 5 bin YTL'lik (5 milyar TL) bir fon ile meslek lisesi öğrencisine burs verilebiliyor. Annem 1993 yılında öldü. Dostların cenaze töreninde TEV'e (Türk Eğitim Vakfı) yaptıkları çelenk bağışlarına bir miktar da biz ekledik. TEV, annem adına bir "burs fonu" oluşturdu. Burs bağlanan öğrencilere öğrenim süresinde yılda 9 ay ödeme yapılıyor.TEV Genel Müdürü Ünal Somuncu'dan öğrendiğime göre, 1967 yılından

Yazının Devamı

Davosçular kadınlarımızı "hakir" gösteriyor

21 Mayıs 2005

Kadınlarımız o kadar kötü, o kadar kötü durumda ki, Zimbabve, Çin, Bangladeş, Pakistan hatta Ürdün kadınlarının bile durumu bizim kadınlarımızınkinden çok çok iyi (!). 58 ülke arasında kadınlarının durumu bizden kötü tek bir ülke var: Mısır... Bizim kadınlarımız acınacak durumda.Davos toplantılarını düzenleyen, adı "Dünya Ekonomik Forumu" (World Economic Forum) olan kuruluş dünyada kadın-erkek eşitsizliğini ortaya koymak için bir çalışma yaptırmış. Bu çalışmada 58 ülkede kadınların durumu incelenmiş. Ve ülkeler kadınların durumuna göre en iyiden en kötüye doğru sıraya dizilmiş. İşte bu sıralamada Türkiye 57'nci sıraya oturtulmuş.Her ülkede kadınların durumu 5 farklı kıstasa göre değerlendirilmiş. Ve de önce bu kıstaslara göre sıralama yapılmış. Davosçuların 16 Mayıs'ta yayımladıkları rapora göre Türk kadını "yaşam şartları bakımından" dünyanın 58 ülkesinin kadını arasında 57'nci sırada. 1) Ekonomik faaliyetlere katılım / Eşit iş imkânı sıralamasında Türk kadını 58 ülke arasında 22'nci sırada. (Zimbabve ve Bangladeş kadını bizimkilerden iyi durumda).2) Çalışma imkânı / Erkekler ile eşit işe eşit ücret / Kalifiye olmayan işlerde istihdam sıralamasında Türk kadını 58 ülke arasında

Yazının Devamı